Merhaba,
Parmak izi ve yüz tanıma sahip bir sistemin kurulu olduğu kamu kurumunda, memurun mesai takibi dijital olarak takip edilmekte ve günlük veriler kayıt altına alınmakta iken, idareyle arası iyi olmayan bir memur hakkında amirin neredeyse 6 aylık bir tarih dilimini esas alarak ve yüzeysel (anılan tarihler arasında çeşitli defalar göreve geç geldiğiniz şeklinde..) bir yaklaşımla savunma istenerek cezai işlem yapılabilir mi? İlgili memur bu tarih dilimini takip eden 3 ay boyunca herhangi bir geç kalma ya da özürsüz devamsızlık yapmamıştır. Ayrıca söz konusu süreç içinde mesai ile ilgili hiçbir takibat veya cezai işleme tabi tutulmamıştır.
657 sayılı DMK 127. maddesinde "Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin
soruşturmasına,
b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına,
Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.
Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği
takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar." denmektedir.

Buradaki muğlak konu, mesai takibinin teknolojik bir cihazın kullanılması ve usb vasıtasıyla hızlı bir şekilde ve fazlaca bir vakit ayırmaksızın göreve gelmeyen veya geç gelen memurun hemen tespit edilmesi ve dolayısıyla fiil veya suçun hemen öğrenilmesi mümkün iken, takibe gereken özenin gösterilmemesi ve elde bir silah gibi tutarak "yeri geldiğinde" kullanılmak üzere saklanması ve ilerleyen zamanlarda sanki olayı yeni öğrenmiş gibi işlem yapılması hususudur. Kanun süre sınırlaması yaparken fiilin öğrenildiği tarih derken aslında kastettiği şey nedir? 2014 Mart ayındayız. Memura 2013 Haziran ayından 2014 Mart ortasına kadarki müteaddit zamanlarda neden gelmedin diye soruluyor, sanki 3 gün önce ne yedin diye sorsalar sağlıklı bir cevap alınabilecekmiş gibi...

657 sayılı DMK 10.maddesinde "Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar." demektedir. Maiyetindeki memurların hal ve hareketlerini takip içerisine mesai kavramını da yerleştirebilir miyiz? Dolayısıyla bir önceki kısımda amirin de görevlerini zamanında yapması hususunu baz alarak, mesai takibinin de günlük yapılması gerekmez mi? Neticede aylıktan kesme cezası vermek için özürsüz olarak bir veya iki gün işe gelmemek yeterli. Dolayısıyla haftadan haftaya takibat yapmak bile bu noktada eksik kalıyor gibi...

Bu konudaki yorumunuz nedir? Bu hususta istenen savunmaya nasıl yanıt vermek yerinde olacaktır? Konu ile ilgili bir içtihat veya örnek olarak kullanabileceğimiz idare mahkemesi kararı var mıdır?

İlgilenip cevaplayanlara şimdiden teşekkür ederim.