+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 11 ileti bulundu.
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    109
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Angry Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Merhaba,
    25/02/2010 tarihinde açmış olduğumuz tazminat davası 06/11/2014 tarihinde karara bağlandı ve karşı taraftan 97.743 TL tazminat almaya hak kazandım (bunun 83.000 TL'lik kısmı 24/07/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere).
    Davalı şahıs mahkeme kararından 12 gün sonra tapuda 75.000 TL emsal değer gösterilen evini satmış (evi sattığı kişi arkadaşı-facebook'ta halen arkadaş listesinde ve hemşerisi),sonrasında avukatım aracılığı ile 05/05/2015 tarihinde evine icra takibi başlattık,evinde yaşam için ihtiyaç duyulan eşyalar dışında bir şey bulunamadığı için haciz işlemi yapılamadı(avukatım açacağımız tapu iptal davası öncesi bu işlemin yapılmasının prosedür gereği olduğunu,asıl amacın eşya haczi olmadığını söyledi).
    Biz 11/05/2015 tarihinde evin satışının iptali için 3.600 TL harç yatırarak (kredi çekerek ödedim) tapu iptal davası açtık.Ancak sonradan öğrendiğimize göre davalı şahıs yaptığımız icra işleminden 1 gün sonra 06/05/2015 tarihinde evi kağıt üzerinde sattığı 1.kişi aracılığı ile evin 3.bir şahıs üzerine satışını gerçekleştirmiş.
    Ben kazandığım bir davada alacağımı tahsil edemediğim gibi;

    Düzenli bir işte çalıştığım için,istemiş olduğum tazminat rakamının fazla bulunması nedeni ile davalının avukatlık ücreti olarak ödemem kararı verilen 5.000 TL'yi karşı tarafın avukatına ödüyorum (sağolsun taksitler halinde ödememi kabul etti)

    Bu kişi kısa süreli işlerde çalıştığı için maaşına haciz konulamıyor.
    Bir diğer bilgi davalı kişi halen kağıt üzerinde sattı göründüğü evinde oturuyor ve evine ait su faturalarını kendisi ve eşi ödüyor,bunlar evin mal kaçırma amaçlı satışının ispatına konu olabilir mi?
    Tapuda satışı yapılan mülke ödenen paraların banka yolu ile ödenmesi zorunluluğu var mı?

    Benim siz değerli hukukçulardan öğrenmek istediğim;bu kişiye karşı alacağımı tahsil için nasıl bir yol izleyebilirim.Hukuğun açık bıraktığı noktalar hep kötü niyetli kişilere mi yarayacak?

    Benim bu davaya konu ,yaşadığım saldırı sonucu sağ kolumda kalıcı hasar oluştu,yani bir nevi sakat kaldım ve bu kişi pişkin bir tavırla benim avukatıma size 3-5 bir şey vereyim,davayı kapatalım diyebilecek kadar yüzsüz ,arsız ve kanun tanımaz birisi.

    Hakka,hukuğa,adalete hiç bu kadar ihtiyaç duymamıştım.

    Yanıt verecek değerli üyelere şimdiden teşekkür ederim.

    Saygılarımla,

    Merhaba,
    25/02/2010 tarihinde açmış olduğumuz tazminat davası 06/11/2014 tarihinde karara bağlandı ve karşı taraftan 97.743 TL tazminat almaya hak kazandım (bunun 83.000 TL'lik kısmı 24/07/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere).
    Davalı şahıs mahkeme kararından 12 gün sonra tapuda 75.000 TL emsal değer gösterilen evini satmış (evi sattığı kişi arkadaşı-facebook'ta halen arkadaş listesinde ve hemşerisi),sonrasında avukatım aracılığı ile 05/05/2015 tarihinde evine icra takibi başlattık,evinde yaşam için ihtiyaç duyulan eşyalar dışında bir şey bulunamadığı için haciz işlemi yapılamadı(avukatım açacağımız tapu iptal davası öncesi bu işlemin yapılmasının prosedür gereği olduğunu,asıl amacın eşya haczi olmadığını söyledi).
    Biz 11/05/2015 tarihinde evin satışının iptali için 3.600 TL harç yatırarak (kredi çekerek ödedim) tapu iptal davası açtık.Ancak sonradan öğrendiğimize göre davalı şahıs yaptığımız icra işleminden 1 gün sonra 06/05/2015 tarihinde evi kağıt üzerinde sattığı 1.kişi aracılığı ile evin 3.bir şahıs üzerine satışını gerçekleştirmiş.
    Ben kazandığım bir davada alacağımı tahsil edemediğim gibi;
    Düzenli bir işte çalıştığım için,istemiş olduğum tazminat rakamının fazla bulunması nedeni ile davalının avukatlık ücreti olarak ödemem kararı verilen 5.000 TL'yi karşı tarafın avukatına ödüyorum (sağolsun taksitler halinde ödememi kabul etti)
    Bu kişi kısa süreli işlerde çalıştığı için maaşına haciz konulamıyor.
    Bir diğer bilgi davalı kişi halen kağıt üzerinde sattı göründüğü evinde oturuyor ve evine ait su faturalarını kendisi ve eşi ödüyor,bunlar evin mal kaçırma amaçlı satışının ispatına konu olabilir mi?
    Tapuda satışı yapılan mülke ödenen paraların banka yolu ile ödenmesi zorunluluğu var mı?
    Benim siz değerli hukukçulardan öğrenmek istediğim;bu kişiye karşı alacağımı tahsil için nasıl bir yol izleyebilirim.Hukuğun açık bıraktığı noktalar hep kötü niyetli kişilere mi yarayacak?
    Benim bu davaya konu ,yaşadığım saldırı sonucu sağ kolumda kalıcı hasar oluştu,yani bir nevi sakat kaldım ve bu kişi pişkin bir tavırla benim avukatıma size 3-5 bir şey vereyim,davayı kapatalım diyebilecek kadar yüzsüz ,arsız ve kanun tanımaz birisi.
    Hakka,hukuğa,adalete hiç bu kadar ihtiyaç duymamıştım.
    Yanıt verecek değerli üyelere şimdiden teşekkür ederim.

