+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 23 ileti bulundu.

Konu: Diktatör ATATÜRK

Diktatör ATATÜRK Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Diktatör ATATÜRK

    Başta İkinci Cumhuriyetçiler olmak üzere Kendisini Liberal sananlar Atatürk ü yok etmek için '' Onu kullanmayın adını söyleyip durmayın.'' diye yırtınanlar ve bunlara inanan sözde elitler. Entel dantel takımı ve dinciler ( Dindarlar değil. ) Atatürk e Diktatör son padişah der dururlar. Ben de düşündüm taşındım bu kadar kafası tın tın adam dediğine görebir bildikleri vardır diye Atatürk ün diktatör yönünü bulmaya karar verdim. Atatürk yoktan bir ulus kurmuş insanları birey yapmış Cumhuriyet ve demokrasiyi aynı insanlara hediye etmiş ve çok kısa sürede inanılmaz devrimler yapmıştır. Aslında yaptığının her biri başlı başına bir olaydır bir devrimdir. Saltanattan hilafete şapka kanunundan harflerin değişimine. Hele hele o çağın özelliklerindeki Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine geçiş dönemindeki şartları göz önünde tutarsak her biri iki kere devrimdir. Hemde bu devrimleri 1912 den başlayan inanılmaz savaşlar silsilesi sonunda Kendi ulusal savaşı olan 1919-1922 savaşının hemen akabinde gerçekleştirecekki o da başlı başına bir mucizenin adıdır. Bu bağlamdan bakınca Atatürk sadece Cumhurbaşkanı değildir. Gazidir. Başkomutandır. TBMM sinin başkanıdır CHP nin başkanıdır, baş öğretmendir. Kısacası aslında Atatürk değil o Türkiye'dir.
    Kendisine Padişah olma halife olma teklifi ve telkini yapılmış olmasına karşın o demokratik Cumhuriyeti seçmiş bunu laiklikle taçlandırarak güçlendirmiş ve tüm boşluklarıdolduran ilkeler koymuştur. Aslında ilk ilke en basit ve en anlaşılırıdır ama en zorudur. Çağdaş olun çalışın. Bu nedense hiç beğenilmemiş ve kendi kendini tekrarlar duruma gelerek bazılarının salt Atatürk ü tekrarlaması bazılarının ise yaptığı işe yediği halta Atatürk kulpu takması ile maalesef dejenere edilmiştir. Ama şimdiki konum bu değildir. Bu başka bir hikaye. Şimdiki Hikayemiz Atatürk ün diktatörlüğü....
    Bu pazartesi anaokulu ile ilkokul birler açılmış tv den izliyordum. Gerisi neden açılmadı diye düşünürken gözüme andımızı okuyan çocuklar takıldı hepsi şirin mi şirin tatlı mı,tatlı insanın koşturup öpesi geliyor. Ne ggüzel çocuk olmak hep böyle olmak vardı derken önce aklıma Hükümetin anaokulu ve ilkokul bir yeter halka okuma yazmayı söksün gerisine karışmasın diye bir kanun mu çıkardığı sorusu takıldı sonnra bunun ''Alıştırma'' haftası olduğunu öğrendim. Andımızı dinlerken bir söz içime oturdu . O sözde '' Varlığım Türk varlığına armağan olsun...'' sözüydü. Bu sözü bizlere armağan edeni bir çırpıda söyleyebilecek kimse varmı bilmem ama bende okuduğum kitaplardaki anılar canlandı bir anda kendi kendime '' Vay vay vay ... İşte şimdi seni yakaladım Diktatör Atatürk. Bir davranışına bak birde günümüze seni seni seniii...'' dedim. Hata olmasın diyede oturup tekrar araştırdım evetbulduğuma şaştım kaldım Atatürk diktatör'dü hemde ne diktatör. 3-5-7 oyununu Cumhuriyetçileri entellerle dantel karışımları tatlı su liboşları ve dinciler haklıydı Atatürk diktatördü.
    Zaten olmasa bu Cumhuriyet dururmuydu ? Şuraya bakın yaklaşık iki senede kotarılan ve tarihi çığır açan 1789 Fransız İhtilali bile merhem olamamış sürü sepet Cumhuriyet, İmparatorluk , Konsüllük,Direktuvar hatta meşrutiyet dönemleri bile geçirmiş anca 1. dünya savaşından sonra yerliyerine oturmuş 2. dünya savaşı ile perçinlenmiş oldu 1789-1945 iyi tarih bizdeyse 1920 de Atatürk ve bir kaç kişi dışında macı bilinmeyen bir meclis aynı zamanda büyük bir savaş 1922 yılında savaşın içinde başlayna gelişmelerin savaş sonu kızlanması ve 1923 te Cumhuriyet maşallah... Sırf bu bile diktatörlüğü kanıtlardı ama neyse ben size öyküyü anlatayım ki tam anlaşılsın diktatörlük....



