-
Telekom
2000 yılında bulunduğum işyerinde en son aylara ait faturalar ödenmemiş ( daha öncekiler ödenmiş ) 2008 yılında telekom tatlıya bağlayalım ile borçlarımı taksitlendirdim. Ama bazı sıkıntılardan ilk taksit hariç üçünü ödeyemedim. 2009 yılında bir yazı aldım. Yeniden tatlıya bağlayalımla yararlanamayacağım söylendi ben 10/1 civarında ödeme yaptım. ( Bu arada ödemem ana borçu kapatıyor şu anda faiz+avukatlık bedeli kaldı )
1 ) Tatlıya bağlayalım şu anda uygulanıyor ama daha önce yararlandığım ve kestiğim için yararlanamıyacağı söylüyorlar şimdi bunun için bir dava açıp bu hakkı geri alabilirmiyim ( gerekirse tüm ödemelerimden vazgeçip yeniden başlatabilirim )
2 ) Ana borç ödenmiş olmasına rağmen faiz için icra takibi başlatılabilirmi
iyi çalışmalar.
-
Cevap: Telekom
Ödediğiniz miktarın ana borcu kapattığını, geriye sadece faiz ve avukatlık ücretinin kaldığını belirtmişsiniz.. Oysa ki durum böyle değil. Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi uyarınca faiz ve diğer masrafları ödemede geciktiğinizden, faiz ve diğer masraflar ödenmedikçe yaptığınız ödemenin anaparadan mahsubu olanaklı değildir. Hal böyle olunca ödenmeyen asıl alacak için faiz işlemeye devam eder ve rakam sizden talep edilebilir.
"Tatlıya bağlayalım" adı altındaki uygulama Telekom'un kendi insiyatifiyle çerçevesini çizdiği bir ödeme planından ibaret olduğundan, Telekom'un belirlediği şartlara aykırı hareket etmeniz durumunda dava açarak bu hakkı elde etmenizin olanaklı olmadığını düşünmekteyim.
-
Cevap: Telekom
Konuyla ilgili Yargıtay kararını mesajıma ekliyorum:
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 1997/2628
Karar : 1997/3255
Tarih : 05.05.1997
ÖZET : Borçlunun kısmi ödemeleri, öncelikle işlemiş fazi ve borcun diğer fer´ilerinden, daha sonra asıl borçtan mahsup edilmesi gerekir. Asıl borcun ödenmeyen kısmı içinde faiz işlemeye devam eder.
(818 s. BK. m. 84)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki davadan dolayı Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.12.1996 tarih ve 117-452 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten aldığı malların karşılığı olarak 20.6.1995, 20.7.1995 ve 20.8.1995 vadeli 50.000.000 liralık üç adet bono verdiğini, 20.6.1995 vadeli bononun ödendiğini, kalan iki bono için müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, icra dosyasına 14.7.1995 tarihinde 50.000.000 lira ve kalan borcun da haricen davalıya ödenmesine rağmen davalının icra takibine devam ederek davacının kamyonuna haciz konulması üzerine, ödenen borcun tekrar ödenmek zorunda kaldığını iddia ederek davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine, icra veznesine yatan paranın davacıya iadesine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının haricen ödeme yaptığını fakat bu miktarın borcu kapatmadığını, davacının mal sipariz ettiği tarihler ile ödeme tarihleri
arasındaki fiat farkları dikkate alındığında, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bonolar, tutunaklar ve icra dosyasına göre davacının takebi konu senetlerle ilgili asıl borç miktarını ödediği, 3.9.1996 tarihinde tutulan tutanakta faize faiz yürütüldüğü, bunun hukuken mümkün olmadığı, davacının 15.327.173 lira icra masrafı ve faiz alacağı olduğu gerekçesiye, davacı borçlunun 15.327.173 lira borcu olduğunun tesbitine, bu kısım ile ilgili açılan davanın reddine, 56.724.000 lira için açılan davanın kabulü ile davacının bu miktarda borçlu olmadığının tesbitine, bu miktar üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında yaptığı icra takibine konu bonoların bedellerinin ödendiğini ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının
tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklının, davalı borçlu hakkında 5.7.1995 tarihinde icra takibine başlamasından sonra davacı, 14.7.1995 ve 2.9.1995 tarihlerinde kısmi ödemede bulunmuştur. BK.nun 84.maddesine göre borçlunun kısmi ödemeleri, öncelikle işlemiş fazi ve borcun diğer fer´ilerinden, daha sonra asıl borçtan mahsup edilmesi gerekir. Asıl borcun ödenmeyen kısmı içinde faiz işlemeye devam eder. Nitekim Orhangazi İcra Müdürünün 22.10.1996 tarihi itibariyle davacının borcunu gösterir 3.9.1996 tarih 1995/773 E.sayılı yazısında hesap BK.nun 84.maddesine göre yapılmıştır. Bu yapılan hesaplamaya göre davacının davalı takip alacaklısına fazla ödemesi olmadığı gibi 25.545.288 lira borçlu olduğu anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 5.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.