    Merhaba,
    25/02/2010 tarihinde açmış olduğumuz tazminat davası 06/11/2014 tarihinde karara bağlandı ve karşı taraftan 97.743 TL tazminat almaya hak kazandım (bunun 83.000 TL'lik kısmı 24/07/2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere).
    Davalı şahıs mahkeme kararından 12 gün sonra tapuda 75.000 TL emsal değer gösterilen evini satmış (evi sattığı kişi arkadaşı-facebook'ta halen arkadaş listesinde ve hemşerisi),sonrasında avukatım aracılığı ile 05/05/2015 tarihinde evine icra takibi başlattık,evinde yaşam için ihtiyaç duyulan eşyalar dışında bir şey bulunamadığı için haciz işlemi yapılamadı(avukatım açacağımız tapu iptal davası öncesi bu işlemin yapılmasının prosedür gereği olduğunu,asıl amacın eşya haczi olmadığını söyledi).
    Biz 11/05/2015 tarihinde evin satışının iptali için 3.600 TL harç yatırarak (kredi çekerek ödedim) tapu iptal davası açtık.Ancak sonradan öğrendiğimize göre davalı şahıs yaptığımız icra işleminden 1 gün sonra 06/05/2015 tarihinde evi kağıt üzerinde sattığı 1.kişi aracılığı ile evin 3.bir şahıs üzerine satışını gerçekleştirmiş.
    Ben kazandığım bir davada alacağımı tahsil edemediğim gibi;
    Düzenli bir işte çalıştığım için,istemiş olduğum tazminat rakamının fazla bulunması nedeni ile davalının avukatlık ücreti olarak ödemem kararı verilen 5.000 TL'yi karşı tarafın avukatına ödüyorum (sağolsun taksitler halinde ödememi kabul etti)
    Bu kişi kısa süreli işlerde çalıştığı için maaşına haciz konulamıyor.
    Bir diğer bilgi davalı kişi halen kağıt üzerinde sattı göründüğü evinde oturuyor ve evine ait su faturalarını kendisi ve eşi ödüyor,bunlar evin mal kaçırma amaçlı satışının ispatına konu olabilir mi?
    Tapuda satışı yapılan mülke ödenen paraların banka yolu ile ödenmesi zorunluluğu var mı?
    Benim siz değerli hukukçulardan öğrenmek istediğim;bu kişiye karşı alacağımı tahsil için nasıl bir yol izleyebilirim.Hukuğun açık bıraktığı noktalar hep kötü niyetli kişilere mi yarayacak?
    Benim bu davaya konu ,yaşadığım saldırı sonucu sağ kolumda kalıcı hasar oluştu,yani bir nevi sakat kaldım ve bu kişi pişkin bir tavırla benim avukatıma size 3-5 bir şey vereyim,davayı kapatalım diyebilecek kadar yüzsüz ,arsız ve kanun tanımaz birisi.
    Hakka,hukuğa,adalete hiç bu kadar ihtiyaç duymamıştım.
    Yanıt verecek değerli üyelere şimdiden teşekkür ederim.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim! konulu yargıtay kararı ara
    Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim! konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    109
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Sayın site yöneticileri,
    Gerçekten zor bir süreçteyim ve ne yapacağımı bilemiyorum.Rica etsem sizler konu ile ilgili yol gösterebilirmisiniz?

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jan 2014
    Nerede
    izmir
    İletiler
    15
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Umarım bu kanun maddesini okuyunca yardımı dokunacaktır .
    ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK AMACIYLA MEVCUDUNU EKSİLTMEK

    *Düzenlendiği Kanun Maddesi

    Alacaklısını Zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası:

    Madde 331- (17.07.2003 tarih ve 4949 s.k. 89 ile değişik madde) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvaza yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bir milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.



    İflas takibinde veya doğrudan doğruya iflâs talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da, bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.



    Konkordato mühleti veya iflâsın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflâsın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.



    Taşınmaz rehini kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması hâlinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bir milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.



    Zararın miktarına göre Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi hükümleri dahi uygulanır.



    Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine talip olunur.



    Borçlu lehine bilerek yardımda bulunanlar ile bu maddede yazılı fiillere iştirak edenler de aslî fail gibi cezalandırılırlar.



    *İlgili Kanun Maddesi

    CMUK, TCK nın genel hükümleri, TCK.522.maddesi



    *Görevli Mahkeme

    Asliye Ceza Mahkemesi



    *Yetkili Mahkeme

    İcra takibinin yapıldığı yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi



    *Müşteki

    Alacaklı veya alacaklılar



    *Sanık

    Alacaklısına zarar vermek amacıyla malvarlığını eksilten kimse





    *Suçun Unsurları

    1-Suçun Maddi Unsurlarıorçlu mallarının tamamını veya bunlardan bir kısmını, mülkünden çıkararak, veya telef ederek, veya kıymetten düşürerek, veya hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek, veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek, suni surette eksiltmesi gerekir.

    Veya taşınmaz rehini kapsamında bulunan eklentinin taşınmaz dışına çıkarılması gerekir.

    2-Borçlunun bu fiilleri “Haciz yoluyla takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde”,”İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önceki iki yıl içinde”,”Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi talebinden sonra “ işlemiş olması gerekir.

    3-Suçun Manevi Unsuru: Borçlunun bu fiillerini “alacaklısını zarara sokmak maksadıyla işlemiş olması” gerekir.Burada yasa suçun oluşumu için genel kastı yeterli görmemiş ve özel kastın gerçekleşmesini, bunun ispat edilmiş olmasını aramıştır.

    4-Alacaklının borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat etmiş olması gerekir.Burada geçen aciz belgesi İİK nun 105/1 veya 143.maddelerine göre alınan aciz belgesi olması gerekir.İİK nun 105/2.maddesine göre geçici aciz vesikası alma durumunda bu suç oluşmaz.



    *Talep ve incelemede dikkat edilecek hususlar

    1-Alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçu takibi alacaklının şikayetine bağlı bir suçtur.

