+ Konuyu Yanıtla
1 den 5´e kadar toplam 5 ileti bulundu.

Konu: Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa)

Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa) Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Apr 2013
    Nerede
    İSTANBUL
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa)

    merhaba,
    benim dedem 2012 yılının ağustos ayında vefat etti. ölümünden 5 gün önce tapusu kendi üstüne kayıtlı gayrimenkulü (bahçeli 3 katlı,3 daireli müstail ev) 3.bir kişiye satış yaptığını öğrendik. bizim düşüncemiz 3 çocuğundan birinin üzerine geçirmek için bu şekilde bir satış olduğu ve bunun ispatı için bu satış yapılan 3. kişiye tapu tescil iptal davası açtık biz. çünkü diğer 2 çocuk ile baba zaten görüşmüyorlardı (sebepte yine aynı gayrimenkul üzerinden hak talep ettiğimiz davaların süre gelmesi sebebiyle).bu dava sürecince biz tanıklarda gösterdik vefat edenin herhangi bir paraya ihtiyacı olmadığına dair. tapudan yapılan satışda gayrimenkulün değeri 70.000TL olarak gözükmekte olup tapudan yapılan satışlarda zorunlu olmadığı için herhangi bir banka hesabına yatırılan para görülmemekte.biz zaten gayrimenkulün değerine başta itiraz ettik ve gayrimenkule ilk ekspertiz yapıldı burada dışarıdan yapılan ekspertizin bilirkişi raporunda değer 400.000TL çıktı. ayrıca biz buna da itiraz ettik. karşı tarafta aynı şekilde itiraz etti çünkü biz değeri halen düşük bulurken karşı taraf da yüksek çıktığını savundu. bu sebepten 2.ekspertizi karşı taraf istedi ve hatta gayrimenkulün içine girilerek değerlendirme yapılmasını talep ettiler (çünkü gayrimenkulün içi harabe hale getirilmiş şekilde idi, böylece değer düşük çıkar diye düşündüler) fakat 2. ekspertize karşı taraftan hiç kimse gelmemekle birlikte bu bilirkişi raporunda gayrimenkulün değeri 600.000TL çıktı.şimdi hakim bu değer üzerinden bize dava harcı yatırttı.ve haziran ayına gün verdi karar için.kaba taslak olarak süreç bu şekilde işledi.
    benim danışmak istediğim sizce biz bu davayı alabilirmiyiz. yani muvazaalı satış olduğu sizce belli midir?sormak istediğiniz bir şey olursa cevaplayabilirim.
    teşekkürler,



    Hukuki NET Güncel Haber

    Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa) konulu yargıtay kararı ara
    Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa) konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    Nerede
    ankara
    İletiler
    3.294
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa)

    Adınızın önündeki 61 eğer sizin doğum tarihiniz ise babanız muhtemelen 70, dedeniz de 90 olmalı,
    90 yaşındaki bir şahsın doğru karar vermesini engelleyecek akli yada bedeni bir arazı yok ise satış geçerlidir.

    Ancak siz satışın 3 ncü şahısa muvazzaya zemin hazırlamak için yapıldığını iddia ediyorsunuz, bu durumda dedenizin terekesinde, ölümünden 3 gün önce sattığı bu mülkün parasının da olması gerekir

    Eğer bu para yok ise 3 ncü şahısa sormak lazım bu satış nasıl gerçekleşti diye. Yine 3 ncü şahsın bu satıştaki rolü ortaya konmalı, dedenize ve onun çocuğuna yakınlığı, işi, maddi durumu, banka hesapları vs gibi bilgiler de önemli.

    Dedenizin akli melekelerinin yerinde olup olmadığına dair daha önceden gördüğü bir tedavi var mıdır ?

    Tüm bu bilgiler ışığında iddialarınızı bir avukat aracılığı ile mahkemeye taşıyabilirsiniz.
    Aşağıda bu konuda ki bir kaç satır yazı ve bir karar var. Umarım işinize yarar.



    B. Tenkis davası

    I. Koşulları

    1. Genel olarak

    Madde 560.- Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.

    Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır.

    2. Saklı paylı mirasçılar lehine kazandırmalar

    Madde 561.- Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur. Tenkise tabi birden fazla ölüme bağlı tasarrufun bulunması halinde, saklı pay sahibi mirasçıya yapılan kazandırmanın saklı payı aşan kısmı ile saklı pay sahibi olmayan kimselere yapılan kazandırmalar orantılı olarak tenkis edilir.