    Hukuki NET Güncel Haber

    Diktatör ATATÜRK konulu yargıtay kararı ara
    Diktatör ATATÜRK konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Dr. Reşit Galip Dünyada sadece ama sadece 37 yıl kalmış. İstanbul Üniversitesini bitirip 20 yaşında doktor olmuş. Yunanlılar Ege ye saldırınca 22 yaşında Anadoluya geçmiş Kütahya ''Müdafai Hukuk'' cemiyetinin kurucularından olmuş, 28 yaşında yani 1925 te Millet meclisine girmiş Şeyh Sait ayaklanmasından sonra kurulan İstiklal Mahkemesi üyeliği yapmış ve en önemlisi Atatürk devrinde bakan olmak nedemek iyi bilenler için 1935 te milli eğitim bakanı olmuş aslan yürekli birisidir. 37 senelik yaşamı boyunca hiç Gucci giymemiştir. '' Çanakkalede yenildik aslında ''da dememiştir. Ayağına ''ben bakanım'' yazan çorap giymediği gibi İmam hatip diye diye bizi dünyaya da rezil etmemiştir. Öyle bir vatan evladıdır.
    Şimdi bunun Atatürk ün diktatörlüğü ile ne ilgisi var? diyeceksiniz. İşte hikayenin kahramanı bu kişidir ispati için kullanacağımız. Belki bazıları gene gerçeküstücülük bulacak ama olsun varsın... Hikayenin öbür kahramanını anlatamaya gerek yok. O kişi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tür. O ki aslında yukarıda da belirttiğim gibi aslında TÜRKİYE dir.
    Neyse hikayemize gelelim. Ama hikayemize tam geçmeden daha önceden kısmen Atatürk tarafından bilinse de tam bilinmeyen Reşit Galip ile ciddi ilk karşılaşma anısıyla bu bölümü bitireyim uzun oldu Tayfun Bey hazretleri okuyamaz neme lazım. Sonra ona anlatmak zorunda kalıyorum tek tek oda işime gelmiyor....
    Reşit Galip, Balkan Savaşı'na ve I.Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katılmış, Taşkilt-ı Mahsusa'da görev almış, toplumcu düşüncelere sahip, köycülük ve köy hekimliğinin öncülerinden, Türk Ocaklı, Türkçü bir genç hekim. Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1923 yılının Mart'ında Mersin'e geldiğinde hükümet tabibi ve Mersin Türk Ocağı Başkanı.
    O Mersin ziyaretinde birçok şey ters gitmişti. Gazi'nin hiç sevmediği bir Mersin milletvekili ona yaranma çabası içinde, ama Gazi onu azarlamış. Belediye başkanı, öğle yemeğinde kendisi servis yapmaya kalkınca, "Belediye başkanı bu işleri yapmaz" diyerek onu terslemiş. Bu da yetmezmiş gibi Türk Ocağı'nın Millet Bahçesi'nde düzenlediği açık hava toplantısında Gazi ve eşi Latife Hanım'ın oturması için tahtadan yapılmış yüksek bir platformun üzerine iki koltuk yerleştirilmiş, yaldızlı, süslü, kıral ve kıraliçe tahtları gibi. Gazi, bunları görür görmez, kızgınlıktan yüzü kıpkırmızı olmuş, "Bu ne maskaralık" diyerek oradan çektiği bir sandalyeye oturmuş. Yüzü asık mı asık. Gözleri ateş püskürüyor.
    Sıra Dr.Reşit Galip'in konuşmasına gelecek. Fakat, Gazi öfkeli ve söylev filan dinleyecek durumda değil. Reşit Galip, önceden tanıdığı İsmail Habib'i (Sevük) araya koyuyor, sonunda Gazi dinlemeye razı olmuş durumda. Doktor, tane tane konuşurken birden elinin işaret parmağı ile Gazi'yi göstererek ve "Sen" diye ona seslenerek diyecek ki:
    "-Senin asıl büyüklüğün, bütün o büyüklüklere rağmen, milletin ferdiyim diye övünmendir!"
    Herkes şaşkın. Acaba bir fırtına mı kopacak? Ama biz İsmail Habib'e bırakalım sözü: "Milletin ferdi... Baktım, Şefin boralı çehresinde, ani bir rüzgarla bulutlarını dağıtan bir sema işareti var. Fert, milletin ferdi; o tek kelime, bir tılsım gibi, dört beş saatlik öfkeyi bir anda uçuruvermisti."
    Gerçekten de, Gazi'ye yapılabilecek en güzel övgü, ona içtenlikle ve "Sen" diyerek seslenebilmek ve Türk ulusunun bir bireyi olmasının onun en yüce özelliği olduğunu söylemekti. Gazi, bu genç insanı unutmayacaktı: Kısa bir süre sonra Dr.Reşit Galip artık milletvekiliydi!...
    İşte Gazi Paşa Reşit Galip le aslında böyle tanışır böyle olaylar gelişir. Şimdi ise diktatörlük bölümü geliyor....

