Yurtdışında meydana gelmiş olayda, Türkiye'deki franchising firmasının hukuki sorumluluğu hk.

[yatutarsa]

Merhaba,

Özet: yurtdışında uluslararası firma ile yaşadığım sıkıntıdan dolayı, türkiye'deki franchising firmasını dava edebilir miyim?

Ayrıntılı hali:
Yurtdışında uluslararası araç kiralama firması üzerinden kiralamış olduğum araç, aracın çevre bandrolünün olmaması sebebiyle ceza yedi.

Durumu karmaşıklaştıran şey ise;
Aracı Fransa'da kiraladım ama cezayı Almanya'da yedim. Davayı da markanın, Türkiye'deki franchising firmasına açmak istiyorum.
Fransa trafik uygulamalarına göre araçlarda bu bandrol kullanılmaz iken, Almanya'nın köln şehrinde her dizel araçta bulunması gereken bir bandrolmüş.
Ancak ben aracı kiralarken, Fransa'dan aldığım aracı Almanya'da teslim edeceğimi beyan etmiş ona göre de sözleşme yapmıştık. Hatta ceza yedikten sonra bana aynı firmanın Almanya şubesi bandrollü dizel araç ile değişim yaptı.

Firma bana ödemiş olduğum cezanın, benim sorumluluğum olduğunu. Almanya'da yeşil alan olarak belirlenen alanlarda (ki bu alan o şehrin büyük bir bölümünü teşkil ediyor) gezmemin benim sorumluluğumda olduğunu iddia ediyor. Ancak köln'de aynı firma kiraladığınız dizel araçları bu bandrollü olarak veriyor müşterilerine. Bir çifte standart söz konusu.

Türkiye firmasıyla iletişime geçerek ödediğim cezanın bana adesini, yoksa dava edeceğimi söyledim. Onlar da cevaben bizi dava edemezsiniz, buyrun bu fransadaki firmanın adresi orayı dava edin dediler.

Ben hakem heyeti üzerinden Türkiye'deki firmayı dava ettim. Ancak dedikleri gibi hakem heyeti, Türkiye'deki firmanın sorumlu olmadıklarını kabul ederse, hangi kanuna istinaden itiraz edebilirim? Gerçekten sorumlu değiller mi?

Okuduğunuz ve yazacağınız cevap için şimdiden teşekkür ederim.

[Av.Yusuf Selçuk Ateşkan]

Hukuk davalarında yetki ve husumet iki önemli konudur.
Yetki hangi yerdeki mahkemenin davaya bakabileceğidir.
Husumet ise bir hukuki uyuşmazlıkla ilgili olarak kimlerin davacı ve davalı olabileceğidir.

Öncelikle bu olay Almanya'da gerçekleştiği için davayı Alman mahkemelerinde açmak gerekir. Türkiye'de dava açarsanız yetki nedeniyle davanız reddedilir.
Mahkeme masrafları ile vekalet ücretini ödemek zorunda kalırsınız.

İkincisi şirketin Türkiye'deki franchise'ı global şirketten bağımsız bir tüzel kişiliktir. Acente olarak Türkiye'deki faaliyetlerden sorumludur. Onu dava ederseniz davanız husumet nedeniyle reddedilir. Mahkeme masrafları ile vekalet ücretini ödemek zorunda kalırsınız.

Türkiye'deki franchise'ı dava etmek elbette ki size kolaylık sağlayacaktır ama hukuken buna izin verilmez.

Sizin istediğiniz, Almanya'dan aldığınız Bosch buzdolabındaki dolayı mahallenizdeki bayiyi dava etmeye benziyor. Mahallenizdeki bayinin bundan ne gibi sorumluluğu olabilir?

[yatutarsa]

Benim yaklaşımım ise, marka sorumluluğu yönündendi.
Ben herhangi bir tüzel kişilik ile değil, uluslararası çalışan bir marka değere güvenerek bu kiralamayı gerçekleştirdim.

Türkiye'deyken internet üzerinden yaptığım kiralamaya atanmış benim açımdan rastgele gelen bir tüzel kişiliktir bu firma.
Fast food zincirinde yediğim bir üründen zehirlendiğimde o şubeyi değil, kurumu dava ederim.

Ama sizin yazdıklarınızdan sonra, bana Almanya'da tokat atan birini Türiye'ye gelerek dava etmişim gibi hissettim. Kaldı ki belki Almanya'da tokat atmak suç değil, orada cereyan eden bir olaya, oranın kuralları ile oranın mahkemelerinin bakması gereken bir husus olduğu şimdi biraz daha netleşti.

Cevabınız için teşekkür ederim.