+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.

Konu: nitelikli cocuk istismari

nitelikli cocuk istismari Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    May 2016
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı nitelikli cocuk istismari

    Merhaba ben bundan 2 yıl önce Facebook tan arkadaşlık talebinden bulunan bir kız la tanıştım ve yaklaşık iki ay sevgili gibi olduk tanıştığımız da ismini ve yaşını bana tamamen yanlış tanıtmış ve biz kızla birlikte lik yaşadık 3 sefer yanıma gelip gece benimle kaldı ve ardından kendisini kacirmami istedi aksi taktirde seni mahkemeye vereceğim dedi bana bide o zaman yasim sa daha 18 doldurmamış kessin kurtulamassin içeriye gideceksin. Falan güne kadar gelip beni almassan annem le gidecez aylem seni öğrendi kaciririsan bisey demez ailem sana diye mesajlar attı bana ben daha askerlik bile yazmamış tim ve kesinlikle kaciramam seni dedim ve kendimden uzaklaştırmak istedim mesajlarında birçoğu şuan duruyor Facebook ta ben asker sen sonra ifade vermeye gittim ve savcı böyle birini tanıyor musun dedi bende olayi olduğu gibi anlattım ve kacgun aradan sonra nitelikli çocuk istismarı diye dava açıldığı ni gordum yeni kızın yaşının küçük olduğunu öğrendim yane şimdi 6 ay sonrasına mahkeme verilmiş nasıl bir ceza alır mıyım yardımcı olursaniz lütfen bide suan nişanlıyim ailemin de haberi yok ne yapmalıyım: (



    Hukuki NET Güncel Haber

    nitelikli cocuk istismari konulu yargıtay kararı ara
    nitelikli cocuk istismari konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Aug 2010
    Nerede
    ANKARA
    İletiler
    480
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: nitelikli cocuk istismari

    buyur yapılacak suçun cezanın ne kadar olduğu açık ve net bir şekilde yazdım buraya hatta sana 4 tanede yargıtay kararı koydum onlarıda iyice oku...


    MADDE 103 – (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;

    a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

    b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,

    Anlaşılır.

    (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

    (3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (Değişik 3. fıkra: 5377 – 29.6.2005 / m.12) (3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

    (4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

    (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

    (6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

    (7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

    T.C.
    YARGITAY
    CEZA GENEL KURULU
    E. 2011/5-412
    K. 2012/2
    T. 31.1.2012
    • CİNSEL İSTİSMAR ( Sanığın Öz Kızı Olan 15 Yaşından Küçük Mağdura Zincirleme Şekilde – Konunun Uzmanı Olan Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Bulunmadan Düzenlenen Raporun Hükme Esas Alınamayacağı)
    • ADLİ TIP KURUMU RAPORU ( Sanığın Öz Kızı Olan 15 Yaşından Küçük Mağdura Zincirleme Şekilde Cinsel İstismarı – Konunun Uzmanı Olan Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Bulunmadan Düzenlenen Raporun Hükme Esas Alınamayacağı)
    • ONBEŞ YAŞINDAN KÜÇÜK MAĞDURA ZİNCİRLEME ŞEKİLDE CİNSEL İSTİSMAR ( Konunun Uzmanı Olan Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Bulunmadan Düzenlenen Raporun Hükme Esas Alınamayacağı)
    • RUH SAĞLIĞININ BOZULMASI ( Sanığın Öz Kızı Olan 15 Yaşından Küçük Mağdura Zincirleme Şekilde Cinsel İstismarı – Konunun Uzmanı Olan Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Bulunmadan Düzenlenen Raporun Hükme Esas Alınamayacağı)
    5237/m.103
    2659/m.7,23,24
    ÖZET : Sanığın öz kızı olan onbeş yaşından küçük mağdura zincirleme şekilde basit cinsel istismarda bulunarak, ruh ve beden sağlığının bozulmasına sebep olduğu kabul edilen olayda, Özel Daireyle yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; mağdur hakkında raporu düzenleyen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 2659 Sayılı Kanunun 7/f, 23/B ve 24/1. maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak teşekkül edip etmediğinin belirlenmesine ilişkindir. Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca, ruh sağlığı hastalıkları uzmanı başkanlığında, ikisi adli tıp, kadın hastalıkları ve doğum, üroloji, radyoloji ve çocuk cerrahi uzmanlarından oluşan yedi kişilik kurul tarafından düzenlenen raporda, sonuç olarak mağdurun ruh sağlığının bozulduğu belirtilmektedir. Yerel mahkemece, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun bu raporu hükme esas alınmış olup, belirtilen raporun ruh sağlığı hastalıkları uzmanı başkanlığında, ikisi adli tıp, kadın hastalıkları doğum, üroloji, radyoloji ve çocuk cerrahi uzmanlarından oluşan yedi kişilik bir kurul tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ancak, mağdure suç tarihi itibarıyla onbeş yaşından küçük olup, 6. İhtisas Kurulunda muayenesi ve hakkındaki raporun düzenlenmesi sırasında, inceleme konusunun uzmanı olan çocuk psikiyatrisi uzmanının görüşmelere katılmadığı görülmektedir. Bu sebeple Adli Tıp Kurumu Yasasının 7/f ve 23/B maddelerine aykırı olarak, konunun uzmanı olan çocuk psikiyatrisi uzmanı bulunmadan düzenlenen raporun, hükme esas alınamayacağında kuşku yoktur.