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Atatürk ün sofrası hem Çankaya hem Dolmabahçe artık türk siyasi tarihinde yerini almıştır. Aslında Atatürk ün sofrası bir yemek yeri olmaktan çok bir okul bir çalışma bir düzenleme sofrası olmuştur. Sofrada hiç eksik olmayan şey ise herkese birer bloknot ve kalemdir. Çiçek dizilir gibi... Hatta bu konuda bir anektotta vardır. Gazi bir gün sabaha kadar sürne yemek sonrası yanındakilere '' Meclis açıldı çalışmaya başladı artık yatabiliriz.'' demiştir. İşte öyle bir sofra.
    Ayrı bir hikaye olarak daha detaylı bundan sonra anlatacağım ( Diktatöre bak diktatöre diyecek küçük dilinizi yutacaksınız.) bir olay gelişir 1931 yılının Ağustos ayında .Atatürk Beyoğlu'nda göçmen bir Rus karı kocanın sahibi olduğu, daha önceleri de birkaç kez uğradığı bir gece kulübüne gidecek ve bu yerin sahibi olan kadın bir ara onun yanına gelerek, banka kredilerinin kesildiğini, zor durumda kaldıklarını söyleyerek yardımı isteyecekti. Bunun üzerine, Gazi'de orada İş Bankası'na bu yere bir miktar kredi açılmasını isteyen bir mektup yazarak kadına verecek. İşte, bu mektup birçok kişi tarafından Gazi'nin bu gece kulübü sahibine yüklü bir çek verdiği biçiminde algılanacak ve eleştirilecekti. .Dr.Reşit Galip de, Gazi'nin bu Rus göçmenine yüklüce bir çek verdiğini sananlardan. Halkın parası bir lokantacıya nasıl verilebilir? Atatürk bile yapamaz bunu!... Ertesi gece Dolmabahçe Sarayı'ndaki yemekte Dr.Reşit Galip, huzursuz, kabına sığmıyor, içkiyi de fazlaca kaçırmış durumdadır.. Sofrada Ruşen Eşref Ünaydın,Esat Mehmet, Recep Zühtü, Şükrü Kaya, Tevfik Rüştü Araş, Celal Sahir, Hasan Cemil Çambel ve daha birkaç kişi ve kimilerinin eşleri vardır. Ve diktatörlük olayları gelişmeye başlıyor.
    Maarif vekili Esat mehmet'in kız öğrencilerin kısa etek, kısa çorap, ve kısakollu gömlek giymelerini uygun bulmadığını, daha kapalı giyinmeleri hususunu bir tamimle duyuracağını ifade etmesi üzerine Dr. Reşit Galip '' Yanlış düşünüyorsunuz beyefendi, bu bir geriliktir. Kadınlar eski durumda yaşayamazlar inkılapların en mühimi kadınlara verilen haklardır.'' der. Bu sert söylem gerginliğe neden olur. Üstüne üstlük Reşit Galip Halk evlerinin çalışmalarını anlatırken tiyatroda kadıneleman sıkıntısı çektiklerin, görev almak isteyen kadın öğretmenlere izin verilmesi için MEB na başvurduklarını ancak ; halk onlara ''oyuncu''der diye bu izinin verilmediğini belirtir ve ekler '' Bu kokuşmuş kafayla devlet yürümez.'' Bu sözden sonra Atatürk ün kaşları çatılır. '' Sözlerinizde müsamahalı, ölçülü olunuz.'' uyarısı almasına karşın Hızını almıştır. Alkolünde verdiği cesaretle olsa gerek önce '' Devrimci devrimcidir. Devrimci olmayanda devrimci değildir. İnsanlar bir yaştan sonra ister istemez tutucu olur. Mecliste bunca genç, idealist, bakanlık yapacak yetenekte insan varken , böyle yaşlı kimseleri ME bakanı yapmak hatadır. '' diyiverir. Atatürk ün kaşları iyice çatılmıştır.
