Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Kemal Göktaş'ın haberi
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=260496
Yargıtay, memurun görev gereği aldığı paranın, rüşvet olmadığına karar verdi.
Yargıtay’a göre memur ancak normalde yapmaması gereken bir işi yapması karşılığında menfaat sağlarsa rüşvet suçundan ceza alacak. Yeni TCK’daki bu düzenlemelere göre eskiden 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilen basit rüşvet suçuna paraya çevrilerek ertelenebilen “görevi kötüye kullanma” suçundan ceza verilebilecek.
Tunceli’de tapu dairesine giden vatandaşa bir memur, kendisine 250 YTL vermesi halinde ipotek tesis işlemi karşılığında ödemesi gereken 800 - 1000 YTL harç parasını ödetmeyeceğini söyledi. Vatandaş bu teklifi kabul etti. Ancak daha sonra memurdan şikayetçi oldu. Yapılan yargılama sonunda memura “rüşvet” suçundan ceza verildi.
Görevi kötüye kullanma
Memurun bu kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, sanığın görevi gereği yapması gereken işlemi yapması karşılığında vatandaştan para aldığı belirtildi. Eski TCK’da (Türk Ceza Kanunu) bu eylemin “basit rüşvet suçu” olduğunu belirten Daire yeni TCK’da ise bu eylemin rüşvet sayılmadığına dikkat çekti. Daire, yeni TCK’ya göre bu eylemin rüşvet sayılması için kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için yarar sağlaması gerektiğini belirtti.
Dairenin kararında, yeni TCK’ya göre memurun zaten yapması gereken bir işi yapması için menfaat sağlamasının rüşvet suçuna değil, “görevi kötüye kullanma” suçuna girdiği belirtilerek sanığa rüşvet suçundan verilen ceza bozuldu.
Basit rüşvete hapis yok
Yeni TCK’da rüşvet suçuna paraya çevirme ve erteleme olanağı olmayan 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilirken görevi kötüye kullanma suçuna ise sadece 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Üstelik bu ceza da paraya çevrilebiliyor ve ertelenebiliyor. Yani basit rüşcetin artık rüşvet sayılmaması bu suçu işleyenleri hapse girmekten kurtarıyor. Ayrıca yüz kızartıcı suç sayılan “rüşvet” suçundan ceza almayacağı için kamu haklarından yasaklanması da mümkün olmayacak.
Daire kabul etmedi
Daire ayrıca, Yargıtay Başsavcılığının bu suçun 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngören “irtikap” (hileyle yiyicilik yapmak) suçu oluşturacağına ilişkin görüşüne ise memura para veren vatandaşın “hukuken meşru zeminde olmadığı” dolayısıyla hileli davranışya kurban gitmiş sayılamayacağı gerekçesiyle katılmadı.
Artık rüşvet değil
Dairenin bu kararına göre, memurun görevi kapsamına giren işi yapması için verilen ve “basit rüşvet” olarak adlandırılan rüşvet türüne “rüşvet cezası” verilemeyecek. Örneğin, işlerin hızlı yürümesi için dosya arasında verilen para rüşvet sayılmayacak.
Artık sadece “nitelikli rüşvet” olarak adlandırılan, yapmaması gereken bir işi yapmak ve yapması gereken bir işi yapmamak için çıkar sağlayan memura rüşvet cezası verilebilecek. Örneğin, bir ihaleyi rüşvet karşılığı birine vermek ya da normalde inşaat ruhsatı verilmeyen bir bölge için ruhsat vermek gibi hallerde rüşvet suçundan işlem yapılacak.
Verene hiç ceza yok
YENİ TCK’daki bu düzenleme, basit rüşvet olarak adlandırılan rüşveti alan memuru, meslekten ihraçtan kurtarırken rüşveti verene de hiçbir ceza verilmemesi sonucunu doğuracak. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Caner Yenidünya da konuya ilişkin yazısında yeni TCK’daki bu düzenlemeyle “basit rüşvet” veren vatandaş ayağının eksik bırakıldığını belirterek “Memura menfaat sağlayan ferdin her zaman masum ve suçun mağduru konumunda olduğunu söylemek mümkün değildir. Kanaatimizce basit rüşvet vermenin suç olmaktan çıkarılması, yolsuzlukla mücadelenin vatandaş-kamu görevlisi dengesinde, vatandaş tarafını eksik bırakmaktadır” görüşünü dile getirmişti.
