-
İş kazası
İş kazasında zaman aşımı süresi varmıdır varsa kaç yıl yoksa iş kazasında kaybın öğrenildiği tarihte başlaması gibi bir durum söz konusumudur 1995 haziran ayında iş kazası geçirdim sağ el 4 parmak avuç içi ampute durumda bununla ilgili bilgi verebilirmisiniz
-
Cevap: İş kazası
1995'ten beri 23 yıl geçmiş. Türk Borçlar Kanunu'nda en uzun zamanaşımı 10 yıl.
-
Cevap: İş kazası
Yusuf bey Yargıtay kararı var araştırdıgım kadarıyla bununla ilgili maluliyetin öğrenildiği tarihten itibaren zaman aşımı süresi başlıyor diye emsal teşkil etmiyormu peki teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için
-
Cevap: İş kazası
Sağ elinizdeki bu kaybı ne zaman öğrendiniz? 1995 değil mi?
-
Cevap: İş kazası
Erdoğan bey Kazayı geçirdiğimde 12 yaşındaydım kazanın olduğu yıl 95
- - - Updated - - -
Erdoğan bey kazayı geçirdiğimde 12 yaşındaydım kazanın olduğu yıl 95
-
Cevap: İş kazası
Kazaynın gerçekleştiği tarihte reşit olmadığınızdan o dönemde aileniz bir hak arayışına girebilirdi veya reşit olduktan sonra siz hak arayışına girebilirdiniz.
95 te 12 yaşındaysanız 2002 de 18 yaşı tamamlamışsınız demektir, 18 yaşınızı tamamladıktan sonra aradan geçen süre 16 yıl ,
gee bir hak iddia edebilmek için zamanaşımına uğramış durumdasınız.
-
Cevap: İş kazası
Erdoğan bey kazayı geçirdiğim şirkette 21 yıl çalıştım 2017 temmuz ayında mobbingden dolayı işyerinden ayrıldım 2 yıldır hizmet tespiti ve tazminat davası devam ediyor emekliliğim falanda Yok maluliyetimi iş yerinden ayrıldıktan sonra iş bulamayınca ortaya çıktı emekliliğim falan da Yok
- - - Updated - - -
İnceleyiniz.
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/8356
K. 2009/1601
T. 9.2.2009
• İŞ KAZASINA DAYALI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Zamanaşımının Kuruma Başvuru ve Kurumca Maluliyetin Tespit Edildiği Tarih Olarak Esas Alınmasının Hatalı Olduğu - Zamanaşımının Kesinleşmiş Maluliyetin Başlangıçdan Alınması Gerektiğinden Bu Tarih Belirlenerek Zamanaşımı İtirazının Değerlendirilmesi Gereği )
• İŞ KAZASI NEDENİYLE SÜREKLİ İŞ GÖRMEZLİK ( Zamanaşımı Süresinin Zararın Varlığı Mahiyeti ve Esaslı Unsurları Hakkında Dava Açma Gerekçelerini Göstermeye Elverişli Bütün Hal ve Şartların Öğrenilmesiyle Başlayacağı - Zamanaşımının Kesinleşmiş Maluliyetin Başlangıçı Esas Alınarak Belirlenmesi Gereği )
• ZAMANAŞIMI ( Zararın Öğrenildiği Tarihten Başlaması Gerektiği Zararın Genişliğini Tayin Eden Husus Durmadıkça Zamanaşımının Başlamayacağı - Öğrenme Zararın Varlığı Mahiyeti ve Esaslı Unsurları Hakkında Dava Açma ve Gerekçelerini Göstermeye Elverişli Bütün Hal ve Şartların Öğrenilmiş Olması ile Gerçekleştiği )
• İŞ KAZASI SONUCU SÜREKLİ İŞ GÖRMEZLİK OLAYINDA ZAMANAŞIMI ( Kuruma Başvuru ve Kurumca Maluliyetin Tespit Edildiği Tarih Olarak Esas Alınmasının Hatalı Olduğu - Zamanaşımının Kesinleşmiş Maluliyetin Başlangıçıdan Alınması Gerektiği )
818/m. 125
ÖZET : Dava,iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zamanaşımı zararın öğrenildiği tarihten başlamalıdır.Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal şartları öğrenmiş olması demektir. Eğer zararın genişliğini tayin edecek husus, gelişmekte olan bir durum ise zamanaşımı bu gelişme sona ermedikçe başlayamaz. Zararı öğrenme, zararın kesin şekilde belli olduğu tarihtir. Kontrol kaydı mevcut ise, zamanaşımı ancak kesin maluliyetin belirlendiği tarihten itibaren başlatılmalıdır.
