Trafik cezası

[helmint]

16 ağustos 2004 tarihinde Ankara dan Aksaray istikametine giderken Ağaçlı tesislerine varmadan 110 ile radara yakalandım.Ekipler beni durdurdu.Polis memuruna 110 hız sınırına sollama yaptığım sırada çıktığımı ifade ettim.10 dk lık bir konuşmadan sonra polis memuru bana ceza yazılmadığını ve devam etmemi söylediler.2005 ocak ayı içerisinde vergiyi yatırmak için vergi dairesine gittiğimde aynı güne ait 90 milyon liralık bir ceza kesildiğini ,bunun faizi ile 300 milyonu bulduğu söylendi.Bende bana yasal bir tebliğ yapılmadığını söyledim.Gazete de ilanen açıklandığını söylediler.Ben bu 300 milyonluk cezayı ödedim.Üstüne bir bardak soğuk suda içtim.Yalnız canımı sıkan şu:Polis memuru beni durdurduğu halde cezayı yazmışsa neden bana tebliğ etmiyorda buyrun yolunuza devam edin diyor ve benim 90 milyonluk cezam faiziyle 300 milyon oluyor.hadi bunuda yapmadılar neden adresime tebligat çekilmiyorda görme ihtimalimin çok düşük olduğu gazetede ilan yolu seçiliyor. Polis memurları bu kadar yetkiye nasıl sahip?
Gün geçtikçe yaşadığım bu ülkenin bir hukuk devleti olduğuna inancım azalıyor?

[zara]

YANILIYORSUNUZ.

şöyle ki;

öncelikle; trafikte çevirme esnasında polis tutanak tanzim eder ve size imzalatmak sureti ile tebliğ eder. dolayısıyla, polisin yapmış olduğu işelm, hukuka uygundur. (benzer olayı ben de istanbul'a dönerken bolu'da yaşadım. kısaca uygulama böyle)

bu kabil bir tutanak tanzim edilmediğini ileri sürüyorsanız, ki, ayrıca gazetde ilân yapıldığını bildiriyorsunuz. bir kerre; HİÇ KİMSE, kafasına göre gazetede ilân yaptıramaz veya yapılmasına karar veremez.

size gazete ile ilân yolu ile tebligat yapılmış olması, tebligata elverişli bir tebligat adresiniz tespit edilememiş olması ve tebligatın bilâtebliğ dönmüş olması dolayısıyla uygulanan kanuni prosedürler sonucunda bu yola başvurulduğunu göstermektedir.

YAPILAN İŞLEMLER, TAMAMEN, USÛLE VE HUKUKA UYGUNDUR.

[zara]

ADRESİNİZİ VE ADRESİNİZİN DEĞİŞMESİ HALİNDE BU ADRES DEĞİŞİKLİĞİNİN DAHİ İLGİLİ MERCİLERE BİLDİRİLMESİ, S İ Z E AİT OLAN, KANUNİ YÜKÜMLÜLÜKTÜR. BİLDİRİLMEDİĞİ TAKDİRDE; ADRESİNİZ, ÖNCELİKLE, CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI MARİFETİ İLE ARAŞTIRILIR VE BUNA RAĞMEN TESPİT EDİLEMEMİŞSE,(BUNA DAİR ŞERH VERİLMEK SURETİ İLE) GAZETEDE İLÂN YOLU İLE TEBLİGAT YAPILMASINA KARAR VERİLİR. (TEBLİGAT KANUNU VE TÜZÜĞÜ, İLGİLİ HÜKÜMLERİ GEREĞİNCE, GEREKEN YASAL PROSEDÜR TÂKİP EDİLİR) AYNI ZAMANDA, ÖRNEĞİN MAHKEMEDE DİVÂNHANEYE DE TEBLİGATIN BİR ÖRNEĞİ ASILARAK 1 AY MÜDDETLE BURADA (TUTANAKLARLA) MUHAFAZA EDİLİR.

SİZİN, GÖREVİNİZİ YAPMAMANIZDAN KAYNAKLANAN İŞLEMLERDEN, SİZİN SORUMLU OLACAĞINIZ, DOĞALDIR. BU NEDENLE ÜLKENİN HUKUK DEVLETİ OLMADIĞINA DAİR İNANÇLAR BESLEMNENİZ YERSİZDİR. DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR.

KALDI Kİ; TEBLİGATLARIN YAPILMASI, (trafikte tutanağın tebliği dışında)POLİSİN YETKİSİ VE GÖREVİ DÂHİLİNDE DEĞİLDİR. ALACAKLAR DA, AMME ALACAĞI OLUP; TEBLİĞDEN İTİBAREN İTİRAZ VE DÂVÂ AÇMA HAKKINIZ MEVCUT OLUP; KULLANABİLİRDİNİZ.

[helmint]

Öncelikle sorumu yanıtladığınız için tesekkür ederim.
konuyla ilgili bugün(18/01/2005 salı) itibari ile Sabah gazetesinde "sizede çıkabilir"manşeti adı altında bir yazı çıktı.Farklı bir hukuk görüşüde mevcut.Sabahın bugün tarihli sayfasına internettende ulaşmak münkün.incelerseniz çok sevinirim.
Saygılarımla

[zara]

sayın helmint,

bahsetmiş olduğunuz gazete haberini incelemiş bulunmaktayım. öncelikle berlirtmem gerekir ki; bu gazetede benim söylediklerimin aksini ifâde eden bir hukuki görüşmevcut değildir. kaldı ki; çoğu kez, gazetelerde, hukuki konular -ne yazık ki- eksik ve yanlış olarak yayınlanabilmektedir.

ilgili gazetede de belirtildiği üzre; alınmayan tebligatlar MUHTARA bırakılmaktadır ve muhtara bırakılan tebligat, muhtara teslim edildiği gün, MUHATABA TEBLİĞ EDİLMİŞ SAYILIR. (YASALAR GEREĞİ). BU NEDENLE; YAPILAN İŞLEMLER, HUKUKA UYGUNDUR. sizin olayda da muhtemelen muhtara bırakılmış veya vaziyete göre uygulanan prosedürlere göre (ilgili kanun maddelerine göre) tebliğ, MUTLAKA, yapılmıştır.

[zara]

bir hususu daha eklemek istiyorum.
,
pul yokluğu nedeni ile tebligat yapılamaması, yeni bir olay değildir. pul yokluğu halinde, (örneğin kâmu dâvâlarında,) ihzar müzekkeresi çıkarılarak tebliğe de karar verilebilmektedir. bu durumda; savcılık /polis tarafından bizzat ihzar müzekkeresi çıkarılarak (tebliğ masrafı yapılmaksızın) muhataba tebliğe götürülmektedir. uygulamada tanıkların veya sanıkların celbi de çoğu kez bu tebliğ yöntemi ile temin edilmektedir.

sizin olayınızda;tebligatınız muhtara bırakılmadı ise, gazetede ilân yolu ile (veya tebligat kanunu'nun 35. maddesine göre)de tebliğ yapılmış olabilir.

kaldı ki; usulsüz tebligat halinde,posta memuru aleyhine yasal yollara müracaat hakkınız da mahfuzdur.

bu bakımdan; size yapılmış olan tebligatın usûlüne ve hukuka uygun olduğu görüşündeyim.