T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 2002/610
K. 2003/319
T. 13.6.2003
• KANUNİ TEMSİLCİ SIFATINI TAŞIMAYAN ORTAK ( Kamu Alacağı Nedeniyle Ödeme Emri Tebliği - Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra Düzeltme ve Şikayet Yoluna Gidilmesi/Mükellefte ve Matrahta Hata Bulunduğu İddiasının İncelenmesi Gereği )
• ÖDEME EMRİ ( Kamu Alacağı/Kanuni Temsilci Sıfatı Taşımayan Ortağa - Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra Düzeltme ve Şikayet Yoluna Gidilmesi/Mükellefte ve Matrahta Hata Bulunduğu İddiasının İncelenmesi Gereği )
• DAVA AÇMA SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DÜZELTME VE ŞİKAYET YOLUNA GİDİLMESİ ( Kamu Alacağı Nedeniyle Ödeme Emri Tebliği - Mükellefte ve Matrahta Hata Bulunduğu İddiasının İncelenmesi Gereği )
• MÜKELLEF VE MATRAHTA HATA BULUNDUĞU İDDİASI ( Kamu Alacağı/Kanuni Temsilci Sıfatı Taşımayan Ortağa Ödeme Emri Tebliği - Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra Düzeltme ve Şikayet Yoluna Gidilmesi/İncelenmesi Gereği )
• DÜZELTME VE ŞİKAYET YOLUNA GİDİLMESİ ( Dava Açma Süresi Geçtikten Sonra/Kamu Alacağı Nedeniyle Ödeme Emri Tebliği - Mükellefte ve Matrahta Hata Bulunduğu İddiasının İncelenmesi Gereği )
6183/m.Mük.35
213/m.10,116,117,118,124
6762/m.540
ÖZET : Şirketten tahsil imkanı kalmadığı saptanan kamu alacağının, öncelikle kanuni temsilcilerin mal varlığından aranılması, buna rağmen tahsil edilememesi halinde, konulan sermaye ile sınırlı olmak üzere ortaklardan tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, ilgili dönemde kanuni temsilci sıfatı taşımadığı ihtilafsız olan davacının takibata tabi tutulmasının, açık vergilendirme hatası olduğu, mükellefin şahsında ve matrahta hata yapıldığı sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın düzeltme ve şikayet başvurusuna konu yapılabilecek nitelik taşıdığı gözetilmelidir.
İstemin Özeti : ... Haddecilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin 1993 yılına ait ödenmeyen vergi borçlarının şirket malvarlığından tahsil edilememesi nedeniyle şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı dava açma süresi geçtikten sonra yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddi üzerine dava açılmıştır.
Balıkesir Vergi Mahkemesi 22.12.1999 günlü ve E: 1999/363, K: 1999/479 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116 ıncı maddesinde vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması biçiminde tanımlandığı, 117 inci maddede, matrah hataları ve vergi miktarındaki hatalarla verginin mükerrer olmasının hesap hatası olarak nitelendirildiği, 118 inci maddesinde, mükellefin şahsında, mükellefiyette, mevzuda, vergilendirme veya muafiyet döneminde yapılan hataların vergilendirme hatası olarak belirlendiği, aynı Yasanın 122-124 üncü maddelerinde yer alan düzeltme şikayet yoluna başvurulabilmesi için vergilendirme işlemleri sırasında anılan yasanın 117 ve 118 inci maddelerinde tanımı yapılan bir hatanın yapılmış olması gerektiği, ödeme emirlerinin tebliği üzerine, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi uyarınca sadece, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiaları ile sınırlı olarak yedi gün içinde vergi mahkemelerinde dava yoluna başvurulabileceği, bu husus dikkate alındığında dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların hukuki olayların değerlendirilmesi ve irdelenmesini gerektiren hukuksal bir sorun olarak ortaya çıktığı ve yorumu gerektirmesi nedeniyle hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu, düzeltme şikayet başvurusunun reddi üzerine açılan davada ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 19.3.2002 günlü ve E: 2001/1869, K: 2002/863 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi, Türk Ticaret Kanununun 540 ıncı maddesi ile 6183 sayılı Yasanın 35 inci maddesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, limited şirketten tahsil olanağı bulunmayan amme alacağının, öncelikle kanuni temsilciden ( müdürden ) aranılması gerektiği, kanuni temsilcilerden tahsil edilememesi halinde de konulan sermaye ile sınırlı olmak üzere ortakların mal varlığından tahsili cihetine gidilebileceği sonucuna ulaşıldığı, dava dosyasında mevcut Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 26.8.1992 tarih ve 2846 sayılı nüshasında yayımlanmış olan ... Haddecilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ana sözleşmesinin "şirketin idaresi" başlıklı 8 inci maddesine göre, şirketin işleri ve muamelelerinin ortaklar kurulu tarafından seçilecek bir müdür tarafından yürütüleceği, ilk üç yıl için ...'un şirket müdürlüğüne getirildiği, şirket ana sözleşmesinin temsil başlığını taşıyan 9 uncu maddesinde ise şirketi, müdürün temsil edeceği, şirketi ilzam edecek imza ve imzaların ortaklar kurulu tarafından tespit, tescil ve ilan olunacağı düzenlemesine yer verildiği, bu durumda şirketten tahsil olanağı kalmadığı saptanan kamu alacağının, öncelikle kanuni temsilcilerin mal varlıklarından aranılması, buna rağmen tahsil edilemediği takdirde konulan sermaye ile sınırlı olmak üzere ortakların takibe alınması gerekirken, ilgili dönemde kanuni temsilci sıfatı taşımadığı ihtilafsız olan davacının takibata tabi tutulmasına ilişkin ödeme emrinde ve bu ödeme emrine ilişkin olarak yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde isabet görülmediği, gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Balıkesir Vergi Mahkemesi 24.9.2002 günlü ve E: 2002/281, K: 2002/331 sayılı kararıyla, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca ısrar etmiştir.