    DAVA : Onbeş yaşından küçük çocuğuna karşı zincirleme şekilde cinsel istismar suçundan sanık İ. G.’ün 5237 Sayılı T.C.K.nın 103/1, 103/3, 103/6, 43, 53/1 ve 63.maddeleri uyarınca 17 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve tutukluluk halinin devamına ilişkin, Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 24.2.2009 gün ve 276-70 Sayılı resen temyize tabi olan hükmün, sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 22.11.2010 gün ve 9314-8485 sayı ile;

    “… Suç tarihinde çocuk olduğu anlaşılan mağdur hakkında Adli Tıp Kurumu Kanununun 7 ve 23. maddeleri gereği usulüne uygun teşekkül etmeyen ihtisas kurulunun düzenlediği rapora itibar edilerek T.C.K.nın 103/6. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi…”,

    İsabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

    Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 1.3.2011 gün ve 30-64 sayı ile;

    “… Bozma kararında belirtilen Adli Tıp Kanununun 7 nci maddesine göre; Altıncı Adli Tıp İhtisas Kurulu; birer kadın hastalıkları ve doğum, radyoloji, üroloji, ruh sağlığı ve hastalıkları, çocuk psikiyatrisi, adli antropoloji, çocuk cerrahisi uzmanlarından oluşur.

    23 üncü maddeye göre Adli Tıp İhtisas Kurulları, başkanın başkanlığında işin niteliğine göre en az dört üye ile toplanır ve oyçokluğuyla karar alır. Oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu taraf oyçokluğunu sağlamış sayılır. Üyelerden birinin özürlü olması veya yokluğu halinde eksiklik diğer kurullardan alınacak üye ile tamamlanır. Şu kadar ki tetkik edilecek konu ilgili uzman üye hazır bulunmadıkça müzakere edilemez.

    Bozma kararı bu maddeler ışığında değerlendirilecek olunursa; mağdure hakkında rapor düzenleyen 6. İhtisas Kurulunda çocuk psikiyatrisinin yer almadığı, buna karşılık bir olması gereken adli tıp uzmanının heyette iki kişi olarak yer aldığı, başka bir deyişle 23 üncü maddenin düzenlemesine uygun olarak eksikliğin diğer kurullardan alınan adli tıp uzmanıyla doldurulduğu anlaşılmaktadır. Şekli anlamdaki eksiklik heyette çocuk psikiyatrisinin bulunmadığı bir durumda rapor düzenlenmesi konusudur. Mahkememizin kanaatine göre bu durum sonuca etki edecek bir eksiklik değildir. T.C.K.nın 103/6 ncı maddesine göre suç sebebiyle ruh sağlığının bozulması halinde verilecek ceza 15 yıldan az olamayacaktır. T.C.K.da ruh sağlığının bozulup bozulmadığı konusundaki tespitin nasıl yapılacağı, bu konudaki raporun nereden hangi kurumdan alınacağı konusunda bir bağlayıcı düzenlemeye yer verilmemiştir. Esas olan konu mağdurun suç sebebiyle ruh sağlığının bozulması konusudur.

    Yargıtay 5. Ceza Dairesi, suç sebebiyle ruh sağlığının bozulması halinde cezanın miktarının yüksek olması sebebiyle bu konudaki raporun atk Başkanlığından alınması yönünde kararlar vermiş, bu kararlar ışığında ruh sağlığının bozulup bozulmadığı konusundaki kararlar İstanbul atk Başkanlığından aldırılmaya başlanmıştır.

    Mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu konusunda dosyada iki ayrı rapor bulunmaktadır. Bunlardan birisi Dicle Üniversitesi Hastanesinin raporu, diğeri de Yargıtay 5. Ceza Dairesinin kararında vurgu yaptığı içerisinde çocuk psikiyatrisinin bulunmadığı, buna karşılık başka bir üye ile tamamlanan heyetin verdiği rapordur. Her iki raporda da mağdurun suç sebebiyle ruh sağlığının bozulduğu tespit edilmiştir.

    İşlenen suçun niteliği ve suçu işleyen kişinin sıfatı birlikte düşünüldüğünde mağdurun ruh sağlığının bozulduğu yönündeki raporların hükme dayanak yapılacağı, başka bir işlem yapılmasına gerek bulunmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir. Babası tarafından defalarca benzer cinsel saldırıya maruz kalan mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığını / bozulmayacağını kabul etmek mümkün değildir. Babası tarafından defalarca cinsel saldırıya maruz kalan hangi çocuğun ruh sağlığı bozulmaz? Babası tarafından bu tür saldırıya maruz kalan herhangi bir çocuk, olanları hiç bir şey olmamış gibi kabullenebilir mi? Bu sorulardan ilkine her çocuğun ruh sağlığı bozulur şeklinde cevap verilmesi mümkün iken, ( nitekim mağdure ruhi durumuyla ilgili yaşadıklarını göstermesi açısından talimatla mahkemede ifadesi alınırken hal ve hareketleriyle yaşadığı travmayı ortaya koymuştur) 2. soruya ise hiç bir çocuk babası tarafından kendisine yapılan cinsel saldırı sonucunda bir şey olmamış gibi davranamaz şeklinde cevap verileceği kesindir. Heyette çocuk psikiyatrisi yer alsa bile babasının cinsel saldırısına maruz kalan mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığı tespiti yapılmasının mümkün olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir. Başka bir deyişle mağdurenin yaşadıklarından sonra hiç bir hekimin mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığına karar vereceği düşüncesinde değiliz. Bir an için çocuk psikiyatrisi mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığı düşüncesinde olsa bile heyette yer alan diğer üyelerin daha önce mağdurenin ruh sağlığının bozulduğuna karar vermeleri sebebiyle farklı düşüncede bile olsa bir hekimin görüşünün sonucu değiştirmeyeceği açıktır. Bu sebeplerle mağdurenin yeniden raporunun aldırılmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

    Bu sonuca ulaşılırken C.M.K.nın 236. maddesinin de dikkate alındığını belirtmek gerekmektedir.

    C.M.K.nın 236. maddesine göre işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur bu suça dair soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenir. Maddi gerçeğin ortaya çıkartılması açısından zorunluluk arzeden haller saklıdır.

