-
Fakülte her sene 250 kişi alıyor.2 tane anfide A ve B şubesi olarak ders görülüyor.Birde bu aktif eğitime dahil olan dersler 15-20 kişilik sınıflarda yapılıyor.Yani biz bu sene oyle yaptık.3 sınıflar 11-12 kişiydi.Bir ayrıntı daha:
Bizde ana dersler toplu 100 (I. sınıflar) soruluk bir test sınavıyla olur.
(Bu şekilde yapılan I. Vizenin %20'si + Bu şekilde yapılan II. Vizenin %30'u + PDÖ Notu*) büyük yada eşitse 80 öğrenci Bu şekilde yapılan final sınavından muaf olur.
(Eğerki muaf olamazsa üstte ortaya çıkan notun %50'si + Bu şekilde yapılan Finalin %50'si) geçme notudur.Finalden enaz 50 alınmalı ortalamada en az 60 olmalıdır.
*PDÖ Notu= Bu aktif eğitim denilen uygulamalarda öğrencilere bir konu verilir ve araştırma yaptırılır akabinde bahsettiğim küçük sınıflarda gruplara tartıştırılır.Dönem sonunda Eğitim Yönlendiricisi öğrencinin sınıf içindeki durumunu 20 üzerinden değerlendirir.Her dönem ödev verilir.Ödevde 10üzerinden değerlendirilir.Birde aralarda küçük sınavcıklar yapılır.Dönem boyunca 3 tane bir senede 6tane bu sınavların her birinin %20si alınır toplanır,aritmetik ortalaması alınır.
Sonuç olarak pdö notu oluşur.
Biraz karışık kabul ediyorum Dokuz Eylül'deki sistem budur(Aktif Eğitim Sistemi).Bu tartışma yapılan sınıflara PDÖ denir yani Probleme Dayalı Öğrenme Oturumu.
Sınıf mevcutlarının düşük olması en iyi avantajı hocalarla birebir bilgi alışverişinde bulunuyosunuz.Ve dönem boyunca eğitim yönlendiriciliğinizi yapan bu hocalar sizi ismen tanıyabiliyorlar.Bu çok büyük bir şans sanıyorum.
www.hukuki.net
-
Ben Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olarak kendi fakültemin daha iyi eğitim verdiği yönünde oy kullandım. İtiraf etmem gerekir ki benim fakültemin de eksiklikleri vardı ama hocalarımızın ve fakülte yönetiminin çoğunluğu bu eksikliklerin giderilmesi için çaba gösteriyordu. Bazı arkadaşların bahsettiği gibi öğrenci de çok önemli. Kimse kimseye zorla bişeyler veremez. Ama bizden sonra gelen nesil sanırım daha iyi yetişecek. Fakültenin ööğrencilerine sunduğu imkanlar gün geçtikçe artıyor. Ama gene de Hukuk Fakültelerinde köklü reformlar yapılması gerektiğine inanıyorum. Özellikle teori yanında uygulama aşamasında da kendilerini ifade edebilmeleri alanında öğrencilere daha fazla fırsat sunulmalı diye düşünüyorum.
-
Bana kalırsa yapılan avukatlık stajı da eğitim sürecine dahil edilmeli ayrıca özellikle 3 ve 4.sınıflardaki ders yoğunluğu ve derslerin zorluğu da göz önüne alındığında hukuk fakülteleri asgari 6 yıl eğitim verilen fakülteler haline getirilmelidir. teori- pratik ilişkisi kanımca ancak böyle kurulabilecektir. Bu sayede okul bitip de staja başlayan bir hukuk fakültesi mezunu daha okul döneminden hayatlarını geçirecekleri adliye düzenini de öğreneceklerinden sudan çıkmış balığa dönmezler...ayrıca bir Marmara Ünv. (www.marmara.edu.tr) mezunu ve stajını tamamlamış bir hukuk mezunu olarak belirtmekte fayda görüyorum ki bu okulun hakkını vererek mezun olan veya olabilecek durumdaki bir öğrencisi hukuk fakültesini bu üniversite bünyesinde okuduğu için pişmanlık duyamaz ve böylesi bir okulu kötüleyemez...
