Demokrasi Hemen Şimdi!

[alaniaemlak]

Sen misin e-posta gönderen!
04 Nisan 2010 / 10:26Abdurrahman Yalçınkaya'ya 'huzurumuzu bozma' mesajı gönderen esnaf neye uğradığını şaşırdı!


Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'ya, e-posta ile tepki gösteren Alanyalı esnaf Süleyman Gürses'in bu hareketi kendisine pahalıya mal oldu.

2 yıl önce AK Parti'yi kapatmak için dava açan Başsavcı Yalçınkaya'ya 'Huzurumuzu bozma' mesajı gönderen Gürses, 455 gün hapis cezasına çarptırıldı. Kararı temyiz eden Gürses, ya hapiste yatacak ya da 9 bin 100 lira adli para cezası ödeyecek. Gürses, 14 ve 16 Mart 2008 tarihlerinde Yargıtay'a özetle şu mesajı göndermiş: "Yargıtay'ın görevi ekonomiyi bozmak mıdır? O cübbe üstünüzde durduğu süre içinde siyaset yapamazsınız! Bu milletin huzura ihtiyacı var. Lütfen huzurumuzu bozmayınız."

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti'nin kapatılması istemiyle 2008'de Anayasa Mahkemesi'nde dava açmış ve Başbakan Erdoğan'ın aralarında bulunduğu 71 kişinin siyasetten men edilmesini istemişti. Alanyalı esnaf Süleyman Gürses, bu duruma tepkisini göstermek için Yargıtay'a bir elektronik posta gönderdi. Gürses, mesajında 14-16 Mart 2008 tarihlerinde gazetelere yansıyan çeşitli karikatür ve köşe yazarlarından da alıntı yaparak eleştirilerini sıraladı. Bu tepki, Gürses'e pahalıya mal oldu. Esnaf hakkında, Başsavcı Yalçınkaya'yı mağdur ettiği ve 'e-posta yoluyla hakaret ettiği' gerekçesiyle dava açıldı. Emniyete çağrılan Gürses, hakaret kastının olmadığını belirterek, "Yüce yetkili insanlarımızın doğru karar vermesi için demokratik tepkimi gösterdim." savunmasını yaptı. Gürses, polise ifade verdikten bir süre sonra Alanya Cumhuriyet Savcılığı tarafından sorgulandı. Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi geçtiğimiz ocak ayında Süleyman Gürses hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkardı ve 25 Mart tarihinde Ankara'da mahkemeye gelmesi istendi. Mart ayına kadar 'tutuklanırım' korkusuyla gözden uzak duran Gürses, 25 Mart'ta Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya katıldı. Gürses, Alanya'da verdiği ifadenin aynen geçerli olduğunu belirtti. Duruşma Hâkimi İsmail Kara, dosyayı inceledikten sonra karara bağladı ve Başsavcı Yalçınkaya'ya, 'Huzurumuzu bozma' diye tepki gösteren esnafa 455 gün hapis cezası verdi. Hapis, günlüğü 20 liradan toplam 9 bin 100 lira adli para cezasına çevrildi. Cezayı toplam 24 eşit taksitte ödemesi istenen Gürses, bir taksiti geciktirirse kalan para topluca alınacak. Parayı düzenli şekilde ödemezse

[VD]

Keşke yazınızı bitirseydiniz, daha doğrusu keşke yazınızı doğru yapıştırabilseydiniz...

Dava dosyasını okudunuz mu ? Acaba gerçekten, yazının bir medya organından alındığını düşünüyorum, medyaya yansıyan şekilde mi gelişti olaylar ? Acaba sadece yazıdan anlaşılan gayet masum bir eleştiri postası mı ?

Bunları bir yana bırakalım, evet davayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı açtı. Ama davayı kabul eden ve AKP'nin ceza almasına karar veren Anayasa Mahkemesi'ne neden eleştiri gelmiyor ? Son zamanlarda medyaya yansıyan ikinci bir kapatma davası ihtimaline karşı olmasın sakın ?

Ekonomi bozuluyor demiş, esnaf arkadaşımız. Yahu hukuk devletinde öncelik ne zamandır ekonomi ? O zaman hukuk devleti yerine ekonomi devleti ilkesi getirilsin.