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Oh ne ala .Bir şeyler çeviriyorlar ama anlayabilene aşk olsun.Keşke beynimin çalışma düzeni farklı olsaydı.Birkaç felaket senaryosu yazabilseydim.Sırada anayasa var.Hayırlısı olsun.
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
:) Açıkcası bu durum beni güldürdü...Bu durumda aklıma bir soru geldi...hukuk fakültesi öğrencisi olarak ve hakkını soran bir vatandaş olarak; benden sonra işleme başlayan bir kişi işlemi hızlansın diye dosya arasına bir miktar para koysun ve onun işi benim işimden önce bitsin...bu durumda benim işlemimin daha sonra bitmesi durumunda benim hakkım nasıl korunacak?Belki basit rüşvete giriyor evet belki para cezasına çevrilebiliyor ama ben sanmıyorum ki bu durumda mağdur olan her kişi mahkemeye kalkıp başvucağını ve böylece "nerde bu adalet" deriz??
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Bence Yargıtayın kararı doğru.Kanunu aykırı işleten bir memur bunun karşılığında menfaat temin ederse rüşvet almış olur. Ancak zaten yapması gereken bir iş karşılığında temin ettiği menfaat, görevini kötüye kullandığını gösterir.Zaten memur yapması gereken bir işi yapmış.
Ancak sinih8688'in verdiği örnekte birinin hakkını gasp ettiği veya gasp ettirdiği veya o kişinin hakkını sattığı için farklı bir müeyyide uygulanmalı.Yargıtayın verdiği karardaki konu ile sinih8688'in örneği farklı bence.
Bunuda hukukçulara bırakalım.
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
benim memurum işini bilir ile başlayan yaratıcı düşünce buralara vardı demek ki, vatan millete hayırlı olsun:)
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Alıntı:
myirtici rumuzlu üyeden alıntı
Bence Yargıtayın kararı doğru.Kanunu aykırı işleten bir memur bunun karşılığında menfaat temin ederse rüşvet almış olur. Ancak zaten yapması gereken bir iş karşılığında temin ettiği menfaat, görevini kötüye kullandığını gösterir.Zaten memur yapması gereken bir işi yapmış.
Ancak sinih8688'in verdiği örnekte birinin hakkını gasp ettiği veya gasp ettirdiği veya o kişinin hakkını sattığı için farklı bir müeyyide uygulanmalı.Yargıtayın verdiği karardaki konu ile sinih8688'in örneği farklı bence.
Bunuda hukukçulara bırakalım.
benim verdiğim örnekle yargıtayın aldığı kararın farklı olduğunu söylemişsiniz.size saygı duyuyorum bu düşünceniz için.ama açıkcası merak ettim benim verdiğim örneğin hiç mi payı yok yartıtayın kararını açıklayan Esin hanım orada;dosya arasına konulan para ile işlemlerin hızlanacağından da bahsetmiş ben buna dayanarak bu yorumu yapmıştım.sizce burayla bir bağlantısı yok mu?saygılarımla iyi akşamlar..
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
hepimiz adliyelerin nasıl işlediğini zaten biliyoruz...
bir hacze gidildiğinde alacak tahsil edilince
eğer şoför, avukatı 'sen memura nasıl para vermessin, o kadar bekledik
daha önce bu işi hiç mi yapmadın' diye azarlayabiliyorsa
avukatlar da bunu olağan karşılıyorsa
yargıtay ister rüşvet desin, ister görevi kötüye kullanma...
