HIRSIZLIK SUÇUNUN BENZER SUÇ TİPLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI

Malvarlığına karşı suçlar içinde yer alan hırsızlık suçu, yağma, mala zarar verme, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma gibi suç tipleriyle de yakın bağ içermektedir.

I. HIRSIZLIK SUÇUNUN YAĞMA SUÇUNDAN FARKLARI

Hırsızlık ve cebir kullanma suçlarının bir arada bulunarak oluşan, karma nitelikte olduğu kabul edilen, herkesin fail ya da mağdur olabileceği yağma suçu “Bir kimseyi, tehdit ederek veya cebir kullanarak, taşınır bir malı teslim etmeye ya da alınmasına karşı koymamaya mecbur etme” şeklinde tanımlanabilir. Yağma suçunun hırsızlık suçuna çok yakın bir suç tipi olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim Yargıtay’ın da bazı kararlarında yağma suçunu “cebri hırsızlık” olarak ifade ettiği dikkati çekmektedir. Bunun yanı sıra, yağma ve hırsızlık suçlarında maddi konuyu taşınır malların oluşturmasıyla maddi konu açısından iki suç tipinin de benzerlik gösterdiğini görmekteyiz.

Hem yağma hem de hırsızlık suçu bakımından herkes fail ya da mağdur olabileceğini söylemiştik. Hırsızlıktan farklı olarak, yağma suçunda fail ile mağdur arasında bir hısımlık ilişkisi ya da hizmet ya da iş ilişkisi bulunması şahsi cezasızlık, cezada indirim gibi cezayı etkileyen bir durum teşkil etmemektedir.
Hırsızlık suçu ile yağma suçu arasında korunan hukuki değer açısından farklılıklar bulunmaktadır. Hırsızlık suçu özellikle zilyetliğe sahip olanın taşınır malını korumaya yönelirken, yağma suçunda hem malın zilyetliği ile mülkiyetliği korunurken hırsızlık suçunun koruduğu değerden farklı olarak kişinin özgürlüğünü de korumayı amaçlamakta olmasıdır.

Başkasına ait taşınır malın zilyedinin rızası dışında bulunduğu yerden alınması hırsızlık suçu ile yağma suçu bakımından ortak unsurdur. Ancak, yağma suçunda hırsızlıktan farklı olarak alma eylemi tehdit ve ya cebir kullanılarak gerçekleştirilmekte, zilyedin rızası bu şekilde ortadan kaldırılmaktadır. Dolayısıyla, zilyedin rızasının bulunmaması da her iki suç bakımından ortak unsurdur. Ancak, yağma suçunda zilyet malı teslime ya da failin malı almasına karşı koymamaya kullanılan tehdit ve cebir nedeniyle mecbur kalmaktadır.

5237 sayılı TCK’nın zincirleme suçu düzenleyen 43.maddesinde, ETCK’nın aksine, son fıkrada sayılan suçlar bakımından bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı kabul edilmektedir. Bu son fıkrada malvarlığına karşı işlenen suçlardan sadece yağma sayılmaktadır. Bu nedenle, bir suç işleme kararıyla aynı mağdura karşı, değişik zamanlarda gerçekleştirilen yağma eylemlerinde ya da birden fazla kişiye karşı tek bir fiille gerçekleştirilen yağma eylemlerinde faile, her bir yağma suçu için ayrı ceza verilecektir. Aynı durumlarda hırsızlık suçu söz konusu olduğunda ise TCK’nın 43.maddesindeki düzenleme karşısında, faile tek bir ceza verilecektir. Ancak bu ceza hâkimin takdirine göre, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılacaktır.

II. HIRSIZLIK SUÇUNUN MALA ZARAR VERME SUÇUNDAN FARKLARI

Mala zarar verme suçunu, TCK’nın 151. Maddesindeki düzenlemeyi dikkate alarak, “Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılamaz hale getirmek veya kirletmek” şeklinde tanımlayabiliriz. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere; mala zarar verme suçu ile hırsızlık suçu arasında benzerliklerden ziyade farklılıklar bulunmaktadır.

Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının farkına korunan hukuki yarar açısından bakmamız ilk temel farklılığı ortaya çıkartacaktır. Hırsızlık suçunun korunan hukuki yararı zilyetlik ve mülkiyettir. Ancak mala zarar verme suçunda korunan hukuki yarar ise sadece mülkiyettir. Bu anlamda hırsızlık suçunun, mala zarar verme suçundan korunan hukuki yarar açısından farkı, hırsızlık suçunun, mala zarar verme suçunda korunmayan zilyetliği, korunan hukuki yarar olarak kabul etmesidir.

Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının farkına suçların maddi konusu açısından baktığımızda mala zarar verme suçunun maddi konusunun taşınır malların yanı sıra taşınmazlara ilişkin olduğunu görmekteyken, hırsızlık suçunda ki maddi konu taşınır mallara ilişkindir. Dolayısıyla hırsızlık suçunda maddi konu olarak yer almayan taşınmaz malların korunması, mala zarar verme suçunun maddi konusunda yer almaktadır.
Mala zarar verme suçu ile hırsızlık suçunda bir diğer önemli farklılık ise hırsızlık suçunda mal zilyedin ya da malikin iradesinden rızası dışında alınarak bu zilyetliğine son verilir iken mala zarar verme suçunda rıza dışı elden çıkma suçun oluşması için hırsızlık suçunda olduğu gibi temel faktörlerden birisini teşkil etmemektedir. Nitekim mala zarar verme suçları, mağdurun rızası olduğu halde bile mağdurun mallarına karşı işlenebilmektedir.

Mala zarar verme suçu ile hırsızlık suçu arasındaki farka maddi unsur açısından baktığımızda, mala zarar verme suçunun seçimlik hareketli bir suç tipi olduğunu görmekteyiz. Aynı zamanda hırsızlıktan farklı olup, mala zarar verme suçu seçimlik hareketli bir suçtur.

Yargıtay kararı açısından mala zarar verme suçu ile hırsızlık suçu arasındaki farklar incelenirken, Yargıtayın içtimaya yönelik verdiği kararlar önem arz etmektedir. Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2005 tarihli bir kararında TCK’nın 141. ve 142. Maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile ETCK’nın 493/1. Maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğunu, bunun sonucu olarak da araç camının kırılması suretiyle gerçekleştirilen eylemlerde hırsızlık suçu yanı sıra 151/1. Maddede düzenlenen mala zarar verme suçunun da oluşacağını belirtmektedir. Bu karardan da anlaşılacağı üzere; TCK’nın uygulaması bakımından bu tür olaylarda gerçek içtima kurallarının uygulanması söz konusu olacaktır.

Mala zarar verme suçunun basit halinin soruşturma ve kovuşturması hırsızlık suçuna göre farklılık göstermektedir. Buna göre hırsızlıktan farklı olarak soruşturma ve kovuşturma için mağdurun şikayeti gerekmektedir.

III. HIRSIZLIK SUÇUNUN GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDAN FARKLARI

Güveni kötüye kullanma suçu ile hırsızlık suçunu maddi unsurlar bakımından karşılaştırdığımızda güveni kötüye kullanma suçundaki fail ve mağdur kavramı, hırsızlık suçunun fail ve mağdur kavramına göre sınırlanmıştır. Nitekim fail olma bakımından, güveni kötüye kullanma suçunda fail, suça konu olan malın zilyetliğinin kendisine devredildiği kişi olmaktadır. Ancak belirtmemiz gerekir ki elbirliği mülkiyeti ya da paylı mülkiyet hallerinde malik olan kişinin de güveni kötüye kullanma suçunun faili olarak kabul edilebilir.
Güveni kötüye kullanma suçunun maddi unsurunu oluşturan eylem zilyetliğin devir amacını aşarak, bu amacın dışında zilyetliği devredilen mal üzerinde tasarrufta bulunmak ya da bu devir olgusunu inkar etmektir. Dolayısıyla bu ifadelerden güveni kötüye kullanan faile, mağdur lehine zilyetlik tesis ederek rızaen bir işlem yapmıştır. Ancak fail bu rızayı aşarak veya red ederek mal üzerinde zilyetlik iradesi kurmak isteyerek güveni kötüye kullanmıştır. Fail lehine zilyetliğin tesis edilmesi aslında hırsızlık suçunun eyleminden tamamen farklılık arz etmektedir. Çünkü güveni kötüye kullanmada önce mağdurun bir rızası vardır ve iradesiyle zilyetliği devretmişken, hırsızlık suçu taşınır mallar üzerinde zilyetlik iradesine, bir başkası tarafından, zilyetin iradesi veya rızası dışında el konulmasıdır. “Bu suçun oluşabilmesi için hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisi ile suça konu mal üzerinde, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere; fail lehine zilyetlik tesisi gereklidir “
İki suç arasından bir diğer fark ise, güveni kötüye kullanma suçunun taşınır malların yanında taşınmaz mallar üzerinde de işlenebileceği kabul edilirken, hırsızlık suçunun sadece taşınır mallar üzerinde işlenebilir olmasıdır.

