Sevgili forum üyeleri , hepinize iyi geceler ve Hayırlı Ramazanlar dilerim.

22 Mayıs 2017 tarihinde başıma gelen bir olay sonucunda, sizlerden konu ile ilgili değerli fikirlerinizi sunmanızı rica ediyorum.

Belirtiğim tarihte Paşaköy Mesire Alanında çalışma arkadaşlarımın düzenlediği pikniğe katıldım. Piknik sürecinde 2 kadeh alkollü içecek kullandım. Daha sonra kendi aracıma binerek oradan ayrıldım. Mesire Alanı dışına geldiğimde bir aracın kaza yaptığını ve Jandarma Trafik memurlarının olay yerinde olduğunu gördüm. Tedirgin olup aracımı sağa çekip durdum. Bu arada piknik alanından çıkan araçlar oldu ve onlara herhangi bir dur uyarısı yapılmadığını gördüm. Sonrasında bende bu durum neticesinde aracıma binip ekiplerin önünden geçtim . Dikiz aynasında da kontrol ederek giderken memurların araca binip arkamdan geldiğini gördüm . Bunun neticesinde aracımı sol tarafa park ettim ve araçtan indim. Söz konusu ekip yanımdan geçip devam etti. Sonrasında ekiplerin ışıkları gecenin karanlığında kayboldu. Bende gittiklerini düşünerek devam ettim. 100 metre gittim ekip birden ışıklarını yaktı ve şoför tarafından görevli memur inerek sağ kapı tarafına geldi. Tüm bu anlattıklarım araç kamerasında kayıt altında .Ama buradan sonrası kontak anahtarı üzerinden alındığı için yok. Evrakları vermemi ve aracı stop etmemi istedi. Bende kendisine ricalarda bulundum. Bunun üzerine silahını çekerek araçtan in diye bağırmaya başladı ve açık olan camdan araca uzanarak aracın kontak anahtarını üzerinden aldı. Bende bunun üzerine araçtan indim neden böyle davranıyorsun diye sordum , memur yüzüstü yere yatmam için bağırdı . Yüz üstü yatılacak bir durum yok eğer üst araması yapmak istiyorsan ellerim havada yaslanayım arabaya ara dedim. Bunun üzerine yanıma gelerek bir eliyle kolumdan tutup diğer elindeki tabancası ile sırtıma vurmak ve tekmelemek sureti ile beni yüz üstü yere yatırıp ters kelepçe taktı .
Tam bunun üzerine piknik alanından evlerine gitmek için gelen arkadaşlar yolun üzerinde sırtımda görevli memuru görüp , ne yapıyorsunuz memur bey ne oldu falan diyerek yanıma geldiler. Memurda görevimi diyerek biraz sert çıkıştı . Araçtan evrakları alarak alkol kontrol cihazını getirip üflememi istedi. Bende üflemek istemediğimi ve alkol kontrolümün kan yoluyla test edilmesini talep ediyorum dedim. K.T.K. 23/2-A ve 48/9 maddelerinden oluşan ceza tutanağını ve ehliyeti geri alma tutanağını doldurup, imzalamamı istedi. Onuda imzalamayacağımı beyan ettim. Bunun üzerine beni Çekmeköy Jandarma Karakol memurları teslim aldı. Önce karakola oradan'da en yakın Devlet Hastahanesi'ne gittik. Görevli doktor muayene sürecinde darp olup olmadığını sordu. Bende olduğunu söyledim ve yapılan vücut kontrollerinde sağ kolda , iki dizde ve göz altında darp izlerini rapora işledi. Alkol tespiti için kan vermek istediğimi söyledim. Şu an kan alacak görevli olmadığını ve başka hastaneye gitmemizi söyledi. Yanımda bulunan Jandarma Karakol Görevlisi üfleme ile alalım falan dedi. Görevli doktor burada cihaz falan yok dedi. Bunun üzerine Jandarma görevli memur vardı falan dur yan odada olması lazım deyip odadan çıktı ve sonrasında elinde bir cihazla geldi. Getirdiği cihaza bende üfledim. Sonuç 1,15 olarak çıktı. Sonrasında karakola geldik ve ifademi almak istediler. Bende bir avukat eşliğinde verirsem iyi olur durumlar karıştı çünkü dedim. Memur, avukatı gerektirecek bir şey yok sen ne söylersen onu yazarım okur imzalarsın . Zaten ifadeni verip gideceksin pek önemli değil falan dedi. Bende ifademi verdim ve karakoldan ayrıldım.
Sonrasından öğrendiğim ehliyetimin 2 seneliğine alındığı ve üflemek istemediğim içinde 2 sene daha ilave edilip toplamda 4 sene alındığını öğrendim.



Anlattığım konu ile ilgili nasıl bir yol izlemeliyim ? Şimdiden herkese teşekkür eder iyi formlar dilerim.