    Mağdure soruşturma aşamasında önce emniyet görevlilerince dinlenmiş, daha sonra raporunun alınması için Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğüne, ardından Dicle Üniversitesi hastanesine gönderilmiştir. Emniyette dinlenen mağdure, gönderildiği her iki kurumda da dinlenmiştir. Hekimlerin mağdureyi dinlemeleri olgusunun da C.M.K.daki ‘dinleme’ olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

    Kovuşturma aşamasına gelindiğinde mağdure talimatla mahkemede bir kez dinlenmiş, daha sonra atk Başkanlığına sevk edilmesi üzerine bir kez de buraca dinlenmiştir. Yani mağdure soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplam 5 kez dinlenmiştir.

    Kanun koyucu bırakalım ruh sağlığı bozulmuş çocuğun 5 kez dinlenmesini, psikolojisi bozulan çocuğunu soruşturma veya kovuşturma aşamasında bir kez dinleneceğini öngörmüştür. Dosyada ise mağdure bugüne kadar beş kez dinlenmiştir. Bir kez daha dinlendiği takdirde altıncı kez dinlenmiş olacaktır.

    Aradan geçen 3 yıl içerisinde yaşadığı olayları unutan veya unutmak üzere olan mağdurenin bir kez daha 6-7 kişinin yer aldığı heyetin önüne çıkartılarak dinlenmesi olayları sıcağı sıcağına yeniden yaşaması anlamına gelecektir. Mağdurenin böyle bir ruh hali ile baş başa bırakılmaması gerekir. Kanun koyucunun amacı yaşadığı olumsuz olayları bir an önce unutması için mağdurun soruşturma ve kovuşturma aşamasında bir kez dinlenmesini sağlamaktır. Bu amaca uygun olarak mağdurenin korunması ve geleceği adına bir kez daha dinlenmesi C.M.K.nın 236. maddesindeki düzenlemeye aykırı olacaktır.

    Değerlendirme yapılırken sanık referanslı değerlendirmeler yapılmamalı, mağdurun durumu da gözetilmelidir. Kaldı ki somut olayda sanık referanslı değerlendirme yapılmış, Dicle Üniversitesi tarafından mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu tespit edilmesine rağmen bir kez de atk Başkanlığından rapor aldırılmıştır. Mahkememizin kanaatine göre buraya kadar anlatılan sebeplerle atk Başkanlığı tarafından düzenlenen rapor yeterlidir. Bu rapor mağdurenin içinde bulunduğu ruh halini yansıtan ve ayrıca bu ruh halini tespit eden Dicle Üniversitesi hastanesinin raporu ile de uyumludur. Bu sebeplerle mağdurenin bir kez daha atk Başkanlığına gönderilerek raporunun aldırılması yönünde bir işlem yapılmamıştır…”,

    Şeklindeki gerekçeyle önceki hükmünde direnmiştir.

    Resen temyize tabi olan bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istemli, 22.10.2011 gün ve 233013 Sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:

    KARAR : Sanığın öz kızı olan onbeş yaşından küçük mağdura zincirleme şekilde basit cinsel istismarda bulunarak, ruh ve beden sağlığının bozulmasına sebep olduğu kabul edilen olayda, Özel Daireyle yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; mağdur hakkında 10.11.2008 tarihli raporu düzenleyen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 2659 Sayılı Kanunun 7/f, 23/B ve 24/1 inci maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak teşekkül edip etmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

    Uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir hukuksal sonuca varılabilmesi için, 25.2.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak, yayımından üç ay sonra yürürlüğe giren 4810 Sayılı Yasayla köklü değişikliklere uğramış bulunan 2659 Sayılı Adli Tıp Kurumu Yasasının, ihtisas kurullarının kuruluş şekli ve çalışma düzeni hakkındaki düzenlemelerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.

    Anılan Kanunun “Adli Tıp İhtisas Kurulları” başlıklı 7 nci maddesi;

    “Adli Tıp Kurumunda altı ihtisas kurulu bulunur. Aşağıdaki ihtisas kurulları, bir başkan ve adli tıp uzmanı iki üye ile;

    …f) Altıncı Adli Tıp İhtisas Kurulu birer;

    – Kadın Hastalıkları ve Doğum,

    – Radyoloji,

    – Üroloji,

    – Ruh Sağlığı ve Hastalıkları,

    – Çocuk Psikiyatrisi,

    – Adli Antropoloji,

    – Çocuk Cerrahisi,

    Uzmanlarından oluşur.

    İhtisas Kurullarında yeteri kadar raportör bulundurulur”,

    “Adli Tıp Genel Kurulunun ve İhtisas Kurullarının Çalışması” başlıklı 23. maddesi;

    “…B) Adli Tıp İhtisas Kurullarının Çalışması:

    Adli Tıp İhtisas Kurulları Başkanının başkanlığında işin niteliğine göre en az dört üye ile toplanır ve oyçokluğuyla karar alır. Oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu taraf oy çokluğunu sağlamış sayılır.

    Üyelerden birinin özürlü olması veya yokluğu halinde eksiklik diğer kurullardan alınacak üye ile tamamlanır. Şu kadar ki tetkik edilecek konu, ilgili uzman üye hazır bulunmadıkça müzakere edilemez.

    C-) Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu ve İhtisas Kurulları lüzum görüldüğü hallerde kararını vermeden önce incelediği konuyla ilgili bulunan evrakın onanmış örneklerini mahallinden isteyebileceği gibi aslı üzerinde de inceleme yapması zorunlu olduğunda bunları da isteyebilir.

    Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu ve İhtisas Kurulları ilgili kişileri gerektiğinde muayene ve bunları usulüne göre dinleyebilir. Her türlü tetkikatı yapar ve yaptırabilir.

    Adli Tıp Genel Kurulu kararları nihai olmakla beraber mahkemelerin delilleri serbestçe takdir hususundaki yetkilerini kısıtlamaz.

    Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 10 ncu maddesinin hükümleri saklıdır.