    Deneyimli ve yaşlı ME bakanı Atatürk'ün geçmişte hocasıdır. Gazi '' Esat Bey, yeteneklidir. Davamıza inanmıştır ve benim ''hocamdır''. Beni okutmuş olması sence bir değer taşımıyor mu?'' diye sorar. Aldığı yanıt ise '' Kusura bakma Paşam taşımıyor!!Okuttuklarının içinde sizin gibi bir devrimci çıkmış ama, kim bilir nice tutucu da çıkmıştır.'' şeklinde olunca paşa iyice kızar. '' Bu masada hocama ve ME bakanına hakaret etmenize müsaade edemem '' diye çıkışır .Ama Dr. Reşit Galip hızını almış araba gibidir '' Devrimleri korumak için sizden müsaade almam istemiyorumda, Hatayı yapan sizde olsanız sizi de eleştiririm. ''Roz Nuvar'a verdiğiniz 15.000 liralık kredi mektubuda, siz yaptınız diye hata olmaktan çıkmaz!!!'' der .( Yukarıda kısaca anlattığım klübün adıdır Roz Nuvar bunu bilahare anlatacağım yoksa iyice dağılacak konu bende tplayamayacağım .t.a ) Sofraya derin bir sessizlik çöker. Herkes buz gibi olmuştur.
    Atatürk Dr. Reşit Galip e bakar '' Yoruldunuz, biraz dinlenirseniz iyi olacak, buyurun biraz istirahat edin!'' der. Herkes Dr. Reşit Galip in kalkıp gideceğini gerilimin biteceğini sanır ama yanılır Dr.'' Bu saray da bu sofrada sizin değil. Milletin sofrasıdır. Milletin işlerini görüşüyoruz. Burada oturmak sizin olduğu kadar benim de hakkımdır....'' der. Zaten derin bir sessizlik içinde olan salonda hayat durmuştur o an...Bu kadarı da gerçekten fazlaydı. Üstelik, Dr.Reşit Galip nezaket sınırlarını çoktan aşmış durumdadır Ve herkes, Gazi'nin sert bir biçimde doktora çıkışacağını, azarlayacağını sanıyordu. Oysa o sessizce ayağa kalkacak ve '' ÖYLEYSE BİZ KALKALIM!!'' diyerek masadan kalkıp gidecektir. Atatürk işi uzatmamıştır. Arkasından uşağı Cemal Efendi. Ölümüne değin 12 yıl boyunca ona hizmet edecek olan Cemal Efendi, onu hiç böyle görmediğini hep anımsayacak: "Atatürk soyunana kadar bir kelime konuşmadı. Sinirleri henüz yatışmamıştı. Yüzü sapsarıydı. Cumhurbaşkanı olduktan sonra belki de hiç kimse onunla böyle konuşmamıştı." Gazi öylesine kırgın, üzgün ve kızgındı ki ağzından şu sözler de dökülecekti: "-Çelebi Efendi, desene ki yılanı koynumuzda büyütüyormuşuz."
    Dr.Reşit Galip ise yaptığının ezikliği ve utancı içinde kıvranıyor. Ertesi gün ilk tirenle Ankara'ya gidecekti ama cebinde parası yoktu. O sıra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan Tevfik Bıyıklıoğlu'ndan borç isteyerek 25 lira alacaktı. Gazi'nin bir süre sonra bu durumu duyunca Tevfik Bey'e çıkışacaktı: "-İnsan o halde bulunan arkadaşına 25 lira mı verir? Hiç değilse benim hesabımdan birkaç yüz lira vermeliydin adamın parası yokmuş baksana...'' diyor ve ekliyordu. '' Cebinde beş parası yok ama karakterinden hiç taviz vermiyor. Parası yok ama cesareti var. '' Gergin geçen gecenin yorumu bu cümlelerle sona eriyor ama hiç kimse o geceden sonra Dr. Reşit Galip beyin adını Mustafa kemal Paşanın yanında geçirmiyordu.
    Şimdi diktatörlük geliyor... Cümleleri çorba edip bağlayamadım uzadıkça uzadı affola...

