Tekrar ve son kez açıklayayım. İşe iade kararını uygulamak isteyen işverenin işçiyi işe daveti halinde 4 aylık ücretini ödemek durumundadır. Bu takdirde fesih işlemi geçersiz hale geldiğinden işçi de eğer tahsil etmiş ise ihbar ve kıdem tazminatlarını işverene iade edecektir.
Ancak eğer işçi, işverenin işe iade kararını uygulayacağını bildirdikten sonra işe başlamaz ise bu takdirde iş akdi feshi geçerli hale gelecek ve işçi iade davası ile elde etmeyi umduğu ücret ve tazminatları alamayacaktır. Yukarıda da söyledik. İşe iadenin amacı istihdamı korumak işçinin işsiz kalmasını önlemek için yaratılmıştır. Çalışmayacağınız ve hak etmediğiniz halde size bir ödeme yapılması sizce mümkün müdür?
Karar arıyorsanız www.hukuki.net/hukuk tıklayarak iş hukuku bölümündeki kararları tarayabilirsiniz.
Sayın Gür,
İlgili kişi 23 ay işsiz nasıl durabilir, halen başka bir iş bulmuş ve çalışıyor,
burdaki mesele ise işverenin kötü niyetle işe davet etmesi ve yetersiz yöneticilerin haklı çıkması değilmidir.
şimdi siz bıraksın yeni işini ve kendisine her türlü adaletsizliğin yapıldığı
kurumda devammı etsin diyorsunuz?
özür dilerim ben anlamadım, yukarıda ki kararın açıklığını hukuken yorumlamanızı bekliyorum.
yaptığım araştırmada net bir sonuç bulamadım kimi ödenir der kimi ödenmez der ?
selamlar.
Yürürlükte olan bir Kanunu eleştirmek başka şeydir, Kanun ve Yargıtay kararlarını dikkate alarak bir vakayı yorumlamak başka bir şeydir.
İş Kanunu'nun gerçek anlamda bir iş güvencesi sağlamaktan uzak olduğu, Kanun'a göre yargılamanın 4 ay sürmesi gerekirken belirttiğiniz gibi çok daha uzun zaman aldığı ve bu nedenle işçiler açısından mağduriyet doğurduğu, işe iade konusunda son sözün işçiye ait olması gerekirken işe alıp almama kararının işverene bırakıldığı vb. eleştirileri bu forumlarda defaaten dile getirdik. Biraz incelerseniz bulabilirsiniz.
Ancak öte yandan yürürlükte olan bir Kanun ve buna bağlı Yargıtay kararları gözönüne alındığında sorunuz tam ve doğru olarak cevaplanmış bulunmaktadır.
İşveren işe iade kararına rağmen işe başlatmazsa; hem işe iade tazminatı hem de en çok 4 aylık boşta geçen sürenin ücretini öder. İşe başlatırsa sadece boşta geçen sürenin ücretini öder.
Varsayalım işveren(iş sahibi), kendi temsilcisinin(yönetici) haksız nedenlerle işçisini işten çıkardığını mahkeme davasının sonuçlanmasıyla anladı.. Davada bu süreçte 2 yıldan fazla sürdü...işvereninde vicdanlı bir işveren olduğunu düşünelim, haksızlığını anlayıp hülle değilde samimi olarak işçiyi iş yerine davet etmiş olsun...
Diyorsunuzki işçi bu kadar uzun suren dava sonucunda sadece 4 aylık boşta geçirilen süreler miktarınca ücret ve sosyal haklarını alabilir..
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu gibi bir durum oluyor çünkü sonuç itibariyle işçi 2 yıl aradan sonra bu iş yerine devam ederek- "işe iade davasının amacına-ruhuna yakışır" bir şekilde hareket ettiğinde eğer bu çalıştırılmayan sürelerin ücret/sosyal haklarını alması yasayla engelleniyorsa, bu resmen işverenin işçiyi kendi isteğiyle "ücretsiz izine" çıkarmış olması gibi bir durum oluşturmuyor mu?
Halbuki işverenin, işçinin kendi isteği dışında ücretsiz izne sevk etme hakkı yoktur!