    3. Mirasçının alacaklılarının hakları

    Madde 562.- Mirasbırakan, tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı, iflası halinde iflas dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflas idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler.

    Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflas idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler.

    II. Hükümleri

    1. Genel olarak

    Madde 563.- Tenkis, mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, mirasçı atanması yoluyla veya diğer bir ölüme bağlı tasarrufla elde edilen kazandırmaların tamamında, orantılı olarak yapılır.

    Ölüme bağlı tasarrufla kazandırma elde eden kimse, bazı vasiyetleri yerine getirmekle yükümlü kılınmışsa, kazandırmanın tenkise tabi tutulması halinde, bu kimse mirasbırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça vasiyet borçlarının da aynı oranda tenkis edilmesini isteyebilir.Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.

    Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar.

    Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.

    - - - Updated - - -

    T.C.
    YARGITAY
    İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
    E. 1974/1
    K. 1974/2
    T. 1.4.1974
    • DAVA AÇMA HAKKI ( Murisin Muvazaalı Taşınmaz Satış İşlemine Karşı Miras Hakkı Çiğnenen Bütün Mirasçılar )
    • MURİS MUVAZAASI ( Muvazaalı Taşınmaz Satışına Karşı Hukuki Yararı Bulunan Bütün Mirasçıların Dava Açabilmesi )
    • GİZLİ BAĞIŞ ( Murisin Satış Gibi Gösterdiği Taşınmaz Temlikine Karşı Dava Açma Hakkı )
    • TAŞINMAZ SATIŞI ( Murisin Bağış Yapmak İstediği Halde Satış Gibi Gösterdiği İşleme Karşı Kimlerin Dava Açabileceği )
    743/m.500,507,508,603
    818/m.18
    ÖZET : Bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun kılmak amacıyla, iradesini bağış yerine satış olarak açıklaması durumunda, saklı pay sahibi olsun olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların satış sözleşmesinin danışıklı olduğunu ileri sürerek dava açma hakları vardır.

    DAVA VE KARAR : Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla; tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malını, gerçekte bağışlamak istediği halde, tapu sicil memuru önünde iradesini satış biçiminde açıkladığının gerçekleşmemiş olması durumunda, saklı pay sahibi olan mirasçıların, tenkis ya da mirasta iade davası açmak haklarını kullanmayıp Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanarak muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptalini isteyebilip isteyemeyecekleri ve saklı pay sahibi olmayan mirasçıların da aynı davayı açmak yetkisine sahip olmadıkları ve miras bırakanın bu davranışının, Medeni Kanun`un 603. maddesinin 2. fıkrası gereğince o taşınmazı iade etmekten ayrık tutmuş bulunduğu anlamına gelip gelmediği konusunda Yargıtay İkinci Hukuk Dairesinin 22.12.1964 gün 6411 esas ve 6298 karar sayılı ve 1.10.1973 gün 528 esas 5437 karar sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 4.5.1960 gün 2/24 esas ve 24 karar sayılı ve 21.2.1968 gün 2/1510 esas 99 karar sayılı kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğu ve bu aykırılığının içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesi gerektiği, İkinci Hukuk Dairesi Başkanı tarafından Yargıtay Birinci Başkanlığına bildirilmesi üzerine, Yargıtay Kanunu`nun 20. maddesinin 2. fıkrası hükmü gereğince Yargıtay Başkanlık Divanı işi incelemiş ve içtihadın birleştirilmesi yoluna gidilmesi gerektiğine karar vermiş olduğundan yargıtay birinci Başkanlığınca Yargıtay Kanunu`nun 18. ve 19/7. maddeleri uyarınca Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 11.3.1974 günü saat 9.00`da toplanması uygun görülmüş ve böylece yapılan toplantı ve görüşmeler sonucunda İkinci Hukuk Dairesi ile Hukuk Genel Kurulunun söz konusu kararları arasında içtihat aykırılığı bulunduğuna oybirliğiyle karar verilmiş ise de, konunun esası bakımından bir görüş doğrultusunda üçte iki oy çokluğuyla elde edilemediği için Birinci Başkanlıkça uygun görüldüğü üzere ikinci toplantı 1.4.1974 günü saat 9.00`da yapılarak konu görüşülmüştür.