    2-Alacaklı suçun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren suçun zamanaşımı süresi içinde C.Başsavcılığına müracaat eder.

    3-C.savcısı aldığı bu dilekçe üzerine müştekinin şikayet edilen hakkında açmış herhangi bir takip olup olmadığına bakar, Şikayet edileni çağırıp dinler, müştekiyi dinler ve topladığı bu deliller ışığında, delillerin kamu davası açmaya yeterli olup olmadığına bakar, yeterli görürse Asliye Ceza Mahkemesine dava açar.

    4-Dava önüne gelen hakim davayı esas defterine kaydederek, sanığı müştekiyi ve varsa tanıkları duruşmaya çağırır, kaçırılan mallar taşınmaz ise bunların kayıtlarını getirir.

    5-İcra dosyası, İflas dosyası veya konkordato dosyası dosya arasında değilse bunları dosya arasına koyar.

    6-Bu dava kamu davası olduğu için sanık dinlenmeden karar verilemez.

    7-Sanığın nüfus ve sabıka kaydı getirtilir.

    8-Mahkeme getirdiği bu deliller ışığında sanığın üzerine atılı suçun yukarıda sayılı unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini inceler.

    9-Ayrıca mahkeme alacaklıda borçluyla ilgili aciz belgesi olup olmadığına bakar ve ya borçlunun halen borcunun olup olmadığını inceler.

    10-Müşteki duruşmaya gelmese bile duruşma yokluğunda yapılabilir.Düşme Kararı verilemez.

    11-Sanığın üzerine atılan suçun düzenlendiği kanun maddesindeki cezanın nevi hapis olması nedeniyle sanığın CMUK 135.maddesine göre savunması alınmadan karar verilemez.



    *Verilebilecek kararlar

    *Mahkumiyet kararı verilmesi için gerekli hususlar

    1-Sanığın cezai ehliyete sahip olduğunu,

    2-İddianameyle dava açılan şahsın yargılanan şahıs olduğunu,

    3-Sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluştuğunu,

    -Borçlunun mallarının tamamını veya bunlardan bir kısmını; mülkünden çıkararak, veya telef ederek, veya kıymetten düşürerek, veya hakiki suretle yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek, veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek, suni surette eksilttiğini,



    Veya taşınmaz rehini kapsamında bulunan eklentiyi taşınmaz dışına çıkardığını,

    -Borçlunun bu fiilleri “Haciz yoluyla takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde”,”iflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önceki iki yıl içinde”,”Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi talebinden sonra” işlemiş olduğunu,

    -Borçlunun bu fiillerini,alacaklısını zarara sokmak maksadıyla işlemiş olduğunu bu hususun ispat edildiğini,

    -Alacaklının borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat etmiş olduğunu,

    Gören Mahkeme;

    Sanığın İİK nun 331.maddesine göre “altı aydan üç yıla kadar hapis ve bir milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla” cezalandırılmasına karar verir.

    -Kaçırılmak istenen malların değerine göre ayrıca TCK.522.maddeside mahkumiyet kararında uygulanır.

    -Sanığın 18 yaşından küçükçe sanık hakkında TCK.55/3, ve 2253 sk. 12.maddesi gereğince indirim yapılır.

    -Sanığın veya vekilinin talebi varsa TCK.59 maddesi uygulanması tartışılmalıdır.

    -Mahkumiyet kararında borcun ödenmesi halinde cezanın tüm sonuçlarıyla düşeceği ihtarının da yer alması gerekir.

    -Sanığa verilen ceza mahkemece, bir yıldan az verilse bile İİK 352/b maddesi uyarınca paraya çevrilip ertelenemez(aynı yönde 7.CD.nin 05.07.1995 tarih ve 4611/6242 sayılı kararı

    Mahkumiyeti karar verilen sanığa yargılama giderleri ve müdahil varsa ve kendisini vekille temsil ettirmişse ücreti vekalet de yükletilir.



    İİK nun 4949 sayılı yasayla değişik 331/son fıkrasına göre “Borçlu lehine bilerek yardımda bulunanlar ile bu maddede yazılı bu fiillere iştirak edenler de aslî fail gibi cezalandırılırlar” Bu maddeyle borçlunun muvazaalı işlemlerle malvarlığını azaltırken onunla hareket eden, ona suç ortaklığı yapan kimselerinde iştirakin derecesi ne olursa olsun asli fail gibi cezalandırılacağı kuralı getirilmiştir.İİK nun 331.maddesinin 4949 sayılı yasayla 17.07.2003 tarihinde değiştirilmeden bu durumların TCK da düzenlenen feri iştirak sayılacağı hükmü var idi.Ancak 4949 sayılı yasayla yapılan değişiklik sonrası bu işlemlerin karşı tarafı olup da bu fiillere bilerek katılma veya yardım etmek asli iştirak sayılmıştır.



    * Beraat kararı verilmesi için gerekli hususlar:

    1-Sanığın üzerine atılı suçu işlemediğini,

    2-Yargılanan şahsın iddianameyle dava açılan şahıs olmadığı,

    3-Sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığını,



    -Sanığın alacaklılara zarar vermek amacıyla hareket etmediğini,

    -Sanık hakkında aciz vesikası olmadığını, veya sanığın borcunu ödemiş olduğunu

    -Kanunda öngörülen sürelerin geçmiş olduğunu gören mahkeme” sanığın beraatine ve yapılan yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına” karar verir.



    *Davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararı:

    Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçunun zamanaşımı süresi, İİK nun 331.maddesinde öngörülen cezanın nev'i ve miktarı itibariyle TCK.102/4 maddesi nazara alınarak 5 yıldır.

    -Zamanaşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren başlar.Sanığın suçun maddi unsurunu gerçekleştirdiği tarih, zamanaşımının başlangıç tarihidir.

    -Burada zamanaşımı davanın açılması,mahkumiyet hükmü, yakalama, tutuklama, ihzar müzekkeresi be sanığın sorguya çekilmesi keser.