Bu durumda işçinin iş akdinin hiçbir zaman kesintiye uğramadığının ve devam ettiğinin mahkemece kanıtlanmasıyla ve işçinin işine devam etmesiyle çalıştırılmadığı süreleri talep etme hakkı doğmaz mı?
Bütün bunları düşündüğünüzde ortaya içinde bir çok boşluğu bulunan hödük bir iş kanunu çıkıyor. Kanunun bilim adamlarınca çıkarıldığına inanasınız gelmiyor.
Resmen her halukarda işveren korunuyor gibi bir durum var..Eğer işçinin her daim böyle şeylere maruz kalabileceği ihtimali bulunuyorsa o zaman işçinin her usulsüz ve haksız işten çıkartıldığında yeniden iş arıyor yada çalışıyor olmasının bir anlamı kalmıyorki yani bütün çabaların sonunda -boşa kürek sallıyoruz gibi bir durumda oluşuyor- Bu durumda iş güvencesinin amacı/yaptırımı nerde kalıyor?
Öte yandan işe iade davası sürerken, davanızın uzayacağını düşünerek ve mecburen para kazanmaya da ihtiyacınız varsa, işe iade davasının ruhuna aykırı hareket ettiniz ve kendinize yeni iş buldunuz diyelim. Diyelimki işinizide piyasada söz sahibi bir iş acentası yoluyla bulun ve işiniz ünlü bir holdingin yönetim kuruluna asistanlık yapmak olsun. (örnek dahada ağırlaştırılabilir)
Bu esnada bu meşhur agentaya davanızdan bahsetmeyip nasıl sahtekar rolüne girebilirsiniz ki, agenta size beyanlarınızın doğruluğunu imzalatıyor ve sizden referans istiyor..doğruyu söyleseniz zaten size iş bulmazlar.. Hadi bir yolunu buldunuz bu safhayı aştınız işe alındınız.. Eski iş vereniniz sizi işe davet etti diyelim, mecburen eski işinize döneceksiniz, peki bunca süre diyelimki averaj 2 yıldır kendisine çalıştığınız, uğrunuza bu iki yıl süresince birsürü maddi/manevi yatırım yapmış olan bu yeni işverene hangi gerekçeyi vererek işten ayrılacaksınız. işvereni 2 yıl boyunca sahtekarca oyalamış oluyorsunuz oda size hülle yatırım yapmış oluyor.. Napacak bu işverende hem size, hemde eski işvereninize maddi/manevi kayıplarına karşı davamı açacak.. Gereksiz yere herkes bir davanın sonuçlarının içine mi çekilmiş olacak...
Belki işten çıkarken işçilerde gerekçe vermek zorunda değildir denilebilir ama eğer bir işyerine onurunuzla ve statükoyla giriyorsanız durduk yere gerekçesiz işten ayrılmak profesyonel bir şey değildir, herkes gerekçesini bilmek ister. Bunca yatırıma rağmen keyfinize göre işten ayrılıyorsanız bu hakkınızda kötü bir referanstır, yeni işveren işe iadenizi öğrendiğinde onu kandırmış olmanızdan dolayı sinirlenme hakkına sahiptir, iş bulan acentanızda dahil piyasaya hakkınızda kötü referans vererek burnunuzdan getirebilme potansiyelide olabilir ve birdaha hiçbir acentanın nezdinde sözüne güvenilir bir işçi olamaz iş bulmakta zorlanabilirsiniz..
Diyeceğim o ki bu kanun aynı zamanda insanları ahlak ve etik dışı davranışlarada sevk etmektedir. Artık bu ulu devletlüm -yasa yapıcısınında durumu ve muhtemel senaryoları görmemezlikten gelmemesi gerekmektedir.. Ben bunu böyle düşündüğüm için yeni bir iş arayamadım, korktuğum bütün bu süreçlerin başıma gelmesinden ve bunun stresini ve üzüntüsünü yine ben çekiyor olmaktan çekindiğim için 3 yıl boyunca davamın bitmesini bekledim ama görüyorum ki sıfıra sıfır elde var sıfır, yine kaybeden ben oldum yine kaybeden biz işçiler oluyoruz, olacağız...