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararlarında; mirasçıyı miras hakkından yoksun etmek amacıyla miras bırakanın muvazaalı olarak yapmış olduğu tasarruf işlemlerinin iptalini dava etmek hakkı, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın tüm mirasçılara tanınmış ve tenkis ve mirasta iade ile ilgili hükümleri aslında geçerli tasarruflar için uygulanabileceği açıklanmıştır. Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi kararlarında ise, böyle bir dava hakkı tanınmamış; sadece saklı pay sahiplerinin Medeni Kanun`un 507. maddesinin 4. fıkrası gereğince tenkis davası açabilecekleri ve miras bırakanın bu davranışının Medeni Kanun`un 603. maddesinin 2. fıkrası gereğince o taşınmazı iade etmekten ayrık tuttuğu anlamına geldiği kabul edilmiştir. İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunda konu, sadece sevk edildiği olayla sınırlı olarak ele alınmıştır. Daha açık bir deyimle; tasarruf işleminin tapu sicilinde kayıtlı olan, taşınmaz malın, görünüşte satış ve gerçekte ise hibe biçiminde oluştuğu olayıyla sınırlandırılmıştır.

    Görüldüğü gibi Hukuk genel Kuruluyla, İkinci Hukuk Dairesi kararları arasında temelde yeralan uyuşmazlık, dava hakkının varlığında toplanmaktadır. Bu nedenledir ki, görüşmeler sırasında muvazaa iddiasının ispatı ve ispat biçimi, içtihadı birleştirmenin kapsamı dışında kaldığı kabul edilmiştir.

    Gerek İkinci Hukuk Dairesi Başkanlığının düşünce yazılarında, gerekse görüşmeler sırasında, Hukuk Genel Kurulu kararlarına karşı sürülen görüş özetle şu gerekçelere dayanmıştır:

    "a - Borçlar Kanunu`nun 18. maddesinde yer alan aktin yorumu ve muvazaa ile Medeni Kanun`un 507/4. maddesine dayanan saklı pay sahibi mirasçıya tanınmış olan tenkis davası hakkı, ayrı ayrı hukuksal müesseselerdir. Bir akitten doğan hukuk bağı, yalnız o aktin taraflarının ve onların külli haleflerini bağlar. Bir aktin tarafı olmayan kimse, başkalarının yaptığı akte dayanarak onlar arasında doğan hukuk bağını, açacağı davaya dayanak yapamaz. Hal böyle olunca Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine göre mirasçıların muvazaa iddiasında bulunmaları olanaksızdır. Muvazaa iddiası ancak sözleşmenin tarafı olan kimse ya da külli halefi tarafından ileri sürülebilir. Bu ilkenin ayrık halleri kanunda sınırlı olarak gösterilmiştir. ( Örneğin: İcra ve İflas Kanunu`nun 277 ve Medeni Kanun`un 690. maddeleri. )

    b - Miras hukukunun özellikleri nedeniyle Medeni Kanun`un 507/4. maddesinde getirilen hüküm, özel bir hüküm niteliğini taşır. Oysa ki, Borçlar Kanunu`nun 18. maddesi hükmü, genel hüküm niteliğindedir. Özel hüküm varken genel hükme gidilemez. Bu nedenle dava hakkının varlığı, biçimi ve sınırı Medeni Kanun`un 507/4. maddesi hükmü çevresinden çizilmek gerekir.

    c - Medeni Kanun`un 508. maddesinde iyi niyetli kişi; o şeyi elinden çıkarmışsa, ölüm gününde elinde kalan değer tenkise esas olur hükmü yer almıştır. Muvazaalı işlemlerde iyi niyet söz konusu olamayacağına göre 507/4. maddesinin muvazaayla ilişkisinin bulunmadığı kendiliğinden ortaya çıkar.

    d - Medeni Kanun`un 507/4. maddesinin dayanağı, ölenin son arzularına saygı ilkesidir. Bu tür olaylarda Borçlar Kanunu`nun 18. maddesi hükmü gereğince dava hakkı tanındığı takdirde bu ilke zedelenmiş olur.

    e - Hukuk Genel Kurulu kararlarında yer alan temel gerekçe, gizli aktin biçim koşulu gerçekleşmediğinden geçersiz olduğu doğrultusunda 7.10.1953 gün 8/7 sayılı içtihadı birleştirme kararında yer alan gerekçedir. Oysa ki, gizli akit şekle bağlı olsa dahi geçerlidir. Nitekim 27.3.1957 gün 12/2 sayılı şufa ile ilgili içtihadı birleştirme kararı ile bu görüş benimsenmiştir.

    f - Gerçekte mirasçının bağışlamak istediği taşınmazını, tapu memuru önünde satmış gibi ifade eden kişinin bu davranışı Medeni Kanun`un 603. maddesinin 2. fıkrası gereğince o taşınmazı iadeden ayrık tutmak istediği anlamına gelir."

    Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanan muvazaa ile Medeni Kanun`un 507/4. maddesine dayanan tenkis davasının ayrı ayrı hukuk müesseseleri olduğu yönünden görüşler arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Medeni Kanun`un 5 inci maddesi hükmünce sözleşmelerin doğumuna, hükümlerine ve sukutu nedenlerine ilişkin olup borçlar kısmında yer alan genel kuralların Medeni Hukukun diğer kısımlarında da uygulanması öngörülmüştür. O halde Borçlar Kanunu`nun genel hükümleri arasında yer alan 18. maddenin miras hukukunda da uygulanması doğaldır.

    Miras hükümleri arasında bu kuralı engelleyecek bir hükme de yer verilmemiştir. Medeni Kanun`un 507/4. maddesinin miras kısmında yer alması, mirasçının Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanan dava hakkını engelleyecek bir sonuç doğurmaz. Yukarıda değinildiği üzere, her iki maddenin ayrı ayrı hukuk müesseselerini düzenlemiş olması karşısında sorunun başka türlü düşünülmesi de olanaksızdır. O halde Borçlar Kanunu`nun 18. maddesinin miras ile ilgili sözleşmelerde de uygulanması gerekir.

    Karşı görüşte belirtildiği gibi muvazaalı satış işlemiyle miras hakkından yoksun edilen kimse külli halef olarak değil, doğrudan doğruya üçüncü kişi olarak dava açmak hakkına sahiptir. Çünk bu üçüncü kişinin hakkı, miras bırakanla alıcı tarafından birlikte yapılan hukuk işlemiyle çiğnenmiştir. Böyle bir durumda üçüncü kişinin dava hakkının varlığı, kanunda belli konulara hasredilememiştir. İsviçre Feredal Mahkemesi de kararlı içtihatlarıyla konuyu bu doğrultuda çözüme bağlamıştır.

    Muvazaa nedeniyle satış sözleşmesi geçersiz sayılsa bile gizli hibe akti geçerli olacağından mirasçının Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanarak açacağı davada yarar bulunmadığı ve bu nedenle bir sonuç doğurmayacağı düşüncesini de kabul etmek olanaksızdır. Gerçekten böyle bir davayı açacak kimsenin, davada yararının bulunması zorunludur. Ve ilke olarak da gizli akit geçerlidir. Ancak gizli aktin geçerli sayılabilmesi için tüm koşulların oluşmuş olması zorunludur. İçtihadı birleştirmeye konu, tapuda kayıtlı bir taşınmaz malın muvazaalı olarak satışıdır. Böyle bir durumda gizli aktin geçerli sayılabilmesi için gizli akit, biçim koşuluna ( şekil şartına ) bağlı ise biçim koşulunun da gerçekleşmiş olmasında zorunluluk vardır. Aksi durumda hibe sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Çünkü tapu memuru önünde açıklanan irade, bir ivaz karşılığı mülkiyetin aktarılması iradesidir ki, sadece bu iradeye resmiyet verilmiştir. Satışa ilişkin resmi işlemin gizli akti de içine alacağı kabul edilemez. Nitekim İsviçre Federal Mahkemesinin kararlı içtihatları ve yabancı bilimsel hakim görüşler de bu doğrultuda yerleşmiştir. Ayrıca 7.10.1953 gün 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında bu temel görüş benimsenmiştir. Sonradan çıkarılan 27.3.1957 gün ve 12/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ise, şufa ile ilgilidir. Görüşmeler sırasında ileri sürüldüğü gibi bu karar, 1953 günlü içtihadı birleştirmenin kabul ettiği ilkeyi de bozmamıştır. Sözü edilen 27.3.1957 günlü içtihadı birleştirme kararında; şufa yükümlüsü taşınmaz sahibinin yaptığı satış aktinin, aslında hibe olduğunu iddia etmesi karşısında böyle bir dava hakkının bulunduğu ve ispatlandığı takdirde şufa hakkının var sayılamayacağı belirtilmiştir. Burada hibenin geçerliliği değil satım sözleşmesinin geçerliliği ele alınmıştır. Hiç kuşkusuz böyle bir olayda hibenin de geçerliliği ileri sürülmüş olsa, hibe sözleşmesi de geçersiz olacağından taşınmaz şufa yükümlüsüne geri döner ki, şufa hakkı bakımından sonucun değişmeyeceği doğaldır.

    Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine göre mirasçıya tanınacak iptal davası hakkının, medeni Kanun`un 507/4. maddesinin uygulanmasına yer bırakmayacağı doğrultusundaki düşünceleri de kabul etmek olanaksızdır. Çünkü Medeni Kanun`un 507/4. maddesindeki dava hakkı, aslında geçerli işlemler için tanınmış bir dava hakkıdır. Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanan dava hakkı ise, işlemin aslında geçersizliği nedenine dayanır; onun içindir ki, Medeni Kanun`un 508. maddesinde iyi niyetli olan ve kendisine teberruda bulunulan kimse korunmuştur.

    Miras hukuku, miras bırakanın iptali mümkün ölüme bağlı tasarruflarında bile onun son arzularına değer vermemiştir. ( Medeni Kanun`un Md. 499 ve 500 ) ölenin son arzularına saygı ilkesi, ancak onun hukuka uygun tasarrufları için söz konusudur. Bu bakımdan miras hukukunda ölenin son isteklerine saygısızlık gibi bir düşünce de kabul edilemez.

    Medeni Kanun`un 603. maddesi hükmü de aslında geçerli tasarruflara karşı mirasçıların miras payını diğer mirasçılara karşı koruyan bir hükümdür. Geçersiz tasarruf miras payına etki yapmayacağından, mirasçının bu hükme dayanmasında bir yarar yoktur. Böyle bir tasarrufla miras bırakanın açığa vurulan iradesi ile hukukça değer taşımaz.

    Bu nedenlerle Yargıtay İkinci Hukuk Dairesinin görüşünü ve o doğrultuda ileri sürülen karşı görüşleri kabul etmek olanağı bulunmamıştır. Sonuç:

    SONUÇ : Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicillinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halide, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan Medeni Kanun`un 507. ve 603. maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağına, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 günlü ikinci toplantısında oyçokluğuyla karar verildi.
    "BİR ÜLKEDE NAMUS ERBABI OLANLAR DA NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMADIKÇA, O ÜLKE İÇİN KURTULUŞ UMUDU YOKTUR" İsmet İNÖNÜ
    NE ZULÜM, NE MERHAMET...SADECE ADALET...

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Apr 2013
    Nerede
    İSTANBUL
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa)

    61 benim Trabzonlu olmam sebebiyle yazdığım rakam. bunun yanında babam 59 dedem de 80 yaşında idi öldüğünde. bu gösterilen satışın bedeli olan 70.000TL ortada yok. banka hesaplarında da yer almamakta. satışın yapıldığı 3.şahıs da kendisine satışta elden parayı verdiğini belirtti. daha sonrasında bu paranın dedemin birilerine borcu olduğu ve bu borçlarını ödemek üzere harcadığı söylendi. ama bu paraları alan kişiler çıkmadı tabi ortaya. dedem emekli idi ve kendi evinde yaşamaktaydı. emekli maaşının yanı sıra torna atölyesini ve içindeki cnc tezgahlarını da zaten epey iyi bir paraya satmıştı 3 sene evvel. kendisinin kimseye muhtaç olmayacak şekilde yaşayabileceğini biz zaten belirttik mahkemeye. kendisinin akli dengesi yerinde idi. herhangi bir tedavi de görmedi.

    - - - Updated - - -

    bir de şunu sormak istiyorum. tapudaki satış tutarı ile bilirkişi raporundaki gerçek değer arasındaki fark zaten şüphe doğurmaya yeterli değilmidir?

