Laikliğe aykırılık ayrımı önemli


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14. Onur Günü dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, laiklik konusunda yaptığı açıklamada, "Örtülü ve gizlenmiş, ayrılıkçı ve bölücü hareketlerle hangi tutumun ve talebin laikliğe aykırı olduğunun ayırdına varılması ve kamuoyunda sergilenmesi beraberinde etkili önlemleri getirecek, tehlikeleri azaltacaktır" dedi.


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 14. Onur Günü nedeniyle Yargıtay Konferans Salonu'nda bir tören düzenlendi. Törene Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Yargıtay üyeleri ve Askeri Yargıtay üyeleri katıldı. Törende konuşan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ok, CHP Saymanı Mahmut Yıldız'ın kendisiyle ilgili hazırlanan fezlekeye "şike" benzetmesi yapmasına cevap verdi. Ok, demokrasilerde hukukun tartışma dışı alan olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Hukuk sisteminin ve yargı camiasının eleştirilmemesi de düşünülemez, ancak yargı kararlarının eleştirilmesine rağmen uygulama zorunluluğu duyuluyorsa orada hukuk bilinci yerleşmiş demektir. Eğer hukuk kurallarına itaat sözde kalıyorsa, yargı kararları uygulanmıyorsa, çeşitli bahanelerle uygulanması erteleniyorsa, evrensel hukuk kuralları ihmal ediliyorsa kişi ve olay için yasa çıkarılıyorsa, hatta görülmekte olan davalara bu niyetle müdahale ediliyorsa, yasalara aykırı hatta suç oluşturan emirler veriliyorsa, yargısal işlemlere karşı şike gibi uygunsuz yakıştırmalar yapılıyorsa hukuku üstün tutan bilincin yerleşmiş olduğu, dolayısıyla hukukun üstünlüğünün sindirilmiş olduğu söylenemez. Yargı bağımsızlığının önündeki engellerin kaldırılmasına duyarsız kalınması, hukuk bilincinin gelişmediğinin siyasi göstergesidir. Hukuk ve adalete bir gün olur bana da lazım olur düşüncesiyle yaklaşılması da hukuk bilinciyle hareket edilmediğinin bir göstergesidir."


Siyasetin yargı üzerindeki etkisine de değinen Ok, hakimlerin seçimi ve kariyerleri konusunda karar veren merciinin Hükümet ve idareden bağımsız olması gerektiğini vurguladı. 2001 ve 2004 yıllarında Anayasa'da yapılan kapsamlı değişiklikler içine bu konunun alınmamasını ve zamana bırakılmasını eleştiren Ok, "Bu konunun günümüzde de gündemden düşürülmesi, zamana bırakılması politik güçteki isteksizliği, yargıya hakim olma ve adaleti kontrol etme niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Kimi Adalet Bakanlarının, hakim ve cumhuriyet savcılarının adli amiri de oldukları izlenimi doğuracak sakıncalı söz ve davranış içinde olmaları bu niyetin teyidi olarak görülmektedir. Buna fırsat ve imkan veren Adalet Bakanı'nın, hakim ve cumhuriyet savcıları üzerinde idari yetkilerinin artık Yüksek Kurul'a devredilmesi kaçınılmazdır" şeklinde konuştu.


Sorunların çözümüne eleştirel akıl yerine ideolojik, katı ve kalıp fikir saplantıları ile yaklaşılmasının toplumdaki zihniyet ayrışmasının temel nedenini oluşturduğuna dikkat çeken Ok, "Kişisel, grupsal ve politik yararlanma ve sömürü düşüncesi ve pratiği, bunların doğal sonucu olarak verilen destek, tehlikeli kamplaşma olgusunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca vatandaşlarımız arasında etnik, ayrılıkçı ve bölücü düşünce yaratılması hedefinde de kısmen başarı sağlanmıştır. Böylece toplumumuzda kişiler ve kesimler arasında gerginlik ve güvensizlik ortamı oluşturulmuş ve sürdürülmektedir. Özel amaç taşınmasa bile farklı kültür, inanç ve etnik grupların hakları savunulurken ayrımcılık, düşmanlık ve milliyetçilik kışkırtılmamalı, laik, demokratik, üniter devlet, ulus birliği, ülke bütünlüğü geri plana itilmemeli, hele tehlikeye hiç atılmamalıdır. Anadolumuz'un tamamında köklü Türk ulusunun varlığı, tarih ve kültürünün dışlandığı izlenimini yaratan, ayrışma ve bölünme düşüncelerini çağrıştıran, üniter devlet yapısını sorgulatmaya yok açacak 'Türkiyelilik', 'Federasyon' gibi söylemlere hep birlikte ve güçlüce karşı çıkmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti ırkçılığı reddeden, yurttaşlığı temel alan birleştirici ve kaynaştırıcı, Atatürk milliyetçiliği anlayışına bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" açıklamasında bulundu.


Laiklikle ilgili daha önce açıklamalar yaptığına işaret eden Ok, bugünkü konuşmasında bu konuyu yeniden değinmeyeceğini söyledi. Ok, "Ancak örtülü ve gizlenmiş ayrılıkçı ve bölücü hareketler ile hangi tutumun ve talebin laikliğe aykırı olduğunun ayırdına varılması ve kamuoyunda sergilenmesi beraberinde etkili önlemleri getirecek, tehlikeleri azaltacaktır. Laik, demokratik toplum idealinde birleşmek, çağdaşlık, genel kabul görmüş evrensel değerleri uygulamaya geçirmek, bu yönde eğitim ve öğretime önem vermek, gerginlik ve sıkıntıların aşılmasında temel çözüm olacaktır. İnsanlık ve demokratik değerlerin paylaşılması kısa zamanda yumuşama ortamı sağlayacaktır. Bu yolda vatandaşlarımıza, sivil toplum örgütlerine, meslek kuruluşlarına ve özellikle siyasi partilere ve politik güce çok büyük görev ve sorumluluk düşmektedir. Siyasi iktidarların halka ve her kesime güven vermesi, birleştirici ve toparlayıcı olması zorunludur" şeklinde konuştu.