Printable View
Kendisi ayaklarından özürlü, kızı 1984 doğumlu sara hastası ve (ağır mental özürlü)
kişinin kendisi dul, (23/10/2009 boşanma), kızı hiç evlenmemiş, kamu kurumundan işçi emeklisi, kendine ait özel tertibatlı 2010 model aracı, 3 katlı evi ve emekli maaşı bulunmakta.
Kişi, kendisinin ölümünden sonra tüm mal varlığının bir hayır kurumuna bağışlanmasını kızının da ölümüne kadar bakılmasını talep etmekte...
Hukuken yapılması gerekenler hakkında bilgi verilmesini arz eder, tşkr ederim.
Doğuştan bedensel engelli 35 yaşında bir kardeşim var. Babamı bu sene şubat ayında kaybettik. Veraset intikali ile ilgili işlemler yapılırken ben mirastan feragat etmek istediğimi ve tüm hakkımın kardeşime devrini istedim. Bana bunun ayrı bir dava konusu olduğu söylendi ve ben de kardeşime hiç bir talebim olmadığını ve onun verdiği her karara imza atacağımı söyledim. Bir kaç ay evvel dedemlerden kalan çok ortaklı bir arazinin satışı gündeme geldi, kardeşim bu arazinin satılmasını istiyor. Bundan 10 sene evvel babam ve annem mahkeme tutanağında kardeşimin sadece bedensel engelli olması nedeniyle-zihinsel engeli yok ve bu verilen sağlık raporlarıyla sabit- vasi tayin edildi. Bu belgeyle noterden satış için bir akrabamıza vekalet verdik ama tapuda bu tür durumlarda satışın yapılamadığı, kardeşim için kayyım atanması gerektiği söylenmiş. Konuyla ilgili danıştığımız avukat, kardeşime yeniden sağlık raporu almamız gerektiğini ve vesayetin kaldırılması için kardeşimin dava açması gerektiğini söyledi. Ben yurtdışında yaşıyorum ve annem 65 yaşında, bedensel engelli birinin sağlık raporu alabilmesi bu ülkede bildiğiniz işkence. Hastaneye gidip bir katta tüm işlerinizi halletmiyorsunuz, o kattan bu kata taşımanız gerekiyor hastanızı. Annemin buna gücü yok. Kardeşimin hiçbir geliri olmamasına rağmen adına banka hesabı var ve tüm mevduatı rahmetli babam, annem ve benim tarafından oluşturulmuş ve oluşturuluyor. Kardeşim bana hani tüm yetki bendeydi neden birşey yapamıyorum diyor. Vesayet sürerken kayyım atanması için dava açabilir miyiz diye düşündüm, bu durumda yeniden sağlık kurulu raporu ile uğraşmak zorunda mıyız? Kardeşim güçlükle konuştuğundan onu yalnızca biz ve tanıdıklarımız anlayabiliyor. Ama okuma yazması var, bilgisayar klavyesi ile her şeyi yazabiliyor. Ama konuşamaması resmi işlemlerde hep sorun oluyor, yazmasını örneğin noterler kabul etmiyor. Vasi tayini de zaten bu nedenle yapılmıştı.
Özel bir konu olduğu için danıştığımız avukat da dava ile ilgili kardeşimin sorularına somut yanıt veremiyor? Kayyım atanırsa, satıştan elde edilen gelir kardeşimin mevduat hesabına doğrudan aktarılabilir mi? Kardeşim bu parayı istediği gibi kullanabilir mi? Devlet bu şekilde engelliyi korumaya çalışıyorsa, kardeşimin adına yatırılacak bu paraya da bir denetim söz konusu olacak mı? Bu sorunun 35 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkum bir insanın hastanelerde ve adliyede en az vakit harcayarak çözme yolu nedir? Sorun bizim için hukusal olmaktan çıktı, çünkü kardeşim kendini bu saçmalık yüzünden bunalıma sürüklüyor ve kişilik sorunu haline getiriyor. Her türlü yardımınıza şimdiden teşekkür ederim, ayrı konu açamadığımdan burdan yazdım, lütfen hoş görün.