Merhaba,

Nasıl anlatacağımı, nereden başlayacağımı bilemiyorum ama özetlemek gerekirse;

2016 yılının Mart ayında yazılım uzmanı olarak çalışmaya başladığım firma yurt dışında yasal olan bir milli-piyango tarzı oyun satıyormuş. Ben orada ön-muhasebe programı geliştiren ekipte çalışıyordum.
Ne bu oyundan, ne de ne olduğundan bilgim yoktu. Eylül ayında gayet merkezi olan, hatta ilçe emniyet müdürlüğünün 30 metre ilerisinde bulunan ofisimizi polisler bastı ve dolandırıcılık iddiası ile ofisteki herkesi tutukladı.
Öncelikle hakkımdaki iddia Hacker olduğum ve bu oyunla Almanya'daki milyonlarca kişiyi dolandıran kişilere yardım ettiğim ve bu sayede milyonlarca euro para kazandığımız iddia edildi.
Sonra iddia değiştirildi; onlar bu oyunu oynatmışlar ben ise dilini bilmediğim, hayatımda hiç gitmediğim ülkedeki 25 yıllık oyunu yazmışım. (Tutuklama tarihinde 28 yaşındaydım. Oyun 25 yıllık!)

13 gün hücrede tutulduktan sonra 13. Ağır ceza mahkemesine çıktık, "aaa senin bir suçun yokmuş, kusura bakma" vari bir konuşma ile serbest bıraktılar. Diğer kişilerden bir kısmını tutuklu yargılanmak üzere ceza evine gönderdiler. Bu olay 2016 Eylül ayında oluyor.
Aradan 1/2 ay geçti eve bir kağıt geldi. Hakkınızda adli kontrol kararı verilmiştir. Yurt dışı çıkış yasağı ve her cuma günü mesai saatleri içerisinde imza atmanız gerekiyor dediler. O zaman itiraz etme hakkım olduğunu bilmediğimden dolayı itiraz edemedim.
Zaten psikolojim çok kötü durumdaydı. Yüksek lisans yapmış bir yazılım mühendisiyim. Hayatımda ne karakola gittim ne de mahkeme salonu gördüm.
Bir anda her dolandırılan kişi için alt sınır 4 yıl X 1.5 milyon küsür kişi = 6 milyon yıl hapis talebiyle karşı, karşıya kaldım. haftalarca nezarette yerlerde yattım. Her gece gürültü, itiş, kakış. Gelen tiplerden dolayı zaten uyuyamıyordum geceleri.
İlk önce sanık olarak sonra tanık olarak davaya taraftım.

Neyse, bu kısımlara girip tekrar o zamanları hatırlamak istemiyorum

Bugün imza için karakola gittiğimde dosyanız kapatılmış, artık imza atmanız gerekmiyor dediler. (Evet, 2016 yılından beri imza atıyordum.)

İşimden oldum. Bu süreçte ödemelerimi yapamadığımdan bankalar beni icraya verdi. Sicilim bozuldu.
10 yıllık pasaportum iptal edildi. Millete/çevreme rezil oldum. Dolandırıcı damgası yedim.
Polisler, şirketin sahibini gerçekten dolandırıcı sanıp, yüz milyonlarca euro parası olduğunu hayal edip rüşvet istediler vermeyince de, Tv ve Gazetelerde daha soruşturma sürerken fotoğraflarımızı ve bilgilerimizi yayınlayarak suçlu, suçsuz herkesi hedef gösterdiler.

Öğrenmek istediğim;
Şimdi, yapılan bu haksızlıklar karşısında bu ülke de her hangi bir hakkım var mı? Kanunen tabii ki var diyeceksiniz ama gerçekte var mı?
Dava açıp 10/15 sene bekleyip, sonrada al sana 200 TL hadi geçmiş olsun diyeceklerse olmaz olsun böyle adalet!
Tv ve Gazeteler için tekzip yayınlatsak, ısıtıp tekrar servis edecekler haberleri daha kötü olacak.

Bu arada, dava da tanık olarakta, sanık olarakta tutuklu kimse kalmadı. Herkesi serbest bıraktılar.

Gerçekten sinirlerim çok bozuk, 10 gün sonra düğünüm var. Bir an önce bu ülkeyi bir daha dönmemek üzere terk etmek istiyorum.

Resmen insanlık haklarına aykırı. Süresiz adli kontrol nedir arkadaş?! Soruşturma 10 yıl sürse, 10 yıl mı katlanacaktık bu zulme!
Bu devlete zerre güvenim kalmadı! Lanet olsun böyle düzene!