    Adli Tıp Genel Kurulu ve adli tıp ihtisas kurullarının çalışma esas ve usulleri yönetmelikte gösterilir”,

    “Adli Tıp Kurumunda Bilirkişi Dinlenmesi ve Toplantılara Katılma” başlıklı 24 üncü maddesi ise;

    “I- Adli Tıp Genel Kurulu ve Adli Tıp İhtisas Kurullarıyla Adli Tıp İhtisas Daireleri, inceledikleri konularla ilgili olarak Adli Tıp Kurumunda bulunmayan tıp ve diğer uzmanlık dallarında Adli Tıp Kurumu dışından uzmanların bilirkişi olarak davet edilmesine karar verebilirler. Uzman kişiler oy hakları olmamakla beraber görüşlerini bir raporla Adli Tıp Genel Kurulu, Adli Tıp İhtisas Kurulu veya Adli Tıp İhtisas Dairesi Başkanlığına bildirirler.

    Bilirkişilere yönetmelikteki esaslara göre Adli Tıp Genel Kurulu, Adli Tıp İhtisas Kurulu ve Adli Tıp İhtisas Dairesi Başkanlığınca yaptıkları çalışmaya uygun ücret takdir olunur.

    II- a) Adli Tıp Genel Kurulu, Adli Tıp İhtisas Kurullarıyla Adli Tıp İhtisas Daireleri, inceledikleri konularla ilgili olarak kendi kurul veya dairelerinde bulunmayan, Adli Tıp Kurumundaki diğer kurul veya dairelerde bulunan uzmanların davet edilmesine karar verebilirler. Uzman kişiler, o olayla ilgili toplantıya katılır ve oy kullanırlar…” şeklinde düzenlemeler içermektedir.

    Bu düzenlemelere göre, anılan Kanunun 7 nci maddesinin ( f) bendi uyarınca, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun, bir başkan ve adli tıp uzmanı iki üye ile birer kadın hastalıkları ve doğum, radyoloji, üroloji, ruh sağlığı ve hastalıkları, çocuk psikiyatrisi, adli antropoloji ve çocuk cerrahisi uzmanından oluşacağı, aynı Kanunun 23 üncü maddesinin ( B) bendi uyarınca da ihtisas kurulunun başkan ve işin niteliğine göre, bu uzmanlardan en az dört üyenin katılımıyla toplanacağı, ancak incelenecek konunun, ilgili uzman üyenin hazır bulunmaması durumunda görüşülemeyeceği açıktır. Kaldı ki, incelenecek konuda ihtisas kurulunda konuyla ilgili bir uzman bulunmaması, buna karşın diğer ihtisas kurullarında bulunması halinde buradan gelecek uzmanın katılımıyla görüşme yapılabileceği gibi, 24 üncü madde uyarınca dışarıdan ilgili uzman kişinin bilirkişi olarak getirtilip görüşüne başvurulması da olanaklıdır. Bu hükümlerle amaçlanan; ceza yargılaması bakımından somut gerçeğin saptanmasında, hükme esas alınmaya en uygun ve elverişli bilimsel görüşün, bilirkişi raporu olarak ceza mahkemelerine sunulmasıdır.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

    Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca, ruh sağlığı hastalıkları uzmanı başkanlığında, ikisi adli tıp, kadın hastalıkları ve doğum, üroloji, radyoloji ve çocuk cerrahi uzmanlarından oluşan yedi kişilik kurul tarafından düzenlenen 10.11.2008 gün ve 6025 Sayılı raporda, sonuç olarak mağdurun ruh sağlığının bozulduğu belirtilmektedir.

    Yerel mahkemece, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun bu raporu hükme esas alınmış olup, belirtilen raporun ruh sağlığı hastalıkları uzmanı başkanlığında, ikisi adli tıp, kadın hastalıkları doğum, üroloji, radyoloji ve çocuk cerrahi uzmanlarından oluşan yedi kişilik bir kurul tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ancak, mağdure 5.4.1994 doğumlu ve suç tarihi itibarıyla onbeş yaşından küçük olup, 6. İhtisas Kurulunda muayenesi ve hakkındaki raporun düzenlenmesi sırasında, inceleme konusunun uzmanı olan çocuk psikiyatrisi uzmanının görüşmelere katılmadığı görülmektedir. Bu sebeple Adli Tıp Kurumu Yasasının 7/f ve 23/B maddelerine aykırı olarak, konunun uzmanı olan çocuk psikiyatrisi uzmanı bulunmadan düzenlenen raporun, hükme esas alınamayacağında kuşku yoktur. O halde, mağdure hakkında, yeniden ve yasaya uygun bir şekilde oluşturulmuş bir kuruldan rapor alınarak, sanığın hukuki durumunun buna göre belirlenmesi gerekmektedir.

    Bu itibarla, yerel mahkemece, yasaya aykırı olarak düzenlenmiş bir raporun hükme esas alınması suretiyle sanık hakkında suç nitelemesi yapılarak mahkumiyet hükmü kurulması isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

    1-) Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 1.3.2011 gün ve 30-64 Sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,

