Neden sorularıma cevap alamıyorum?

[Av.Yusuf Selçuk Ateşkan]

Yaklaşık 1,5 yıldır (bugün itibarıyla tam olarak 557 gündür) üye olduğum Hukuki.Net'te bu mesajla birlikte 2399 mesaj yazdım.
Bu süre içinde günlük mesaj ortalamam 4,13 olmuş. Bu mesajlardan sadece 6'sında (bu mesajla birlikte 7) yeni konu başlattım.
7 konudan bu mesaj dahil 4'ünde bilgi vermeyi amaçlamıştım. Günde ortalama 4,13 mesaj yazarken sadece 3 soru sordum ve bunlardan bazılarına cevap almam da mümkün olmadı. Ki, bu da çok doğal.

Çok soru cevaplayan bir üye olarak diğer üyelerimize yol gösterici olması açısından nasıl soruların daha çok cevaplandığını, nasıl soruların ise cevapsız kaldığını sübjektif bir şekilde yazmak istiyorum. Cevap vermenin gönüllülük esasına dayalı olduğunu unutmamalısınız. Bu nedenle özveride bulunarak cevap yazanların işini kolaylaştırmak için siz de sorularınızı özenle sormalısınız.

1- Çok kısa sorular cevaplanmaz. Kısa sorudan kasıt, anlaşılamayacak kadar kısa veya kısa olduğu için çok ihtimali içeren sorulardır. Soruları net bir şekilde sormalı, ama gereksiz ayrıntılardan da kaçınmalısınız. Soruyu ne kadar özenle sorarsanız o kadar özenli cevap alırsınız.

2- Çok uzun soruların da cevaplanma ihtimali düşüktür. Hukuki açıdan anlam ifade etmeyen gereksiz detaylar içeren veya uzun bir yargılama sürecini, kalın bir dava dosyasını anlatan sorulara cevap alamazsınız.

3- Özel ihtisas gerektiren konularda cevap almak ihtimali düşüktür. Mesela işçi işveren uyuşmazlığı, miras, boşanma, kiracı-ev sahibi ilişkileri konusunda çokça cevap alabilecekken özellikle idari davalar başta olmak üzere daha nitelikli alanlarda ihtimal düşer.

4- Okunaksız, imla hataları içeren, ne dediği anlaşılmayan soruların da cevabını almak zordur.

5- Hoşunuza gidecek cevap verilmediği için tekrar tekrar sorulan sorulara da cevap verilmesi zordur.

6- Sorulara anında cevap verecek nöbetçi bir eleman da bulunmamaktadır. Sabaha karşı 3'te sorulan soruya hemen cevap verilemeyeceği aşikardır.

7- Sorulara cevap vermek veya vermemek tamamen gönüllülüğe dayandığı için, siz de hangi tip sorulara daha çok ihtimalle cevap verildiğine bakarak sorunuzu daha anlaşılır hale getirebilirsiniz.


Her şeyden önemlisi bu forumun amacı genel hukuki bilgi vermektir. Hukuki danışmanlık avukatların tekelinde olan bir iştir.
Buradan öğrendikleriniz eksik, güncelliğini yitirmiş veya durumunuza uygun olmayan bilgiler olabilir.

Bu nedenle buradan edineceğiniz genel fikir üzerine detayları vekalet vereceğiniz bir avukatla görüşmelisiniz.

[ozan1991]

ben 2 gündür yanıt bekliyorum yardımcı olabilirmisiniz konu açmıştım.

[suleyman1987]

Sayın Avukatım,forumdaki aydınlatıcı bilgilendirmeleriniz için size çok teşekkür ederim.

Saygılarımla..

[Av.Yusuf Selçuk Ateşkan]

Ceza hukuku konuları da genelde 3 ve 5. maddeye girer.
Daha doğrusu müşteki-mağdurun duymak istediği en ağır cezanın verileceği, şüpheli-sanığın ise beraat edeceğidir.
İki tarafı dinlemeden, dosyadaki diğer delilleri görmeden sağlıklı bir değerlendirme yapılamaz.

