Selam ve saygılar sorum çok basit emekliye icradan dolayı maaşına bloke gelir mi?Veya evindeki eşyalarına icra takibi yapılabilir mi?Teşekkürler.
Printable View
Selam ve saygılar sorum çok basit emekliye icradan dolayı maaşına bloke gelir mi?Veya evindeki eşyalarına icra takibi yapılabilir mi?Teşekkürler.
Maaşın 4 te 1 ine el koyuyorlar.
Evindeki eşyalarına haciz uygulanabilir.
KISMEN HACZİ CAİZ OLAN ŞEYLER:
Madde 83 - (Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.)
Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.
(Değişik fıkra: 12/04/1968 - 1045/1 md.) Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez.
İİK ya göre tüm maaşlar haczedilebilir. Ancak borçlu ve ailesinin geçinmesi için luzumlu olan miktar indirilir. İş kanununa tabi olarak çalışan bir işçinin maaşı ise İş yasasındaki hüküm nedeni ile 1/4 'ünden fazlası haczedilmez. 657 sayılı yasaya tabi olanlar hakkında ise İİK uygulanacaktır.
Emekli maaşlarına ilişkin diğer bir istisna S.Sigortalar Kanunundadır.
SİGORTA YARDIMLARININ HACZEDİLEMEYECEĞİ, YANLIŞ VE YERSİZ ÖDEMELERİN TAHSİLİ:
Madde 121 - Bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları ve bu Kanunun 80 inci maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez.
(Ek fıkra: 29/07/2003 - 4958 S.K./47.mad) Ancak, yanlış ve yersiz ödendiği anlaşılan her türlü gelir, aylık ve sigorta yardımları 84 üncü maddenin son fıkrası saklı kalmak kaydıyla, ilgililerin sonraki her çeşit istihkaklarından kesilmek suretiyle geri alınır. Kurumun genel hükümlere göre takip hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 02/07/2005-5386 S.K./1.mad) Ölüm geliri ve aylıklarından yapılan yersiz ödeme tutarları, yersiz ödenmiş olan gelir ve aylıkların kesilmesi nedeniyle aynı dosyadan gelir ve aylık ödemesi yapılan diğer hak sahiplerine Kurumca yapılması gereken gelir ve aylık ödeme tutarları nazara alınmak suretiyle tespit edilecek Kurum zararı esas alınarak tahsil edilir. Ancak, diğer hak sahiplerinden itirazda bulunanların hisseleri bu fıkra uygulamasında hariç tutulur.
657 sayılı yasaya tabi olarak emekli sandığından emekli olanların emekli maaşları hakkında ise SSK ya benzer bir sınırlama mevcut değildir
5510 sayılı kanunun 7554 sayılı kanun 56. madde ile değişik 93. maddesine göre SGK ya bağlı olarak emekli aylığı alan hiçbir emeklinin emekli maaşı haciz edilemez. Bilindiği gibi artık SSK, Bağkur, Emekli sandığı gibi kurumlar kalmamış hepsi SGK çatısı altında toplanmıştır. BU nedenle alınan emekli maaşlarıda bilinenin tam aksine artık haciz edilememektedir.
Yanlız buradaki usul ve içtihat talep halinde İcra memeurunun takdir hakkı olmadığı ve haciz yapmasının zorunlu olduğu yönündedir. Yapılacak haciz şikayet halinde derhal kaldırılır.
Geçmiş olsun.
Alıntı:5510 sayılı kanun: MADDE 93- (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/56 md.) Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.
Herkese verdiği blğilerden dolayı teşekkür ederim.Yalnız benim anlamadığım phantom of law nikli arkadaşımız haciz uygulanmaz diyor ama diğer bazı arkadaşlarım uygulanır diyor.Buradaki çelişki hakkında biraz daha bilği verebilirmisiniz.Teşekkürler.
Sayın Murat Yavuz
Yasanın açık hükmünü size yazdım. Bu yasa bildiğiniz gibi ekim 2008 de yürürlüğe girdi. Yasanın ilk halinde maaş haczi yapılamayacağına dair bir hüküm yoktu. 5754 sayılı kanun ile bu hükümde getirildi. Bu nedenle emekli maaşının blokesi veya haciz edilmesi artık mümkün değil. Haciz yapılır ise İcra hukuk mahkemesine basit şikayet dilekçesi ile başvurun ve 10 gün içinde dosya üzerinden haczin kaldırıldığını göreceksiniz. Üstelik bu yasadan önce sadece ssk maaşları haczedilemez iken şimdi emekli sandığı maaşları dahi haciz edilemez hale gelmiştir.
Farklı bilgiler verilmesi sadece eksik bilgiden kaynaklanmıştır. Son ve fiili durum 5510 sayılı yasa 93. maddesidir. Bu yasa maddesi de son derece açıktır. Bu konuda bir emekli vatandaş için aldığım emsal karar bile bende var.
• İCRA MÜDÜRÜNÜN TAKDİR YETKİSİ ( Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Yetki Tanınmadığı - SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczedilebileceği )
• ŞİKAYET ( SSK. Tarafından Bağlanan Emekli Maaşının Haczi - İcra Müdürüne Alacaklının Haciz İsteminin Yerine Getirilmesi Konusunda Takdir Yetkisi Tanınmadığı/Haczedilemezlik İddiasını Borçlunun Şikayet Yoluyla Bulunabileceği )
ÖZET : Şikayetçi; kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığını, borçlunun emekli maaşının haczi isteminin icra müdürü tarafından, "506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi uyarınca SSK. tarafından bağlanan emekli maaşlarının haczinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kamu düzenine aykırı talebin reddine" karar verildiği, oysa icra memurunun bir malın veya bir hakkın haczedilip haczedilmeyeceğini takdir edemeyeceğini, alacaklının haciz istemini yerine getirmek zorunda olduğunu, haczedilemezlik iddiasını ancak borçlunun şikayet yoluyla tetkik merciine bulunabileceği" nedenle, icra memurluğu işleminin şikayeten iptaline karar verilmesini istemektedir.
İcra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanındığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi de isabetsizdir.DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan İcra Tetkik Merciince şikayetin reddine dair verilen 27.10.2003 gün ve 2003/292 E. 306 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 16.02.2004 gün ve 2003/25384-2004/2916 sayılı ilamı ile; ( ...İİK.nun 85. maddesine göre icra dairesince alacaklının haciz talebinin yerine getirilmesi zorunlu olup bu konuda İcra Müdürünün taktir hakkı bulunmamaktadır. Her ne kadar 506 sayılı Kanun'un 121. maddesi gereğince işçinin emekli maaşının haczi mümkün değil ise de bu husus haciz işleminden sonra borçlunun şikayeti halinde gözönünde bulundurulacağından merciice şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Şikayetçi; kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yaptığını, borçlunun emekli maaşının haczi isteminin icra müdürü tarafından, "506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi uyarınca SSK. tarafından bağlanan emekli maaşlarının haczinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, kamu düzenine aykırı talebin reddine" karar verildiği, oysa icra memurunun bir malın veya bir hakkın haczedilip haczedilmeyeceğini takdir edemeyeceğini, alacaklının haciz istemini yerine getirmek zorunda olduğunu, haczedilemezlik iddiasını ancak borçlunun şikayet yoluyla tetkik merciine bulunabileceği" nedenle, icra memurluğu işleminin şikayeten iptaline karar verilmesini istemektedir.
