Basın yoluyla hakaret

Merhabalar, benim bir taraftar sitem var. Bir yerel gazete sahibi makalelerinde bana hakaret etti. Yayınladığı iki makaleyi size sunuyorum:

Evet lanet olsun hemde binlerce kez lanet olsun, uzaktan kumanda ile yazarlık yapanlara ve yanlış haber yazan internetsitesi sahibi olanlara binlerce kez lanet olsun.

Araştırmadan yazanlara yada doğru dürüst görevini yapmayanlara lanet olsun. Van iline zarar veren ve sadece “ismim” olsun mantığıyla habercilik anlayışı taşıyanlara lanet olsun.

Bizler bir kaç arkadaş bir araya gelerek ‘Serhat Gazeteciler Derneği’ni kurduk. Tek amacımız Van ve Vanlılara zarar verecek yazı yazanların önüne geçmek ve değişik kimlikler kullanarak kamuoyunu yanıltmaya çalışanlara dur demektir.

Burada bir kez daha belirtiyorum, başka isimle yazı yazanlar, mide bulandırıcı yazılar yazarak yanlış açıklamalarda bulunan kim varsa bundan böyle, kendim bizzat savcılığa suç duyurusunda bulunacağım.

İnternet site sahipleri yada yazarlık yapan kişiler araştırmadan yazmamalı, sallamakla değil, gerçeği araştırarak yazmak gerekir.

BUNDAN BÖYLE HERKES KENDİ KİMLİĞİ İLE YAZI YAZACAK, YADA ONLARA SİTE VEYA GAZETELERİNDE YER VERENLER SONUCUNA KATLANMAK ZORUNDA KALACAKTIR.....

Halk dedikodu değil, huzur istiyor, halk site üzerinde kavga edenleri değil, gerçek yazıları okumak istiyor.

Son günlerde spor camiası, dedikodularla çalkalanıyor. Özelikle Vanspor org. Her defasında yaptığı yanlış ve düşünmeden dile getirdiği yazılarla spor camiasını yanlış bilgilendiriyor.

Dedim ya, uzaktan kımanda ile habercilik anlayışı olmaz. Bir yazı yazerken sonucu neye varacak yada, nasıl bir sonuç çıkar demeden salaparti haber yapmaları çok üzücü.

Geçenlerde yine yanlış bir haber yaptılar, spor camiasını derinden üzdü.

B. Vanspor’un genel kaptanı Öner Yiğit ile diğer yöneticilerin arasını açmak için yaptıkları haber son derece yanlış. Öner Yiğit ile Teknik direktör Mehmet Tuğrul’un arasını bozmaya çalışmak aptalıktan başka birşey olamaz. Çünkü Mehmet Tuğrul’un takımın başına gelmesinde Öner Yiğit’in çok emeği oldu. Böyle olunca Tuğrul’un, başarısını en çok isteyen elbette Öner Yiğit olacaktır.

Tarsus İdman Yurdu maçın sonrasında Genel Kaptan Öner Yiğit, ile bizler özel olarak uzun uzun konuştuk, yerde belirteyim ‘Urartu Otel’de. Peki aramızda konuştuğumuz her şeyi gelip gazetemize mi yazalım yani.

Bazı konular var ‘memleket meselesi’ olunca ölünceye kadar sır kalır. Memleketin kalkınması ve çıkarı için bazı konular önem arz eder. Böyle durumlarda birlik ve beraberlik için gerekirse insan elini taşın altına koymasını bilmelidir.

Genel Kaptan Öner Yiğit, As Başkan Naci Koç, Kulüp Başkanı Nihat Geizici, Yöneticiler Hamdullah Uçkan, Fuat Tekin ve diğerleri hepsi ile görüştüğümüzde, Teknik Direktör Mehmet Tuğrul ve yardımcısı Ramazan Kıvanç ile aralarının son derece iyi ve güzel olduğunu söylediler. Mehmet Tuğrul ile görüştüğümüzde de ayni cümleler belirtildi, “aramızda en ufak bir sorun yok, herşey dört dörtlük” olduğunu söylüyor.

Tek sıkıntıları oda herkesin ortak sıkıntısı B. Vanspor’un maddi durumu. Çünkü hepsininde tek ortak amacı ve gayesi var, B. Vanspor’un başarısı.

Böyle güzel bir şekilde birbirlerine inanmış ve böyle güzel bir şekilde birbirlerine kenetlenmiş bir yönetim ve Teknik heyet görüntüsü varken, dışarıya zorla bir şeyleri ispatlamaya çalışmak çok abes.

ŞİMDİ SORUYORUM YALAN HABER YAZANLARA!