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Alıntı:
sinih8688 rumuzlu üyeden alıntı
benim verdiğim örnekle yargıtayın aldığı kararın farklı olduğunu söylemişsiniz.size saygı duyuyorum bu düşünceniz için.ama açıkcası merak ettim benim verdiğim örneğin hiç mi payı yok yartıtayın kararını açıklayan Esin hanım orada;dosya arasına konulan para ile işlemlerin hızlanacağından da bahsetmiş ben buna dayanarak bu yorumu yapmıştım.sizce burayla bir bağlantısı yok mu?saygılarımla iyi akşamlar..
Evet Esin hanım o yorumu yapmış ama yargıtayın kast ettiği bu değildir diye düşünüyorum. Yargıtayın karar verdiği davada, vatandaş kanunu bilmediğinden; işi görülüyor, hatta menfaatı oluyor diye düşünerek o parayı vermiş ama sonradan araştırınca enayi yerine konduğunu, o parayı vermesede aynı işlem yapılacağını anladığından şikayetçi olmuş şeklinde anladım.
İşi hızlandırma konusu farklı olmalı.birinin hakkını gasp ettiği veya gasp ettirdiği veya o kişinin hakkını sattığı için farklı bir müeyyide uygulanır. En azından iş etiğine uygun değil. Para ile adam kayırma farklı yorumlanır.
Bir hukukçu üye bizi aydınlatırsa sevinirim.
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Öncelikle ifade etmeliyim ki, alıntıladığım yazılar bana ait olmayıp, Kemal Göktaş'a ait haber ve yorumlardır.
Yargıtay'ın bu kararını yorumlayabilmek için öncelikle yeni Türk Ceza Yasasında bu suçun (suçların) ne şekilde düzenlendiğini irdelemek gerekir kanısındayım.
İlgili yasa maddesi şu şekilde:
Rüşvet
MADDE 252 - (1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.(4) Birinci fıkra hükmü, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler ya da halka açık anonim şirketlerle hukuki ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukuki ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması halinde de uygulanır.
(5) Yabancı bir ülkede seçilmiş veya atanmış olan, yasama veya idari veya adlî bir görevi yürüten kamu kurum veya kuruluşlarının memur veya görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası nitelikte görevleri yerine getirenlere, uluslararası ticari işlemler nedeniyle, bir işin yapılması veya yapılmaması veya haksız bir yararın elde edilmesi veya muhafazası amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak yarar teklif veya vaat edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır.
Bu maddenin gerekçesi şu şekilde:
....bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması amacıyla kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması, rüşvet olarak tanımlanmıştır.
Rüşvet suçunun oluşabilmesi için, kamu görevlisinin elde ettiği menfaatin belli bir amaca yönelik olması gerekir. Başka bir ifadeyle, haksız menfaatin, hukukî olmayan bir işin yapılması ya da yapılmaması amacıyla temin edilmiş olması gerekir. Buna karşılık, izlenen suç siyaseti gereğince, haklı bir işin gördürülmesi amacıyla kamu görevlisine menfaat temininin, rüşvet suçunu oluşturmayacağı kabul edilmiştir. Çünkü, bu gibi durumlarda, menfaati temin eden kişi, işinin en azından zamanında yapılmayacağı konusunda bir endişeyle hareket etmektedir. Bu nedenle, haklı bir işin gördürülmesi amacına yönelik olarak menfaat sağlanması hâlinde, icbar suretiyle irtikap suçunu oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Gerekçe incelendiği zaman, Yargıtay'ın "memurun zaten yapması gereken bir işi yapması için menfaat sağlamasının rüşvet suçu tanımına girmediği" şeklindeki kararının, yasa maddesinin düzenlenme amacına tamamen uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Karar uyarınca, işlene bu suçun "görevi kötüye kullanma" olarak nitelendirilmesinin mümkün olup olmadığı da ayrıca tartışılmalıdır.
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Konu ile ilgili son derece açık bir Yargıtay kararının aktarıyorum.
YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ
E. 2005/18318 K. 2006/8649 T. 7.11.2006
Uzman doktor olan ve aynı zamanda serbest muayenesi de bulunan sanığın,önceden hastanede yataklı tedavi görmesini sağladığı katılanın rahatsızlanarak tekrar özel muayenehanesine gelmesi üzerine böbreğinde bulunan taşı almak için bıçak parası ve narkozcuya verilmek üzere 300.000.000.TL talep ettiği, müştekinin maddi durumu iyi olmadığı Yeşilkartlı olduğunu söylemesi üzerine,sanığın parayı verdiği takdirde ameliyat yapacağını söylediği müştekinin rıza göstermeyip durumu yetkili bildirerek olayın ortaya çırarılmasında;
Ameliyatla tedavi için para istemekten ibaret eylemde irtikabın ikna veya icbar unsurunun bulunmadığı,
Sanığın teklifi katılan tarafından kabul edilmediğinden eylemin 765 sayılı TCK nun 212/1,61.maddesine uyacağı, ancak 765 sayılı TCK nun 212. maddesinin bir ve ikinci fıkralarında basit ve nitelikli rüşvet alma şuçları ayrı ayrı düzenlenip yaptırım altına alındığı halde, 5237 sayılı TCK nun rüşveti tanımlayan 252/3.maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çevçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması yada yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının rüşvet şuçu kapsamından çıkarıldığı,
SONUÇ : Sanığın eyleminin aynı yasanın 257/3.maddesinde düzenlenen "GÖREVİNİN GEREKLERİNE UYGUN DAVRANMAK İÇİN ÇIKAR SAĞLAMA SUÇUNU OLUŞTURUP OLUŞTURMADIĞININ İRDELENMESİ" gerektiğinden kararın BOZULMASINA, 07.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Görevi kötüye kullanma
MADDE 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
GEREKÇE:
Bir kamu göreviyle görevlendirilen kişi, bu kamu faaliyetinin yürütülmesi sırasında, görevinin gerekli kıldığı yükümlülüklere uygun hareket etmek zorundadırlar. Öyle ki; kamu faaliyetlerinin gerek eşitlik gerek liyakatlilik açısından adalet ilkelerine uygun yürütüldüğü hususunda toplumda hâkim olan güvenin, inancın sarsılmaması gerekir.
Bu yükümlülükle bağdaşmayan davranışlar, belli koşullar altında suç olarak tanımlanmıştır. Görevi kötüye kullanma suçu, bu bakımdan genel, tali ve tamamlayıcı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, gerçekleştirilen fiilin, kamu görevlisinin görevi alanına giren bir hususla ilgili olması gerekir.
Kamu görevinin gereklerine aykırı olan her fiili cezai yaptırım altına almak, suç ve ceza siyasetinin esaslarıyla bağdaşmamaktadır. Bu nedenle, görevin gereklerine aykırı davranışın belli koşulları taşıması hâlinde, görevi kötüye kullanma suçunun oluşturabileceği kabul edilmiştir. Buna göre, kamu görevinin gereklerine aykırı davranışın, kişilerin mağduriyetini sonuçlamış olması veya kamunun ekonomik bakımdan zararına neden olması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlamış olması hâlinde, görevi kötüye kullanma suçu oluşabilecektir.
Görevin gereklerine aykırı davranışın, kişinin mağduriyetine neden olması gerekir. Bu mağduriyet, sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararı ifade etmez. Mağduriyet kavramı, zarar kavramından daha geniş bir anlama sahiptir. Örneğin kişi, tabi tutulduğu sınavda başarılı olmasına rağmen, başarısız gösterilmiş olabilir. Bir imar planı uygulamasında, belli bir parsel, sahibine duyulan husumet dolayısıyla, plan tekniğine aykırı olarak, yeşil alan olarak gösterilmiş olabilir. Kişinin, kamusal bir finans kaynağından yararlanması için gerekli şartları taşıdığı hâlde, yararlanması engellenmiş olabilir. Kişinin, belli bir sınai veya ticari faaliyetle ilgili olarak gerekli izin koşullarını taşıdığı hâlde, bu faaliyeti engellenmiş olabilir.