Yerel İcra Mahkemesi, "İcra Müdürlüğünce uygulanması gerekli hükümlerin İcra ve İflas Yasası'nın 82/1-9 ve 506 sayılı Yasa'nın 121. maddeleri olduğu, bu hükümlerin kamu düzeni düşüncesi ile konulduğunu, icra memurunun alacaklının isteğini otomatikman hemen kabul ve yerine getirecek mevkide bulunduğunu öne sürmenin yasanın yapısına ters düşeceği, SSK. emekli maaşının nafaka dışında haczinin mümkün bulunmadığı ve bunun re'sen dikkate alınması gerekeceği" yönünde gerekçeler ile şikayetin reddine karar vermiştir.
Yüksek Özel Daire başlıkta yer alan gerekçe ile hükmün bozulmasına oybirliği ile karar vermiş, yerel İcra Mahkemesi önceki kararında direnmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa'nın 121. maddesi dikkate alındığında, alacaklının, borçlu sigortalının emekli maaşının haczi isteminin yerine getirilmesi konusunda icra müdürünün takdir hakkı bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.
İcra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç üç gün içinde haczi yapması gerekir ( m.79/1 ). İcra Müdürü, "borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul mallarıyla gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflarda dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı" haczedecektir ( m.85/1 ).
Gerek İcra ve İflas Yasası'nın 79. maddesinde, gerekse 85. madde ifadesinden ortaya çıkan sonuç, icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. Gerçekten de 79. madde kesin bir ifadeyle icra dairesinin haczi yapacağından, 85. madde; maddede belirtilen yasal koşullar altında borçlunun mal ve haklarının haczolunacağından söz etmektedir. 85. madde sadece, "alacaklara yetecek miktarın" saptanması konusunda icra müdürüne bir takdir hakkı tanımaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde, kamu düzeni düşüncesinden hareketle, anılan Yasa'nın 85/son maddesinden de yararlanılabilir.
İcra ve İflas Yasası'nın 85/son maddesinde; "Haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir" şeklinde ifadesini bulan hüküm ile, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin güvence altına alınmasını amaçlamaktadır. Bu ilkenin bir gereği olarak icra müdürü, işlemlerinde, bütün ilgililerin yararlarını dikkate almak zorundadır.
İcra memurları, alacaklının alacağına kavuşması için gerekli olan takip işlemlerini yapacaktır. İcra Müdürüne yaptığı bir kısım işlemlerde hiçbir takdir yetkisi tanınmamıştır.
Buna karşın, Medeni Hukukta olduğu gibi, İcra ve İflas hukukunda da Yasa bazı konularda memurun davranış tarzını direkt olarak öngörmekten kaçınarak işi memurun takdir yetkisine bırakmıştır. Bu duruma, İcra ve İflas Yasası'nın "Kısmen haczi caiz olan şeyler" başlığı ile 83. maddesi örnek gösterilebilir. Bu maddede; "Takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir."şeklinde tanımlanan hüküm ile, haciz isteminin yerine getirilmesi için icra müdürüne bir takdir yetkisi verilmesi değil, kamu düzeni düşüncesi ile alacaklının alacağını tahsil ile borçlu ve ailesinin geçimi arasında bir menfaat dengesinin sağlanması amaçlanmıştır.
Alacaklının haciz istemi konusunda icra müdürünün taktir yetkisi bulunduğu sonucuna varılırsa, olumsuz işlemleri için şikayet yoluna alacaklının, takdir yetkisi bulunmayıp haciz talebini uygulamak durumunda olduğu kabul edilirse, bu durumda borçlunun şikayet yolunu başvurması gerekecektir. Her iki durumda da soruna İcra Mahkemesince çözüm bulunsa da, bu süreç, taraflar arasında sağlanmaya çalışılan dengeyi etkileyecektir.
İcra ve İflas Yasası 83/a maddesi, 82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaları geçerli saymamıştır. Zira, borçlu, böyle bir anlaşmanın kendisine hazırlayacağı tehlikeleri önceden tahmin edemez.
Buna karşılık, borçlu haczi caiz olmayan bir malın haczine, malın haczi sırasında muvafakat verebileceği gibi, şikayet yoluna gitmeyerek zımnen rıza gösterebilir. Bu durumda borçlu artık, haczedilen bu nitelikteki mal yada hakkından mahrum kalmanın bütün sonuçlarını bilmektedir.
Alacaklı ile borçlu arasında, icra memuru tarafından gözetilmesi gereken denge, bu sürecin icra müdürünün takdirine bırakılmayıp, alıcı yararına kullanılmasını zorunlu kılacaktır.
Kaldı ki, şikayet kabul edilirse, şikayet konusu işlem ya bozulacak, yada düzeltilecektir. İşlemin bozulması, geçmişe etkilidir ( extunc ). Böylece bu işleme dayanarak yapılmış bütün işlemler de hükümsüz olacaktır. Kamu düzeni düşüncesi ile getirilen bu düzenlemeler, borçlunun menfaatlerinin gözetilerek bir denye oluşturulduğu sonucunu doğurmaktadır.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında, Yasa hükmünün açık ifadesi ve içeriği ile icra müdürüne alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanıdığından sözedilemeyeceği gibi, başka alanlarda tanınmış takdir yetkisinin yorum yoluyla kapsamının genişletilmesi isabetsizdir.
O halde mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Şikayet eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 31.3.2004 günü oyçokluğu ile karar verildi.
5510 sayılı kanunun 7554 sayılı kanun 56. madde ile değişik 93. maddesine göre SGK ya bağlı olarak emekli aylığı alan hiçbir emeklinin emekli maaşı haciz edilemez. Bilindiği gibi artık SSK, Bağkur, Emekli sandığı gibi kurumlar kalmamış hepsi SGK çatısı altında toplanmıştır. BU nedenle alınan emekli maaşlarıda bilinenin tam aksine artık haciz edilememektedir.
Yanlız buradaki usul ve içtihat talep halinde İcra memurunun takdir hakkı olmadığı ve haciz yapmasının zorunlu olduğu yönündedir. Yapılacak haciz şikayet halinde derhal kaldırılır.
Yukarıda verdiğim yanıt ta bu durum açıkça yazılmıştır.
İcra memurunun bu konuda takdir hakkı yoktur. Talep halinde işlem ve haciz yapmak zorundadır. Ancak borçlu emeklinin şikayeti halinde haciz işlemi dosya üzerinden derhal kaldırılır. Ayrıca bu durum sadece SSk emeklileri için değil Sosyal Güvenlik kurumuna bağlı 4a, 4b,4c diye tanımlanan tüm emekli aylıkları için geçerli bir durumdur.