17 Ocak’ta yapılacak olan B. Vanspor’un kongresi için hangi projeleri hazırlamışsınız?

17 Ocak’ta maddi kaynak olarak hangi destekleri sunacaksınız?

İyi transferler yapabilmek için, hangi iş adamı ile irtibat halindesiniz?

Hangi gün elinizde bir dosya ile yöneticilerle görüştünüz?

Ne zaman bir sponsor firma bularak futbolcu ve Teknik heyete bir jest yaptınız?

Hepsi kocaman bir hiç......

Bunların hiç birisini yapmak için çaba sarf edemiyorsanız bari susun ve ortalığı karıştırmayın.

----------

2
Başka sitelerden haber çalmaya paydos

Habercilik anlamında hiç başarısı olmayan “asalaklar” başkalarının sırtında geçinirler.

Van’da site kuran bazı asalak kişiler ondan bundan haber çalarak sitelerini güncellemeye çalışıyor olmaları çok vahim.

Zorla kendini kabullenmeye çalışan bazı “morg” siteler hiçbir zaman haber yapmayı başaramadılar. Sadece “morg” işleri ile uğraştılar bu güne kadar.

Ancak resim çekerler oda gözleri doğru dürüst görmedikleri için kafa yerine “popularının” ayak yerine “kollarının” top yerine “malzeme çantasının” fotoğrafını görüntülemeye çalışırlar. Birileri ile telefon görüşmesi yaptıklarında, yazılmaması gereken konulara yer veriyor olmaları ise oldukça kötü. Bu asalak “morg” site sahipleri internet ortamında haberin herkes tarafından okunacağını henüz öğrenmiş değiller.

B. Vanspor, yöneticileri teknik heyet ile hiçbir problemleri olmadıklarını ancak lig sonuna gelmiş olduklarından yeniden teknik heyetle masaya oturma gereği duyulmuş olduğunu belirttiler. Yapılan görüşmeler sonucunda yeniden anlaşmaya varılmadıklarını söylediler. Koşullar ve şartlar uyuşmadığı takdirde en güzeli kötü olmadan ayrılmaktır. Buna rağmen bu olayı değişik anlatmak hem kente hem de vatandaşlara zarar verir. Gönlümüz ister ki, Vanlı teknik hocalar ve Vanlı sporcular en iyi yerlerde görev alsınlar. Bizler ancak ve ancak bunlara destek vererek bir yerlere gelmelerine yardımcı olabiliriz. Ne yazık ki, Van’da kısır çekişmeler yaşandığından dolayı ‘Vanlılar bir kazmaya sap olamıyorlar’.

Bu ve bunun gibi kötü olumsuzlukların önüne geçmek için oldukça çaba sarf ediyoruz. İnternet ortamında ki kargaşaların önüne geçmek için savcılıkla özel olarak görüştük dernek olarak. Gerekli tüm işlemler bundan böyle yapılacak, dernek olarak titizlikle üzerinde duruyoruz.

Parazit geçinen “morg” site sahipleri ondan bundan haber çalarak yayın hayatlarına devam etmelerine izin vermeyeceğiz. Hiçbir emek sarf etmeden ve vergiye tabi olmayan hiçbir site artık yayın yapamayacak….

Emek sarf etmeden vergiye tabi olmadan yeri yurdu beli olmadan habercilik yapılmaz.

Böyle bir haber anlayışı da olamaz.

Evet “uzaktan kumanda” ile haber yapılmaz. Bazı haberlerde yorum yapmak için o haberin içyüzüne inmek gerekir. Ama bu “asalak ve parazit” kişiler bunu henüz anlayamadılar.

Bazı “morg” siteleri ‘Kes kopyala yapıştır’ mantığıyla habercilik yapıyorlar. ‘kes kopyala” işlemine devam edersen bir günde senin kafanı ‘kes’erler ve klavyeye yapıştırırlar.



Evet, bizler onurumuzla şerefimizle SERHAT GAZETECİLER DERNEĞİ’ ni kurduk amaç parazit geçinen “morg” sitelerinin önüne geçmektir. “Morg” sitesini takip edenler bilir, tüm haberleri çalıntı. Bir tane kendi haberleri yok ve olamazda. İşte bu asalak haberciliğin önüne geçmek için gece gündüz çalışıyoruz. Her dernekte olduğu gibi istifalar bizim dernekte de olabilir. Bizde istifa eden 1 kişi vardır, oda sadece bizim derneğimizden değil Anadolu basın birliği derneğinde de istifa etmiştir, işlerin yoğunluğundan dolayı saygı duyarız. Kimse bizim nikahlı karımız değil ki, ömür boyu bize bağlı kalsın..

Peki, derneğimize günde kaç başvuru olduğunu biliyor musun asalak herif! Bilemezsin çünkü uzaktan kumanda ile çalışıyorsun!

