Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün seyahat özgürlüğüne müdahale sınırları

Merhaba,

İş için gittiğim bir şehirde hastalanıp denetimli serbestlik seminerine katılmadığım için, resmi doktor raporu sunduğum halde, "izinsiz olarak müdürlüğün yetki sınırları dışına çıktığım" gerekçesi ile mazeretim kabul edilmedi. Ardından başka bir sebeple ikinci bir uyarı aldığım için dosyam kapatıldı. İnfaz mahkemesine yaptığım itiraz reddedilince, bir üst mahkeme olan ağır ceza mahkemesine itiraz ettim. Dilekçemde olayı şöyle özetledim:

Hükümlülerin belirli yerlere gitmekten men edilmesi uygulaması TCK’nın 50. Maddesi (d) bendinde “mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya” ifadesi ile düzenlenmiştir. Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Yönetmeliği'nin 33. Maddesi’nde belirli yerler “hükümlünün suç işlemesinde, suça yönelmesinde ya da kötü alışkanlıklar kazanmasında veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasında; çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da onun yeniden suç işlemesine yol açan etkenleri güçlendirecek yerler veya etkinlikler” olarak tanımlanmıştır.

“Müdürlük sınırları dışına çıkmamak” şeklinde ifade edilen ve yönetmelikte tanımlanmış olmayan, makul bir gerekçeye dayanmayan ölçüsüz bir tedbir Anayasa’nın 23. Maddesi’nde tanımlanan seyahat hürriyeti hakkını ihlal edici niteliktedir. Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 30.11.2001 tarih ve 16696 – 18748 sayılı kararında “Diyarbakır dışına çıkmasının yasaklanmasına” şeklindeki kararın Anayasa’nın 23. maddesinde yer alan seyahat hürriyetini engelleyici bir karar olduğuna yönelik tespiti ile bu durum doğrulanmaktadır.

Mahkemeden "hükümlünün itirazının reddine kesin olarak karar verilmiştir" şeklinde cevap aldım.

Anayasal bir hakkımı kullanmamın engellendiğini düşündüğüm için Anayasa Mahkemesine başvuru hazırlığı yapıyorum fakat önce Yargıtay'a mı başvurmam gerektiğinden emin değilim. Mahkeme bir üst adres göstermediğine göre, tek açık hukuk yolu olarak Anayasa Mahkemesi mi kalmıştır? Dosyam ikinci uyarı sebebiyle kapatıldığı ve ben ilk uyarının hukuka aykırı olduğunu iddia ettiğim için, zaman aşımı sebebiyle mi aleyhime karar çıkıyor? Bana kalırsa, ilk uyarının sonuçları ikinci uyarı sebebiyle ortaya çıktığı için, zaman aşımı süresinin dosya kapatılma tarihinden itibaren hesaplanması gerekir diye düşünüyorum. Bir hukukçunun görüşlerine çok ihtiyacım var. Şimdiden teşekkür ederim.

Ceza almak, denetimli serbestlik durumunda olmak zaten bir takım kısıtlamalarla ve zorlamalarla iç içe olmak demektir.Denetimli serbestliği kabul edip sonra Anayasanın falanca maddesindeki özgürlüğüm kısıtlanıyor demek rasyonel olmasa gerek.Bu iddialardan bir şey çıkmayacağı düşüncesini taşımakla beraber Anayasa Mahkemesi vs. gibi başvurulması gereken üst merciler düşünülüyorsa az olan şansı imkansız yapmamak için mutlaka bir avukat vekaletinde ve yönlendirmesinde bu iş yapılmalıdır.