Esas No : 2005 / 16739 Karar No : 2005 / 20743
Merci : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Tarih : 25/10/2005
Özü : SOSYAL SİGORTALAR KANUNUNU GEREĞİNCE BAĞLANMIŞ GELİR VEYA AYLIKLAR VE SAĞLANACAK YARDIMLAR, NAFAKA BORCU DIŞINDA HACİZ VEYA BAŞKASINA DEVİR VE TEMLİK EDİLEMEZ. AÇIKLANAN NEDENLERLE, BORÇLUNUN SSK'DAN ALDIĞI EMEKLİ MAAŞI ÜZERİNDEKİ HACZİN KALDIRILMASI GEREKİR. ŞİKAYETİN REDDİNE KARAR VERİLMESİ İSABETSİZDİR.
Esas No : 2004 / 22107 Karar No : 2004 / 26584
Merci : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Tarih : 23/12/2004
Özü : 506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KANUNU'NUN 121. MADDESİNDE BU KANUN GEREĞİNCE BAĞLANACAK GELİR VEYA AYLIKLAR VE SAĞLANACAK YARDIMLAR, NAFAKA BORÇLARI DIŞINDA, HACİZ VEYA BAŞKASINA DEVİR VE TEMLİK EDİLEMEZ HÜKMÜNE YER VERİLMİŞTİR. BU HÜKÜM KAMU DÜZENİNİ İLGİLENDİRMEKTE OLUP MAHKEMECE KENDİLİĞİNDEN GÖZETİLMELİDİR. İİK'NUN 83/A MADDESİ GEREĞİNCE, BU HAKKIN HACZOLUNABİLECEĞİNE DAİR ÖNCEDEN YAPILAN ANLAŞMALAR MUTEBER DEĞİLDİR.
Esas No : 2000 / 18168 Karar No : 2000 / 18462
Merci : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Tarih : 27/11/2000
Özü : İİK'NIN 85. MADDESİNE GÖRE İCRA DAİRESİNCE HACİZ İSTEMİNİN YERİNE GETİRİLMEİ ZORUNLU OLUP, MEMURUN BU KONUDA BİR TAKDİR HAKKI BULUNMAMAKTADIR. HER NE KADAR 506 SAYILI KANUNUN 121. MADDESİ GEREĞİNCE, İŞÇİNİN EMEKLİ MAAŞININ HACZİ MÜMKÜN DEĞİL İSE DE BU HUSUS HACİZ İŞLEMİNDEN SONRA, BORÇLUNUN ŞİKÂYETİ HALİNDE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULUR.
Esas No : 2005 / 6272 Karar No : 2005 / 9645
Merci : Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Tarih : 03/10/2005
Özü : YAŞLILIK AYLIĞININ HACZEDİLİP HACZEDİLEMEYECEĞİ KONUSU TAKİP TARİHİNDEKİ YASAL DÜZENLEMEYE GÖRE BELİRLENMELİDİR. YASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN ÖNCE YAPILMIŞ TAKİP NEDENİYLE DAVACININ YAŞLILIK AYLIĞINA HACİZ KONULAMAZ.
Esas No : 1994 / 13164 Karar No : 1994 / 13826
Merci : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Tarih : 08/11/1994
Özü : SOSYAL SİGORTALAR KANUNU`NA GÖRE BAĞLANAN YAŞLILIK AYLIĞININ HACZİ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Esas No : 2001 / 6338 Karar No : 2001 / 6962
Merci : Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Tarih : 22/10/2001
Özü : DAVANIN YASAL DAYANAĞINI OLUŞTURAN 506 SAYILI YASANIN 121.MADDESİNE GÖRE, SÖZÜ EDİLEN YASA GEREĞİNCE; BAĞLANMIŞ GELİR VEYA AYLIKLAR ÜZERİNE NAFAKA BORCU DIŞINDA HACİZ KONULAMAZ VE BUNLAR BAŞKASINA DEVİR VE TEMLİK EDİLEMEZ. SOSYAL SİGORTALAR İŞTİRAKÇİSİNİN; HAKKINDA YAPILAN İCRA TAKİBİNE İTİRAZ ETMEMESİ, DOĞRUDAN HAKKIN ÖZÜNE İLİŞKİN OLAN BU KURALI GEÇERSİZ KILAMAZ.
Esas No : 2006 / 19354 Karar No : 2006 / 22594
Merci : Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Tarih : 30/11/2006
Özü : HACZİ MÜMKÜN OLMAYAN MALLAR KANUNLARLA AÇIKÇA BELİRLENMİŞTİR. YASADA BULUNMAYAN BİR KONUDA, HAKİM YORUM YOLUYLA SONUCA GİDEMEZ.
Özü : HACZİ MÜMKÜN OLMAYAN MALLAR KANUNLARLA AÇIKÇA BELİRLENMİŞTİR. YASADA BULUNMAYAN BİR KONUDA, HAKİM YORUM YOLUYLA SONUCA GİDEMEZ.
Yoruma açık bir konu hukukçu arkadaşların yorumlarını bekliyorum.
Benim yorumum şu her ne kadar borçlu sgk emeklisi ise de madem borçlanmıştır ve borçlunun maaş haczinden başka bir seçeneği yok ise maaşın en az 1/4'üne haciz konulabilmelidir.Bakın kanun ne diyor.En az 1/4.Bu ne demek? Uygulamalarda olduğu gibi 4'te birine haciz koymak bile değil....
2/4 üne bile haciz konulabilir hatta daha fazlasına...Borçlu maaşına haciz konulduğu için mağdur oluyorsa alacaklı olmuyor mu? O zaman bu ayrım neden?
Sayın Ferda Hanım
İşin hakkaniyet bölümü başka bir durum. Bu konuda bende farklı düşünmüyorum ama yasa durumu elbette daha farklı.
Bu yasal olmayan maaş haczi nedeni ile maddi manevi tazminat davası açan bir vatandaşa 1000 YTL tazminat ödendiğini de biliyorum.
Konuya ilği gösteren ve cevap veren herkese teşekkür ediyorum.Benim hiç bir şekilde borcum yok bu konu hakkında bilği almamın sebebi ise şudur.Bazı mağazalardan alışveriş için ğittiğimde senet imzalamam istendi bende emekliyim denince yetkililer geri çekildi bende sebebini sorunca bize birde devlet memuru getirin dediler.Çünkü emeklinin maaşına haciz ve işlem yapamıyoruz ödeme olmayınca bizde zor durumda kalıyoruz dediler.Demekki esnafların başlarına böyle sorunlar çıkdı ki herkes emekliye senet karşılığı bile mal vermiyor.
Sayın Phantom of law Burada Emekli sandığı üyelerinden borsa ve ziraat bankası gibi emekli sandığına bağlı olanların maaşlarının haciz edilemiyecehi hususta yasa yorumlanıyor,Emekli Sandığı Emeklisinin maaşlarına Halen Haciz uygulanmaktadır.
Bu uygulanmıyacahı hususta verilmiş bir karar varmı.?
01 Ekim 2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı kanun fiilen yürürlüktedir. Bilindiği gibi bu kanun ile SSK, Emekli Sandığı, Bağkur Gibi kavramlar kalkmış bunun yerine4/a, 4/b,4/c gibi tanımlamalar getirilmiştir. 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanun 56. maddesi ile değişik 93 maddesine göre" Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez." Bu açık hükm nedeni ile artık 01. ekim 2008 tarihinden itibaren Emekli sandığı emeklilerinin emekli maaşının haczide yasaklanmıştır. Ancak bu durum şikayet halinde geçerlidir. Yani maaşı haciz edilen emeklinin İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet davası açması gerekir.