İstifanın haricinde, bize ayak uydurmayanın kafasını bizzat biz koparırız… Öyle han geçenlerin hanı gibi keyfi işlem olmaz. Bir yerde disiplin ve kural geçerlidir. Kuralın dışına ve disipline uymanın bizdeki kuralı kafa koparmaktır.

Bazı “morg” site sahipleri oturdukları yerden işleri güçleri olmadığı için bazı haberlere ‘tıkla babam tıkla’ yaparak haberin çok okunduğunu ispatlamaya çalışıyorlar. Sen kimi kandırmaya çalışıyorsun be ‘asalak herif’ ancak kendini kandırırsın. Biz her türlü haberle uğraşıyoruz. Yarın çık meydanlarda sor bakayım senin parazit geçinen siten mi tanınıyor yoksa Van Havadis gazetesi mi? ‘Akıllı ol akıllı’ bir dön bak bu gün bile senin “morg” sitende kaç tane çalıntı haber var. Başkasının şeyi ile şey yapma.

Evet, tekrar belirtiyorum önümüzdeki kaç gün içinde vergiye tabi olmayan yeri yurdu beli olmayan hiçbir kimse internet ortamında habercilik yapamayacaktır. Çünkü bunlar insanlara ve memlekette çok zarar veriyorlar. Özelikle “vanmorg” siteleri bu haberi çok dikkatlice okusun lazım olur belki.


Bizim yalan haber yaptığımızı iddia ediyor fakat somut delil göstermyior.
Arkadaşlar dava açarsam kazanırmıyım? Yardımlarınızı bekliyorum şimdiden teşekkür ederim.

Türk Ceza Kanunu
MADDE 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında artırılır.

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi
Esas No: 2007/7328
Karar No: 2007/10102

Dava: Basın yoluyla hakaret suçundan sanık 5237 sayılı TCY'nın 125/1,62,52. maddeleri uyarınca 1.500 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.12.2006 tarihli ve 2006/328-809 sayılı karar aleyhine Adalet Bakanlığınca verilen 3.5.2007 gün ve 23486 sayılı Yasa Yararına Bozma isteğini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 7.6.2007 gün ve 98024 sayılı tebliğnamesiyle birlikte dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi ve gereği görüşüldü:
Karar: Tebliğnamede; " 24.10.2005 tarihli yerel D. H. gazetesinde yer alan "Nalına da mıhına da yalak" başlıklı yazı sebebiyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5187 sayılı Kanun'un 26.maddesinde belirtilen 2 aylık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra 18.04.2006 tarihinde açılmış olması karşısında, sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir" denilmektedir. 5187 sayılı Basın Yasasının 26/1. maddesi uyarınca, günlük süreli yayınlardan olan gazeteler bakımından dava açma süresi iki aydır. Bu süre zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süre olduğundan, kamu davasının mutlaka iki aylık süre geçirilmeden açılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Süre başlangıcı ise anılan maddenin 2. fıkrası gereği, basılmış eserin C. Başsavcılığına teslim tarihi veya suçu oluşturan fiilin C. Başsavcılığınca öğrenildiği tarihtir. Dosyada yer alan yakınma dilekçesinin C. Başsavcılığına verilme tarihi 06.12.2005 olup, suçun C. Başsavcılığınca en geç bu tarihte öğrenildiği ve bu durumda kamu davasının bu tarihten itibaren iki ay içerisinde açılması gerektiği anlaşılmasına karşın, sanık hakkında kamu davası 18.04.2006 düzenleme, 27.04.2006 havale tarihli iddianame ile açılmıştır. O halde, açılan dava 5187 sayılı Yasanın 26/1. maddesinde belirtilen süreler içinde açılmamıştır. Bu nedenle mahkemenin düşme kararı vermesi yerine duruşmaya devamla mahkumiyet kararı vermesi yasaya aykırı bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinde yer alan düşüncesi dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden, 5271 sayılı CYY'nın 309. maddesi uyarınca, Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.12.2006 tarihli ve 2006/328-809 sayılı kararının yasa yararına BOZULMASINA,
Sonuç: 5271 sayılı CMK.nun 309/4-d maddesine göre, karardaki hukuka aykırılık hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmekle; sanık hakkında açılan kamu davası süresinde açılmadığından 5187 sayılı Basın Yasasının 26/1 ve 5271 sayılı CYY'nın 223/8. maddesi uyarınca anılan kamu davasının düşürülmesine, yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına, karardaki öbür hususların olduğu gibi bırakılmasına, 28.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi
Esas No: 2007/5270
Karar No: 2007 / 7695
Tarih: 03/10/2007