    -Şayet suçun işlenmesinden dava sonuna kadar zamanaşımını kesen sebepler birden fazlaysa, her kesilmeden sonra zamanaşımı yeniden işlemeye başlar ancak hiçbir zaman zamanaşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren 7 yıl 6 aydan fazla olamaz.

    -Davanın zamanaşımına uğradığını gören mahkeme sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, yapılan yargılama giderinin kamu üzerine bırakılmasına karar verir.



    e-Borcun Ödenmesi Nedeniyle Davanın Düşmesi Kararı:

    1-Sanık,Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçundan açılan dava devam ederken hüküm verilmeden evvel suça konu eylemin temelini oluşturan dosyadaki borcun tamamını faiziyle ve icra masraflarıyla birlikte öderse mahkeme sanık hakkında açılan “Davanın düşmesine” karar verir.



    2-Eğer sanık.borcu hükümden sonra bütün ferileriyle birlikte öderse Mahkeme ek bir kararla sanık hakkındaki davanın veya cezanın (Hüküm kesinleştikten sonra ödeme halinde) düşmesine karar verir.



    3-Eğer verilen kararı sanık temyiz eder ve Yargıtay mahkumiyet kararını onarsa, bundan sonra sanığın borcunu tüm ferileriyle birlikte ödemesi halinde sanığa verilen cezanın tamamı değil, mahkemece verilen cezanın yarısının düşürülmesine karar verilirdi.Ancak İİK.354/2 maddesi 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı yasayla yürürlükten kalktığı için artık ödeme hususu ne zaman gerçekleşirse gerçekleşsin cezanın tamamının düşürülmesine karar verilir.

    4-Yargılama devam ederken takibe konu borç ödenince mahkeme, zamanında ödeme yapılmaması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verdiği için düşme kararıyla birlikte yargılama gideri ve müşteki kendisini vekille temsil ettirmişse ücreti vekaletin sanıktan alınmasına da karar verir.



    f-Davanın Müştekinin Şikayetten Vazgeçmesi Nedeniyle Düşmesi Kararı:



    1-Şikayetçi Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçundan dolayı yargılama devam ederken şikayetten vazgeçerse mahkemece, sanık hakkında açılan davanın düşmesine karar verilir.



    2-Şikayetten vazgeçme, burada ancak açıkça olabilir.Duruşmaya müşteki gelmese bile duruşma yapılır, düşme kararı verilmez.



    3-Müşteki şikayetinden karar verilmeden duruşmaya devam ederken vazgeçebileceği gibi, karar verildikten hatta hüküm kesinleştikten sonra da şikayetinden vazgeçebilir.



    4-Ancak müşteki şikayetinden mahkemece verilen kararın sanık tarafından temyiz edilip Yargıtay'ca bu kararın onanması suretiyle kesinleşmesinden sonra vazgeçerse bu durumda sanık hakkında verilen cezanın İİK.'nun 354/2 maddesi gereğince ancak yarısının düşürülmesine karar verilebilirdi. Ancak İİK.354/2 maddesi 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı yasayla yürürlükten kalktığı için artık şikayetten vazgeçme hususu ne zaman gerçekleşirse gerçekleşsin cezanın tamamının düşürülmesine karar verilir.



    5-Vekilin şikayetten vazgeçmesi için vekaletnamesinde açıkça feragat yetkisinin olması gerekir.



    6-Mahkeme müştekinin şikayetten vazgeçtiğini tespit edince İİK.'nun 354/1 maddesi, uyarınca “Davanın düşürülmesine ve yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına” karar verir.





    *İddianame Örneği







    ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

    ZİLE







    DAVACI: K.H

    İHBAR EDEN: Hüseyin HAYRATOĞLU-Adliye karşısı,Zile

    SANIK: Abdullah ERTEN, Ahmet oğlu,1972 D.lu,Zile Ede köyü Nüf.Kay.

    Aynı yerde oturur.

    SUÇ: Alacaklısını zarara uğratmak amacıyla mevcudunu eksiltmek

    SUÇ TARİHİ:01.01.2003

    DELİLLER:İcra Dosyası, İflas dosyası, tanık vs.deliller

    SEVK MADDESİ: İİK.nun 331.maddesi









    HAZIRLIK EVRAKI İNCELENDİ

    Yukarıda açık kimliği yazılı sanık traktör alım satımıyla uğraşırken,müştekiye borçlanmış, ve müşteki icra takibine başladıktan sonrada elindeki 5 adet traktörü müştekiyi zarara sokup alacağını almasını engellemek için evrakı tefrik edilen Mesut Dur a satmış gibi göstererek muvazaalı işlemde bulunup üzerine atılı suçu işlediği anlaşıldığından,

    Sanığın mahkemenizde yargılanmasının yapılarak yukarıda yazılı sevk maddelerine göre cezalandırılması kamu adına dava ve iddia olunur.01.07.2003







    Ali SÜNGÜR

    Cumhuriyet Savcısı

    (İmza)



    YARGITAY KARARLARI

    İcra İflas Kanunu'nun 331.maddesi gereğince haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki 2 yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek mevcudunu suni suretle eksiltirse, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklının alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde ceza öngörülmüştür.



    Olayımızda da sanığın sahibi ve yetkili temsilcisi olduğu İzmir Kavram Dershanesi'nin menkul ve gayrimenkulünü müdahil alacaklının alacağını tahsil etmemesi ve zarara uğramak gayesine matuf olarak üçüncü kişilere satışı yapılmak suretiyle devredip-devretmediği hususunun tespiti amacıyla İzmir 3.iş Mahkeme'sinin 1995/183E-1239 Karar Sayılı dava dosyası ile yine İzmir 14.İcra Müdürlüğü'nün 1996/49 nolu icra takip dosyasının celbedilip incelenerek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi.

    Yasaya aykırı müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünde hükmün talebe uygun olarak BOZULMASINA 15.9.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (7.CD.nin 15.09.1998 Tarih ve 1998/5496-6965)



    İcra ve iflas Kanunu'nun 352/a maddesine aykırı olarak sanıklar hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezaları paraya çevrilmesi ve ertelenmesine karar verilmesi.