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Yaptığının acısı içinde kıvranan Dr.Reşit Galip duygularını Atatürk'e özür dileyerek yazmakta gecikmeyecekti
    "Büyük Gazi'nin Yüksek Huzuruna Tazimlerle
    Ankara, 30.1.1932
    Mübeccel Büyük Paşam,
    Siz insanların ruhunu, fikrini açık bir sayfa gibi okursunuz.
    Size tapınırcasına bir iman, sevgi ve saygı ile bağlı olduğumu teveccüh ve itimadınızı hayatımın kıymetli ölçülmez mazhariyeti saydığımı bilirsiniz.
    Kusur ve kabahatimin çok büyük olduğunu biliyorum. Onun affı ancak sizden istenebilir. Çünkü siz, af ile ders ve ceza vermek mertebelerinden çok daha yükseklerdesiniz.
    Sizi üzmüş olmak ıstırabının dayanılmaz acısını bütün şiddetiyle çektim. Ellerinizi bin kere öperek affınızı dilerim.
    Sağlığınız ve saadetiniz temennilerimi candan tekrarlarım, mübeccel büyük paşam.
    Sizin evlâdınız
    Dr.Reşit Galip"
    Mektup Gazi'ye ulaştığında kızgınlığı ve kırgınlığı çoktan geçmişti. Gülümseyerek diyecekti ki: "-Nedir, bir kabahati mi var ki?"
    Mustafa Kemal Paşa Bir Kaç aya sonra Dr. Reşit galip in bir Konferans vereceğini Ankara radyosundan duyunca akşam yemeğine kimseyi çağırmaz oturur dinler. Konu '' Halkevleri ve devrimler''dir. Reşit Galip in ağzından bir ara şu sözler çıkar. '' Devrimlerimiz, Türk milletinin çektiği uzun çileler sonucu elde edilen denemelerimizin fikir haline gelmiş kesin inancıdır. Her yerde , herkese ve her şeye karşı onları savunacağız. Gerekirse babalarımıza ve çocuklarımıza karşı bile... '' Bu sözleri duyan Gazi yanlış yapan evladını bağışlayan bir babanın yüz hatlarıyla radyonun başından kalkıyordu.
    Olayın üzerinden dört ay geçmişti Gazi, Çankaya'daki eski köşkte dostlarıylaotururken Bir ara Dr.Reşit Galip'ten de söz açılacak. Gazi: "-O nerelerde? Hiç görmüyorum." diyecek ve biraz sonra da yaverine, Çankaya'da yakınlarda bir yerde oturan doktoru çağırmalarını söyleyecekti
    O Çankaya gecesinin tanıklarından biri de Yakup Kadri Karaosmanoğlu. Ondan anısına göre "-Reşit Galip, yemek salonuna girdiği vakit, hepimiz. Zorlu bir imtihan devresi geçirecek sanıyorduk. Fakat her şey hafif bir şaka içinde geçti. Reşit Galip'e sofrada yer gösterip oturttuktan beş on dakika sonra, dışarıdan iki nöbetçi eri çağrıldı. Mustafa Kemal: 'Şu efendiyi oturduğu yerden kaldırınız!' dedi ve iki kuvvetli Anadolu çocuğu, bir hamlede Reşit Galip'i kucaklayıp havaya kaldırdılar. Mustafa Kemal gülerek:
    '-Biz adamı böyle kaldırmasını da biliriz!' dedi. Ve bu sahne, bu söz, Reşit Galip'in üç dört ay evvel Dolmabahçe Sarayı'ndaki sofrada:
    '-Sen beni buradan kaldıramazsın! Çünkü bu saray ve bu sofra milletindir!'sözüne bir cevaptı."
    Düşmanlarını bile bağışlayan Atatürk, bir devrimciyi mi bağışlamayacaktı!
    19 Eylül 1932 günü Dr.Reşit Galip, Gazi'nin emri ile, görevini bırakması sağlanan o eleştirdiği Esat Bey'in yerine 1933 Üniversite Reformu'nu gerçekleştirecek olan Millî Eğitim Bakanı olmuş bulunuyordu!...
    Bir çatışmanın çıktığı Dolmabahçe sarayında Mustafa kemal Paşanın sofrası şimdi bir bakan çıkarıyordu. Hemde çatışanla. Taraflardan birisi sadece Cumhuriyet Halk Partisinin İdare Heyeti Üyesi Diğeri ise baştan beri söylediğim gibi Türkiye nin Ta kendisi Mustafa Kemal ATATÜRKTÜ....

