+ Konuyu Yanıtla
2 / 3 Sayfa İlkİlk 123 SonSon
11 den 20´e kadar toplam 28 ileti bulundu.
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    May 2009
    İletiler
    1.184
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Karakola ne zaman ifade verdiniz? HAGB kararından önce mi? Sonra mı? Eğer önce ise Emniyeti, karakol ifadesinden sonrası ilgilendirmez. Emniyetin kanunen böyle bir soruşturma yetkisi yoktur. Sizinle ilgili HAGB kararı yasadışı olarak öğrenilmiştir. Bu resmen suçtur. Dilekçe ile resmen suç duyurusunda bulunmalıydınız.



    Hukuki NET Güncel Haber

    HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir? konulu yargıtay kararı ara
    HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir? konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Aug 2014
    Nerede
    Adıyaman
    İletiler
    23
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Hocam altı üstü bir oyundan dolayı 1 yıl 3 ay yedim. Yani HAGB verildi hakkımda. Ben Zabıt kâtipliğine başvurumu yapacağım. İlk etapta zaten savcılık kararı ile karakola götürüldüm ve ifade alındı sonra mahkeme açıldı. Peki ben kâtipliği kazansam ve mülakattan eleseler beni. Benim yasal haklarım yok mudur? Ya da ben bunu nereye taşıyabilirim. Sonuçta madem vatandaşın haklarını kısıtlıyorsunuz. İşlenmemiş bir suçtan ötürü ceza veriyorsunuz ve hayatını söndürüyorsunuz. Ben ömrümde kavgaya bile karışmamış bir insanım hakkımda bu HAGB nin verilmesi beni yıprattı. Hergün her siteye bakıyorum her yerde memuriyete engeldir yazıyor. Yani memur olan da var olmayan da var. Benim şansım yok ben memur olamam herhalde artık. Hükmü açıklatıp temyiz ettirmek de riske girmektir. Ben avukata sordum yani içeri girme riskin de var eğer temyiz dilekçesi verirsek dedi. Ben ileriki zamanlarda tekrar hakkımda mahkeme yaptırabilir miyim? Bu suçu benim üzerime yüklediklerine dair. Çünkü çok fazla bir rakam vermişler 1 yıl 3 ay ne demek ya. Ben bu kadar sağlam bir hacker olsam oyunlarla uğraşmazdım açıkcası. Ve çok becerikli bir hacker olsam hırsızlık yapıp kendimi ele vermezdim. Yanlış bir karar verildi benim hakkımda. Ağzımızı açıp kendimizi bile savunamıyoruz çünkü AĞZINI KAPAT HAPSE ATARIM SENİ. Bu korkuyla ağzımızı bile açamıyoruz boynumuzu büküyoruz. Yazık değil mi bana sayın hocalarım. Ben evin tek çocuğuyum benim başka hiçbir kardeşim yok ablam yok abim yok. Ailemiz 3 kişiden ibaret. Benim ailem benden bir gelecek bekliyor. Niçin bana bunu yaptılar. İlerde memuriyetime engel bir şeyler olursa nasıl bir yasal işlem başlatabilirim sayın hocam bilginiz var mıdır acaba?
    Bir de sayın hocam merak ettiğim bir husus da şu; niçin beni yargılarken dosya kapsamını ben göremiyorum? Hâkim ve savcılar görüyor? Siz benim hakkımda dava açıyorsunuz hakkımda ne idüğü belli olmayan bir sanal ortamda delil topluyorsunuz ve bu delillerin doğruluk derecesi nedir? Ben bunu açıkcası çok merak ediyorum? Bu delilleri ben niye göremiyorum? Çünkü belki yanlış delil toplamışlar. Adamın oyunu çalınmış oyunu benim mail adresimde görülmüş. Yani sadece delil bu mudur? Biri çalıp mail'ime oyun alışverişi aşamasında aktarmış gitmiş %100 ihtimal ile. Savcılık yazmış oraya kullanıcı ad ve şifresi ele geçirilerek girildiği ve kullanıcı ad şifresi değiştirilerek ele geçirildiği, Yani darkorbit denen o oyunda 5.000 TL lik 10.000 TL lik oyun karakterleri de var. Ben niçin gidip 200 TL lik bir oyun karakteri çalayım eğer böyle bir beceriğim varsa? Yani ben bunların açıklamasını pek yapmadım yapamadım çünkü hâkim bey pek bilgisayardan anlamadığını söyledi bana. O Yüzden o sordu ben cevapladım.
    Konu sub7seven tarafından (26-08-2014 Saat 16:37:56 ) de değiştirilmiştir.