Verilmiş bir karar sormuşsunuz; 4 gün önceki bir kararı yazayım. İzmir 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.12.2008 tarihli ve 2008/1506 esas sayılı kararı ile 5510 sayılı kanun 93. madde hükmü açıkça yazılarak emekli maaş haczi işlemi iptal edilmiştir.
Yani yasanın yorumlanmasında bir hata yapmam yada sadece kendi yorumum söz konusu değildir.
Hukuk sitelerinde Yasada yapılan değişiklikleri geç takip etmekten kaynaklanan (5754 sayılı yasa 56. madde ile yapılan son ekleme) bazı hatalı yorumlar vardır ama bu fiili durumu değiştirmemektedir.
Sayın Phantom of law,
Emekli aylıklarının nafaka dışında hiçbir şekilde haciz edilemeyeceğini, şayet edilse bile şikayet üzerine kaldırıldığını biliyoruz.
Peki size bir sorum olacak, bir yakınım SSK dan emekli ve Ltd. şirket sahibi idi. Ltd. şirketinden kalan ssk prim borcundan ötürü maaşının üçte birine yine SSK tarafından haciz konuldu. SSK ya karşı dava açtı ama 2. celsede kaybetti. Sizce SSK nın böyle bir hakkı varmı.? Bu durumda söyledikleriniz ile yakınımın yaşadığı olay çelişmiyormu.?
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/327
Karar: 2006/3318
Karar Tarihi: 23.02.2006
ÖZET: Nafaka borcu dışında Sosyal Sigortalardan borçlunun aldığı emekli maaşı haczedilemez. Bu konudaki haczedilemezlik şikayeti kamu düzenine ait olduğundan süreye tabi değildir. Mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekir.
(506 S. K. m. 121)
Dava: Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 506 S. Sosyal Sigortalar Yasasının 121. maddesi gereğince nafaka borcu dışında Sosyal Sigortalardan borçlunun aldığı emekli maaşı haczedilemez. Bu konudaki haczedilemezlik şikayeti kamu düzenine ait olduğundan süreye tabi değildir.
Mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın Ali Bey,
Dava iş mahkemesine açılmıştı. Zannediyorum avukatı yanlış mahkemede dava açmıştı. Normalde yetkili icra mahkemesine açılması gerekmiyormu.? Ama haczi koyan SSK olduğu için açıkçası davanın nereye açılması konusundada hiçbir fikrim yok.
Konu kamu düzenine ait olduğu için şikayette süre aranmaz. Aile borçlarından doğacak işlemlerde nafaka gibi, şikayetiniz reddedilir. Görevsizlik kararında görevli makama başvurabilirsiniz.
Sayın Ali Bey,
Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.
Dava 2007 yılında iş mahkemesinde açılmış 2008 in 6. ayında sonuçlanmış ve kaybedilmiş. Süresinde temyizde edilmemiş. Maaş üzerinde SSK nın üçte bir haczi halen devam ediyor. Şikayette süre aranmaz demişsiniz. Bu durumda tekrar nereye dava açılabilir veya şikayet edilebilir.? İcra mahkemesimi.? Ama haczi direkt koyan SSK kurumu. Bu durumda şikayete konu olacak yetkili mahkeme hangisi olabilir.? Yani devlet verdiği maaşa SSK prim borcundan ötürü haciz koyuyor.
27 Eylül 2008 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 27010
Sosyal Güvenlik Kurumundan:
SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNCA 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ
TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNA GÖRE KULLANILACAK
YETKİLERE İLİŞKİN YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda belirtilen ve Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilerce kullanılan yetkilerin, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacakların korunmasında, takip ve tahsilinde Sosyal Güvenlik Kurumunca kullanılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; 6183 sayılı Kanunda belirtilen ve Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilerce kullanılan yetkilerin Sosyal Güvenlik Kurumunca kullanılmasına ilişkin usul ve esasları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) 5502 sayılı Kanun: 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununu,
b) 5510 sayılı Kanun: 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu,
c) 6183 sayılı Kanun: 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu,
ç) Borçlu: Kurum alacağını ödemek zorunda olan gerçek kişiler veya bunların kanuni temsilcilerini, mirasçılarını, kefillerini, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenleri, tüzel kişiler ile tüzel kişiliği haiz işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzey yöneticileri ve yetkilileri ile kanuni temsilcilerini ya da kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlilerini, yabancı şahıs ve temsilcilerini, işveren vekillerini, alt işvereni, geçici iş ilişkisi ile sigortalıyı devir alan işvereni, işyerinin devralınması veya intikal etmesi ya da başka bir işyerine katılması veya birleşmesi hâlinde yeni işvereni,
d) Diğer alacaklar: Sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri ile işsizlik sigortası primleri hariç olmak üzere, 5502 sayılı Kanunun 37 nci maddesinde yer alan ve süresi içinde ödenmemesi nedeniyle Kurum alacağına dönüşen alacaklar ile kendi özel kanunlarında Kuruma takip ve tahsil yetkisi verilen alacakları,
e) Genel Müdürlük: Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğünü,
f) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,
g) Kurum alacağı: Prim ve diğer alacaklardan oluşan tutarları,
ğ) Prim: Sigortalılar için ilgili Kanunlarda belirtilen prime esas kazançlar ve oranlar üzerinden alınacak tutarı,
h) Tahsil dairesi: Kurumun tahsilatla görevli ünitesini, servisini, icra memurlarını, memurlarını ve Kurum adına vekaletname verilen gerçek ve tüzel kişileri,
ı) Ünite: Kurumun tahsilatla görevli sosyal güvenlik il müdürlüğü ile sosyal güvenlik merkezlerini,
ifade eder.
(2) Birinci fıkrada yer almayan, ancak 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile 28/8/2008 tarihli ve 26981 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinde yer alan diğer tanımlar bu Yönetmelik için de yapılmış sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kurum Alacaklarının Korunmasına İlişkin Yetkiler
Teminat isteme
MADDE 5 – (1) Tahsil dairesi, Türkiye’de ikametgâhı bulunmayan borçlunun durumu, Kurum alacağının tahsilinin tehlikede olduğunu gösteriyor ise borçludan mevzuatta belirtilen teminatı isteyebilir.
(2) 5510 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 85 inci maddesinin birinci fıkrası ve 86 ncı maddesi uyarınca Kurum alacağını tahakkuk (ıcabA nabaŞ) ettirecek gerekli işlemlere başlanmış olması hâlinde, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler sonucunda bulunan tutar üzerinden tahsil dairesince teminat istenebilir.
Şahsi kefalet
MADDE 6 – (1) Kurum alacaklarının tahsili ile ilgili olarak 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde belirtilen teminatı sağlayamayan borçluların, borç ödemede hüsnüniyetli ve malî gücü yüksek olan muteber bir şahsı müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu olarak göstermesi hâlinde, şahsi kefaleti ve gösterilen şahsı kabul edip etmeme konusunda tahsil dairesi yetkilidir.