Güveni kötüye kullanma suçunun soruşturma ve kovuşturması, re’sen soruşuturulabilen veya kovuşturulabilen hırsızlık suçuna göre farklılık göstermektedir. Buna göre hırsızlıktan farklı olarak soruçturma ve kovuşturma için mağdurun şikayeti gerekmektedir.

IV. HIRSIZLIK SUÇUNUN DOLANDIRICILIK SUÇUNDAN FARKLARI

Hırsızlık suçunda korunan hukuksal değerden farklı olarak dolandırıcılık suçlarındaki korunan hukuksal değer kişileri malvarlığıdır. Suçun hukuki konusunu da oluşturan malvarlığına ilişkin değerden, hırsızlık suçundan farklı olarak taşınmazın korunmasının yanı sıra dolandırıcılık suçuna konu olabilecek malvarlığı değerleri taşınırı malvarlığının yanında taşınmaz malvarlığını da kapsamaktadır.

Dolandırıcılık suçunun, hırsızlık suçundan maddi unsur bakımından ayrılan en temel farkı, dolandırıcılık suçunda mağdurun üzerinde etki yaratan ve bu doğrultuda mağduru hataya düşürücü, irade özgürlüğünü ihlal etmeye yönelik hileli davranışlarda bulunularak kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Maddi unsurdaki bu farklılığın sonucu olarak dolandırıcılık suçunda haksız yarar sağlanması konusunda mağdurun rızası bulunmaktadır. Ancak, bu rıza hileli davranış sonucunda, mağdur aldatılarak elde edilmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 12.06.2001 tarihli bir kararında bu durum iki suçu birbirinden ayıran en belirgin ölçüt olarak ifade edilmiştir. Nitekim Tezcan/Erdem; ETCK’daki düzenleme karşısında, mağdurun sağladığı yararın haksız olduğunu anlayabilecek bir iradeye sahip olmadığı durumlarda hataya düşürülmesinden söz edilemeyeceği için dolandırıcılık suçunun oluşmadığını ve bu nedenle de somut olaya göre failin hırsızlık suçundan dolayı cezalandırılması gerektiğini ifade etmektedir.

V. HIRSIZLIK SUÇUNUN KARŞILIKSIZ YARARLANMA SUÇUNDAN FARKLARI

TCK’nın 163. Maddesinde düzenlenen bu suç ile otomatlar aracılığıyla sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanma fiili cezalandırılmaktadır. Ayrıca, başkasına ya da kamuya ait telefon hatları ile şifreli veya şifresiz yayın yapan televizyon yayınlarından sahiplerinin veya zilyetlerinin rızası olmadan yararlanmak da karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır. bu tür fiillerin hırsızlık olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu suç ile hırsızlık suçu arasında birçok farklılık bulunmaktadır. Öncelikle bu suçta korunan hukuki yarar, bir bütün olarak malvarlığıdır.

Hırsızlık suçunun hukuki konusu taşınabilir malları kapsar iken, karşılıksız yararlanmanın hukuki konusunda daha farklı bir ayrım yapılarak temel farklılık oluşmaktadır. Karşılıksız yararlanma suçunda, maddi konu 163. Maddenin birinci fıkrasına göre otomatlar aracılığıyla sunulan bir hizmet” iken, ikinci fıkrasına göre “telefon hatları ile elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlar” dır. Madde metninde de ifade edildiği üzere; bu eylemlerde ortada taşınabilir bir mal bulunmadığından hırsızlık suçunun oluşmayacağı açıktır.

Hırsızlık suçunun maddi unsuru ile karşılıksız yararlanma suçununun maddi unsuru farklılık göstermektedir. Karşılıksız yararlanma suçunun maddi unsuru hırsızlıktan farklı olarak; 163. Maddenin birinci fıkrası bakımından hareket “ödeme yapmadan yararlanma” dır. İkinci fıkrada ise “telefon hatlarına şifreli veya şifresiz yayınlara girmek suretiyle bunlardan sahibinin ya da zilyedinin rızası hilafına yararlanma” dır. Bu suçta manevi unsur da hırsızlıktan farklı olarak sadece genel kasttır.