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    May 2009
    İletiler
    1.184
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    DANIŞTAY
    1. Daire 2009/221 E.N , 2009/535 K.N.

    Özet
    5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNUN "HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ" VE "BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA" BAŞLIKLI 51 İNCİ VE 53 ÜNCÜ MADDELERİ, 5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN "HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI" BAŞLIKLI 231 İNCİ MADDESİ, LEHE OLAN KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASINA DAİR 5237 SAYILI KANUNUN 7 NCİ MADDESİ, 5275 SAYILI CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNUN 98 İNCİ VE 101 İNCİ MADDELERİ VE 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN YÜRÜRLÜKTE BULUNDUĞU DÖNEMDE İŞLENEN 657 SAYILI KANUNUN 48 İNCİ MADDESİNİN A BENDİNİN 5 İNCİ ALT BŞNDİ HÜKÜMLERİ DİKKATE ALINARAK, 765 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNUN 48 İNCİ MADDESİNİN A BENDİNİN 5 İNCİ ALT BENDİNDE SAYILAN SUÇLARDAN DOLAYI VERİLEN, ANCAK TECİL EDİLEN MAHKUMİYET NEDENİYLE MEMURİYETE SON VERİLİP VERİLMEYECEĞİ HUSUSUNDA DÜŞÜLEN DURAKSAMANIN GİDERİLMESİ HAKKINDA.


    İçtihat Metni

    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Hapis cefasının ertelenmesi" ve "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 51 inci ve 53 üncü maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231 inci maddesi, lehe olan kanun hükümlerinin uygulanmasına dair 5237 sayılı Kanunun 7 nci maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 inci ve 101 inci maddeleri ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendi hükümleri dikkate alınarak, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükte bulunduğu dönemde işlenen 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde sayılan suçlardan dolayı verilen, ancak tecil edilen mahkumiyet nedeniyle memuriyete son verilip verilmeyeceği hususunda düşülen duraksamanın giderilmesi istemine ilişkin Başbakanlığın 6.2.2009 gün ve Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 215/509 sayılı yazısına ekli Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 14.10.2008 gün ve 205/4078 sayılı yazısında aynen;

    "Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Mersin ... Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü emrinde ve 657 sayılı Yasa'nın 4/B maddesi kapsamında "Sözleşmeli büro personeli" olarak istihdam edilen ... hakkında, Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.6.2004 tarihli ve E: 2004/271, K: 2004/582 sayılı mahkumiyet (Tecilli) kararı ilişik (Ek-1) de, Bu konuda Mersin Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünden alınan 15.2.2008 tarihli ve 015915 sayılı yazı (Ek-2) de, bu konuda İdaremiz Personel Dairesi Başkanlığınca Hukuk Müşavirliği birimine yazılan görüş verilmesi istemli 28 .2.2008 tarihli ve 7540 sayılı yazı (Ek-3) de sunulmaktadır.

    Bu personel hakkında; 765 sayılı (Mülga) Türk Ceza Kanunu'nun 95 inci maddesindeki tecil ile 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu'nun 51 inci maddesindeki erteleme hükümlerinden hangisinin uygulanması gerektiği konusunda ve yapılacak uygulamaya esas alınacak görüşlerinin bildirilmesi istemiyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazılan 8.5.2005 tarihli ve 2155 sayılı yazımız (Ek-4) de, bu yerden cevaben alınan 8.7.2008 tarihli ve 40057 sayılı yazı ile (Ek-5) de yer almaktadır.

    Sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin olarak 28.6.1978 tarih ve 16330 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 9.2.1979 tarihinde değiştirilen 12. maddesi hükmüne göre, sözleşmeli olarak çalıştırılacakların, ilgili kurumun saptayacağı özel koşulların yanı sıra 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 48 inci maddesinin (A) fıkrasının 4,5,6 ve 7 inci bentlerinde belirtilen koşulları taşımaları da gerekmektedir.

    Konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nden cevaben alınan söz konusu yazının sonuç kısmında,

    "Bu itibarla;

    1-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A maddesinin beşinci fıkrasında "affa uğramış olsalar bile" şeklinde başlayan ve tek tek sayılan suçlardan dolayı verilen ve tecil edilmiş mahkumiyetlerin Devlet memurluğuna atanmaya veya Devlet memuru görevini sürdürmeye engel teşkil edeceği,

    2-Hakkında anılan suçlardan dolayı tecil edilmiş mahkumiyeti bulunan kişilerin deneme süresini iyi halli geçirmesi üzerine adli sicil kayıtları silinse bile, bu bilgiler arşiv kaydına alınacağından ve Adli Sicil Yönetmeliğinin 12 inci maddesi gereğince ilgili kurum ve kuruluşlar, Devlet memuru olarak istihdam edileceklerin arşiv bilgilerine ulaşabileceğinden, yapılacak müracaatlarda kişinin göreve alınıp alınmama veya kişinin göreve devam edip etmemesi hususunun değerlendirilmesinin muhatap idareye ait bir keyfiyet olduğu,

    Lüzum görüldüğü takdirde 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23/e maddesi gereğince Danıştay Başkanlığından mütalaa talep edilebileceğinin düşünüldüğü" ifade edilmiştir.

    Ancak; Adalet Bakanlığı yazısı sonuç kısmının birinci bendinde böyle bir durumdaki (Elektrik hırsızlığı suçundan tecil edilmiş mahkumiyeti bulunma) personelin tecil edilmiş mahkumiyeti yönünden Devlet memuru (Sözleşmeli personel olması gerekiyor.) görevini sürdüremeyeceği ifade edilmiş iken, yazının ikinci bendinde bu personelin göreve devam edip etmemesi hususunun muhatap idareye ait olduğu belirtilmekte her iki bendinde aslında birbiriyle çeliştiği kanaati hasıl olmuştur. Diğer taraftan; Adalet Bakanlığı yazısındaki sonuç kısmı birinci bendin, yazının beşinci sayfasında yer alan açıklamalarla da bizatihi çeliştiği düşünülmektedir.

    Ayrıca; mahkumiyet (Erteleme) kararının verildiği tarih itibariyle mer'i olan 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu hükümlerinin, özellikle 95. madde yönünden ilgilisi için müktesep hak teşkil edip etmeyeceği yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı da görülmektedir. Halbuki Anayasanın 38 inci maddesinin "Kimse işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez."

    Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır." hükmü karşısında böyle bir değerlendirmenin yapılmasında mutlak zaruret bulunduğu akla gelmektedir.

    Diğer taraftan; aynı sebeplerle, 8.2.2008 tarihinde 5728 sayılı Yasa ile 657 sayılı Yasanın 48/A-5 maddesinde yapılan değişiklikle; tecilin, bu madde metninde sayılan bütün suçlara şamil hale geldiği hususu ile tecil müessesesini bütün yönleriyle açıklayan Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 15.11.1990 tarihli ve 1990/2-2 E-K sayılı kararında yer alan tespit ve değerlendirmelerin adı geçen personel hakkında mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiği de düşünülmektedir. Kaldı ki; adı geçen personel geçici işçi statüsünde çalışmakta iken 21.4.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5620 sayılı Kanun'un 2 inci maddesine göre sözleşmeli personel statüsüne geçirilmiş olup, bu statüde çalışmakta iken belirlenen bir tecilli mahkumiyet kararına binaen, görevine son vermek değil, olsa olsa bu mahkumiyet hali ile de çalışmaya devam edebileceği önceki statüsüne iade edilmesi gerektiği de tarafımızca değerlendirilmektedir.

    Belirtilen tüm bu sebeplerle, konunun bir kez de Danıştay Başkanlığınca incelenerek uygulamaya ve yapılacak işleme esas olacak nihai görüşünün alınması amacıyla, yazımız ve eklerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 23/e maddesi gereğince Danıştay Başkanlığına havalesini arz ederim." denilmektedir.

    Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdür Yardımcısı ..., Devlet Personel Başkanlığı Daire Başkanı ..., Uzman ..., Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ..., Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Tetkik Hakimi..., Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri ... ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Hukuk Müşaviri ...'m açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek,

    Gereği Görüşülüp Düşünüldü :

    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Hapis cezasının ertelenmesi" ve "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 51 inci ve 53 üncü maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231 inci maddesi, lehe olan kanun hükümlerinin uygulanmasına dair 5237 sayılı Kanunun 7 nci maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 98 inci ve 101 inci maddeleri ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendi hükümleri dikkate alınarak, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükte bulunduğu dönemde işlenen, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde sayılan suçlardan dolayı verilen, ancak tecil edilen mahkumiyet nedeniyle memuriyete son verilip verilmeyeceği hususunda düşülen duraksamanın giderilmesi istenilmektedir.

    Konu, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde ve Türk Ceza Kanununda yapılan değişiklikler dikkate alınarak üç aşamada ele alınmıştır:

    Birinci aşama, 657 sayılı Kanunun 18.1.1991 tarihine kadar yürürlükte kalan 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bent hükmü ile o tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun tecile ilişkin 95 inci maddesi hükmünün uygulanmasına ilişkindir. 657 sayılı Kanunun, 29.11.1984 tarih ve 243 sayılı KHK ile değişik 48 A-5 maddesi;

    "Taksirli suçlar hariç olmak üzere ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak"

    hükmünü içermektedir.

    Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 25.1.1991 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 15.11.1990 tarih ve E: 1990/2, K: 1990/2 sayılı kararında; yukarıda açıklanan hüküm, 765 sayılı Ceza Kanununun tecille ilgili hükümleri açısından ayrıntıları ile tartışılmış ve tecilde suç ayrımı yapılmayacağı, tecilin mahkumiyete bağlı ehliyetsizlikleri de kapsamına aldığı ve tecil edilmiş mahkumiyete bağlı ehliyetsizliğin, deneme süresi içinde uygulanmasının mümkün olmadığı, koşullara uygun olarak geçirilen deneme süresi sonunda mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılacağı, bu nedenle, tecil edilmiş mahkumiyetler esas alınarak Devlet memurlarının görevlerine son verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

    İkinci aşama, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde 3697 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle ortaya çıkan hukuki durumla ilgilidir. 657 sayılı Kanunun, 18.1.1991 tarihinde yürürlüğe giren 3697 sayılı Kanunla değişik 48-A-5 maddesi;

    "Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolaylı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak"

    hükmünü taşımaktadır.

    Yapılan değişiklikle, 657 sayılı Kanunun 48-A-5 maddesine "aşağıda yazılı suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç" ibaresi eklenerek anılan hükümde tek tek sayılan suçlarla ilgili olarak verilen tecil kararlarının memuriyete engel olduğu hususu düzenlenmiştir. Bir başka değişle bu değişiklik, yukarıda açıklanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun E: 1990/2, K: 1990/2 sayılı Kararının, 48-A-5 maddesinde tek tek sayılan suçlar açısından uygulanmayacağını ve bu suçlar nedeniyle tecil edilmiş mahkumiyetlerin, Devlet memurluğuna son verilmesini gerekli kıldığını hükme bağlamıştır.

    Nitekim, 657 sayılı Kanunun 48-A-5 maddesindeki değişiklikle ilgili olarak Danıştay Birinci Dairesinin 9.10.1991 tarih ve E: 1991/130, K: 1991/301 sayılı kararında; " Sonuç olarak 18.1.1991 tarihinden önce işlenen suçlar nedeniyle verilen tecil edilmiş mahkumiyetlerin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı karşısında, cezanın süresi veya şekli, suçun nev-i ayrımı yapılmadan Devlet memurunun görevine son verilmesini gerektirmeyeceği, bu şekilde görevine son verilenlerin de görevlerine dönebileceği, 3697 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 18.1.1991 tarihinden sonra işlenen suçlarda ise, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin (A) bendinin 5 inci fıkrasında sayılan suçlar dışındaki bir suç nedeniyle 6 aydan fazla hapis veya ağır hapis cezası alıp, bu cezaları tecil edilmiş olanların görevlerine dönebilecekleri" yolunda görüş bildirilmiştir.

    Uygulama bu yönde devam ederken Türk Ceza Hukukunda geniş kapsamlı değişiklikler yapılmış, 26.9.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 4.12.2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu ile 13.12.2004 tarih ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun yürürlüğe konulmuştur.

    Üçüncü aşama, Türk Ceza Hukukunda yapılan yeni düzenlemeler karşısında, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde değişiklik yapılması sonucu oluşan yeni hukuki durumun değerlendirilmesine ilişkindir.