İhtiyati haciz
MADDE 7 – (1) İhtiyati haciz, Kurum alacakları ile ilgili olarak 6183 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde belirtilen sebeplerin bulunması hâlinde, hiçbir süreye bağlı kalmaksızın ünite müdürünün kararıyla derhâl uygulanır.
(2) Haklarında ihtiyati haciz uygulanan borçlular, haczin yapıldığı tarihten, gıyapta yapılan hacizlerde ise haczin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili iş mahkemesinde dava açabilir. Borçlu tarafından, ihtiyati hacze karşı 7 gün içinde ihtiyati haczin iptali için dava açılmış olsa bile, hüküm kesinleşinceye kadar ihtiyati haciz devam eder.
(3) İhtiyati hacze karşı 7 günlük dava açma süresinin geçmesinden sonra alacaklı tahsil dairesince ödeme emrinin tebliği ile ihtiyati haciz kesin hacze çevrilir.
İhtiyati tahakkuk
MADDE 8 – (1) Ünite müdürü, 6183 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen sebeplerin bulunması hâlinde, ilgili servisin yazılı talebi üzerine borçlunun henüz tahakkuk etmemiş borçlarından Kurumca tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların gecikme cezası, gecikme zammı ve idari para cezalarının derhâl tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verebilir.
(2) Ünitenin ilgili birimleri bu emri derhâl tatbik etmek zorundadır.
(3) Haklarında ihtiyati tahakkuk üzerine ihtiyati haciz uygulanan borçlular, ihtiyati tahakkuk sebeplerine ve miktarına haczin yapıldığı tarihten, gıyapta yapılan hacizlerde ise haczin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili iş mahkemesinde dava açabilir.
Gelir, aylık ve ödeneklerin haczi
MADDE 9 – (1) Kurumca verilen gelir, aylık ve ödenekler, 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ödeme ve Tecile İlişkin Yetkiler
Ödeme ve makbuz
MADDE 10 – (1) Kurum alacağının 5510 sayılı Kanunda ve bu Kanuna istinaden Kurumca belirlenen, Kuruma takip ve tahsil görevi verilen diğer alacakların ise kendi özel kanunlarında belirtilen sürelerde Kuruma ödenmesi esastır. Özel kanunlarında ödeme zamanı belirlenmemiş olan diğer alacaklar Kurumca belirlenecek usul ve esaslara göre yapılacak tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.
(2) Ödeme, alacaklı tahsil dairesinin icra memurları ile yetkili ve sorumlu memurları tarafından verilecek makbuz karşılığında yapılır. Makbuz karşılığı yapılmayan ödemelerle, icra memurları ile yetkili ve sorumlu memurlardan başkasına yapılan ödemeler Kurum alacağına mahsup edilemez.
(3) Kurum alacaklarının tahsilinde kullanılan makbuzların şekli Kurum tarafından belirlenir.
(4) Kurum alacağı, Kurumun işverenlere olan borçlarından mahsubu suretiyle tahsil edilebilir.
(5) Kurum, ödemenin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle yapılması zorunluluğunu getirmeye yetkilidir. Bu yetki, Kurum alacağının türü, ödeme zamanı ve bulunduğu safhalar itibarıyla topluca veya ayrı ayrı kullanılabilir.
Özel ödeme şekilleri
MADDE 11 – (1) Kurum alacakları, postaneler, Kurumun anlaşmalı olduğu bankalar veya katılım bankaları aracılığı ile ödenebilir.
(2) Kurum, bu maddenin birinci fıkrası gereğince ödeme yapılmasına izin verdiği takdirde, ödemenin;
a) Çizgili çek kullanmak suretiyle,
b) Prim ödeme yükümlüsü veya borçlu hesabından Kurumun anlaşmalı olduğu banka veya katılım bankalarındaki hesabına aktarma suretiyle,
c) Kurumun anlaşmalı banka veya katılım bankalarındaki hesaplarına ödeme suretiyle,
ç) Postaneler aracılığı ile,
d) Banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanmak suretiyle,
yapılmasını düzenlemeye yetkilidir.
(3) Bankalarca tahsil edilen veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanımı karşılığı olarak ödenmesi gereken paraların Kurum ve/veya ünite hesaplarına aktarılma süresi tahsil edildikleri tarihten itibaren azami 7, kredi kartı ile yapılan ödemelerde işlem tarihini takip eden günden itibaren azami 20, postaneler aracılığıyla yapılan ödemelerde ise yapılan ödemelerin Kurum hesaplarına intikal ettirilme süresi ödemenin yapıldığı tarihten itibaren azami 10 gündür.
(4) Kurum, bu süreleri aşmamak üzere alacak türleri ve/veya bankalar itibarıyla farklı süreler tayin etmeye yetkilidir.
(5) Bankalarca tahsil edilen veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanımı karşılığı olarak ödenmesi gereken paralar süresi içinde Kuruma ve/veya ünite hesaplarına aktarılmadığı, postaneler vasıtasıyla yapılan ödemeler süresinde Kuruma ve/veya üniteye intikal ettirilmediği takdirde, söz konusu Kurum alacağı, tahsilatı yapan bu kuruluşlardan tahsil tarihinden intikal tarihine kadar hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.
(6) Banka aracılığı ile tahsil edilen paraların belirlenen sürelerde Kuruma veya ilgili üniteye aktarılmasından, tahsilatı yapan veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanımından dolayı ödeme yapması gereken banka şube müdürleri, postane aracılığı ile yapılan ödemelerin belirlenen sürelerde Kuruma veya ilgili üniteye intikal ettirilmesinden ise postane veya posta çek merkezi müdürleri sorumludurlar.
(7) Bankalar, Kurum alacaklarının kredi kartı ile ödenmesi sırasında kurum borçlusundan komisyon alabilirler. Kurum, kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılacak ödemelerde komisyon ödenmemesi için Kurum alacağının vade tarihinden (bu tarih dâhil) azami 20 gün öncesine kadar belirlenecek bir sürede ödeme yapılması şartını getirmeye, ödemelerin, komisyonsuz veya komisyon karşılığı yapılma şekillerinden birini veya her ikisini birlikte kullandırmaya yetkilidir.
Yetkili kuruluşlara tahsile yönelik bilgi verilmesi
MADDE 12 – (1) 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesi gereğince, Kurum alacağını tahsil yetkisi verilen kuruluşlara, Kurum alacaklarının tahsiline yönelik hangi bilgilerin verileceğine, Genel Müdürlüğün teklifi üzerine Kurum Yönetim Kurulunca karar verilir.
Tecil ve taksitlendirme
MADDE 13 – (1) Kurum alacağının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi, Kurum borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, Kurum Yönetim Kurulunca veya Kurum Yönetim Kurulunun yetkisini devrettiği makamlarca, Kurum alacağı 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil faizi alınarak tecil olunabilir.
(2) Tecil edilmesi için yazılı talepte bulunulan Kurum alacağının toplamı ellibin Türk Lirasını aşmadığı taktirde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki Kurum alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. Bakanlar Kurulunca teminat aranılmamasına ilişkin tutarının değiştirilmesi durumunda belirlenen bu tutara göre işlem yapılır.