İşveren işe iade kararına rağmen işe başlatmazsa; hem işe iade tazminatı hem de en çok 4 aylık boşta geçen sürenin ücretini öder.
Sn. Gür,
İşveren, işçinin sözleşmesini fesh ettiğinde ihbar ve kıdem tazminatlarını ödememişse, işe iade kararına rağmen de işe başlatmazsa, yukarıda belirttiğiniz ödemelere ek olarak kıdem ve ihbar tazminatlarını da ödemesi gerekiyor değil mi?
İşverenin işe başlatmaması ile işçinin davete icabet etmeyip işe başlamaması ayrı şeylerdir.
İşveren işe iade kararına rağmen işe başlatmazsa; hem işe iade tazminatı hem de en çok 4 aylık boşta geçen sürenin ücretini öder. İşe başlatırsa sadece boşta geçen sürenin ücretini öder.
İşçi, işverenin davetine rağmen işe başlamazsa, ödenmemişse kıdem ve ihbar tazminatı dışında herhangi bir hak talep edemez.
İşverenin işe davetine rağmen, işçinin işe başlamaması halinde 4 aylık çalıştırılmadığı süreye ilişkin ücret alacağının ödenmesi gerektiğine ilişkin yakın zamanda bir yargıtay kararı çıktığını hatırlıyorum. Kaldı ki iş kanunu 21.de iki hususa dikkat çekmekte fayda var bence. Birincisi kanun çalışmadığı değil, çalıştırılmadığı süre diyor. Dolayısıyla başka işte çalışmış olması 4 aylık ücret alacağını etkilememeli. Diğer hususda 4 aylık ücret alacağının işçinin 10 günlük süre içerisinde işverene müracatına bağlanmış. Yani işe başlatılıp başlatılmaması, ya da işe başlayıp başlamaması önemli olmasa gerek. İsterseniz bahsi geçen kararı da daha sonra bulup yazabilirim.
Birincisi kanun çalışmadığı değil, çalıştırılmadığı süre diyor. Dolayısıyla başka işte çalışmış olması 4 aylık ücret alacağını etkilememeli.
Hunkarkan madem hukukçusunuz, eğer çalışmadığı değilde kanun çalıştırılmadığı süre diye tanımlıyorsa, o zaman hakimin işe iadeyi karar verdiği tarih aslen işçinin o ana kadar çalıştırılmadığı süre olmazmı? O zaman kanunda niye böyle gereksiz yere 4 aylık boşta geçen süre tazminatıyla işçinin haklarını kısıtlamışlar? Bence bütün hukukçular bunun hesabını bilim adamlarına ve hakimlere sormalılar? Sizce de öyle değil mi?
Ben kanunun lafsızdan bahsediyorum. Kanunu da ben yazmadım ayrıca. Ama benim fikrimi soruyorsanız, bu konunu nereden kopyaladılarsa, o ülkede muhtemelen bu tür davalar en geç 4 ay içerisinde neticelendiğinden, bizde de aynı sürede bitmesini ümit ederek böyle yazmış olmalılar. Kaldı ki kanunda, seri yargılama usulüne göre 4 ayda neticelenir diyor. Ama öyle olmuyor ne yazık ki.
Sayın humble, daha önce yazdıklarınızı da yeni okudur. Söylediklerinizin çoğuna katılıyorum. Kanunda birçok eleştirilecek husus mevcut. Bence de burada seçim hakkı işçiye bırakılmalıydı. Yani işe iade kararı verilen işçi, işe dönüp dönmemekte serbest bırakılmalı, dönmeyecekse tazminatını alabilmeliydi. Böylece işverenin sebepsiz işten çıkarmalarının önüne geçilebilirdi. Asıl gaye de bu değil mi zaten.
Ilgili hukuk burosunun cok fazla sirkete talebinin oldugunu biliyorum evet vekalet belgeleri var. Benim burada merak ettigim sey kanitlarinin hukuka...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
TMK'nın 1007. maddesi uyarınca...
29-03-2024, 00:53:43 in Gayrimenkul Hukuku