    657 sayılı Kanunun 23.1.2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunla değişik 48-A-5 maddesi;

    "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından dolayı mahkum olmamak"

    şeklindedir.

    Bu değişiklik sonucunda; " tecil edilmişi hükümler hariç" ifadesiyle tecil müessesesine yapılan gönderme kaldırılmış, yeni Türk Ceza Kanununun "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53 üncü maddesine atıf yapılmış, ceza süresi koşulu yönünden ağır hapis cezası kaldırılarak yerine bir yıl v^ya üstü hapis cezası getirilmiş, suç türü yönünden de yeni Türk Ceza Kanunundaki sınıflandırmaya uygun belirleme yapılarak suçlar sayılmıştır.

    5237 sayılı yeni Ceza Kanununun "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53 üncü maddesi;

    "(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak;

    a)Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün mem

    b)Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyahi hakları kullanmaktan,

    c)Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

    d)Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

    e)Bir kamu kurumunun veya kamu kurunju niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu! altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,

    Yoksun bırakılır.

    (2)Kişi işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mâhkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

    (3)Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen Veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir. (4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmişjveya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

    (5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden! birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkumiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından [bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adli para cezasına mahkumiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adli para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.

    (6)......."

    Bu maddeye göre özetle;

    Kasten işlenmiş olan suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak kişi, birinci fıkrada sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılacak,

    -Mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kişinin hak ve yetki yoksunluğu sürecek,

    -Hapis cezası ertelense bile üçüncü fıkrada sayılan istisnalar hariç, yine bu hak ve yetkileri kullanmaktan yoksun bırakılacak,

    -Beşinci fıkradaki koşullar oluştuğunda, cezanın infazından sonra işleyecek süre içinde de hak ve yetki yoksunluğu devam edecek,

    - İnfaz tamamlandığında veya infazdan sonra verilen ek süre bittiğinde, kişinin hak ve yetki yoksunluğu ortadan kalkacaktır.

    Ancak, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde geçen "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile" ifadesi; bu alt bentde süre (bir yıl veya daha fazla süreli) yönünden belirlenen hapis cezasına veya tür (casusluk, zimmet, hırsızlık gibi) itibariyle sayılan suçlardan dolayı mahkumiyet halinde, cezanın infaz süresi veya ek süre tamamlanarak hak ve yetki yoksunluğu kalksa bile, mahkumiyet kararı kalkmadığı için Devlet memurluğuna atama hakkını kazandırmamakta, nitelik kaybı nedeniyle memuriyete son verilmesini gerektirmektedir. Mahkumiyetin ertelenmiş olması da bu durumu değiştirmemektedir. Sonuç olarak, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci altbendi hükmü, bu hükümde belirlenen süreli hapis cezası veya nevi sayılan suçlardan mahkumiyet halinde, Devlet memurluğuna atanma ve memuriyeti sürdürme hak ve yetkisini süresiz olarak ortadan kaldırmaktadır.

    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Hapis cezasının ertelenmesi" başlıklı 51 inci maddesi ise;

    "(1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

    a)Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması,

    b)Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,

    Gerekir.

    (2)Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde, hakim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir.

    (3)Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkum olunan ceza süresinden az olamaz.

    4)
    5)
    6)

    (7)Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.

    (8)Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır."

    hükmünü içermektedir.

    765 sayılı eski Türk Ceza Kanununun "tecil" ile ilgili 95/11 maddesinde;

    "Cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur." hükmü yer almaktadır.

    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51 inci maddesi (erteleme) ile 765 sayılı Ceza Kanununun 95/11 maddesi (tecil) hükümleri karşılaştırıldığında, doğurduğu sonuç açısından bu iki müessese arasındaki en önemli fark; ertelemede, belirlenen denetim süresinin yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirilmesi durumunda "cezanın infaz edilmiş sayılması", tecilde ise hüküm tarihinden itibaren beş yıl içinde evvelce verilen ceza cinsinden veya hapis cezasını gerektiren yeni bir suç işlenmediği takdirde tecil edilen "mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılması" dır. Ayrıca, ertelemece denetim süresi içinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca, hak ve yetki yoksunluğu sürmekte; tecilde ise deneme süresi içerisinde mahkumiyete bağlı ehliyetsizlikler, askıya alınmaktadır.