    Yasaya aykırı, Müdahil vekilinin temyiz itirazları bu ihbarla yerinde görüldüğünden hükmün, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .(7.CD.nin 18.03.1998 Tarih ve 1998/1961-2161)



    Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmekten sanıklar Şaban Korka ve arkadaşları haklarında yapılan duruşma sonunda: Hükümlülüklerine dair DEVREK İcra Ceza Mahkemesinden verilen 21.3.1997 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekili tarafından süresinde istenilen dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kamu davasının düşürülmesini isteyen 21.3.1997 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekte dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.



    1-İcra İflas Kanunu'nun 354.maddesi gereğince,verilen hükmün temyiz incelemesinden önce şikayetçi Mehmet Özdemir vekili şikayetten vazgeçtiğinden sanıkların durumunun İ.İ.K.'nun 354.maddesine göre mahalli mahkemece değerlendirilmesinin gerekmesi,



    Bozmayı icabettirdiği gibi,



    2-Sanığa atılı suçun kabul edilen niteliğine göre iddianame ile dava açılması gerektiği ve davaya bakmanın da Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yazılı şekilde karara verilmesi

    Yasaya aykırı sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu ihbarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA 3.10.1997 günü oybirliğiyle karar verildi. (7.CD.nin 03.10.1997Tarih ve 1997/6671-7387)









    ANAYASA MAHKEMESİ KARARI



    İTİRAZLARIN KONUSU: 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı icra ve iflas Kanunu'nun 18.2.1965 günlü, 538 sayılı Yasa ile değişik 331.maddesinin birinci, dördüncü ve son fıkraları ile 337. maddesinin birinci fıkrasının; aynı Yasa'nın 3222 sayılı Yasayla değişik 338.maddesinin birinci fıkrası ile 340.maddesi ve eklenen 352/a maddesinin Anayasa'nın 38.maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.



    Karar:



    9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun:

    A. 18.2.1995 günlü, 538 sayılı Yasa ile değiştirilen 331.maddesinin birinci,dördüncü ve altıncı fıkralarının,

    B.337. maddesinin, 6.6.1985 günlü, 3222 sayılı Yasa ile değiştirilen birinci fıkrasının,

    C-3222 sayılı Yasa ile değiştirilen 338.maddesinin birinci fıkrası ile 340.maddesinin,

    D-3222 sayılı Yasa ile eklenen 352/a maddesinin,



    Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 21.11.2002 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.



    [R.G. 28 Şubat 2003-25034] (Anayasa Mahkemesinin 21.11.2002 tarih ve 2001/415-2002/166 sayılı kararı)





    Alacaklısını zarara sokmak, kastıyla mevcudunu eksiltmekten sanık A.A. hakkında yapılan duruşma sonunda: Beraatine dair BABAESKİ icra Ceza Mahkemesinden verilen 17.1.1995 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müşteki vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 23.7.1996 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    İ.İ.K.nun 331/ maddesine muhalefet suçundan davaya bakmanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yargılamaya devamla karar verilmesi,

    Yasaya aykırı müşteki vekilinin temyiz itirazları bu ihbarla yerinde görüldüğünden hükmün talebe uygun olarak BOZULMASINA 18.9.1996 günü oybirliğiyle karar verildi.

    (T.CD. 18.9.1996/6012 Esas, 1996/5849 Karar)





    Alacaklısını zarara sokarak bu kasıt ile varlığını eksiltme suçundan sanıklar, K.K. ve H.K. haklarında yapılan duruşma salonunda: Hükümlülüklerine dair ÖDEMİŞ Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 27.12.1995 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanıklar vekilleri tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma ve ortadan kaldırma isteyen 6.8.1996 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:



    İcra iflas Kanunu'nun 354.maddesi gereği olarak, hükmün temyiz incelemesinden önce sanıklar vekillerinin şikayetten vazgeçmesi nedeni ile hükmün BOZULMASINA gereği mahalli mahkemece yapılmak üzere dosyanın Yargıtay cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİNE 18.9.1996 günü oybirliğiyle karar verildi. (7.CD.18.9.1996 tarih , 1996/6173 Esas, 1996/5860 Karar)



    İcra İflas Kanununa muhalefetten sanıklar, Vejdet ve Gülşen haklarında yapılan duruşma salonunda: Hükümlülüklerine dair ANTALYA 2.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 13.9.2001 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanıklar vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 14.9.2002 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    1-İcra İflas Kanunu'nun 331.maddesi gereğince haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek mevcudunu suni suretle eksiltirse, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklının alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde ceza öngörüldüğünden buna göre sanıkların başkalarına devrettikleri belirtilen malları tespit edilmediği gibi 3.İcra Müdürlüğünün 1998/9096 sayılı dosyasında S.S.Y Arsa Konut Yapı Kooperatifinin İcra Müdürlüğüne hitaben yazdığı dilekçelerinde sanıklar üzerinde hala kayıtlı gayrimenkuller bulunduğu bildirildiğine göre bu hususu araştırılarak malların alacağı karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,



    • 21.6.2000 tarihli celsede, Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/991 esas

    sayılı dosyası incelendi denmesine rağmen bu husus zapta geçirilmeden ve aynı celse iki nolu ara kararında yine aynı mahkemenin 2000/1900 esas sayılı dosyasının dava dilekçesi ile ilk oturum tutanağının fotokopilerinin çıkarılıp tasdik edildikten sonra dosya içine alınması kararı verildiği halde bu hususlar Yargıtay denetimine olanak tanıyacak şekilde yerine getirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,



    Yasaya aykırı, sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 8.4.2003 günü oybirliğiyle karar verildi.

    (07.CD.08.04.2003 tarih, 2002/19297 Esas,2003/943 Karar)



    İcra İflas Kanununun 331 inci maddesine muhalefet suçunda davaya bakmanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yargılamaya devamla karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 25.09.1996 Tarih ve 1996/6005-6116 sayılı kararı)



    Sanığın daha yüklü miktar borcunu önceden ödemiş olmasına göre alacaklıları zarara sokma kastı tesbit edilmemiş olmakla, hükmün onanmasına. (7.CD.nin 16.09.1996 Tarih ve 1996/552-5779 sayılı kararı)





    1-Sınırlı Sorumlu Manyas Gölü Çevre Köyleri Su Ürünleri Üretim ve Değerlendirme Kooperatifleri Birliği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyesi olan sanıkların 18.5.1983 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında oluşturulan yeni yönetim kurulunda görev almaları ve bu tarihten sonra da yönetim kurulu başkan ve üyeliğine seçilmedikleri cihetle, hukuki ve cezai olarak sorumlu olmayacakları gözetilmeden sanıkları beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi.