Haklı olan işin görülmesinden sonra kişilerden yarar sağlanması da, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur. Çünkü, bu yarar, kamu görevlisi sıfatını taşıması ve işi görmüş olması dolayısıyla kişiye sağlanmaktadır. Bu gibi durumlarda, kişiler hakkının teslim edilmesi konusunda en azından bir kaygıyla hareket etmektedirler. Kamu görevlisine yarar sağlanması görünüşte rızaya dayalı olsa bile; kamusal görevlerin eşitlik ve liyakat esasına göre yürütüldüğü hususunda taşınan kaygı dolayısıyla, burada da bir mağduriyetin varlığını kabul etmek gerekir.
Görevin gereklerine aykırı davranış dolayısıyla, kamu açısından bir zarar meydana gelmiş olabilir. Örneğin orman alanında veya kamu arazisinin işgaliyle yapılan işyeri veya konutlara elektrik, su, gaz, telefon ve yol gibi alt yapı hizmetleri götürülmekle, görevin gereklerine aykırı davranılmış olabilir.
Görevin gereklerine aykırı davranmak suretiyle kişilere haksız bir kazanç sağlanmış olabilir. Örneğin kişi, kamusal bir finans kaynağından yararlanması için gerekli şartları taşımadığı hâlde, yararlandırılmış olabilir. Kişiye, belli bir sınai veya ticari faaliyetle ilgili olarak gerekli izin koşullarını taşımadığı hâlde, bu faaliyetin icrasına yönelik olarak izin verilmiş olabilir. Bir imar planı uygulamasında, belli bir parsel üzerinde, plan tekniğine veya imar planına aykırı olarak yapılaşmaya imkan sağlanmış olabilir.
Böylece, İtalyan hukukunun etkisiyle gerek doktrinimizde gerek Yargıtay'ın kimi kararlarında kabul gören sübjektif sınırlama ölçütü terkedilmiştir.
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, görevin gereklerine aykırı davranışın mutlaka icrai davranış olması gerekmemektedir. Görevin gereklerine aykırı davranışın, ihmalî bir hareket olması hâlinde de, görevi kötüye kullanma suçu oluşabilecektir. Görevi kötüye kullanma suçunun icrai veya ihmali davranışla işlenmesinin sadece ceza miktarı üzerinde bir etkisi olabilecektir.
Bu düzenlemeyle, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer verilen keyfi muamele, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçları ayırımından vazgeçilmiştir.
Görevin gereklerine aykırı davranış sonucunda, bir insan ölmüş veya yaralanmış olabilir. Bu durumda; kamu görevlisinin görevinin gereği olan belli bir icraî davranışta bulunmak yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemesi dolayısıyla, görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğunda kuşku yoktur. Ancak, bu durumda aynı zamanda ihmalî davranışla öldürme veya yaralama suçu oluşmaktadır.
Görevi kötüye kullanma suçu, genel, tali ve tamamlayıcı bir suç tipidir. Bu nedenle, görevin gereklerine aykırı davranışın başka bir suçu oluşturmadığı hâllerde, kamu görevlisini bu suça istinaden cezalandırmak gerekir. Buna karşılık, görevle bağlantılı yükümlülüğün ihmali sonucunda şayet bir kişi ölmüş veya yaralanmış ise, kişi artık görevi kötüye kullanma suçundan dolayı cezalandırılamaz. Bu durumda, ihmalî davranışla işlenmiş öldürme veya yaralama suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre; kamu görevlisinin, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlaması, bazı hâllerde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır. Ancak, bunun için, fiilin icbar suretiyle irtikap suçunu oluşturmaması gerekir. Kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için, kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması, rüşvet suçunu oluşturacaktır. Buna karşılık, kamu görevlisinin, görevinin gereklerine uygun davranmak amacıyla kişilerden menfaat temin etmesi durumunda ise, rüşvet suçu değil, kural olarak icbar suretiyle irtikap suçu oluşur. Ancak, somut olayda, kişinin menfaat sağlama yönünde icbar edildiği yönünde somut dayanak noktalarının bulunmaması durumunda, fiilin görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilerek cezaya hükmedilecektir.
Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Alıntı:
myirtici rumuzlu üyeden alıntı
Evet Esin hanım o yorumu yapmış ama yargıtayın kast ettiği bu değildir diye düşünüyorum. Yargıtayın karar verdiği davada, vatandaş kanunu bilmediğinden; işi görülüyor, hatta menfaatı oluyor diye düşünerek o parayı vermiş ama sonradan araştırınca enayi yerine konduğunu, o parayı vermesede aynı işlem yapılacağını anladığından şikayetçi olmuş şeklinde anladım.
İşi hızlandırma konusu farklı olmalı.birinin hakkını gasp ettiği veya gasp ettirdiği veya o kişinin hakkını sattığı için farklı bir müeyyide uygulanır. En azından iş etiğine uygun değil. Para ile adam kayırma farklı yorumlanır.
Bir hukukçu üye bizi aydınlatırsa sevinirim.
myirtici rumuzlu arkadaşım sizi çok anlıyorum ve hatta anladım.farklı bir bakış açısı yakalamışsınız belki de TCK nın bahsettiği de budur ama işte yorumlamalara göre değişiyor.Zaten hukukta kanunların yorumlanmasıyla uygulanmıyor mu?bu nedenle hakimlere kanun koyma hakkı verilimiyor mu?Yorumlarınız için teşekkür ediyorum kolay gelsin...
Cevap: Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
http://haber.mynet.com/detay/yasam/1...amerada/522678
‘Dolu gel, emaneti getir’
Çete kendileri hakkında yürütülen soruşturma hakkında bilgi alabilmek için İstanbul Bölge Polis Polikliniği Üroloji Hekimi Dr. M. Evren ile 100 bin dolar karşılığında anlaştı. Paranın teslim edileceği yer olarak ise Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü binası seçildi. Telefon görüşmelerinde “Dolu gel, emaneti getir” diye çete liderini uyaran Dr. Evren, çete üyelerinin emniyet müdürlüğü binasına girebilmesi için kapıda görevli polislere gelecek aracın plakasını bildirdi. Öğle saatlerinde emniyet müdürlüğü binasına gelen çete lideri Mustafa Kalemdar, içerisinde 100 bin dolar bulunan çanta ile siyah renkli 34 FT 7880 plakalı Peugeot marka araçtan indi. Çete liderini müdürlük binasının otoparkında Doktor Malik Evren karşıladı ve para dolu çantayı aldı. Çete liderine İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün fuhuş çeteleri ile ilgili yürüttüğü soruşturma hakkında bilgi verdi. Çete lideri ile emniyet doktoru arasındaki bu gizli rüşvet görüşmesi Emniyet Müdürlüğü’nün kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Polisin daha sonra yaptığı araştırmada da 34 ..... 80 plakalı aracın çete lideri Mustafa K.a ait Büyük K. Otelcilik Turizm ve Ticaret Ltd. Şti’ne ait olduğu belirlendi.
:alala
Bu durumda nasıl bir karar alınacağını çok merak ediyorum doğrusu!..
Cevap: Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Sayın çoban o bahsettiğiniz olay Fatih 5. asliye ceza mahkemesinde devam ediyor.Ve ben duruşmaları bizzat takip ediyorum.Bu olay benim kanımcada olmuş.Yani rüşvet olayı ama adamlar savunmalarında emanetten kasıtlarının NUSKA olduğunu söylediler.Hatta mustafa kalendar isimli meydan mustafa bir akrabası ile yaptığı görüşmede malik isimli doktorun kendisine bu bilgi karşısında 100 bin dolar verdiğini anlatıyor.Hakim mustafa kalendara bunu sordu şaka yaptım espiri dedi.MALİK isimli doktorda aile doktoru imiş. :DD
İLK duruşmada tutuklu yargılanan tüm çete üyeleri tahliye oldu :DD bilmem anlatabiliyomuyum
Cevap: Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
hadi bee boşuna yaşıyoz. bundan sonra ben rüşvette alacağım rüşvette vereceğim..demeye utanırım. en azından şerefim elimde olur
Cevap: Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Yargıda rüşvet operasyonu
İstanbul'da düzenlenen rüşvet operasyonunda aralarında iki eski Yargıtay üyesi, iş adamları ve avukatların da bulunduğu 40'a yakın isim gözaltına alındı. Arandığı belirtilen ve halen ABD'de olan İTO Başkanı Yalçıntaş'ın da yarın Türkiye'ye döneceği açıklandı.