    Bu nedenle, hukuki menfaat yönünden tecil,! ertelemeye kıyasla kişinin lehinedir. Tecilin bu özelliği nedeniyle, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun yukarıda değinilen 15.11.1990 tarih ve E: 1990/2, K: 1990/2 sayılı kararında, deneme süresi sonunda mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılacağı Hükmünden hareketle tecil edilmiş mahkumiyetler esas alınarak Devlet memurlarının görevlerine son verilemeyeceği kabul edilmiştir.

    Daha önce açıklandığı üzere ertelemede, denetim süresince hak yoksunluğu askıya alınmamakta ve denetim süresi sonunda da ceza infaz edilmiş olmasına rağmen, mahkumiyet ortadan kalkmamaktadır. Ancak, bu hukuki boşluk, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinde düzenlenen "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" müessesi ile doldurulmuştur.

    5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanununun "Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231 inci maddesinin konumuzla ilgili görülen hükümleri aşağıya çıkarılmıştır:

    Madde 231-(5) "Sanığa yüklenen suçtan | dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis v^ya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder"

    Madde 231- (10) "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir."

    Buna göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yüklenen suçtan dolayı kurulan hükmün, sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade etmekte, denetim süresinin koşulları uygun olarak geçirilmesi durumunda da açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kalkmakta ve ceza davası düşmektedir. Bir başka anlatımla, kişinin sanıklık durumu devam etmekte ve hakkındaki mahkumiyet kararı: hiç açıklanmaksızın denetim süresi sonunda ceza davası ortadan kalkmaktadır.

    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler ile 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanununun 95 inci maddesinde düzenlenen tecil hükümleri karşılaştırıldığında; beş yıllık denetim süresi sonunda, birinde kişi hakkındaki ceza davası düşmekte, diğerinde ise mahkumiyet esasen vaki olmamış sayılmakta ve denetim süresince hak yoksunluğu uygulanmamaktadır. Bu bakımdan doğurdukları hukuki sonuç itibariyle her iki müessese arasında benzerlik vardır.

    Öte yandan, T.C. Anayasasının 38 inci (maddesinin; "Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez." şeklindeki birinci fıkra hükmüyle aynı maddenin ikinci fıkrasındaki "Suç ve ceza zaman aşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır." hükmünün de konunun değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekmektedir.

    Somut olayda, Mersin ... Tapu Sicil Müdürlüğünde geçici işçi olarak çalışan kişinin, daha sonra 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine göre sözleşmeli personel statüsüne geçirildiği, işçi statüsünde çalıştığı dönemde elektrik hırsızlığı suçundan Mersin 2 nci Asliye Ceza Mahkemesinde hakkında açılan dava sonucunda, Mahkemenin 10.4.2004 tarih ve E: 2004/271, K: 2004/582 sayılı kararıyla tecilli mahkumiyet kararı verildiği, sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin esasları düzenleyen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 12 inci maddesi hükmü uyarınca sözleşmeli personel statüsünde çalışanların da 657 sayılı Kanunun 48/A-5 bendinde belirtilen koşulları taşıması gerektiği anlaşılmaktadır.

    Buradaki duraksama, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde sayılan hapis cezaları ve suçlar açısından 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 6 ncı maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95 inci maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde verilen "tecil" kararlarının nasıl uygulanacağına ilişkindir.

    657 sayılı Kanunun 48 inci madddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde yer alan "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile" İfadesi ile "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" başlıklı 53 üncü maddeye ve 53 üncü maddenin üçüncü fıkrası ile de 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Hapis cezasının ertelenmesi" başlıklı 51 inci maddesine gönderme yapılmıştır. Bu gönderme, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükte bulunduğu dönemde verilmiş tecil kararlarının, etki ve sonuç bakımından halen görevde bulunan Devlet memurlarına uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. Bir başka ifadeyle, ortada 5237 sayılı Ceza Kanununun 51 inci maddesine göre verilmiş bir erteleme kararı değil, 647 ve 765 sayılı Kanunlara göre verilmiş tecil kararı bulunmaktadır.