    2-İ.İ.K.nun 331 inci maddesi uyarınca “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkarması halinde suçun oluşacağı” amir hükmü karşısında rehin malların hangi tarihte elden çıkarıldığı araştırılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi.



    3-İ.İ.K.nun 352/a maddesi gereğince, “bu kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı cezaların infazı hakkında kanunun 4 üncü maddesinde yazılı para cezasına ve tedbire çevrilemez” hükmü nazara alınmaksızın sanıklara verilen cezanın paraya çevrilerek tecil edilmesi, bozmaya gerektirmiştir.

    (7.CD.nin 27.03.1995 Tarih ve 1995/1992-2779 sayılı kararı)







    Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;



    1-Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararda uygulanan yasa maddesinin yanlış gösterilmesi,

    2-İcra ve İflas Yasasının 331/4.maddesi gereğince zararın miktarına göre TCK.522 nci maddesi hükümlerinin uygulanacağının gözetilmemesi.

    3-İ.İ.K'nun 352/A maddesine göre bu kanun uyarınca hükmolunan cezaların tecil edilemeyeceği, hürriyeti bağlayıcı cezaların 647 sayılı yasanın 4 üncü maddesinde yazılı para cezasına ve tedbirlere çevrilemeyeceği nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 05.07.1995 Tarih ve 1995/4611-6242 sayılı kararı)



    Borçlu sanık Mehmet Özmen'in alacaklı müdahile bakiye borcunu karşılayacak miktarda başkaca menkul ve gayrimenkulü bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/306 esas sayılı dava sonucunun varsa karar örneğinin celbedilmeden eksik inceleme il yazılı şekilde hüküm tesisi, bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 28.12.1995 Tarih ve 1995/9471-10567 sayılı kararı)



    Manisa 1.İcra Müdürlüğünün 1994/269-270 sayılı dosyaları getirtilip incelenerek, hacze konu malların kime ait olduğunu, sanığın kayınbiraderi Özkan Çelebiye devrettiği iddia edilen işyerinin devir tarihi ile, sanığın hacizden sonra devrettiği iddia edilen mallar ve devir tarihleri saptanıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

    (7.CD.nin 09.04.1996 Tarih ve 1996/2461-2397 sayılı kararı)



    Vekaletnamesinde davadan feragat etme yetkisi bulunduğu saptanan müşteki vekili dosya Yargıtay aşamasında iken mahkemeye verdiği 23.7.1993 günlü dilekçesinde davadan feragat ettiğini bildirmiştir.



    Sanıklara yüklenen alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mallarını eksiltmek suçu (İİK.nun 331/4.Md.) takibi şikayete bağlı olduğundan sonradan vaki vazgeçme nedeniyle direnme hükmünün bozulmasına ve sanıklar hakkındaki davanın İİK.nun 354/1'nci maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmelidir.



    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direme hükmünün BOZULMASINA, şikayetten vazgeçme sebebiyle sanıklar hakkındaki davanın İİK.nun 354/1'nci maddesi uyarınca düşürülmesine 18.10.1993 günü oybirliğiyle karar verildi.

    (CGK.nın 18.10.1993 Tarih ve 1993/234-253 sayılı kararı)



    Sanık ödeme şartını yerine getirmemesi nedeni ile hakkında takibat yapılması sonucu borcun tamamını ödemiş olmasına göre İ.İ.K.'nun 354 üncü maddesi uyarınca davanın DÜŞMESİNE ve bu hususta dava açmaya sebebiyet vermiş olmasın nedeniyle müdahil vekiline vekalet ücretini ödemesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 07.12.1995 Tarih ve 1995/91839800 sayılı kararı)



    Sanık hakkında alacaklısını zarara sokmak kaydıyla mevcudunu eksiltmek suçundan dolayı İİK.nun 331.maddesi uyarınca cezalandırılması için şikayette bulunulmasına göre, bu suçun C.Başsavcılığınca iddianame ile açılacak kamu davası üzerine yürütüleceği ve görevli mahkemenin Asliye Ceza Mahkemesi olduğu gözetilip CMUK.nun 359.maddesi uyarınca usuli işlemler durdurularak dosyanın gereği için C.Savcılığına gönderilmesi gerekirken, davayla devamla yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiştir. (8.CD.nin19.01.1998 Tarih ve 1997/18237-1998/31).

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Apr 2015
    Nerede
    istanbul
    İletiler
    142
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    adam evini kan bağı olmayan birine değerinde satmasını kanun normal karşılıyor , evi satıp evden çıkmak için zaman almış olabilir, yada kira sözleşmesi yapmış olabilir, tazminatı kazanmadan önce satsaydı bu seferde ben tazminat davası açtım evini sattı derdiniz tasarufun iptali davasında kan bağı olmayan kişiye değerinde satış olmuşsa iptal olmaz, ama örneğin 100.000 tl lik evi tapuda 25000 gösterilirse ve 100.000 tl alıcının satıcının hesabına yatırılan para dekontu yoksa, yada yakın komşuysa tapu iptal edilebilir. ama facebook da arkadaşlar, hemşeriler bunlar delil olmaz.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    109
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Mehmet Bey ve değerli hukukçu üyeler;

    Benim davam ile ilgili son gelişmeler hakkında kısaca bilgi vermek ,sonrasında siz değerli hukukçuların konu ile ilgili görüşlerini almak istiyorum;