Soruşturma kapsamında İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ve eğlence mekânı Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan hakkında yakalama kararı çıkartıldı.
Dünya Ticaret Merkezi'ne tahsis edilen araziyle ilgili olduğu belirtilen soruşturmanın 6 aydır devam ettiği ve teknik takibin sonuna gelinmesinin ardından bugün operasyon yapıldığı ifade edildi.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri bir ihbarı değerlendirerek, İstanbul'da görülen, Dünya Ticaret Merkezi (DTM) ve CNR fuarcılık arasındaki dava ile ilgili rüşvet alındığını tespit etti.
Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili soruşturma başlatılması talimatı verdi. Operasyon çerçevesinde davanın takibini yaptıkları belirtilen iki Yargıtay eski daire başkanı, avukatlar, halen görevde bulunan bir yazı işleri müdürü ve mübaşirin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
İstanbul'da gözaltına alınan 13 kişi Ankara'ya gönderildi. Rüşvet vererek haksızlık yaptığı ve yasa dışı organizasyonun başında olduğu iddia edilen avukat M.O'da gözaltında.
İPTAL YOK ÖNE ALMA VAR
ABD'de bulunan İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'ın bu haberler üzerine dönüş biletlerini iptal ettiği iddia edilmişti. Bu iddialara cevap veren İTO Yönetim Kurulu Başkanvekili Şekip Avdagiç, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'ın Türkiye'ye dönüş biletini iptal ettirdiği haberlerinin gerçeğini yansıtmadığını, Yalçıntaş'ın ABD'de devam eden programını yarıda keserek, uçak biletini öne aldırdığı ve yarın Türkiye'ye döneceğini bildirdi.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77
Cevap: Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Bencede vatandaş ayağı eksik kalmış. Örneğin siz aracın üstünde anahtarı unuttunuz hırsızda çaldı. Siz şikayetçi oldunuz hırsızda sizden şikayetçi oldu zira siz anahtarı aracı üzerinde bırakmasa idiniz oda aracı çalmayacaktı o halde burada esas kusurlu araç sahibidir hırsızın hiç suçu yoktur :DD yapılacak bir düzenleme ile memurun görevini kötüye kullanmasına neden olan vatandaşa gereken ceza verilmelidir :alala
Cevap: Re: Bildiğimiz rüşvet artık rüşvet değil!
Rüşvet sucunun tanımında dediginizz gibi yapması gereken bir işi yapmamak yada yapmaması gereken bir işi yapmak ise, rüşvet sucunu ortaya çıkarmak çok zor bence örnegin ruhsat arasından bir miktar para olarak nitelendirilen birşey aldıgı gözukmek biz buna para aldı diyelim sadece para almış gitmiş o kişinin aracına herhangi bir ceza işlem uygulanmamış ama operasyon yapanlar o aracı almamışlar herhangi bir kusuru olup olmadıgı bilinmiyor belkide cezai müeyide gerektirecek birşey yok diyelim ama rüşvet suçundan işlem yapılıyor tutuklanıyor polis ilk duruşmada tahliye bence sizin bu anlattıklarınıza göre o trfk polisi ruşvet almamış oluyor, görevi kötuye kullanma sucu veriliyor deniliyor bana göre eger ruşvet sucunun tanımı bu şekilde ise görevi kötuye kullanma vermekte yanlış beraat verilmesi gerekmez mi ayrıca tutuklu kalınan surede ruşvet verdigi iddia edilen kişi tutuklanmıyor peki bu tutuklanan polis memuru için bir zarar oluşmuştur ne dersiniz ruşvetin tanımından ben bunu çıkardım
Siz degerli hukukçular ne derler