    Bu bağlamda Anayasanın yukarıda açıklanan hükmü ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 25.1.1991 tarih ve 20766 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 15.11.1990 tarihli, E: 1990/2 ve 1990/2 sayılı kararı da dikkate alınarak 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde belirtilen hapis cezaları ve sayılan suçlarla ilgili olarak 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 6 inci maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95 inci maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde verilmiş mahkumiyetin teciline ilişkin kararlar karşısında; tecil süresi sonunda mahkumiyet esasen vaki olmamış sayılacağından, 765 sayılı Kanunun 95 inci maddesi uyarınca deneme süresinin beklenmesi gerektiğinden, halen görevde bulunan personelin, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendi ile 98 inci maddesinin b bendi hükmü uygulanmak suretiyle görevine son verilemeyeceği sonucuna varılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 25.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    - - - Updated - - -

    HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
    HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI
    14-17 KASIM 2013 / ADANA

    "D- İlk Atama-Sınav-Yeniden Atama Konuları:
    İlk atama ve sınav konularında tartışılması istenen hususlar olmadı.
    Yeniden atama konusunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının etkisi görüşüldü.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının göreve son verme konusunda da tartışıldığı
    üzere mahkumiyet hükmü olmadığı ve kişinin memuriyete atanmasına engel teşkil etmediği,
    Danıştay kararlarının da bu yönde olduğu sonucuna ulaşıldı."

    http://hmt.hsyk.gov.tr/toplantilar/2...porlar/d12.pdf

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    Aug 2014
    Nerede
    Adıyaman
    İletiler
    23
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Sonuna kadar okudum Sn.Hocam. Ellerinize sağlık büyük sevaba giriyorsunuz bizleri aydınlatarak. HAGB'nin bitmesini beklemeyeyim yani. KPSS sınavlarıma güzel güzel çalışayım nasibimde varsa kazanırsam atamama engel bir durum yoktur diyorsunuz yani. Ha ola ki engel bir durum olursa İDARİ MAHKEMEYE taşırım. Bu şekilde olur dimi sayın hocam.

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    May 2009
    İletiler
    1.184
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Siz moralinizi bozmayın KPSS'ye çalışın kardeşim. HAGB memur olmanıza engel değil birtakım kimseler memuriyetinize engel olacak olursa, hem savcılığa suç duyurusunda bulunun (HAGB bilgisini nasıl edindiklerinin hesabını versinler) hem de İdare Mahkemesinde iptal davası açın. Hukuk bitmemişse memur olmanıza engel yoktur.

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    Aug 2014
    Nerede
    Adıyaman
    İletiler
    23
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Allah razı olsun çobanoğlu Hocam. Baş tacısınız. İçimi rahatlattınız. Hayat işte insanın başına çeşit çeşit şeyler geliyor.
    Konu sub7seven tarafından (27-08-2014 Saat 14:16:08 ) de değiştirilmiştir.

  8. #17
    Kayıt Tarihi
    May 2014
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    88
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    çobanoğlu efendim icra katipliğini kazanıp atamam iptal edildi. Sınava girdiğim ildeki komisyona sınav ve takdir yetkisi verilmesine rağmen adalet bakanlığında görevli meral kaya tarafından atamam uygun görülmemiş. HAGB kararını hem polis hem komisyon kalem müdürü ayrıca diğer adaylarada ifşa etmiştir. Atamamın iptalini gerçekleştiren bakan adına imzalayan hakimlede görüştüm tehdit hakaret şantaj suçlarından aldığım hagb atanmama ve DMKya göre uygun değilmiş vs iptal davası açtım sürünüyorum ...

  9. #18
    Kayıt Tarihi
    May 2009
    İletiler
    1.184
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Kıymetli kardeşim sizin hatanız Başsavcıya suç duyurusunda bulunmamanızdır. Suç duyurusunda bulunacaktınız. HAGB kararını yasadışı nasıl öğrenmişler hesabını verirlerdi. HAGB kararı 5 yıl kasten suç işlemeseniz yok sayılıyor zaten. HAGB kararı ile kişinin hem sabıkasız iken sabıkalı olmasını önlenmesi hem de kişinin başka suç veya suçlardan uzak tutularak topluma kazandırılması hedefleniyor diye düşünüyorum. Kişi 5 yıl sonra memur olabiliyorsa şimdi neden olamasın. Bal gibi de memur olur kasten suç işlerse de memuriyetle ilişiği kesilir. Umuyorum iptal davanızı kazanırsınız. Mahkemeye dediklerimi iyi izah edebilirseniz atamanızın iptalinin hukuka aykırılığı daha kolay anlaşılabilir.