    Dün avukatım beni arayarak karşı tarafın belli bir bedel üzerinden uzlaşmak istediklerini söyledi;
    Benim son yaptığım masraflar ve dava tarihi olan 2006 yılından itibaren ,mahkeme kararı ile kesinleşmiş 171.000 TL'lik alacağıma karşılık;
    davalının eşinin dayısı olduğunu söyleyen kişi önce avukatım ile görüşmüş ve avukatımın bu davadan hakettiğini söylediği 30.000 TL'lik rakamı 20.000 TL'ye indirmek sureti ile anlaşmışlar,bana da 171.000 TL'lik alacağa karşılık,durumlarının olmadığını söyleyerek 20.000 TL teklif ettiler.Ben de kendilerine alacağın ana parası olan 80.000 TL'yi talep ettiğimi söyledim,sonra da 70.000 TL'ye anlaşabileceğimi söyledim.
    Bu görüşme esnasında görüştüğüm kişi;davalının evini mahkeme kararından 14 gün sonra oğlunun adına devrettiklerini söyledi (hatta burada satışa konu tutarı banka yolu ile almamalarını,kötü niyetli olmamalarına yoruyor,ama anladığım kadarı ile bu konudan başları derde girer diye korkmaktalar),sonrasında da davalının kendisine borcu olduğunu ve kendi işlerinin de kötü gitmesi nedeni ile oğlunun adına aldıkları evi iş yaptıkları bir müteahhid arkadaşına devrettiklerini söyledi (bu arada evin ilk sahibi,davalı kişinin evde kiracı olarak bulunduğunu belirtiyor).
    Benim sevgili avukatımda bana uzlaşmanın en iyi yol olduğunu,200.000 TL'lik alacağımız için açtığımız tapu iptal davasında evin 3.iyiniyetli kişiye satılması nedeni ile davayı kaybedeceğimizi (evin mahkeme kararından 14 gün sonra ,davalının eşinin dayısının oğluna satılmış olmasını hiç dikkate almadan (buradan bir şey çıkmaz diyor)karşı tarafın bu konuda avukat tutması halinde 200.000 TL'lik dava tutarının % 10'luk kısmı olan 20.000 TL'nin benim tarafımdan karşı tarafa avukatlık ücreti olarak vermem gerektiğini söyleyerek beni anlaşmaya zorluyor.Avukatıma davayı açmadan önce bana bu konudan bahsetmediğimi söyleyince başka çaremiz yoktu gibi bir açıklama yapıyor.
    Sevgili avukatım,davanın bizim lehimize sonuçlanmasından ,alacağın mahkeme kararı ile sonuca ulaşmasından sonra neden adamın elinde bulunan tüm gayrimenkullerine ihtiyati tedbir koymadınız diye sorduğumda,bana mahkeme kararından hemen sonra bu işlemin yapılamayacağını,belli bir süre geçmesi gerektiğini söyledi,
    Avukatıma bu adamın bankalarda hesabı/mevduatı olup olmadığını resmi diller soralım dedim benden 600 TL aldı,şimdi soruyorum oradan bir şey çıkmaz diyor,(bankalara yazılan bu yazıların cevabı kaç günde gelir)
    Şimdi sizce ben ne yapmalıyım?
    Tapu iptal davası açıldıktan sonra henüz resmi bir yanıt gelmeden,davayı geri çekebiliyormuyuz?Davayı geri çektiğimizde veya karşı tarafla anlaştığımızda;verdiğimiz harç tutarlarını geri alabiliyormuyuz?
    Yukarıda belirttiğim konularda avukatımın eksik/hatalı işlemleri varmıdır?Varsa kendisini davadan azledersem,kazanılan dava için benden hak talep edebilir mi?(tapu iptal davası sonrasında 20.000 TL avukatlık ücreti ödersem bu tamamen avukatımın hatası olması nedeni ile davadan alacağı olan tutardan düşebilirmiyim?
    Gerçekten karışık/çetrefilli bir durumdayım.
    Ben davanızı üstlenebilirim/kazanabiliriz diyen bir avukat olursa kendisi ile görüşmek isterim.
    Vereceğiniz yanıtlar için şimdiden teşekkür ederim.

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    May 2008
    İletiler
    4.436
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Sitede avukat aramak site kurallarına aykırıdır.Onun dışında şu aşamadan sonra ne yatırdığınız harçları geri alabilirsiniz ne de avukatın anlaştığınız ve hak ettiği miktarı onun rızası olmaksızın düşürebilirsiniz.

    Bir defa 200bin TL nere 20bin TL nere.Anapara altına bir rakama anlaşmaya yanaşmayın derim.

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    109
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Engin Bey öncelikle uyarınız ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
    Benim öncelikli olarak öğrenmek istediğim;
    Açtığımız tapu iptal davasında davalının evi ;mahkemenin, benim lehime aldığı alacak kararından 14 gün sonra,alıcı-satıcı arasında banka para hareketi olmaksızın ,eşinin dayısının oğlunun adına devretmesi nedeni ile davayı kazanma şansım var mıdır?
    Benim avukatım bu durumla hiç ilgilenmiyor ama AYM'nin özellikle mahkeme kararı ile kesinleşen borç sonrası davalının taşınmazı satması ile alakalı davacı lehine kararlar almış diye biliyorum,yanılıyormuyum?
    Benim korkum bizim açtığımız tapu iptal davasından önce davalının evinin,3.iyiniyetli kişiye satılmış olması nedeni ile bu davayı kaybedip,alacağım tutarı alıp alamayacağımın belli olmadığı bir durumda 20.000 TL daha ödemek zorunda kalırsam,zaten şu an evimi krediler ile çekip çevirebiliyorum.
    Davacı halen kendisine ait olan evde oturuyor,güya evi satın alan 3.iyiniyetli kişiden kiralamış,bu kiranın ödenmesi ile ilgili geçmişe dönük banka hareketi veya kira kontratosu talep edebilirmiyiz?
    Eve icra takibi başlattık evde yaşam için gerekli eşyalardan başka bir şey yok?
    Bu kişi şu an 1.700 TL maaşla çalışıyormuş ancak çalıştığı işyerilerinde 30 günü tamamlamıyor,sürekli girdi çıktı yapıyor?
    Alacağımı tahsil için;davalının bu borcu ödemek adına hiçbir aba sarfetmediğine dair bir şey yapabilirmiyim,eskiden tazyik uygulaması ile borçlu hapse atulıyormuş,şu an buna benzer bir uygulama var mıdır?
    Bir de davalının 73.000 TL bedelle sattı gösterilen evin rayiç bedelinin düşük gösterildiğini nasıl ispatlarım,bağlı belediyenin emsal m2 birim fiyatları ile mi,yoksa emlakçılar ile görüşülürek ulaşılan rakamlar mı,yoksa tayın edilecek bilirkişinin dediği mi olur?Düşük bedel ispatlanırsa,tapu iptal davasını kazanabilirmiyiz?
    Mahkeme davalıya sattığın evin parasını ne yaptın diye sorabilir mi?