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Diktatörlüğün birinci ayağını görmüş olduk böylece. Ne diktatörmüş değil mi? Yok etmiş asmış kesmiş . Ne kadar HAKSIZ VE AŞAĞILIK BİR YAKIŞTIRMA BU BÖYLE İKİNCİ CUMHURİYETÇİLERİN YAPTIĞI. Günümüzde bırakın böylesine karşı çıkmayı lideriyle azıcık farklı düşünene yaşam şansı tanımıyan bir liderlik yapısı varken Atatürk e laf uzatmak en hafif değimi ile trbiyesizliktir. Kaldıki hiç bir lider ATATÜRK ÜN TIRNAĞI BİLE ETMEZ VAZGEÇİLMEZ DEĞİLKEN. Üstelik Mustafa Kemal Paşalı yıllarda demokrasi tam gelişmemişken yaklaşım hoş görü böyle. Kaldıki ATATÜRK tek adamdır ve VAZGEÇİLMEZİDİR TÜRKİYE İÇİN
    İkinci Cumhuriyetçilerle birlikte diktatör arayan şahsiyetler etraflarına baksınlar yeter. Üstelik hiç biri değil '' TÜRKİYE' olmak partileri ve seçmenleri için bile vazgeçilmez liderler değilken '' Siyasi partiler yasasının yetersizlikleri üzerine kurdukları liderlik saltanatı sultası kurduklarını,partilerin içinde nasıl bir korku imparatorluğu olduklarını '' anlayamazlar mı? Koltuk ve makam uğruna ülkeyi kargaşaya ve bilinmezliğe sokan günümüz liderleri varken Atatürk e dil uzatanı Allah çarpar... Zaten çarpıp duruyorda anlayan nerede.?
    Kısacık anlatacağım bir olayı uzattımda uzattım ve kendime başka bir olayı daha anlatma yükümlülüğü doğurdum . Aslında buda DİKTATÖRLÜĞÜN diğer bir örneği hemde günümüzede uyarlanabilecek bir örnek. Ama yazmaktan yoruldum. Onun için izninizi rica ediyorum. Yarın anlatırım klüp hikayesini ve diktatörlüğünü ATATÜRK ün. Aslında bazen olsa iyi olurmuş ta demiyor değilim ya neyse....