Neden birilerinin huzuru hukuk işlediği zaman bozuluyor ? Parti kapatmalarının zorlaştırılması veya Türkiye'deki siyasi parti yasakları ve demokrasi düzeni tartışılır, bu bambaşka bir konu. Ama mevcut hukuk düzenimizde hukuk işlediği için kimse rahatsız olmamalı, huzuru da kaçmamalı. Yasalar değişir, düzen değişir o zaman kimse de esnaf arkadaşımızı eleştirmez.

"Demokratik tepkimi gösterdim." demiş davalı. Hukuk devletinde yaşıyoruz, yüksek mahkemenin başsavcısı dava açıyor ve AYM de bir karara varıyor. Tepki gösterilmesi demokratik mi ? Antidemokratik mi ? Sizi düşünmeye davet ediyorum. Demokrasi; sana göre demokrasi, bana göre demokrasi diye ikiye ayrılmaz!

Dosyayı incelemedim, olayın hukuki boyutuna diyecek pek bir şeyim yok. Ama görülen o ki, siyasi boyutu haddini fazlasıyla almış. Acil demokrasi isteyenler; önce elinizi yargının üzerinden çekiniz. Siyasetle yargıyı ayırınız. Mevcut yasalara saygı gösteriniz.

Saygılar

[salpyilmaz]

Magdurlarin oynanmasini basinlariyla da güzel sagliyorlar. Büyük bir organizasyon, tebrik ediyorum.

Tayyip Erdogan'in cocuklara actigi davalar ne cabuk unutuldu da simdi bu adamin ekonominin e'sinden anlamaksizin bir savcinin cübbesinin hakkini haddi olmamasina ragmen sorarak aldigi tepkiye sasiriyor? O cocuklar Tayyip'in cani can diye karga tulumba tutuklandiysa ve yargilandilarsa savcininki neden patlican olmak zorunda? Tayyip Erdogan'in dava acma hakki, coluk cocuk da olsa demokratik hak, savcininki neden olmasin? Aaaaa, o basbakan mi diyecekler simdi buna karsilik? Kim ki basbakan? Ne saniyor kendini?

Ben basbakana bir mail atsam, yaptiklariyla güzelim ülkemi corbaya cevirdigini, demokrasi memokrasi takmadan kafasina göre takildigini, yurtdisindan alabildigine bir muz cumhuriyeti görünümü verdigini ve hergün onun yüzünden biraz daha fazla kahroldugumu, gidip imamlik yapmasi gerektigini söylesem acaba bana dava acar mi? Acarsa ben ona "aaa demokrasi bu mu" mu demeliyim?

Kurgu olduguna inaniyorum...

[monica]

Hemen şimdi!! Gibiler tedirginliği ve tahkiyecili tecillidir...
Benim de ekonomim yazıyı okuyunca bozuldu…şu anda bende ülkeyi düşünüp ne olacak bu ekonomi diye düşünürken sesli o...sam Ülkenin ekonomisi bozulur mu!!!??

Ekonominin bozulması kötü yönetimdir.
Gerisi şaçmalıktır.

[Av.Abbas Bilgili]

Bu ülkede avukatların saldırıya uğraması ile ilgili haberlere sık sık rastlanır. Avukatın bürosu basılrı, burnu kırılır, kolu kırılır, darp edilir, hakarete uğrar ve yargıçlar bu saldırı karşısında oldukça duyarsızdır. Aynı hareketin daha hafifi kendilerine yapıldığı zaman, yapanın anasından emdiğini burnundan getirirler. Yargıçlar ve savcılarla ilgili yapılan bilimsel bir anket çalışmasında, bizim yargıç ve savcıların tercihini vatandaştan yana değil, devletten yana kullandığı saptanmıştır. Çok ağır hakarete uğrayan bazı vatandaşlar için ceza vermeyen yargı oragnları, aynı şeyin kendilerine yapılması halinde en ağır cezayı verme eğilimindedir. Baskın Oran hocaya basın yoluyla "babasının kim olduğunu öğrenmek istiyorsa annesine sorsun" diyen, yani açıkça "piç" demeye getiren gazeteci için bizim Yargıtay'ımız bunu normal bir eleştiri gibi kabul ederek ceza verilmesine gerek yok demiştir. Acaba kendilerine bu söylense ne yapardı?