(3) Tecile ilişkin usul ve esasları, tecil edilecek Kurum alacaklarını tür ve tutar olarak, borçlunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak, taksit zamanları ile diğer şartları Kurum Yönetim Kurulu belirler.
(4) Tecil faizi, Maliye Bakanlığının belirlediği oranlarda uygulanır.
(5) Tecil faizi oranında değişiklik yapılması hâlinde, bu değişikliğin Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten önce tecil edilen alacaklara, değişikliğin yapıldığı tarihe kadar eski oranlar, değişiklik tarihinden itibaren ise belirlenen yeni oran üzerinden tecil faizi uygulanır. Ancak, tecil faizi oranının yükselmesi hâlinde değişikliğin yayımı tarihinden önce yapılan veya henüz sonuçlandırılmamış taleplere istinaden yapılacak tecillerde ise eski oranlar üzerinden tecil faizi alınır.
(6) Tecilde ödemeler, borç aslı ve ferîlerine orantılı olarak mahsup edilir.
(7) Tecil şartlarına uyulmaması, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması ya da yerlerine başkalarının gösterilmemesi hâllerinde alacak muaccel olur.
(8) Tecilin bozulması durumunda, tahsil edilmiş bulunan tecil faizlerinin, tecile konu toplam borç içindeki gecikme cezası ve gecikme zammına isabet eden bölümü Kuruma irat kaydedildikten sonra, kalan tutar gecikme zammına mahsup edilir.
Gecikme cezası ve gecikme zammı
MADDE 14 – (1) Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse 5510 sayılı Kanunda öngörülen oranlarda ödenmeyen kısmı için tahsil tarihine kadar gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır.
(2) Özel kanunları ile Kuruma takip ve tahsil görevi verilen alacakların kanunlarında belirtilen sürelerde ödenmemesi hâlinde, özel kanunlarında belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı oranları uygulanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kurum Alacaklarının Cebren Tahsiline İlişkin Yetkiler
Üst düzey yöneticilerin sorumluluğu
MADDE 15 – (1) Kurumun prim ve diğer alacaklarını haklı bir sebep olmaksızın 5510 sayılı Kanun ve bu Kanuna istinaden Kurumca belirlenen sürelerde ödemeyen kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri, 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesi uyarınca Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bunlar hakkında, ödenmeyen primlerin ve diğer alacakların tahsilini teminen 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre doğrudan takip yapılır.
(2) Özel kanunları ile Kuruma takip ve tahsil görevi verilen diğer alacakların kanunlarında belirtilen sürelerde işverenlerince ödenmemesi hâlinde, birinci fıkrada belirtilen tüzel kişiliği haiz işverenlerin üst düzey yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri hakkında, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesi hükümlerine göre işlem yapılır.
(3) Kurum alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin farklı şahıslar olmaları hâlinde bu şahıslar, Kurum alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumludurlar.
Mal varlığı araştırması
MADDE 16 – (1) Kurum alacaklarının takibinde haczolunacak malların tespiti amacıyla yapılacak mal varlığı araştırmasının şekli, alanı ve kapsamı ile araştırma yapılacak alacağın türü ve tutarı Kurumca belirlenir. Bu yetki alacaklı tahsil dairesi itibarıyla da kullanılabilir.
Takip işlemlerine yetkili tahsil dairesi
MADDE 17 – (1) Takip işlemleri, Kurumun ilgili ünitesince yapılır.
(2) Borçlu veya malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, takip işlemleri Kurumun o mahaldeki ilgili ünitesince niyabeten yürütülür.
Haciz kâğıtlarını imzalama yetkisi
MADDE 18 – (1) Haciz işlemleri, tahsil dairesince düzenlenen ve Sosyal Güvenlik İl Müdürünce veya yetki vereceği il müdür yardımcısı ya da ilgili ünite müdürünce onaylanan haciz kâğıtlarına dayanılarak yapılır.
(2) Bu kâğıtların şekli ve içeriğine ilişkin bilgiler Kurumca tespit edilir.
Köylerde haciz
MADDE 19 – (1) Köylerde ve 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanunu uygulanan bucaklarda menkul mal haczi, haciz kâğıtları üzerine ilgili tahsil dairesi memurlarınca yapılır.
Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi
MADDE 20 – (1) 6183 sayılı Kanunun 79 uncu maddesine istinaden düzenlenen haciz bildirileri, alacaklı tahsil dairesince, posta veya memur eliyle tebliğ edilir.
(2) Kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi hâlinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. Bu bildirim adi posta veya özel kargo yoluyla gönderilmiş ise bildirimin Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarih, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta servisi aracılığı ile gönderilmiş ise postaya verildiği tarih, bildirim tarihi olarak kabul edilir.
(3) Kurum, haciz bildirilerini elektronik ortamda tebliğ edebilir. Bu tebliğlere elektronik ortamda cevap verilebilir. Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elektronik ortamda verilebilmesine ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir ve bu hususlar tebliğ ile duyurulur.
(4) Tahsil dairesince düzenlenen haciz bildirileri, Kurum borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya ilgili ünite aracılığı ile tebliğ edilebileceği gibi Kurumca belirlenen ve tebliğ ile duyurulacak tutarın üzerindeki Kurum alacakları için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.
Satış komisyonları
MADDE 21 – (1) Kurumca, mahcuz menkul ve gayrimenkullerin satış işlemlerini yapmak üzere satış komisyonları ve satış birimleri kurulur.
(2) Menkul mal satış komisyonu; ilgili tahsil dairesinin satış işlemlerinden sorumlu servis şefinin veya yetkili memurunun başkanlığında, icra memuru ve ünite amirinin görevlendireceği bir memurdan oluşur. Ünite müdürü, gerekli gördüğü hâllerde komisyona başkanlık edebilir. Menkul mal satış komisyonu oluşturulamayan ünitelerde menkul mal satış işlemleri "ünite satınalma komisyonları" tarafından yapılabilir.
(3) Ünite müdürü, gerekli gördüğü hâllerde birden fazla menkul mal satış komisyonu oluşturabilir.
(4) Gayrimenkul satış komisyonu; Sosyal Güvenlik İl Müdürü veya yetki vereceği il müdür yardımcısı ya da ilgili sosyal güvenlik merkez müdürünün başkanlığında, varsa avukat ve satış işlemlerinden sorumlu servis şefi veya yetkili memuru, icra memuru ve ünite amirinin görevlendireceği bir memurdan oluşur.
(5) Birden fazla ünitenin bulunduğu illerde, Kurum Yönetim Kurulu tarafından mahcuz malların muhafaza ve satış işlemlerini yürütmek üzere ayrı bir satış ünitesi kurulabilir.
Gayrimenkullerde değer tespiti
MADDE 22 – (1) Kurum alacaklarına karşılık teminat olarak gösterilen veya satışına karar verilen gayrimenkullerin değer tespiti, uzman gerçek veya tüzel kişilerin hazırlamış olduğu kıymet takdir raporu dikkate alınarak gayrimenkul satış komisyonu tarafından belirlenir.
