Re: İstimlak, tezyidi bedel (Bedel artırımı) davası
Talep eden davacı da savunma yapar sayın Erol, ayrıca davalı da talepte bulunabilir. Lütfen kavramları birbirine karıştırmayın. Sizin davanıza karşı kesin hüküm itirazında bulunulmuş ve siz "davanızın tazminat davası olduğunu, diğer dava ile alakası olmadığını" ileri sürerek savunma yapmış olmuyor musunuz? Kast ettiğim buydu.
Kavram kargaşasına açıklık getirdikten sonra gelelim bahsettiğimiz yasaya. Hukuki yarar, HUMK'na göre dava şartlarındandır, bir davanın açılmasında hukuki yarar yoksa o dava usulden reddedilir. Sizin davanızda da, kamulaştırma bedelini faizi ile birlikte cebri icra yolu ile talep ve tahsil etmek mümkün iken, tazminat davası açılmasında bence hukuki yarar şartı bulunmamaktadır. Davalı vekili yerinde olsam kesin hüküme değinmek yerine hukuki yarar şartına değinirdim.
Bununla birlikte, dosya kapsamını bilmeden yorum yapmanın yanlış olacağını ve bu yazdıklarımın verdiğiniz bilgiler çerçevesinde şahsi yorumum olduğunu hatırlatmak isterim.
Re: İstimlak, tezyidi bedel (Bedel artırımı) davası
"Davalı vekili yerinde olsam kesin hüküme değinmek yerine hukuki yarar şartına değinirdim." demişsiniz. Eğer öyle olsaydı şimdi davayı kazanmış olurdum. Çünkü dava açmada hukuki yararım var. Bunun sebebini de daha önce açıkladım.
Açıklamaya devam edeyim; Açtığım dava munzam zarar tazminatı davası. Bu hak Borçlar kanununun 105. maddesinde düzenlenmiş. Bu konuda başka bilgi lazımsa veririm.
Re: İstimlak, tezyidi bedel (Bedel artırımı) davası
Ben sizi anlıyorum ama sanırım ne demek istediğimi anlatamıyorum. O halde size şu soruyu sorayım, kararın kesinleşmesinden sonra icraya başvurup kamulaştırma bedelini talep etmemenizde karşı tarafın herhangi bir kusuru, engellemesi, ihmali vs. var mı?
Bu arada bir ilave yapmak istiyorum,yukarıda davayı kazansam dahi karşı tarafın avukatına ödeyeceğim vekalet ücreti 720 YTL demişsiniz, davayı kazanan taraf vekalet ücreti ödemez, dolayısıyla davayı kazanırsanız pirinçten de bulgurdan da olmazsınız. (Kısmi reddi kast ediyorsanız vekalet ücreti reddedilen miktar üzerinden hesaplanır.)
Re: İstimlak, tezyidi bedel (Bedel artırımı) davası
Munzam zarar,
"Para borcunun ödenmesinde, borçlunun temerrüdü nedeniyle alacaklının uğradığı zarar temerrüt faizinden fazla ise, kendisine hiç bir kusur yüklenemeyeceğini ispat edemeyen borçlu, bu fazla (aşkın) zararı da tazmin etmek zorundadır (BK.m.105/I)."
Maddeden de açıkça anlaşılacağı üzere munzam zararın UNSUR'u borçlu temerrüdüne dayanır.
1983 yılında elde ettiğiniz ilamı zamanında icra takibine konu ettiniz mi anlayamadım ancak eğer icra takibi sonucunda alacağınızı tahsil etmiş iseniz munzam zararı işeletebilmek için ihtirazi kayıtla ödemeyi kabul etmiş olmanız ve ayrıca bu alacağınızı borçlu yüzünden hayli geç elde ederek yasal faizin üstünde bir zarara uğradığınızı da kanıtlamanız gerekir ki kamulaştırma bedeli davalarında enflasyon unsuru bildiğim kadarıyla munzam zarar olarak kabul edilmemektedir.
Ayrıca, kamulaştırma şerhi olmaksızın tezyidi bedel davasının görülerek sonuçlandırılmış olması da bana pek olası görünmüyor.
Re: İstimlak, tezyidi bedel (Bedel artırımı) davası
Sayın Yüksel
Önce vekalet ücretini ele alalım. Evet kısmi reddi kastediyorum. Benim talebim 6 milyar lira, kazandığım davanın tutarı ise takribi 50 milyon lira. Aradaki farkın vekalet ücretini ödemem söz konusudur.
Diğer soruya gelince ilk defa önemli bir soru sordunuz. Zira yargı kararlarında istikrar kazanmış bir görüş olarak, munzam zararı talep edebilmek için alacağın borçludan istenmesi gerekir. Ancak burada durum biraz farklı. Sebebine gelince; kamulaştırma tek taraflı yapılan bir hukuki muameledir. Yani gayrımenkulu kamulaştırılan kişi bu işlemin ikmalini yani tapunun devralınmasını isteme hakkına sahip değildir. Neden? Çünkü bizim kamulaştırmaya mesnet olan 6830 sayılı İstimlak kanununun 21. maddesinde özetle “ kamulaştırmayı yapan idare kamulaştırmanın her safhasında bundan cayabilir” deniyor. Durum böyle olunca, hukuken tasarrufum altında olan bir gayrımenkul için (her ne kadar fuzulen işgal edilse bile) cebri icra talebinde bulunmam söz konusu olamaz. Çünkü daha önce de söylediğim gibi tapu kayıtlarında istimlak şerhi bulunmamaktadır. Yani gayrımenkula el atan idare fuzuli şagil durumundadır. Çünkü o zaman yürürlükte bulunan Medeni kanununun 633. maddesinde kamulaştırmayı yapan idare hakkında “Tapuda tescil merasimi ikmal edilmedikçe temliki tasarrufta bulunamaz” amir hükmü vardır. Kısacası gayrımenkul kağıt üzerinde halen benimdir. Burada bir hususu daha açıklamam gerekir; istimlak bedelinin aslının ödendiğine dair de herhangi bir belge yoktur. Zaten kanuna göre (6830/17. madde) tapu devri yapılmadan bir ödeme yapılması da söz konusu olamaz.
Durum bu. Bakalım buna ne diyeceksiz.
Av. Fuat Bayındır'ın "Ayrıca, kamulaştırma şerhi olmaksızın tezyidi bedel davasının görülerek sonuçlandırılmış olması da bana pek olası görünmüyor."
düşüncesine gelince; Bildiğim kadarıyla, tapu kayıtlarındaki istimlak şerhi 6 ay süre ile korunur. Bu sürede devir işlemi yapılmaz ise bu şerh kaldırılır.