Printable View
Merhaba arkadaşlar A firması 30.1.2016 tarihinde ödeme yapmak için B firmasına 28.2.2016 tarihli çek veriyor. B firması çeki takasa koymuyor ve 28.2.2016 tarihinde de bankadan ödeme için talep etmiyor, her iki firmada aynı şehirde bu durum da nasıl bir yol izlenir,
10 Günlük süre geçse bile Alacaklı alacağını ispat ettiği Taktirde borçludan Çekin bedelini alır düşüncesindeyim.
Bu konuda birkaç Yargıtay Kararı vardı zannediyorum
belki bu bir işe yararmı acep _?Alıntı:
muratmurat1 rumuzlu üyeden alıntı
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Biga Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.11.2000 tarih ve 2000/79 – 2000/640 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, dava dışı İrfan’ın davalının keşide ettiği 245.000.000.-TL bedelli hamiline çeki satın aldığı mal karşılığında müvekkiline ciro ettiğini, müvekkilinin de aynı çeki mal satın aldığı dava dışı Bekir’e ciro ettiğini, çekin karşılığının olmadığı belirlenince çek bedelini Bekir’e ödeyen müvekkilinin, yasal ibraz süresini geçirince davalı aleyhine başlattığı takibin, haksız itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, çek bedeli ve 170.000.000.-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 415.000.000.-TL.nın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK.nun 644 ncü maddesi uyarınca, çekte zamanaşımı süresinin dolmasından itibaren bir yıl içinde dava açılmadığını savunarak, davanın zamanaşımı yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar doğrultusunda, davanın bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, TTK.nun 644 ncü maddesi uyarınca, keşideciye karşı açılmış sebepsiz zenginleşme davasıdır. Bu tür davalar, Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre, çek zamanaşımı süresi’nin dolmasından itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmalıdır.
Somut olayda, davaya konu çekin keşide yeri İstanbul, ibraz yeri Biga, keşide tarihi de 31.07.1998 olup, bu durumda aynı kanunun 708/1 nci maddesi uyarınca da ibraz süresi bir ay olduğundan, çek aynı kanunun 726/1 nci maddesi uyarınca 28.02.1999 tarihinde zamanaşımına uğramıştır. TTK.nun 644 ncü maddesine dayalı bu dava ise, 23.02.2000 tarihinde açılmakla, süresindedir. O halde, mahkemece, işin esasına girilip, hasıl olacak sonuca göre karar verilmek gerekirken, sürenin nasıl hesaplandığı da açıklanmadan, davanın zamanaşımından reddi, bozmayı gerekmiştir. (Çekte zamanaşımı süresi YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2001/2015 K. 2001/4133 T. 10.5.2001)
Çek bedeli hesapta bulunduğu halde çek bankaya ibraz edilip çekilmiyorsa alacaklının temerrüdü söz konusudur, alacaklı daha sonra faiz, çek tazminatı vs talep edemez, icraya koyarsa çek bedelinin hesapta mevcut olduğu çekin ibraz edilip bankadan çekilmesi icra masrafları ve av ücretinden sorumlu olunamayacağına dair itirazda bulunulabilir.
Haklısınız Hocam.Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Eyvallah ciğerim.
Çekin bağlı bulunduğu hesapta para var ve hesaba şu şekilde eft yapılmış xxx seri sıra nolu xxx tutarlı çekin ödenmesi için, kişi çeki takasa koymuyor ve 10 gün süre içinde tahsilede gitmiyor bu 10 gün sonun da ne olur neler yapabilir alacaklı, ayrıca alacaklı temerrüdü nedir üstat,Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Çekin bedeli hesapta durduğu sürece alacaklının temerrüdü söz konusudur yani borçlu borcunu ödemeye hazır olduğu halde alacaklının almamakta ısrar etmesi. İbraz süresi geçtikten sonra banka ancak keşidecinin onayıyla ödeme yapar, bankaya ibraz edilmeyen çek kambiyo niteliğine haiz olmaz, ilamsız takip başlatılabilir ona da yukarıda belirttiğim gerekçelerle itiraz edilebilir.