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Apr 2013
    Nerede
    İzmir
    İletiler
    65
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa)

    Arada ciddi manada değer farkı var ancak uygulamada tapu harçları açısından fazlaca başvurulan bir yol olduğundan tek başına iddianızı destekler nitelikte bir sonuç çıkarmak mümkün değil. Ancak bahsetmiş olduğunuz diğer hususlarla beraber bakıldığında tamamlayıcı özellikte olduğu ortada.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Apr 2013
    Nerede
    İSTANBUL
    İletiler
    4
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Tapu Tescil ve İptal Davası (Muvazaa)

    merhaba,
    nisan ayında bahsettiğim ve sizinde görüş yazdığınız bir konu vardı. bu süreçte biz davayı kazandık. hakim tapu iptali kararı verdi. ve şimdi satış gösterilen 3. şahıs ve babam ve amcam üzerine 1/3 oranında hisseli tapuya dönüşmesine karar verildi. şimdi biz tapularımızı alıyoruz ve evi müteahite vermek istiyoruz amcam ve babam. fakat bu dışarıdaki 3. şahıs eğer bu işe yanaşmaz ise ne olur. bizim tapu ana gayrimenkul arsa tapusu yani kat mülkiyeti irtifakı yok. bu durumda tekrardan bizim mahkeme mi açmamız gerekli? izaleyi şüyu diye bir dava varmış. kimisi de derki bu durumda 3.şahsın 1/3'lük hakkını parasını vererek amcam yada babam alabirmiş sadece. ben şöyle düşünmüştüm. bu arsa tapusu olduğundan komple ihale ile satışa çıkar (dışarıdan kişilere de açık olarak) ucuz bir fiyata satılır ve satılan değer 3 kişi üzerine bölüştürülerek para pay edilir.
    işin aslı 3.şahıs pislik yapmak için mütahit işine yanaşmaz ve satmakta istemez ise hissesini ne yola başvurulabilir.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

muvazaa nedeniyle tapu iptali davası soruları

http:www.hukuki.netshowthread.php104493-Tapu-Tescil-ve-iptal-Davasi-Muvazaa

muvazaa nedeniyle tapu iptal davası

tapu iptal davalarinda harc oranlari

tapu tescil iptal davası

tapu iptali davalarında bilirkişi tarafından bina değerinin hesaplanması

tescil davasının şartları

tapu iptali ve tescil davası dilekçe örneği

tapu iptal davası harcı

davada muazza yoktur

tapu iptal davasında masraf kime ait olur

muaaza davasını kazandık ne yapmalıyız

1974 yilinda cikarilan kanunla iptal edilen tapular ve yerine verilen araziler

muvazaa harcıtc kanunlari gore sahsi tapu iptal dava açma suresi ve sartlari3.şahsa tapuda satis ve hibetc kanunlarina gòre tapu iptal suresi ve sartlarimuvazaa sebebiyle iptal davasitapu kaydinda muvazaamuvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasıtapu iptal davası masraflarıyeni bk muvazaa suresitapu iptal davası harç parasıakli denge iptal davasımuazza:-)davasi:-)sonuclari
Forum

Benzer Konular :

  1. Tapu İptal ve Tescil Davası Zilyetliğe dayalı
    Merhaba Forum Üyeleri, Edirnede Tapulu arazimiz var ve 50 yıl vergi ödenmedi ve ilgilenilmedi. Konu araziye oradaki kişi ev yapıyor ve Zilyetliğe...
    Yazan: urguncu Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 18-07-2018, 00:53:39
  2. Tapu İptal ve Tescil Davası
    Yüklenici A ile B (belediye) B'nin sahibi olduğu arsa üzerinde "gelir paylaşımı Esasına dayalı inşaat sözleşmesi" yapıyor. Sözleşmede satıştan...
    Yazan: Şeyda Tavsatmaz Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 22-11-2016, 17:56:06
  3. Şufa Davası - Tapu İptal ve Tescil Davası
    Hukukçu dostlar umarım aşağıdaki soruma yanıt verirsiniz memnun olurum. Boşanmış eşler arasında (E ve K) 1/2 oranında hissedar oldukları taşınmazı K...
    Yazan: banu_ozkan Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 11-02-2011, 22:46:16
  4. Tapu İptal Tescil Davası mı?
    Merhaba herkese. Arkadaşlar 1989 yılında Arnavutköy/tayakadın ibrahim çeşme mevkiinden 4320 m2lik bir alanın 320m2 lik kısmı için anlaşmış...
    Yazan: mstfsercan Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 12-02-2009, 23:52:10
  5. Cevap Dilekçesi (Muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil)
    1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE SALİHLİ Dosya No:2008/ .... E. CEVAP...
    Yazan: Av.İlkgün Nurlu Forum: Dilekçe Örnekleri
    Yanıt: 0
    Son İleti: 19-04-2008, 21:08:12

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.