  10. #19
    Kayıt Tarihi
    May 2014
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    88
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Sayın çobanoğlu ben zaten cb ilede görüştüm. 2000 yılında çıkarılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılırken adli sicil kanunun bilmem kacıncı maddesine göre tüm kararlara erişim hakları varmış dedi. bende hagb aynı kanunun 6. maddesinde bunlardan ayrı kaydedildiğini ve sadece adli yargı sürecine konu olabileceğini söyledim oda sen çok biliyon diyerek odasından çıkmamı istedi. Kaldı ki dilekçede versem kabul etmiyecek.

  11. #20
    Kayıt Tarihi
    May 2009
    İletiler
    1.184
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: HAGB henüz sicilime işlememiş ? 1 Yıl 3 Ay Hüküm giydim memur olmama engel midir?

    Savcının yazılı olarak kaydettirip verdiğiniz dilekçeyi kabul etmeme yetkisi yoktur. Yazılı olarak suç duyurusunda bulunsaydınız Başsavcı ya soruşturma açılması için girişimde bulunmak veya takipsizlik kararı vermek zorundaydı. Eğer takipsizlik kararı verseydi, Ağır Ceza mahkemesine itiraz ederdiniz ve kuvvetle muhtemel suç duyurunuz kabul edilerek soruşturma açılırdı. Halen suç duyurusunda bulunabilirsiniz diye düşünüyorum.

+ Konuyu Yanıtla
2 / 3 Sayfa İlkİlk 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

hagb ve memurluk

hagb memurluk

hagb memur olmaya engel mi

hagb kararı memur olmaya engel mihagb sonrası suç işlemehagb memuriyete engel mihagb ve atanmamahagbmemur hagb uygulamameb hag hagb 3 yil 2014hagb memurhagb karari polis olmaya engel miTCK 53 ncü maddesi belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasınahagb olması guvenlık olmaya engelmıdırhagb memurlarhagb karari Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmahagb memurluğa engel mihagb polislikhagb alan memur olabilir mihagb alan memurhagb memuriyethagb devlet memuru olmaya engel mi5 ay hapis guvenlik olmaya engelmihagb memurluga engelmi
Forum

Benzer Konular :

  1. [Cezalar] 2006 yılında hırsızlık suçu işledim arşiv kaydım çıkıyor bu memur olmama engel midir?
    2006 yılında hırsızlık suçundan 40 gün tutuklu bulundum mahkeme bitti şuan arşiv kaydım da çıkıyor sabıka kaydı yoktur yazıyor. Bu durum memur...
    Yazan: Z.koc Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 14-04-2018, 15:15:30
  2. memur olmama engel midir?
    öncelikle iyi günler adima kayıtlı olan iş makinası önceki satışlarından dolayı tescil işlemini yaptırmadan 2. asliye hukuk mahkemesi tarafindan...
    Yazan: halil040 Forum: Kamu Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 09-06-2016, 02:03:58
  3. HAGB henüz sicilime işlememiş? Ayrıca HAGB paraya çevirilir mi?
    Selam, 2012 yılında 18 yaşını doldurması itibariyle bi çocuğun darkorbit online oyunda bir oyun karakteri çalınmış ve çalındıktan uzun bi süre sonra...
    Yazan: sub7seven Forum: Bilişim Hukuku
    Yanıt: 14
    Son İleti: 24-09-2014, 17:23:44
  4. Aldığım ceza memur olmama engel midir?
    2002 yılında denemem için esrar verildi bana bende kullandım sonra kendimi çok kötü hissetim ve hastaneye gitim tutanak tutuldu mahkemeye cıktım daha...
    Yazan: corsunubuldunmu Forum: Kamu Hukuku
    Yanıt: 15
    Son İleti: 01-10-2009, 15:30:00
  5. Memur olmama engel midir ?
    merhaba arkadaşlar ben dedektörle define arama suçundan 2 ay 15 günlük hapis ve bunu 1500 tl para cezasına çevrildi, hakimle görüştüm bu kültür ve...
    Yazan: backfatih Forum: Ceza İnfaz Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 12-05-2009, 12:48:49

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.