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    Nerede
    Antalya
    İletiler
    113
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    İkinci Cumhuriyetçilerle birlikte diktatör arayan şahsiyetler etraflarına baksınlar yeter. Üstelik hiç biri değil '' TÜRKİYE' olmak partileri ve seçmenleri için bile vazgeçilmez liderler değilken '' Siyasi partiler yasasının yetersizlikleri üzerine kurdukları liderlik saltanatı sultası kurduklarını,partilerin içinde nasıl bir korku imparatorluğu olduklarını '' anlayamazlar mı? Koltuk ve makam uğruna ülkeyi kargaşaya ve bilinmezliğe sokan günümüz liderleri varken Atatürk e dil uzatanı Allah çarpar..zaten çarpıp duruyorda anlayan nerede.?
    Anlamazlar çünkü,yalakalar bu liderlerin aç ruhlarını doyuruyor.Al gülüm ver gülüm...

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Sayın commodore1tr;
    Atatürk'ün diktatör olmadığı konusunda hayli uzun yazmışsınız. Atatürk'ün hayatından yapılacak bazı alıntılarla bu konuyu izah etmeye çalışmak bence yetersiz bir çabadır. Çünkü, Atatürk'ün farklı zamanlarda farklı koşullarda farklı şeyler söylediği çok örnek vardır. Sizin değindiğiniz olayların yanında "diktatörlük olarak yorumlanabilecek" sözleri de vardır. Örneğin, meclis kürsüsünden "gerekirse bazı kelleler kesilecek" anlamında sözleri de var diye biliyorum. Yanlışsa lütfen siz düzeltin. Bir yabancı yazar Atatürk'le ilgili "Bozkurt" isimli bir kitap yazmıştı ve bu kitapta Atatürk diktatör olarak niteleniyordu. Bu kitap o zaman yasaklandı, ama bildiğim kadarı ile Atatürk bu yasaklamayı istemiyordu. (Şimdi kitabın Türkçesi piyasada bulunmaktadır).

    Bence bütün bunlar diktatörlük nitelemesi için doğru yöntem değildir. Atatürk döneminin yönetim biçimine bakmak, bu yönetim biçiminini demokrasi ile mukayese etmek, bu yönetim biçimini diğer ülkelerle mukayese etmek biçiminde bir yöntem izlenmeli diye düşünüyorum.

    Atatürk döneminin ne olduğuna değil, ne olmadığına bakarak da bir sonuca ulaşılabilir. Atatürk döneminde muhalefet partisi yoktu. İki küçük denemeden sonra muhalif partiler kapatıldı. Muhalefetin olmadığı bir rejime demokrasi denemez. Demokrasinin olmadığı bir rejime antidemokrat bir rejim demenin bir sakıncası olmasa gerek.

    Ama, bütün bunlara rağmen, Atatürk'e diktatör demek bence de yanlıştır. Atatürk, pragmatistti. Koşullara göre davranmış ve konuşmuştu. Zaten o dönemde demokrasi henüz bu kadar yaygın değildi. Demokrasi kültürü sıfır olan bir toplumda bugünkü anlamda demokratik bir uygulama zaten yapılamazdı. Şu anda dahi zor işleyen demokrasi çarkı o zaman hiç işlemezdi. Atatürk dönemini demokrat değil diye eleştiren 2. cumhuriyetçilerle çelişkiye düştüğüm noktalardan birisi budur. Sanki demokrasinin koşulları vardı da Atatürk uygulamamıştı gibi eleştiryorlar. Bu haksız bir eleştirdir.

    Atatürk bir diktatör değildi. Ama, Atatürk dönemini siyaset bilimciler genellikle "otoriter" bir rejim olarak olarak vasıflandırırlar. Otoriter rejimler diktatörlükle demokrasi arasında bir konumdadırlar.

    Bu arada şunu da unutmamak gerekir ki; uluslararası literatürde Türkiye halen "yarı demokrat" olarak adlandırılıyor.

    Selam ve saygılar.

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Atatürk döneminde muhalefet partisi yoktu. İki küçük denemeden sonra muhalif partiler kapatıldı. Muhalefetin olmadığı bir rejime demokrasi denemez.
    Küçük bir hatırlatma Serbest Cumhuriyet Fırkası kapatılmamış, bizzat kurucusu Fethi Okyar tarafından feshedilmiştir. Dönemi değerlendirirken bu durum ve TCF'nin kapatılma nedeni de önem arz edecektir diye düşünüyorum.