Israr kararı yükümlü tarafından, hukuka aykırı olarak vergi istendiği, sorumlu tutulacağı kısmın, sadece koymayı taahhüt ettiği sermaye ile sınırlı olması gerektiği ileri sürülerek temyiz edilmiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Gülsen Bişkin'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Zerrin Güngör'ün Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Limited şirketin, 1993 yılına ait ödenmeyen vergi borçlarının şirket mal varlığından tahsil edilememesi nedeniyle, şirket ortağı olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı dava açma süresi geçtikten sonra yapılan düzeltme şikayet başvurusunun reddi üzerine açılan davayı, uyuşmazlığın Vergi Usul Kanununda yer alan vergi hataları kapsamına girmeyen, hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116 ncı maddesinde vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış ve bu hatalar, hesap hataları ve vergilendirme hataları başlığı altında 117 ve 118 inci maddelerde iki ayrı grup halinde düzenlenmiş, aynı Kanunun 124 üncü maddesinde de vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talebi reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri kurala bağlanmıştır.
Davacının düzeltme isteminin reddine dair, vergi dairesi müdürlüğünün 25.5.1999 gün ve 10392 sayılı yazısında, şirketin vergi borçlarını karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve dört yıldan beri faal olmadığının 15.6.1998 günlü ve 189383 sayılı haciz tutanağı ile tespit edildiği, kamu alacağının bir an önce tahsilini sağlamak amacıyla; 6183 sayılı Yasaya 4108 sayılı Yasanın 11 inci maddesi ile eklenen mükerrer 35 inci maddeye göre ortak ve sorumlular adına ödeme emri düzenlendiği belirtilmektedir.
6183 sayılı Yasanın mükerrer 35 inci maddesinin gerekçesinden, Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi ve buna bağlı alacakların ödenmesinden bu Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca sorumlu olan kanuni temsilcilerin, diğer amme alacaklarının ödenmesinden de bu esaslara göre sorumlu olmalarının amaçlandığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Yasayla, 1 inci maddesinde sayılan vergiler dahil tüm amme alacaklarının tahsil usulü düzenlendiğinden, mükerrer 35 inci madde vergi ve buna bağlı alacaklar için uygulanabilir görünse de, Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinin özel nitelikli bir tahsil hükmü olan ikinci fıkrası zımmen veya açık olarak ilga edilmediği için vergi ve buna bağlı alacaklarda 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35 inci maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Nitekim Yasanın gerekçesinde de Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesine atıfta bulunulup, 35 inci maddenin diğer amme alacakları için getirildiği belirtilerek paralel bir düzenlemeyle bu ayrıma gidilmiştir. Bu durumda vergi ve buna bağlı alacaklarda kanuni temsilcilerin takibi için 213 sayılı Yasanın 10 uncu maddesinin uygulanacağı, 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35 inci maddesinin ancak diğer amme alacakları için uygulanabileceği sonucuna varılmaktadır.
Olay tarihinde 6183 sayılı Yasanın yürürlükte olan 35 inci maddesi gereğince, limited ortaklıkların ödenmeyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı ortakların vazettikleri veya vazını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu Kanun hükümleri gereğince takibata tabi tutulacakları öngörülmüştür.
Bu durum karşısında, şirketten tahsil imkanı kalmadığı saptanan kamu alacağının, öncelikle kanuni temsilcilerin mal varlığından aranılması, buna rağmen tahsil edilememesi halinde, konulan sermaye ile sınırlı olmak üzere ortaklardan tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, ilgili dönemde kanuni temsilci sıfatı taşımadığı ihtilafsız olan davacının takibata tabi tutulmasının, açık vergilendirme hatası olduğu, mükellefin şahsında ve matrahta hata yapıldığı sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın düzeltme ve şikayet başvurusuna konu yapılabilecek nitelik taşımadığı gerekçesiyle davanın reddi yolundaki ısrar kararı hukuka uygun görülmemiştir.
SONUÇ : Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Balıkesir Vergi Mahkemesinin 24.9.2002 günlü ve E: 2002/281, K: 2002/331 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına 13.6.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI oY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen ısrar kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında yerinde ve istemin kabulünün gerektirecek nitelikte görülmediğinden karara katılmıyoruz.
çok güzel aydınlattınız ama ben hukukçu olmadığımdan birini okuyorum tamam birşey olmaz diyorum bir diğerini okuyunca eyvah bize düşecek miras dahi tehlikede diyorum
sonuç oluruk şirketin bankaya olan borcundan dolayı herhangi bir cezai müeyyide olurmu,şirket sahibine düşecek miras tehlikeye düşermi,banka bu borcundan ne kadar sürede vaz geçer.
ibrahimayk beyefendi,ve ceyda çelik hanımefendi lütfen söylermisiniz sonuç oluruk şirketin bankaya olan borcundan dolayı herhangi bir cezai müeyyide olurmu,şirket sahibine düşecek miras tehlikeye düşermi,banka bu borcundan ne kadar sürede vaz geçer.
yani bizim halimiz neolur sizce
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı
25-04-2024, 18:09:51 in Ceza Hukuku