Sebepten mücerretlik konusunda yargitay yorumu

Bir kambiyo takibimiz devam ederken borçlu tarafından menfi tespit davası açıldı.
Davası kısmen kabul edildi.
Biz temyiz etmedik ancak kendisi temyiz etti.
Yargıtay hiç beklemediğimiz bir karar verdi.

Müvekkilin biz olmadan girdiği bir duruşmada, derdest takipteki bononun teminat amacıyla alındığı ikrar edilmiş.
Ancak kendisi sehven böyle bir ifade kullanmış, çünkü duruşmada bahsettiği teminat senedi şu an uhdemizde.

Kambiyo senetlerinin sebepten soyut olması karşısında duruşmadaki müvekkilin bu tür sehven kullandığı bir beyan, alacakta tekerrür olması sebebiyle bozma sebebi sayılmış.

Yerel mahkeme uyma yönünde karar verdi ve davayı kabul etti. Dosyayı temyiz edeceğiz, duruşmada bahsedilen teminat senedi elimizde.

Sizce nasıl bir savunmayla durumu kurtarabiliriz?

Saygılar

Alacakta tekerrür olması için teminat senedinin de icraya konulması gerekmiyor mu? Mahkemenin görevi senedin bedelsiz olup olmadığını araştırmak ve borcun varlığını/yokluğunu belirlemek. Üstelik teminat senedi denen 2.ci senet, 3.kişi tarafından (iyiniyetli) icraya verilirse ne olur şeklinde bir çok soru geliyor aklıma. Ancak kişiler arasındaki hukuki/ticari işlemleri de bilmek gerek.

Söz konusu kambiyo takibinde taşınmaz satışı var. Satışı yapılan taşınmaz üzerinde dosya alacaklısı lehine ipotek vardı.
Müvekkilin bir duruşmada "satışı yapılan taşınmaz üzerindeki ipoteğin teminatı, icra takibindeki senettir" gibi hatalı bir beyanı mevcut.
Bu sebeple Yargıtay alacakta tekerrür olduğu sebebiyle bozma kararı vermiştir.

Oysa ki müvekkilin duruşmada bahsettiği senet uhdemizde olup herhangi bir yasal müracaat olmadan vadesi üzerinden üç seneden fazla zaman geçmesi sebebiyle de kambiyo vasfını yitirmiştir.
Menfi tespitin konusu olan icra takibindeki kambiyo senedi ile müvekkilin bahsettiği teminat senedi farklıdır ve elimizdedir.

Elimizde bulunan ve duruşmada bahsedilen ve kastedilen senet ile davayı lehimize çevirebilir miyiz?