    2-) Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 31.01.2012 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    T.C.
    YARGITAY
    CEZA GENEL KURULU
    E. 2011/5-201
    K. 2011/193
    T. 27.9.2011
    • NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR ( Mağdur Çocuğun Ruh Sağlığının Bozulup Bozulmadığına İlişkin Olarak Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Kurulu’nda Görevli Uzmanlar Arasından Seçilecek ve Aralarında Çocuk Psikiyatristi de Bulunan En Az Beş Kişilik Bilirkişi Heyetinden Rapor Alınması Gereği )
    • RUH SAĞLIĞININ BOZULUP BOZULMADIĞINA İLİŞKİN RAPOR ( Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Kurulu’nda Görevli Uzmanlar Arasından Seçilecek ve Aralarında Çocuk Psikiyatristi de Bulunan En Az Beş Kişilik Bilirkişi Heyetinden Rapor Alınması Gereği – Nitelikli Cinsel İstismar )
    • ADLİ TIP KURUMU RAPORU ( Nitelikli Cinsel İstismar – Mağdur Çocuğun Ruh Sağlığının Bozulup Bozulmadığına İlişkin Olarak Adli Tıp Kurumu 6.İhtisas Kurulu’nda Görevli Uzmanlar Arasından Seçilecek ve Aralarında Çocuk Psikiyatristi de Bulunan En Az 5 Kişilik Bilirkişi Heyetinden Rapor Alınacağı )
    • ÇOCUK PSİKİYATRİSTİNİN BULUNMA ZORUNLULUĞU ( Nitelikli Cinsel İstismar – Ruh Sağlığının Bozulup Bozulmadığına Konusunda Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Kurulu’nda Görevli Uzmanlar Arasından Seçilecek ve Aralarında Çocuk Psikiyatristi de Bulunan Bilirkişi Heyetinden Rapor Alınacağı )
    5237/m. 103/6
    2659/m. 31
    ÖZET : Nitelikli cinsel istismar suçunda; suç tarihinde 15 yaşını tamamlamamış olan suç mağduru hakkında eylem sonucunda ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin rapor düzenlenirken Adli Tıp Mevzuatı çerçevesinde görev yapacağının açıkça belirtilmiş olması karşısında, Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Kurulu’nda yer alması gereken uzmanlık dallarında görevli uzmanlar arasından seçilecek ve içerisinde zorunlu olarak çocuk psikiyatrı bulunan en az beş kişilik bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı beş kişi tarafından düzenlenmiş olan ve aynı zamanda içerik itibarıyla da yetersiz bulunan rapor esas alınarak hüküm kurulması isabetsizdir.

    DAVA : Nitelikli cinsel istismar suçundan sanık A.’un 5237 sayılı TCY’nin 103/2-3-6, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında 5237 sayılı TCY’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin, ( Ankara Yedinci Ağır Ceza Mahkemesi)’nce verilen 22.04.2010 gün ve 369-112 sayılı re’sen temyize tabi olan hükmün, katılan Sibel vekili ve sanık müdafii tarafından da temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi’nce 20.12.2010 gün ve 8991-9852 sayı ile;

    “… TCK’nın 103/6. maddesinin uygulanabilirliği açısından, Adli Tıp Kurumu’nun kanuna uygun teşekkül etmiş İlgili İhtisas Kuruiu’ndan rapor alınarak sonucuna göre hükme varılması gerekirken, H… Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nın 22.03.2010 günlü raporuyla yetin ilmesi suretiyle eksik tahkikatla yazılı şekilde karar verilmesi,

    Kabule göre de; sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulurken 5237 sayılı Yasa’mn 61. maddesindeki sıralamaya göre, 43. maddenin 103/6. maddeden sonra uygulanması gerektiği, ancak TCK’nm 43. maddesi uyarınca yapılacak artırımın 103/2 ve 103/3. maddelerin tatbiki sonucu bulunan 12 yıl hapis cezasının 1/4 oranında artırımı neticesi ortaya çıkan 3 yıl hapis cezasının 103/6. maddeyle belirlenen cezaya eklenmesi ile netice cezanın tayini gerektiği gözetiimeyerek sanığa fazla ceza verilmesi…”,

    İsabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir..

    Yerel mahkemece ise 15.03.2011 gün ve 46-57 sayı ile;

    “… Sanığın mağdurenin annesi olan Hülya’yla 2008 yılının Ocak-Şubat ayına kadar 5-6 yıl aynı evde karı koca hayatı yaşadıkları, mağdurenin annesinin evde olmadığı saatlerde erkek çocuklarını dışarı çıkararak yaşı küçük mağdureye porno film izletip birçok kez cinsel istismarda bulunduğu ve mağdureyi tehditle ırzına geçtiği, bu olayların açığa çıkmaması için de mağdureyi ölümle tehdit ettiği, mağdurenin bu olaylar olduğu sırada henüz 15 yaşını doldurmamış olduğu ve zaten psikolojik sorunlarının mevcut olduğunun duruşmada dinlendiği sırada heyetçe tespit edildiği, henüz çocuk yaşta olan kişilik gelişimi devam eden ve maruz kaldığı olay sebebi ile psikolojik olarak yeteri kadar yıpranan mağdurenin Adli Tıp Kurumu’na şevki ile rapor alınma cihetine gidilmesi halinde mağdurenin olayları tekrar anlatma aşaması ve devamında psikolojisinin bozulacağı, kaldı ki emniyetçe CD’ye aktarılan ifade alınma esnasında teşhis edilen görüntülerinden de mağdurenin yeteri kadar yıprandığının görülmesi mağdurenin daha da fazla mağdur olmasına sebebiyet vereceği heyetçe kabul edilmiştir. Modern ceza yasaları ve uygulanmasına yönelik usul yasalarında tarihi gelişim içinde sanıkların en başta adii yargılanma adı altında haklarının gelişimi sağlanmaya çalışılmış ve mevcut yasalarımızda da haklarının en üst düzeyde korunmaya çalışıldığı bir gerçektir. Örneğin müdafii atanması, son sözünün sorulması, delilleri inceleme hakkı, susma hakkı gibi haklar sanıklara tanınmış iken aleyhine işlenen suç nedeni iie mağdurların ceza yargılaması usul yasaları sebebi ile daha fazla mağdur edilmeme haklarının da mahkemelerce gözetilmesi gerektiği heyetin doğal kabulündedir. H… Üniversite gibi uluslararası düzeyde tanınan ve 15 yaşını henüz ikmal etmiş çocuk sayılacak mağdurenin çocuk ve ruh sağlığı bölümü olan uzman çocuk psikiyatrlarının bulunduğu bu yükseköğrenim kurumu hastanesinden alınan ruh ve beden sağlığının bozulmuş olduğuna dair rapor mağdurun da modern ceza yargılamasında daha fazla mağdur edilmeme hakkı olacağı düşüncesi ile itibar edilmiştir. Kaldı ki, mahkememizi bağlayıcı olmamakla birlikte Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdüriüğü’nün 11.06.2010 tarihli mahkemelere gönderdiği genelgesinde TCK’nm 103/6. maddesi uyarınca suçun sonucunda mağdurun ruh ve beden sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin raporların 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu hükümlerine göre Adli Tıp Kurumu veya Yükseköğrenim Kurumları ile diğer sağlık kuruluşları tarafından düzenlenebileceği ancak Adli Tıp Kurumu’nun Çocuk Psikiyatrisinin uzman kadrosunun yetersiz olması nedeni ile söz konusu raporların zamanında hazırlanması bakımından yetersiz kaldığı, mağdurların muayenesi için uzun süreli randevuların verildiğinin, bu itibarla ülke genelinde çocuk psikiyatrisi bulunan kurumların mahkemelere bildirildiği, A… ‘da ise A… Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji, Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, A… D… S… U… Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, A… K… Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi sadece çocuk psikiyatri uzman kadrosu bulunan hastanelerine dahi gecikmeleri önlemek için başvurulabileceği belirtilmiştir. Bir çocuk psikiyatri imzası ile rapor verebilecek D… S… U… Çocuk Hastanesi’nden dahi rapor alınabileceği de gözönüne alındığında çocuk psikiatristi uzmanları heyetince H… Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı Bölümü’nden alınan rapora itibar edilmiştir. Kaldı ki; Adli Tıp Kurumu 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 31. maddesi” Yükseköğretim Kurumları veya birimleri Adli Tıp Mevzuatı çerçevesinde Adli Tıp Olaylarında ve diğer adli konularda Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu’na göre resmi bilirkişi sayılır’ ibaresi gözönüne alındığında da bir yükseköğretim kurumu olan H… Üniversitesi’nin Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan alınan Adli Tıp Mevzuatı’na ilişkin rapora itibar edilerek önceki kararda ısrar edilmiştir…”,

