84 Yaşındaki halam, eşinin ölümünden sonra 6 ay öncesine kadar, kendi evinde yalnız yaşayan ,6 ay öncesi evinde baygın halde komşuları tarafından bulunarak Çorlu Devlet Hastanesine kaldırılmıştır. Kendisinin hiç çocuğu olmadığı için eşinin sağlığında olgun yaşta bir kişiyi evlat edinmiş ancak bu kişi genç yaşta vefat etmiştir. Bu vefat eden kişinin eşi ve evlat edinilen kişiden de bir yetişkin bir kız çocuğu mevcuttur.
Hastanede kaldığı süre içerisinde birinci derecede yetkili gelin ve torun dışında yetkimiz olmadığı düşüncesiyle akrabalardan hastaneden kendisini alma konusunda bir girişim yapılmamıştır. Bunun sonucunda Çorlu Dev.Hst. nesi kanalıyla civarda yakın huzurevlerinde doluluk düşüncesiyle Devlet kanalı ve torunun da vasıtasıyla Kumbağ da özürlülerin kaldığı bir rehabilitasyon merkezine yerleştirilmiştir. Bundan sonra torun vasilik işlemlerine girişmiştir ve rehabilitasyon merkezinden aldığımız bilgi doğrultusunda bu vasilik işlemi henüz gerçekleşmemiştir.
Rehabilitasyon merkezinde kalan herkesin akıl sağlığı yerinde olmayan (şizofren v.b.) kişiler olup, halamın akıl sağlığında herhangi bir bozukluk yoktur. Rehabilitasyon merkezi de bunu onaylamaktadır. Ancak ilk düştüğü andaki yürüyememe ve rahatsızlık durumları neticesinde sanıyorum Demans denilen yaşlılık bunaması şeklinde bir rapor düzenlenmiştir.Kendisinin de hiçbir ilaç kullanmadığı ve sağlığının da iyi olduğu bizlere söylenmiştir. Bu gözlemler neticesinde farkedilecek olan, her yaşlımızda olandan ekstra bir durum değildir, üstelik onun yaşıtındaki kişilerden de akıl melekeleri üst düzeydedir.
Orada bulunan özürlüler bayram gibi günlerde vasileri eşliğinde birkaç günlüğüne oradan çıkarılabilmiş olduğundan, halam da bu dilekte bulunduğundan, vasilik kararı çıkmadan bunun rehabilitasyon merkezi sorumluluğunda olduğu için, buna müsaade edilememiştir.
Orada bulunun her özürlüye saygımız sonsuzdur. Ancak halam değil, genç ve sağlıklı bir insanın bile aynı ortamda sağlığının bozulacağı bir malumdur. Çünkü dediğim gibi halam da böyle bir psikolojik bozukluk yoktur.
Kendisinin evi ve eşinden olan maaşı mevcuttur. Orada ise beş-parasız kalmıştır. Anladığımız kadarıyla parasının tasarrufu da kendisinde değildir. O ortamdan çıkmak istemekte, en azından birkaç günlüğüne akrabaların yanına izin verilmesini talep etmektedir. Ancak halamın oradan çıkması için doktor raporunun yenilenmesine ve vasilik raporuna ihtiyacımız vardır. Ama bu durumda doktor raporu için bile çıkaramamaktayız. Önce vasilik talebimizin mi olması gerekir? Yaşlılığından dolayı huzurevi müracaatına kadar kendimiz bakmayı da düşünmekteyiz. Bu konuda da hiçbir maddi talebimiz yoktur. Oradaki çıkmak için yalvarmaları, gözlerinde yaş, çaresizliği; buna rağmen normal bizler gibi düşünüp konuşması bizleri çaresizliğimizden dolayı kendisini ve bizleri çok üzmektedir. Torun İstanbul"da olup, bakma imkanı olmadığından, kendisiyle görüşmem neticesinde Rehabilitasyon Merkezinde kalması konusunda kararlıdır.
Bu kişi halam olmamış bile olsa, insan haklarına aykırı, zorla alıkoyma durumu değil midir? Hepimiz yaşlı olduğumuzda yaşlıyız diye, bunama-alzheimer teşhisleriyle böyle istemediğimiz yerlere mi kapatılmalıyız? Halamın sadece geçmişte de olan işitme kaybının dışında başka ruhsal bir problemi yoktur. Kimsesiz olan kişiler için bu belki de şans bile olabilir ama bizim gibi hiçbir maddi talebi olmayan yakınları varken bu revamıdır bu kişiye...
Bu doğrultuda kendisini en azından misafirliğine alacak olsak, yapmamız gereken işlem nedir? Huzurevi bulana kadar yanımızda bakmayı kabul edersek, ne işlem yapmamız gerekir? Teşekkürler ediyorum...