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M. Altan Çeliker tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Dava, 14.11.1995 tarihindeki iş kazası sonucu %8,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı tarafından kaza nedeniyle maruz kalınan zararın varlığının, mahiyetinin ve esaslı unsurlarının Kuruma başvurulması ve maluliyet tespit edildiği tarih itibariyle öğrenilmiş bulunması gerekçe gösterilerek olayda zamanaşımının gerçekleşmediği düşüncesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı işyerinde 27.2.1990 tarihinde çalışmaya başlayan davacının 14.11.1995 tarihinde iş kazası geçirdiği, hastaneye sevkinin yapıldığı, Çorlu Vatan Hastanesi'nin 23.11.1995 tarihli raporunda, 14.11.1995 tarihinde sol el 1. parmak fleksör tendon kesisi nedeniyle acil olarak getirilen hastanın operasyona alındığı, gerekli müdahalesi yapıldıktan sonra ayaktan kontrole gelmek üzere taburcu edildiği ve 45 gün istirahatının uygun görüldüğünün belirtildiği, işverenlikçe 15.11.1995 tarihinde Kurum hastanesine sevkinin yapıldığı, SSK Lüleburgaz Hastanesinin 29.11.1995 tarih ve 603 sayılı raporu ile, sol el 1. parmakta fleksör tendon kesisi nedeniyle 15.11.1995-29.11.1995 tarihleri arasındaki sürenin istirahatten sayılmasına, 29.11.1995 tarihinden itibaren bir ay istiharati sonunda 29.12.1995 tarihinden itibaren işbaşı yapmasına karar verildiği, işyerinden 15.1.2003 tarihinde ayrılan davacının Kuruma iş kazası için 19.3.2004 tarihinde başvuruda bulunduğu, 31.5.2004 tarih 48/24 sayılı teftiş raporu ile olayın iş kazası sayıldığı, SSK İstanbul Eğitim Hastanesinin 4.2.2005 tarih, 988 sayılı raporunda sol el 1. parmak eski tendon kesisi ve fleksiyon kontraktürü nedeniyle parmakta %30 hareket kısıtlılığının belirlendiği, Kurumca incelenen rapor sonucundan davacıdaki iş göremezlik oranını %8,2 olarak belirlendiği, sürekli iş göremezlik derecesi tespit kararında sigortalının sürekli iş göremezlik durumuna girdiği tarih ve dayanağı olan belgenin Çorlu Vatan Hastanesinin 23.11.1995 tarihli ( 7.1.1996 tarihinden itibaren çalışır ) raporunun esas alındığı görülmüştür.
Davacının 14.11.1995 tarihinde uğradığı iş kazası sonucu malul kaldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu tür davalarda Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca uygulanmakta olan zamanaşımı süresinin hangi tarihten itibaren başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Uygulamada kabul edildiği üzere, zamanaşımı zararın öğrenildiği tarihten başlamalıdır. Somut olayda, zararın ne zaman öğrenildiği önem kazanmaktadır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal şartları öğrenmiş olması demektir. Eğer zararın genişliğini tayin edecek husus, gelişmekte olan bir durum ise zamanaşımı bu gelişme sona ermedikçe başlayamaz. Zararı öğrenme, zararın kesin şekilde belli olduğu tarihtir. Kontrol kaydı mevcut ise, zamanaşımı ancak kesin maluliyetin belirlendiği tarihten itibaren başlatılmalıdır.
Mahkemece bu konuda yanılgıya düşerek, davacının Kuruma başvurması ve Kurumca maluliyetin tespit edildiği tarih itibariyle zararın öğrenildiği kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Oysa ki davacının olay tarihinden hemen sonrada Kuruma başvuruda bulunması, kendisindeki maluliyeti tespit ettirmesi ve davasını açması da mümkündür. Bu bakımdan Kuruma başvuru ve maluliyetin tespiti tarihi değil, kesinleşmiş maluliyetin başlangıç tarihi önemlidir.
Yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak davacıda ki sürekli iş göremezliğin başlangıç tarihi araştırılarak zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerektiği ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.