(2) Gayrimenkul satış komisyonu, uzman gerçek veya tüzel kişilerin hazırlamış olduğu kıymet takdir raporunu kabul edip etmemekte serbesttir. Komisyon gerekli gördüğü hâllerde yeniden kıymet takdir raporu isteyebileceği gibi, Kurum teknik elemanlarının bulunduğu illerde, bu elemanların da bulunduğu bir komisyon marifetiyle değer tespiti yaptırabilir.
Mahcuz malların satış ilanlarında yer, süre ve satış şekillerini belirleme yetkisi
MADDE 23 – (1) Gayrimenkul satışı, satışı yapacak ünite tarafından, açık artırma tarihinden en az 15 gün önceden başlamak şartıyla ilan edilir.
(2) Kurum, ilanların yer, süre ve şekillerine ilişkin esasları belirler.
(3) İlanda; satışın yapılacağı yer, gün, saat ve satılacak gayrimenkulün durumu ile vasıfları gösterilir.
(4) İlanın birer örneği borçluya, vekil veya mümessiline ve gayrimenkulün tapu sicilinde hakkı kayıtlı bulunanlardan adresi belli olanlara tebliğ olunur.
(5) Gayrimenkul satış ilanı gayrimenkulün bulunduğu mahaldeki gazetelerin birinde aralıklı olarak iki defa ilan edilir. Gayrimenkulün bulunduğu mahalde gazete yayımlanmıyor ise ilan, gayrimenkulün bulunduğu mahallin bağlı olduğu ilçe veya ilde yayın yapan bir gazetede yayımlanır.
(6) Biçilen rayiç değeri, Kurumca belirlenen limitin üstünde olan gayrimenkullerin satış ilanları, mahalli gazeteden başka, ayrıca Türkiye genelinde yayın yapan gazetelerin birinde yayınlanır.
(7) Menkul mal satış komisyonu, satılacak menkul malın niteliğini, cinsini, türünü, özelliklerini, satışa esas tutarını ve diğer satış şartlarını dikkate alarak uygun göreceği araçlar ile açık artırma tarihinden en az 15 gün önceden başlamak suretiyle ilan edebilir.
Takibin iflasa dönüştürülmesine karar verme yetkisi
MADDE 24 – (1) Kurum alacaklarının tahsili için açılmış bulunan takibin, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri dairesinde iflas yolu ile takibe dönüştürülmesi alacaklı ünitece istenir.
Suçların takibine ilişkin ihbarda bulunma yükümlülüğü
MADDE 25 – (1) 6183 sayılı Kanunun 110 ilâ 114 üncü maddelerinde yazılı suçların ihbarı, ilgili ünitece Cumhuriyet Savcılığına yapılır.
Hapisle tazyikte bulunma yetkisi
MADDE 26 – (1) 6183 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi gereğince 7 günlük süre içinde borcunu ödemeyip mal bildiriminde bulunmayan borçlular hakkında, hapisle tazyik kararının alınmasını sağlamak amacıyla icra mahkemesi hâkimliğine ilgili ünitece yazılı talepte bulunulur.
Mahcuz malların muhafazası
MADDE 27 – (1) Mahcuz malların muhafazasında Adalet Bakanlığına bağlı depo ve garajların yanı sıra özel şahıslar tarafından açılan depo ve garajlar da kullanılabilir. Kurum, uygun gördüğü ünitelerde mahcuz malların muhafazasında depo ve garaj kurabilir.
(2) Özel şahıslar tarafından açılan depo ve garajlarda muhafaza altına alınan mahcuz malların muhafaza ücretlerinin ödenmesinde üst sınır olarak, 13/7/1987 tarihli ve 19516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Mahcuz Malların Muhafaza Edileceği Adalet Bakanlığı Depo ve Garajlarının Çalıştırılmasına Dair Yönetmeliğe istinaden çıkarılan ücret tarifesinde belirtilen ücret miktarları uygulanır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Kimlik belgesi
MADDE 28 – (1) 6183 sayılı Kanunu uygulamakla görevli Kurum personeline, görevleri sırasında ilgililere gösterilmek üzere Kurumca onaylı ve fotoğraflı bir kimlik belgesi verilir.
Görevlendirme yetkisi
MADDE 29 – (1) Ünite müdürleri, 6183 sayılı Kanuna göre yürütülecek işlemlerde gerekli gördüğü takdirde, ünitede görevli avukatlar dâhil uygun gördüğü personeli görevlendirebilir.
(2) Ünitede görevli icra memurları, sağlık durumu, soruşturma raporu ve mahkeme kararları ile Genel Müdürlükten alınacak izin hariç olmak üzere, görevleri ile ilgili servisler dışında çalıştırılamaz.
Tebligat usulleri
MADDE 30 – (1) Aksine hüküm bulunmadıkça 6183 sayılı Kanunda yazılı sürelerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanır.
(2) 5510 sayılı Kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanacağına ilişkin 99 uncu maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 79 uncu maddesine istinaden, usulleri Kurumca belirlenecek elektronik tebligata ilişkin hükümler saklıdır.
(3) Kurum, ilan yolu ile yapılacak tebliğlerde, tespit edeceği borç tutarını da dikkate alarak ilanın şeklini ve hangi vasıtalarla yapılacağını belirler.
Artırmalara katılamayacak olanlar
MADDE 31 – (1) Alacaklı tahsil dairesince 6183 sayılı Kanun gereğince paraya çevrilecek malların artırmasına, o ünitede görev yapan Kurum çalışanları, ne kendi adlarına ne de diğer kimseler ad ve hesabına katılamayacakları ve bu artırmalardan mal satın alamayacakları gibi bu malları üçüncü şahıslar aracılığıyla veya üçüncü şahıslara satın aldırıp onlardan 5 yıl süre ile teferruğ suretiyle dahi satın alamazlar, her ne suretle olursa olsun iktisap edemezler. Bu yasak, bunların eşlerini ve üçüncü derece de dâhil olmak üzere bu dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarını da kapsar.
Yetkili mahkeme
MADDE 32 – (1) Kurum alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı ünitesinin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir.
Sosyal güvenlik sözleşmesi hükümlerine göre Kurum alacaklarının tahsili ve bilgi istenilmesi
MADDE 33 – (1) Kurum alacakları ile bunlara ilişkin her türlü bilgi ve belgeler ülkemiz ile yapılmış olan ikili veya çok taraflı uluslararası sözleşmeye taraf olan ülkelerde ikamet eden işveren, işyeri sahibi, sigortalı ve üçüncü kişilerden, uluslararası sözleşmeye taraf ülkelerin sosyal güvenlik kurumları aracılığıyla sözleşme hükümleri çerçevesinde tahsil ve talep edilir.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelikler
MADDE 34 – (1) 17/8/1994 tarihli ve 22024 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigortalar Kurumunca 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna Göre Kullanılacak Yetkilerin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile 25/7/2001 tarihli ve 24473 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumunca 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna Göre Kullanılacak Yetkilerin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce açılmış olan icra takiplerinin sonuçlandırılması
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 2008 yılı Ekim ayı başından önce;
a) 5510 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 53 üncü maddesi gereğince 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre başlatılmış olan icra takipleri İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre,
b) 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin onikinci fıkrasına göre 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunundan kaynaklanan alacaklarından Maliye Bakanlığının ilgili birimleri tarafından takip ve tahsil işlemleri başlatılmış olanları ilgili Bakanlık tarafından,
c) 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait 5434 sayılı Kanundan kaynaklanan alacakların takip ve tahsili işlemleri 5434 sayılı Kanunun 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili hükümlerine göre Kurumca,
ç) 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki dönemlere ait 5434 sayılı Kanundan kaynaklanan alacakların takip ve tahsili işlemleri (5434 sayılı Kanunun 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili hükümlerine göre Kurumca) 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre Kurumca,
takip edilerek sonuçlandırılır.
Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce, 34 üncü maddeyle yürürlükten kaldırılan yönetmeliklere göre yayımlanan yönerge, genelge ve diğer düzenlemelerin bu Yönetmeliğe aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.
Yürürlük
MADDE 35 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 36 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.
Sayın Erdoğan Bey,
Bu konudaki bilgisizliğimi mazur görün lütfen ancak göndermiş olduğunuz yönetmelikte yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin ssk prim borçlarından sorumlu olduğu ve takip yapılabileceği yazmasına rağmen özellikle emekli maaşlarına haciz konulabilir ibaresi göremedim. Ayrıca ;
Gelir, aylık ve ödeneklerin haczi
MADDE 9 – (1) Kurumca verilen gelir, aylık ve ödenekler, 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.
Hükmü var. Bu durumda ssk prim alacaklarına istinaden ssk prim borçlarından sorumlu kişilerin emekli maaşlarına nasıl haciz uygulayabiliyor.? Çünkü yönetmelikte maaş haczi uygulanabilir diye açık bir hüküm göremedim.
Maaş haczi, haciz seçeneklerinden biri değilmidir?
88.madde de belirtilen kuruma olan prim borçlarıdır.Bu madde de beliritlen ödemelerin yapılmaması durumunda haciz uygulanabilecektir.
06 Temmuz 2004 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 25514
KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNU, SOSYAL SİGORTALAR KANUNU VE SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No: 5198
Kabul Tarihi: 24.06.2004
"...
MADDE 17. — 506 sayılı Kanunun 121 inci maddesinin birinci fıkrasına "nafaka borçları" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve bu Kanunun 80 inci maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar" ibaresi eklenmiştir.
..."
Kanunun yürürlüğe girme tarihinden itibaren SGK na olan prim borçları için emekli maaşlarına haciz uygulanabilmekte.
Sayın Erdoğan Bey,
Mümkünse son bir sorum olacak.
Maaşa konan haciz 2007 yılında idi oysa yönetmelik 27 Eylül 2008 tarihinde resmi gazetede yayınlandı. Sizce yeni bir dava konusu yapılsa yönetmelik tarihi haciz tarihinden önce olduğundan lehe hüküm uygulanıp haciz iptal edilebilirmi.? ( Kanunların lehe hüküm uygulanması hükmüne göre ).
Saygılar,
Sanıyorum ilgili kısmı bulmak içi çalışırken,siz soruyu girdiniz.
Bu durumda yapılabilecek hiçbir şey kalmıyor.
İlginize gerçekten çok teşekkür ederim.
Arkadaşlar bu konuda aklımda bir soru oluştu.Yeni yasaya göre:bu yasa gelmeden önce emekli sandığından emekli bir vatandaş herhengi bir mağazada senet imzalamış mesela temmuz ayında imzalamış şubat ayında ödenecek diye.Bu durumda maaşından başka bişeyi olmayan bir emekli bu borcu ödemeyebilirmi?Yani alacaklı hiçbir hak iddia edemezmi?
Yeni yasadan önceki yasada da Emekli Sandığından alınan emekli maaşlarına haciz uygulanabiliyordu.
Sn kırcalı imzalanan senedin günü şuat 2009 olsa bilemi haczedilemez?öğrenmek istediğim şu anda haczedilemezse nasıl bir yol izlenir alacaklı madurmu olur yanii?
Ayrıca başka bir konuda sn esmerman in şöyle bir açıklaması var:
"Sorunuza göre, Evet haciz konuyor yanlız ssk ve bağkur maaşlarına konan hacizler itiraz halında kaldırılıyor.
Emekli sandığının Emekli maaşına konan haciz itiraz halindede kaldırılma imkanı yoktur.
Tabi bu arada ,her ücün dede haciz konmuycak durumlar mevcuttur,(Dul,Yetim,Şehit,v.b) gibi maaşlarda."
Buna ne diyorsunuz sn kırcalı bilgi paylaşımınız için şimdiden teşekkürederim.
Sn kırcalı yukarıda cevabını öğrenmek için yazdığım iletilerin aslında yazdığınız tek cümlede açıkladığınızı yeni farkettim cevabınız için teşekkürederim saygılar...
Arkadaşlar emekli sandığı emeklilerinin maaşlarının haczi için o kadar havada kalan ifadeler varki aklım çok karıştı konuyla ilgili ekimde yürürlüğe giren yasayı ekleyecek birileriyokmu?
Havada kalan hangi ifade var?
Forumun başını okumaya zahmet ederseniz yasa metninin dahi yazılı olduğunu göreceksiniz.
Sadece siz okumaya en başından başlayın yeterli.....
sn phantom of law sizde şu linki bi inceleyin derim.http://www.uzmantv.com/yeni-yasaya-g...z-konabilir-mi
siz haciz konamaz diyorsunuz ama yukarıdaki linkte konur diyor işte havada kalan bu?
slm arkadaşlar benim sorum kredi borcumdan dolayı maaşıma icra işlemleri başladı avukat bana ve kefilimin maaşına haciz koyacağını söyledi kefilimin maaşınada haciz koyabilirmi ben şuanda maaşıma konulan miktarı ödeyebilecek durumdayım böyle bi şey olabilirmi acaba;birde avukatın bana bildirdiği tutar üzerindenmi haciz konacak yoksa daha faiz işleyecekmi?
Aslında forum içinde yanıt verilmiş ancak siz dilediğiniz yorumu yapabilirsiniz.
Ancak verdiğiniz link in 12 aralık 2007 olduğunu görmemektesiniz. Biz 01. ekim 2008 tarihinden itibaren derken siz dünde kalmışsınız.
Bence önce dikkatli okumalı ve sonra itiraz etmelisiniz.
Ayrıca hukuki bir mağduriyetiniz varsa bu bilgiyi kabul etmek veya güvenmek tercihize bağlıdır.
Benim sorum SSK' nın emekli maaşına yaptıgı haciz ile ilgili yaklaşık 10 sene önce 1999 ve 2000 yılına ait LTD şirketimiz vardı kapanışı verilmemışti. SSK' ya prim borcumuz var; 8 milyarlık borç şu an itibari ile 92 bin TL oldu ve babamın emekli maaşından ve benım maaşımdan kesiliyor. Gerçektende SSK bu tür maaş hacizi yapabilir mi, kanunen buna hakkı var mı? Babamla ikimiz şirket ortağıyız cevaplarsanız sevinirim. Teşekkür ederim.