Merhaba,

2015 yılında fırtınalı bir havada gece yarısı elektrik kesintisi ve yüksek gerilime bağlı olarak modemim yandı. Modemi garanti dahilinde olduğu için servise gönderdim. Zyxel servisi tarafından yapılan incelemede modemin uluslararası standartların dışında, modem direncini aşan yüksek gerilim sonucu anakartının yandığı tespit edilerek rapor düzenlenmiştir. Ailem ile birlikte kaldığım için ev ile elektrik aboneliği babama aittir. Mevcut servis raporu ile birlikte İlçe Tüketici Hakem Heyetine başvurarak modem fatura tutarının Elektrik dağıtım şirketi tarafından tazmin edilmesini ve zararın karşılanmasını talep ettim. Tüketici Hakem Heyeti başvurumu değerlendirerek beni haklı buldu ve lehime karar verdi. Elektrik Dağıtım Şirketi bu kararın iptali için Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesine başvurdu.

Mahkeme benim bu adreste oturup oturmadığımı tespit için İlçe Emniyet Müdürlüğüne bir müzekkere göndererek ikamet tespiti yapılmasını istedi ve yapıldı. Fakat mahkeme Elektrik kesintisi kayıtlarını tutmakla yükümlü olan Dağıtım Şirketinin İl Müdürlüğünden de kesinti kayıtlarını talep etti. Doğal olarak mahkemeye itiraz eden davacı Dağıtım Şirketi "elektirk kesintisi olmadığı" yönünde cevap verdi! Halbuki kesinti olmuş ve yüksek gerilime bağlı olarak modemin yandığının Zyxel ana servisi tarafından raporu vardır. Sonuç olarak Mahkeme Tüketici Hakem Heyeti kararının iptaline karar verip dava masraflarının da ikinci kez mağdur edilen tüketiciden tahsil edilmesine hükmetmiştir. Gerekçeli kararda modemi yanan kişi ile elektrik dağıtım şirketinin abonesinin aynı kişi olmadığı ve bir illiyet bağı oluşmadığı kararı yer almaktadır.

1- Elektrik ile çalışan cihazların dağıtım şirketinin sorumluluklarını yerine getirmemesinden kaynaklı zarara uğraması tüketicinin suçu değildir.
2- Bu cihazların elektrik akımından kaynaklı olarak arızalanmasını önlemek öncelikli olarak bu hizmeti veren şirketin yükümlülüğündedir.
3- Elektrik kesintisi kayıtları bağımsız bir kuruluş tarafından değil hizmeti veren şirket tarafından tutulmakta ya da tutulmamaktadır!
4- Mahkeme bu kayıtları sadece tarafsız bir kuruluştan talep edebilir fakat böyle bir kurum/kuruluş var mıdır bilmiyorum!
5- Mahkeme karara doğrudan etki eden duruma ilişkin verileri talep ederken davacı taraftan talep edemez, ederse sonuç davacının lehine olacaktır.
6- Tüketici Mahkemesi sifatı ile görev yapan Asliye Hukuk Mahkemeleri tüketicinin değil sermayenin tarafında yer almaktadır.
7- Kişi herhangi bir misafirhanede de ikamet ediyor olabilir. Telefonunu şarj etmek için elektrik prizine taktığında yüksek akım sonucu telefonu yanabilir ve bunu önlemek gibi bir zorunluluğu olamaz.
Dolayısıyla elektrik abonesi olmadığı için zararın karşılanmasını talep etmemesi kabul edilemez bir durumdur. Böyle bir durumda işletme de sorumlu tutulamaz.
8- Karara itiraz eden Davacı zaten tazminattan kurtulmak için, tüketici ise zararının tazmin edilmesi için başvuru yapmıştır. Şayet Mahkeme Tüketici Hakem Heyetinin kararının iptaline hükmediyorsa
dava masraflarının DAVACI tarafta kalmasına hükmetmelidir. Zaten mağdur olan tüketici ikinci kez dava masrafı ödeyerek bir nevi cezalandırılarak mağdur edilmemelidir.


Bilindiği üzere Tüketici Mahkemesi kararları kesindir ve itiraz yolu kapalıdır. Buradan doğan hak ihlali ve mağduriyetin giderilmesi için Anayasa Mahkemesine başvuru yapılabilir mi?

Teşekkür ederim.