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    109
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Değerli hukukçular,

    Yukarıda belirttiğim sorularıma yanıt verecek birisi çıkarsa minnettar olurum.Aksi durumda tapu iptal davasını kaybedeceğim den yola çıkarak 20.000 TL karşı tarafa avukatlık paarsı ödememek için adamların 171.000 TL'lik alacağıma karşılık önerdikleri 20.000 TL'yi kabul etmek zorunda kalacağım.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    109
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Engin Bey iyi akşamlar,
    Avukatım açtığımız tapu iptal davasında evin 3.iyiniyetli şahısa satılması ile davayı kaybedeceğimizi,karşı tarafın avukat tutması halinde 20.000 TL avukatlık ücreti ödemem gerekeceğini söyleyerek beni davalının önerdiği 20.000 TL'yi almaya ve uzlaşmaya yönlendiriyor.
    Mahkemenin tazminat almaya hükmettiği gün veya ertesi günü avukatım,davalının gayrimenkullerine tedbir koydurmuş olsa idi en azından 73.000 TL tapu bedeli gösterilen evi alabilirdim,bunu söylediğimde avukatım mahkeme kararı sonrası bekleme süresi olduğunu,hemen tedbir konulamayacağını söyledi ama bunun aksine mahkemenin verdiği kararla aynı anda ihtiyati tedbir konulduğu yönünde makaleler okudum,burada bir avukat hatası varmıdır?
    İkinci konu avukatım bana 200.000 TL'lik alacak bedeli üzerinden tapu iptal davası açılırken kaybetmemiz halinde benim karşı tarafa % 10 oranında ,20.000 TL avukatlık ücreti ödeyeceğimi söylememişti,bunu söylediğimde susuyor ve başka şansımız yoktu diyor.
    Benim bu avukatlık ücretini ödemek istememem nedeni ile istersem davayı geri çekeceğimi söyledi,davalı bu konu ile ilgili avukat tutmaz ise en azından 20.000 TL olası bir giderden kurtulurmuyum?
    Sizce bu durumda ne yapmalıyım?
    Tapu iptal davasını geri çekip,davalının mal edinimi gerçekleştirip gerçekleştirmediğini takip mi etmeliyim.
    İki küçük çocuğum ve günümüzdeki her insanın olduğu gibi yüksek kredi borçlarım var.
    Lütfen değerli vaktinin ayırarak bana yanıt verin.
    Gerçekten çaresiz bir durumdayım.

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Sep 2008
    İletiler
    109
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tazminat almaya hak kazandim,davalı mahkeme kararından sonra evini satıyor,mal kaçırıyor,çaresizim!

    Değerli üyeler;

    Başlattığım konuyu 576 kişi okuyor ve son kez sorduğum sorulara verilecek bir yanıt;
    benim işime yarayacağı gibi,benzer sorun yaşayan insanlar ve yeni avukat arkadaşlarımıza ışık tutacaktır.
    Umarım bu kez değerli bir hukukçumuz yanıt verme zahmetine girer.

    Saygılarımla,

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

evimi emlakci aldi icrada geri satmiyor

mahkeme devam ederken evi satmak

is mahkemesi kararindan sonra ta

mahkemede ceza kesilmeden davanin dusmesi

md bisa kocibey

dusuk harc yatirip yuksek tazminat almak

tazminat davalarinda davali mal kacirirsa

1996 tarihinde banka gayrimenkullerimiz aldi 2016 da geri almak iz

Forum

Benzer Konular :

  1. Ev Sahibim Evini Satıyor
    Merhaba, 24 Haziran 2018'de ev sahibinin bulunduğu semte gidip ilk kira kontratını kira başlangıç tarihi (15 Temmuz 2018 olmak kaydıyla) imzaladım....
    Yazan: altaygencaslan Forum: Kira Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 26-06-2019, 09:19:32
  2. Isverene actigim tazminat davasini kazandim
    Merhaba, Maasimi uzun sure alamadigim icin,Isverene actigim davayi kazandim. ( Uzun surecegi icin detayini yazmiyorum ). Dava, firma adina...
    Yazan: 35izmir35 Forum: Bireysel İş Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 31-05-2013, 07:08:34
  3. Tam yargı davalarındaki süre, işlemden sonra mı mahkeme kararından sonra mı başlar.
    Merhabalar. Bir memur hakkında 2005 yılında görevi kötü kullanmadan adli yargıda dava açılır ve 2008 yılında verilen karara göre görevin kötü...
    Yazan: abcd_efe Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 22-11-2011, 10:49:15
  4. Yargıtay kararından sonra manevi tazminat
    2005 yılında meydana gelen bir olayda hakarete uğradım ve davacı oldum.2007 yılında karar geldi.Bana hakaret eden şahsa ceza verilmiş.Şahıs yargıtaya...
    Yazan: everest001 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 03-05-2010, 19:58:52
  5. Yeni Hukuki Kaynak: Boşanma ve ayrılık davası - Tüm tedbirleri almaya görevli mahkeme davaya bakan mahkeme olması gereği
    Hukuk Makaleleri ve Mevzuat Kısmına yeni bir hukuki kaynak eklendi, üzerinde tartışmak ister misiniz : Boşanma ve ayrılık davası - Tüm...
    Yazan: admin Forum: Mevzuata İlişkin Bilgi ve Yorumlar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 04-07-2007, 16:26:10

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.