    Atatürk her zaman çok partili sistemi benimsemiş, hükümetin denetlenmesinin tek partili sistemde mümkün olmadığını düşünmüş, tek partili sistemin rahatsızlığını her an için duymuş, bu nedenle de muhalif partiler kurulmasını desteklemiştir. Dönemin şartlarında bu partilerin ömrü çok uzun olmamıştır evet ama demokrasi için mücadele edildiği görmezden gelinmemelidir. Bu nedenle Atatürk'e demokrat değil diyen 2. Cumhuriyetçilere karşı yapmış olduğunuz yoruma aynen katılıyorum.

    Demokrasinin olmadığı bir rejime antidemokrat bir rejim demenin bir sakıncası olmasa gerek.
    Antidemokrat, demokrasi karşıtı manasına gelir ki, demokrasi için çaba sarf edilen bu dönemi ve rejimi antidemokrat olarak nitelemek kanımca insafsızlık olur. Yani bence sakıncası var...

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Sayın Yüksel;
    Serbest Fırka'nın kurucusu Fethi Okyar tarafından kapatıldığı doğru olmakla birlikte, bu kapatma bir şekli kapatmadır. Yani her ne kadar kurucusu tarafından kapatılmış gibi görünüyor ise de, işin özünde rejim (ya da o rejimin kurucusu olan Atatürk) tarafından kapatılmıştır. Fethi Okyar'ın kapatmaktan başka alternatifi yoktu. Biliyorsunuz, aslında bu fırkayı kurduran da Atatürk idi. Yanlış hatırlamıyorsam Paris'te bulunan Fethi Okyar'ı çağırarak bu partiyi kurdurmuş, bazı yakınlarını (örneğin kızkardeşi Makbule Atadan'ı) bu partiye üye yapmıştı. Yani kurulmasının da kapanmasının da arkasındaki esas insiyatif Atatürk idi. Serberst Fırka ile ilgili ciddi ve bilimsel bazı yayınlar ile Fethi Okyar'ın anıları sanıyorum değindiğim hususları doğruluyor.
    Selam ve saygılar.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Diktatör ATATÜRK

    Sayın Bilgili,

    Partinin kurulmasında Atatürk'ün oynadığı büyük rolü biliyorum ancak feshinde Atatürk'ün doğrudan etkisi olmadığını düşünüyorum. Zira, bilgilerim beni yanıltmıyorsa partiyi kurmayı Fethi Bey Atatürk'ün tarafsız olması kaydıyla kabul etmiş, Atatürk'e muhalefet etmek, O'nun karşısında yer almak istememiştir . Atatürk de verdiği sözü yerine getirmiştir, ne var ki Fethi Bey'in İzmir gezisindeki yoğun ilgiden dolayı çıkan olaylar üzerine CHF karışmış, bunun üzerine Atatürk herkes kendi partisinin başında yer alsın demiştir Fethi Bey'e. Fethi Bey ise, ilk baştaki çekinceleri nedeniyle Atatürk'e muhalefet etmek istemediği için partisini feshetmiştir diye biliyorum. Yanlışım varsa düzeltiniz.

    Selam ve sevgiyle...

+ Konuyu Yanıtla
1 / 3 Sayfa 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

roz nuvar olayi

Forum

Benzer Konular :

  1. [Ceza davaları] Atatürk
    Sosyal medyadan Atatürkü sevenlere bir adamın putperestler şeklindeki yazısını CİMER e atatürke put bizlere putperest diyor atama hakaretten...
    Yazan: Hytgk Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 22-09-2018, 00:51:53
  2. Diktatör RTE - Demokrasi - Yalan, Yolsuzluk - Vah vah...
    Aslında bu forumu ben açacaktım, bekledim birilerinden açmadılar amma beklemediğim birisi açtı forumu ... Sayın arıza açtı tam arızalık yaptı.......
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 43
    Son İleti: 02-06-2012, 23:06:41
  3. Atatürk' e göre Atatürk
    İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil,...
    Yazan: commodore1tr Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 24
    Son İleti: 15-05-2011, 16:37:46
  4. Atatürk ve din
    Fransızların sevdiğim bir lafı var... "İ'lerin üzerine noktalarını koymak" derler... Nokta nedir ki! Ama noktaları koymazsanız, 'i' kendisi olamaz,...
    Yazan: pinar kirac Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 12
    Son İleti: 09-12-2007, 19:43:51

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.