Dava: Basın yoluyla hakaret suçundan şüpheliler M. D., S. T. ve S. K. hakkında yapılan soruşturma sonunda Zeytinburnu Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24.2.2006 tarihli ve 2006/2681 - 1039 sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne dair, merci Eyüp 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığınca verilen 12.9.2006 tarihli ve 2006/566-696 sayılı karar aleyhine Adalet Bakanlığınca verilen 1.3.2007 gün ve 10903 sayılı Yasa Yararına Bozma isteğini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 14.3.2007 gün ve 46036 sayılı tebliğnamesiyle birlikte dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi ve gereği görüşüldü:

Karar: Tebliğnamede; 1- 5187 sayılı Basın Kanununun 2. maddesinde süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi sorumludur" hükmüne rağmen sorumluluğun eser sahibine ait olduğu gözetilmeden günlük süreli yayın olan A. G. sorumlu Yazı işleri Müdürü M. D. ve aynı gazetenin Genel Yayın Yönetmeni S. T. hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yapılan itirazın kabulüne karar verilmesinde, 2- 5187 sayılı Basın Kanununun 26. maddesinde, Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması zorunludur şeklindeki bağlayıcı hükmüne karşılık, dava açma süresinin dolduğunun gözetilmemesinde, İtirazın, bu hususlar gözetilerek reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir. 5187 sayılı Basın Yasasının 11/2. maddesi uyarınca basın yoluyla işlenen suçlarda eser sahibi sorumludur. İncelenen dosyada şüphelilerden S. K.'ın 24.2.2006 tarihli ifadesinde, soruşturmaya konu haberi kendisinin yazdığını açıkladığı görülmekte olup, bu durumda Basın Yasasının 11/3. maddesinde belirtilen sorumlu müdür ve genel yayın yönetmeninin sorumluluğunu gerektiren koşulların da oluşmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, 5187 sayılı Basın Yasasının 26/1. maddesi uyarınca, günlük süreli yayınlardan olan günlük gazeteler bakımından dava açma süresi 2 aydır. Bu süre zamanaşımı süresi olmayıp, hak düşürücü süre olduğundan, kamu davasının mutlaka 2 aylık süre geçirilmeden açılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Süre başlangıcı ise anılan maddenin 2. fıkrası gereği, basılmış eserin C. Başsavcılığına teslim tarihi veya suçu oluşturan fiilin C. Başsavcılığınca Öğrenildiği tarihtir. Dosyada yer alan yakınma dilekçesinin C. Başsavcılığına verilme tarihi 13.2.2006 olup suçun C. Başsavcılığınca en geç bu tarihle öğrenildiği ve bu durumda kamu davasının bu tarihten itibaren 2 ay içerisinde açılması gerektiği anlaşılmasına karşın, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itirazın incelenme tarihinde 2 aylık dava açma süresi geçirilmiş bulunulduğundan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, kabule karar verilmesi yasaya aykırı bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinde yer alan düşüncesi dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden, 5271 sayılı CYY'nın 309. maddesi uyarınca, Eyüp 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığınca verilen 12.9.2006 tarihli ve 2006/566-696 sayılı kararının yasa yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin merci mahkemesince yerine getirilmesine, 3,4?-2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

bende aynı bunun gibi bir olaydan muzdaribim kendim polis memuruyum.Bundan 10 gün önce izne ayrıkdım ve çalıştıgım ilçeden eşimin 700 km uzaklıktaki memleketine gittik ayrıldıgımın 1. günü kayın biraderimin çalıştıgım ilçede tatlı dükkanı açmıştı bir yan baktın düz baktın olayından kavga çıkmış ve yaralılar devlet hastanesine sevk edilmiş olayı hastanede bulunan yerel gazete yaralının ve ablasının ve babasının agzından dinleyerek.ENİŞTEDEN KAYINÇOYA KIYAK diye bir başlık attımış
Sözde memuriyetimi kullanarak dr a bunları hastaneye sevk etme bunların birşeyi yok raporda verme dedigimi gazete iddia ediyor yaralı yakınlarının agzından bende yerel gazete ve televizyon hakında dava açtım.Senelik izin kagıdım mevcut ve hiçbir adli ve idari soruşturmam yok tekzip etmelerini kendilerini tlf. arayarak söyledim bana gel olayın aslını anlat dediler bende memurum ve bu gibi bir açıklama yapamam gelin araştırın dedim hala bir hareket olmadı 10 gün geçti.
1-Sizden istedigim davam kaç yıl ay sürer
2- maddi ve manevi para davalarında istedigim meblayı alma olasılıgım nedir
3- gazeteye demeç veren kişilerden birişi oglu babasıda yanında babasını dava ede bilirmiyim. teşekürler