[Aslı2]

Ceza hukuku konuları da genelde 3 ve 5. maddeye girer.
Daha doğrusu müşteki-mağdurun duymak istediği en ağır cezanın verileceği, şüpheli-sanığın ise beraat edeceğidir.
İki tarafı dinlemeden, dosyadaki diğer delilleri görmeden sağlıklı bir değerlendirme yapılamaz.

Avukat bey lütfen yardımcı olabilir misiniz?Soruyu arkadaşım adına yöneltiyorurm. Erkek kişi Bundan 8ay önce tehditle (tehditi yapan dini bir grup) evlenmek zorunda kaldı. Durum şundan ibaret kız ile erkek kişi sevgili iken evlenmeden cinsel birliktelik yaşayıp ayrıldılar. Kız da ayrılmanın üzerine bu durumu kullanıp dini grubu olaya dahil edip benim bekaretimi aldı diyerek erkek kişiyi evlenmeye mecbur bırakmıştır. Erkek kişi kendisi ve kız kardeşleri üzerinden tehdit edilmiştir. Nispi butlanda tehdit ortadan kalktıktan sonra 6ay içinde dava açılır diye biliyorum lakin dini grup evliliğe karıştığı gibi boşanmaya da müdahale etmekte.(yani tehdit ortadan tam kalkmış gibi de değil) Ayrıca gerçekleştirilen evlilik sadece kağıt üzerinde kalmış aynı evde 3.bir kişi ile beraber iki yabancı gibi yaşanmıştır. Herhangi bir evlilik yaşantısı (cinsel birliktelik, dertleşme, hoş beş yaşanmamış aynı masada oturup yemek bile yenmemiştir)söz konusu olmamıştır. Kız bu süreç içerisinde intihar etmeye kalkışmış sürekli huzursuzluk yaratmıştır. İlk 4ay boyunca sürekli kavga çıkmıştır. Kızın intihar ettiğine dair poliste ifadeler bulunmakta. Kavga esnasında çıkan gürültüden dolayı kapıya polis gelmişliği bile mevcut. Bundan sonra erkek kişinin ailesi ile birlikte yaşanmaya başlamış kavga gürültüler orda da devam etmiştir. Orda da ayrı yataklarda yatılmıştır tüm aile bu duruma şahittir. Evlilik zorla olduğu için erkek kişi kızla hiç nişey yaşamamış bi an önce ayrılmak için uğraşmıştır. Ayrıca evlilik yapıldıgı tarihte kız öğretmen olarak kısa bir süre çalışmış erkek kişi öğrenci olup çalışmamamıştır. Beraber yaşanılan her gün kavga ve karşılıklı hakaret ile geçmiştir. Kız bu süre zarfında boşanmaya ikna edilmeye çalışılmış ama her seferinde kız kişisi bu konuya boşanmıyorum hayatımı mahvettin seni süründürücem şeklinde yaklaşmıştır. Sonuç itibarı ile 2ay kadar önce boşanma mevzusu gündeme gelince dini grup tekrar buna engel olmuştur. Artık Arkadaşım artık gözünü karartmış dava açmaya karar vermiştir. 6aylık süre geçti ancak nispi butlanda hak düşürücü süre 5yıl diye biliyoruz. Nispi butlan davası mı açılmalı boşanma davası mı ? Kişilerin her iki dava türünde de eşit kusurlu çıkma ihtimali vsr mı ? Ayrıca dava açıldıktan sonra kız kişisi tazminat ve nafaka isteyebilir mi? Evliliğin zorla olduğuna şahit olarak erkek tarafının ailesi ile evde beraber yaşadıkları kişi mevcuttur. Lakin kızın ailesi bu durumu kabul etmeyecek aleyhte şahitlik edecektir. Ayrıca mutsuz olduğu belli olan nikah fotoğrafları ve ortak evin içinde evliliğin zorla olduğuna dair kaydedilen ses kaydı da delil olarak sunulablilir mi? Karşılıklı hakaret içerikli mesajlar erkek kişisini ne kadar kusurlu kılar

[unfeigned35]

Sayın Av.Yusuf Selçuk Ateşkan
Kusura bakmayın konuyla çok alakalı değil ama forumdan bir üye sizi tavsiye etti aşağıda linkini vereceğim konuyla alakalı değerli görüşlerinizi rica ederim.

https://www.hukuki.net/showthread.php...286#post617286