Saygılarımla..
hata yaptıysan dönmesini bileceksin,yapışıp kalmayacaksın...
-
Evet sayın avukat av _s _engin ;
Burada da haklısınızzz haklıya haklı ne diyeyimmm
sayın Bozdogan ;
Sizden kaynaklanan hataları buraya taşımayın ne demek en kötü okulllll diğerlerinde de mi okudunuz da başarılı olamadınız....
Daima derim iyi okul dan önce iyi insan gerekir...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Ben de avukat av-s-engin'in söylediğine katılıyorum. Hukuk Fakülteleri kesinlikle 4 yıldan daha uzun olmalı ve derslerin kapsamı genişletilmeli. Son iki sınıfta stajla okul birlikte yürümeli. Okulda verilen bilgisayar ve ingilizce derslerinin önemi ve ders saatleri artırılmalı. Günümüzde bilgisayar ve yabancı dil çok önemli. ben ilk başta bilgisayarı tam anlamıyla kullanamamanın zorluğunu yaşadım. Tabiki üniversiteleri iyi yapan hocaların yanında öğrencilerdir. Buna kesinlikle inanıyorum.
-
Evet hukuk fakültelerindeki eğitim 4 yıldan fazla olmalı. Bunu okula başladığım ilk günlerde birçok hocamdam duydum. Çünkü 5 yıllık bir müfretadı 4 yıla sığdırmaya çalıştıklarını , bu yüzdende biz öğrencilerin çok zorlandığını söyledi. Bu sebeple eğitimin en az 5 yıl olması gerektiğini belirtti.
-
Bence türkiyede gereğinden biraz fazla hukuk fakültesi var. Bundan dolayı bir çok arkadaş almasıgerekli eğitimi tam alamıyor yada yarım yamalak alıyor gibi hukuk çok önemli bir husus öğrencilerinde bu bilgi ve kültürle yoğrulmaları lazım bence...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
bazıları kızıcak ama türkiye' de iki hukuk fakültesi vardır.. biri ankara üniv diğeri ise istanbul üniv.ben i.ü.h.f mezunu olarak bunu bilir bunu söylerim..ankaradan hakim, savcı,, bizden de avukat yetişir..
-
Değerli arkadaşlar bence üniversite ne kadar iyi eğitim verirse versin önemli olan öğrencinin bu imkanlardan ne kadar faydalandığıdır.Çünkü sizin de bilmiş olduğunuz gibi hukuk fakültelerinde devam zorunluluğu yok,dolayısıyla çoğu şey öğrencinin elinde.
ben kimim
-
hukuk fakültelerindeki eğitimin asgari 6 yıl olması görüşümün yanı sıra belirtmeli ki okulun 4 sene olması 4 senede bitirilebildiği anlamını da zaten taşımamaktadır.müfredatın sıkıştırılması zaten zor olan dersleri daha da zor bir hale getirdiğinden bu fakültelerden 4 yılda mezun olanlar %1-2 gibi bir oranda kalmaktadır zaten...Ayrıca özel üniversitelerin de başta hukuk olmak üzere( tıp fakülteleri de açılmış çünkü)bu fakülteleri bünyesine alabilmesi de bence tartışılmalıdır...Malum olduğu üzere girmiş olduğumuz devlet üniversiteleri bünyesindeki hukuk fakültelerine çok iyi puanlar alarak yerleşmekteyiz...devlet üniversitesinde çok düşük puanla işletme yada iktisat bölümüne dahi giremeyecekken bir öğrencinin özel üniversite de hukuk ya da tıp eğitimi alabilmesini kabullenemiyorum.. sonrada yaşanan avukat enflasyonu vs.. vs.. bunu eğitimde fırsat eşitliğine kadar tırmanacak bir tartışmaya dönüştürmek istemediğim için şimdilik burda susmak da fayda var : )
saygılarımla...
hata yaptıysan dönmesini bileceksin,yapışıp kalmayacaksın...