    Gerekçesiyle 5237 sayılı TCY’nirı 43. maddesine ilişkin bozma nedenine uyulmuş, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiğine ilişkin bozma nedenine ise direnilmiştir.

    Re’sen temyize tabi olan bu hükmün de katılan Sibel vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığı’nın “bozma” istekli 01.07.2011 gün ve 185768 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    KARAR : Sanığın, nitelikli cinsel istismar suçundan cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulu’nca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; mağdurenin maruz kaldığı nitelikli cinsel istismar suçu nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

    Yerel mahkemece, mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu görüşünü içeren H… Üniversitesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda görevli çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı beş kişi tarafından düzenlenmiş olan 22.03.2010 günlü rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur.

    Adalet işlerinde resmi bilirkişi olarak görevlendirilen Adli Tıp Kurumu’nun kuruluş ve çalışma şekli 25.02.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak, yayımından üç ay sonra yürürlüğe giren 4810 sayılı Yasa ile köklü değişikliklere uğramış bulunan 2659 sayılı Yasa ile düzenlenmiştir.

    Uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir hukuki sonuca varılabilmesi için 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası’nın, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile ilgili olarak rapor düzenlemekle görevli Altıncı Adli Tıp İhtisas Kurulu başta olmak üzere İhtisas Kurullarının kuruluş şekli ve çalışma düzeni hakkındaki düzenlemelerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.

    Anılan Yasa’nın, “Adli Tıp İhtisas Kurulları” başlıklı 7. maddesinde;

    “Adli Tıp Kurumu’nda altı İhtisas Kurulu bulunur. Aşağıdaki İhtisas Kurulları, bir başkan ve adli tıp uzmanı iki üye ile;

    …f) Altıncı Adli Tıp İhtisas Kurulu birer;

    – Kadın Hastalıkları ve Doğum,

    – Radyoloji,

    – Üroloji,

    – Ruh Sağlığı ve Hastalıkları,

    – Çocuk Psikiyatrisi,

    – Adii Antropoloji,

    – Çocuk Cerrahisi,

    Uzmanlarından oluşur.

    İhtisas Kurullarında yeteri kadar raportör bulundurulur”,

    “Adli Tıp Genel Kurulu’nun ve İhtisas Kurullarının çalışması” başlıklı 23. maddesinde;

    “…B) Adli Tıp İhtisas Kurullarının Çalışması:

    Adli Tıp İhtisas Kurulları Başkanının başkanlığında işin niteliğine göre en az dört üye ile toplanır ve oyçokluğu ile karar alır. Oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu taraf oyçokluğunu sağlamış sayılır.

    Üyelerden birinin özürlü olması veya yokluğu halinde eksiklik diğer kurullardan alınacak üye ile tamamlanır. Şu kadar ki tetkik edilecek konu, ilgili uzman üye hazır bulunmadıkça müzakere edilemez…”

    “Adli Tıp Kurumu’nda bilirkişi dinlenmesi ve toplantılara katılma” başlıklı 24. maddesinde ise;

    “I- Adli Tıp Genel Kurulu ve Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp İhtisas Daireleri, inceledikleri konularla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu’nda bulunmayan tıp ve diğer uzmanlık dallarında Adli Tıp Kurumu dışından uzmanların bilirkişi olarak davet edilmesine karar verebilirler. Uzman kişiler oy hakları olmamakla beraber görüşlerini bir raporla Adli Tıp Genel Kurulu, Adli Tıp İhtisas Kurulu veya Adli Tıp İhtisas Dairesi Başkanlığı’na bildirirler.

    Bilirkişilere yönetmelikteki esaslara göre Adli Tıp Genel Kurulu, Adli Tıp İhtisas Kurulu ve Adli Tıp İhtisas Dairesi Başkanlığı’nca yaptıkları çalışmaya uygun ücret takdir olunur.

    II- a) Adli Tıp Genel Kurulu, Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp İhtisas Daireleri, inceledikleri konularla ilgili olarak kendi Kurul veya Dairelerinde bulunmayan, Adli Tıp Kurumu’ndaki diğer Kurul veya Dairelerde bulunan uzmanların davet edilmesine karar verebilirler. Uzman kişiler, o olayla ilgili toplantıya katılır ve oy kullanırlar” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.

    Bu düzenlemelere göre, anılan Yasa’nın 7. maddesinin ( f) bendi uyarınca, Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Kurulu’nun, bir başkan ve adli tıp uzmanı iki üye ile birer kadın hastalıkları ve doğum, radyoloji, üroloji, ruh sağlığı ve hastalıkları, çocuk psikiyatrisi, adli antropoloji ve çocuk cerrahisi uzmanından oluşacağı, aynı Yasa’nın 23. maddesinin ( B) bendi uyarınca da İhtisas Kurulu’nun başkan ve işin niteliğine göre bu uzmanlardan en az dört üyenin katılımıyla toplanacağı, ancak incelenecek konunun ilgili uzman üyenin hazır bulunmaması halinde ise müzakerenin yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

    Diğer yandan Yasa’nın “Diğer Adli Ekspertiz Kurumları” başlıklı 31. maddesinde yer alan; ” Yükseköğretim Kurumları veya birimleri, Adli Tıp Mevzuatı çerçevesinde adli tıp olaylarında ve diğer adli konularda Ceza Muhakemeleri Usu/ü Kanunu’na göre resmi bilirkişi sayılır. Bu birim ve kliniklerde tetkik edilecek adli tıp ile ilgili işler yönetmelikte belirlenir” şeklindeki düzenlenmeyle de Yükseköğretim Kurumları veya birimlerinin, Adli Tıp Mevzuatı çerçevesinde adli konularda Ceza Yargılaması Yasası’na göre resmi bilirkişi sayılacağı açıkça belirtilmiştir.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

    Suç tarihinde 15 yaşını tamamlamamış olan nitelikli cinsel istismar suçu mağdurunun gerçekleştirilen eylem sonucunda ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin raporun yerel mahkeme tarafından, Adli Tıp Kurumu yerine 2659 sayılı Yasa’nın 31. maddesi uyarınca H… Üniversitesi’nden alınmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, anılan maddede Yükseköğretim Kurumları veya birimlerinin Adli Tıp Mevzuatı çerçevesinde görev yapacağının açıkça belirtilmiş olması karşısında, Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Kurulu’nda yer alması gereken uzmanlık dallarında görevli uzmanlar arasından seçilecek ve içerisinde zorunlu olarak çocuk psikiyatrisi bulunan en az beş kişilik bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken, çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı beş kişi tarafından düzenlenmiş olan ve aynı zamanda içerik itibarıyla da yetersiz bulunan rapor esas alınarak hüküm kurulması isabetsizdir.

    Bu itibarla yerel mahkemece, yasaya aykırı olarak düzenlenmiş bir raporun hükme esas alınması suretiyle sanık hakkında suç nitelemesi yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı olan direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,

    1- Ankara Yedinci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 15.03.2011 gün ve 46-57 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,

    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    T.C.
    YARGITAY
    14. CEZA DAİRESİ
    E. 2011/9056
    K. 2012/3661
    T. 29.3.2012
    • CİNSEL TACİZ SUÇU ( Cinsel Taciz İçerikli Sözlerle Birlikte Bedensel Temas Bulunduğundan Sanığın Eyleminin Çocuğun Basit Cinsel İstismarı Suçunu Oluşturacağı ve Bu Suçla İlgili Görevli Mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi Olduğundan Görevsizlik Kararı Verileceği)
    • ÇOCUĞUN BASİT CİNSEL İSTİSMARI SUÇU ( Cinsel Taciz İçerikli Sözlerle Birlikte Bedensel Temas Bulunduğu – Sanığın Mağdurenin Kolunu Tutup Motosikletine Bindirmek İstediği)
    • BEDENSEL TEMAS BULUNMASI ( Cinsel Taciz Suçuna İlişkin Davada Bedensel Temas Bulunduğundan Sanığın Eyleminin Çocuğun Basit Cinsel İstismarı Suçunu Oluşturacağı – Görevli Mahkemenin Asliye Ceza Mahkemesi Olduğu)
    • GÖREVLİ MAHKEME ( Cinsel Taciz İçerikli Sözlerle Birlikte Bedensel Temas Bulunduğundan Sanığın Eyleminin Çocuğun Basit Cinsel İstismarı Suçunu Oluşturduğu – Asliye Ceza Mahkemesi Görevli Olduğundan Görevsizlik Kararı Verileceği)
    5237/m.103, 105
    ÖZET : Cinsel taciz suçuna ilişkin yargılamada cinsel taciz içerikli sözlerle birlikte bedensel temas bulunması nedeniyle sanığın eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturacağı, bu suçla ilgili yargılama yapma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekir.

    DAVA : Cinsel taciz suçundan sanık A.K.’nin yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Selçuk Sulh Ceza Mahkemesinin 30.12.2008 gün ve 2008/289 Esas, 2008/422 Karar sayılı hükme yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının vaki temyiz isteminin reddine ilişkin aynı Mahkemece verilen 13.01.2009 gün 2008/289 Esas, 2009/422 sayılı Ek Kararın süresi içerisinde Yargıtayca incelenmesi O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;

    O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz talebinin suçun vasfına yönelik olduğu bu nedenle temyiz kabiliyetinin bulunduğu anlaşılmakla, Mahkemenin 13.01.2009 gün 2008/289 Esas, 2009/422 Karar sayılı temyizin reddi kararının kaldırılarak gereği düşünüldü:

    KARAR : Sanığın yolda gördüğü mağdureye cinsel içerikli sözler söyledikten sonra kolundan tutup motosiklete bindirmek istediği, yürümeye devam eden mağdureyi tacizli sözlerle takip ettiği olayda, cinsel taciz içerikli sözlerle birlikte bedensel temas bulunması nedeniyle sanığın eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturacağı, bu suçla ilgili yargılama yapma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

    SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    T.C.
    YARGITAY
    14. CEZA DAİRESİ
    E. 2011/13955
    K. 2011/4996
    T. 14.12.2011
    • YAŞ TESPİTİ ( Nitelikli Cinsel İstismar – Sanığın Mağdurenin 19 Yaşında Göründüğüne İlişkin İddiası – Mağdurenin Resmi Bir Sağlık Kuruluşunda Doğmadığının Anlaşılması Halinde Yaş Tespitine Esas Olacak Kemik Grafileri Çektirilip Sağlık Kurulundan Rapor Alınacağı )
    • EK MÜTALAA ( Nitelikli Cinsel İstismar – Mağdurenin Ruh Sağlığının Hangi Sanığın Eyleminden Dolayı Bozulduğu Anlaşılamadığından Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulundan Bu Hususta Ek Mütalaa Alınacağı )
    • BEDEN VEYA RUH SAĞLIĞINI BOZACAK ŞEKİLDE NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMAR ( Nitelikli Cinsel İstismar – Mağdurenin Ruh Sağlığının Hangi Sanığın Eyleminden Dolayı Bozulduğu Anlaşılamadığından Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulundan Bu Hususta Ek Mütalaa Alınacağı )
    5237/m. 103
    ÖZET : Beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunda; mağdurenin 19 yaşlarında göründüğüne ilişkin sanığın aşamalardaki beyanı nazara alınarak, mağdurenin bağlı bulunduğu nüfus idaresinden onaylı aile nüfus kaydı ve doğum tutanağı getirtilip, resmi bir sağlık kuruluşunda doğmadığının anlaşılması halinde, yaş tespitine esas olacak kemik grafileri çektirilip sağlık kurulundan rapor alınması ve gerektiğinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan görüş sorulmak suretiyle gerçek yaşının bilimsel biçimde saptanmasından sonra, sonucuna göre iddia sanıkların hukuki durumlarının tayin edilmelidir.

    Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiş ise de; rapordan ruh sağlığının her iki sanığın eylemlerinden mi, yoksa hangi sanığın eyleminden dolayı bozulduğu anlaşılamadığından, bu hususta ek mütalaa alındıktan sonra hüküm kurulması gerekir.

    DAVA : Beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanıkların yapılan yargılamaları sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetlerine dair Bartın Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 28.12.2010 gün ve 2009/75 Esas, 2010/201 Karar sayılı, sanık yönünden re’sen de temyize tâbi hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi;

    Sanık müdafiinin süresinden sonra yapılmış olan duruşma isteğinin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

    KARAR : Nüfus kaydına göre 28.08.1992 doğumlu olan mağdurenin 19 yaşlarında göründüğüne ilişkin sanığın aşamalardaki beyanı nazara alınarak, sanıklara isnat olunan suçun oluşumuna ve unsurlarına etkisi bakımından mağdurenin bağlı bulunduğu nüfus idaresinden onaylı aile nüfus kaydı ve doğum tutanağı getirtilip, resmi bir sağlık kuruluşunda doğmadığının anlaşılması halinde, yaş tespitine esas olacak kemik grafileri çektirilip sağlık kurulundan rapor alınması ve gerektiğinde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan görüş sorulmak suretiyle gerçek yaşının bilimsel biçimde saptanmasından sonra, sonucuna göre iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

    Kabule göre de;

    Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 28.05.2010 tarihli raporunda mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu belirtilmiş ise de; rapordan ruh sağlığının her iki sanığın eylemlerinden mi, yoksa hangi sanığın eyleminden dolayı bozulduğu anlaşılamadığından, bu hususta ek mütalaa alındıktan sonra hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,

    SONUÇ : Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, kısmen re’sen de temyize tâbi hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Çocuğun nitelikli cinsel istismari
    İyi akşamlar abiler ablalar basım büyük belada üç ay öncesinde bi kızla sozlendim aile zoruyla kızın yaşı 14 ve sonrasında çevreden biraz soruşturmak...
    Yazan: Slhbrcnr Forum: Diğer Hukuki Sorular
    Yanıt: 4
    Son İleti: 03-01-2019, 18:18:54
  2. [Ceza davaları] Çocugun cinsel istismari
    Cinsel istismar davasindan birinden sikayetci oldum savciliktan whatsap kayitlarinin cikarilmasini isteme hakkim varmi savcim dosyayi cocugun cinsel...
    Yazan: zehraa5 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 30-12-2018, 14:24:52
  3. [Cezalar] çocuk istismari
    Merabalar ben 17 yaşındayım. 1 ay once gelen olay konusunda bilgi almak istiyorum. Olay kız arkadasım beni öperken fotoğraf çekindik ve isteği...
    Yazan: kadirkadir325 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 07-06-2016, 15:13:23
  4. Çocuk istismari
    Arkadaşlar iyi günler. Bir forum sitesinde bir üye açıkça ve ciddi bir şekilde hepinizin kız çocuklarına talibim gibi beyanlarda bulunmuştur. Ben bu...
    Yazan: Alp Er Timur Forum: Hukuki Görüş ve Yorum
    Yanıt: 5
    Son İleti: 30-04-2015, 23:58:49
  5. Yeni Hukuki Kaynak: Nitelikli Dolandırıcılık Nitelikli Zimmet Banka
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Nitelikli Dolandırıcılık Nitelikli...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 17-03-2007, 11:38:47

İlgili Hukuk terimleri

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.