Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Alıntı:
1. Hüküm verilseydi sanığa bir yıldan daha az hapis ceza verilecek ve bu da ertelenecek olan bu davada suç tarihi 1 Ocak 2002 olduğuna ve lehte olan kanun uyarınca her halukarda 7.5 yıllık dava zamanaşımı 1 Temmuz 2009 da sona ereceğine göre dava bu tarihte düşmüş mü olacak? Yoksa hukuki durum ne olacak?
CMK'nın 231. maddesinin 8. fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı hallerde zamanaşımı duracağı için davanın düşmesi gibi bir durum söz konusu olmayacaktır,süreler kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.
Alıntı:
2. Bu ceza davasında müdahil olan taraf ayrıca sanık aleyhine tazminat davası açmışsa ve tazminat davası ceza davasının sonucunu bekliyorsa, hüküm açıklanmadığına göre tazminat davasının olası kararı ne olabilir? Mahkemenin kanaati tazminat davasına esas teşkil eder desek, dava Yargıtay'ca onanmadan kesinleşmediğine göre böyle birşeyin mümkün olmaması gerekir.
Diğer yandan sanık mahkemenin hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararına itiraz etmezse bu kararı kabul etmiş oluyor gibi görünüyor. Ancak "İleride açıklanmayan hüküm açıklanır ise temyiz o vakit söz konusu olur" demeniz bu savı çürütüyor.
Hükmün açıklandığı zaman temyiz edileceği görüşü Yargıtay'ca da kabul edilen bir görüş,bir sonraki iletimde bu kararı da ekleyeceğim.
Aynı fiil nedeniyle tazminat davası da açılmış ise ve mahkeme de ceza davasını bekletici sorun yapmış ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile mahkemenin bu ara kararından rücu etmesi gerektiğini ve olayı kendisinin incelemesi gerektiğini düşünüyorum.Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması anlamına gelmektedir.
Farklı düşünen hukukçular da görüşlerini belirtirlerse sevinirim..
Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
T.C.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
E. 2006/5860
K. 2006/6504
T. 13.7.2006
HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA İTİRAZ ( Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği )
İTİRAZ ( Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması - Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği )
SANIK HAKKINDA BELİRLENEN CEZA ( Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği - Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İtiraz )
TALEPLE BAĞLILIK İLKESİ ( Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına İtiraz - Sanık Müdafiinin İtirazı Üzerine Sadece Geri Bırakılma Koşulları Yönünden İnceleme Yapılması Yerine Cezaya İlişkin Olarak İtirazın Kabulüne Karar Verilemeyeceği )
5395/m. 23/7
ÖZET : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararına karşı, 5395 sayılı kanunun 23/7. madde ve fıkrası uyarınca itiraz edilebileceği hükmü karşısında, sanık müdafiinin itirazı üzerine sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden inceleme yapılması yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi, Yasaya aykırıdır.
DAVA : 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun’a aykırı davranmak suçundan sanık Cuma Akyol’un anılan Kanun’un 13/2, 765 sayılı TCK.nun 55/3. 59/2. maddeleri uyarınca 2 Yıl 9 Ay 10 Gün Hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın 647 sayılı cezaların infazı hakkında kanun’un 6. maddesi gereğince ertelenmesine, emanetin 2003/12 sırasında kayıtlı silah, şarjör, ve fişeklerin 765 sayılı kanun’un 36. maddesi uyarınca müsaderesine, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanun’un 23. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, herhangi bir yükümlülük getirilmemesine dair Güroymak Asliye ceza mahkemesinin 21/02/2006 tarihli ve 2005/192 Esas , 2006/32 kararına yönelik itirazın, sanığın yaşının küçüklüğü nedeni ile yapılan indirimin, 5237 sayılı TCK.unun 31/3. maddesine göre 01/06/2005 - 08/07/2005 tarihleri arasındaki lehe durum dikkat alınarak 1/2 oranında yapılması gerekirken, sanık aleyhine 1/3 oranında yapıldığı, gerekçeli kararda kısaca lehe yasa uygulanmasından bahsedilmesine rağmen hüküm bölümünde de karşılaştırma yapılmadığı gerekçesi ile kabulüne, dosyanın gereği için mahkemesine iadesine dair ( BİTLİS )Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2006 tarihli ve 2006/108-114 sayılı kararı ve dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, 5395 Sayılı kanun’un 23/8. maddesi uyarınca mahkeme kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısmının itiraza tabii olduğu, sanık hakkında tayin olunan cezaya ilişkin asıl hükmün ise, aynı Kanun’un 23/6. maddesi gereğince çocuğun denetimli serbestlik süresi içinde işlediği hapis cezasının gerektiren kasıtlı bir suç nedeni ile mahkum olması veya yükümlülüklerine aykırı davranması halinde, mahkemenin geri bıraktığı hükmü açıklaması üzerine, temyiz veya istinaf kanun yoluna tabii olması gerektiği cihetle, itirazın sadece hükmün geri bırakılması koşulların oluşup oluşmadığı yönünde incelenmesi yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabülüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 16/05/2006 gün ve 20959 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 07/06/2006 gün ve KYB/2006-112066 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararına karşı, 5395 sayılı kanunun 23/7. madde ve fıkrası uyarınca itiraz edilebileceği hükmü karşısında, sanık müdafiinin itirazı üzerine sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden inceleme yapılması yerine sanık hakkında belirlenen cezaya ilişkin olarak yazılı gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 13/03/2006 tarih ve 2006/108-114 sayılı, kesin olarak verilen hükmünün CMK.nun 309. maddesi uyarınca kanun yarına ( BOZULMASINA ) ,ortadan kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine, 13/07/2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Alıntı:
Ulaş Değirmenci rumuzlu üyeden alıntı
...Aynı fiil nedeniyle tazminat davası da açılmış ise ve mahkeme de ceza davasını bekletici sorun yapmış ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile mahkemenin bu ara kararından rücu etmesi gerektiğini ve olayı kendisinin incelemesi gerektiğini düşünüyorum.Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması anlamına gelmektedir...
Aynı fiil nedeniyle tazminat davası da açılmış ise Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için "Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir" maddesi devreye girmektedir. Yani mağdurun itirazı halinde Ceza mahkemesi suçun oluştuğunu mağdurun maddi ya da manevi zararını tazmin etmesini sanıktan istemeden HAGB kararını vermemesi gerekiyor. Burada sorun miktarın nasıl tayin edileceği. Bilirkişi marifetiyle mi yoksa mağdurun kabul edeceği bir miktar mı olacak?
Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Mağdurun kabul edeceği bir miktar olmamalı, bu durumda mağdur ceza tehdidi altındaki sanığı istediği rakamı kabul etmeye zorlayabilir ki bu da hakkaniyete uygun düşmez. Kanımca öncelikle sanık ve mağdur bir bedel üzerinde anlaşabilirlerse bu bedelin ödenmesi yeterli olmalı aksi halde bilirkişi marifetiyle tespit edilecek bedelin ödenmesi yeterli görülmelidir.Tabi bu nakden ödeme için geçerlidir, hırsızlık suçunda çalınan eşyanın mağdura geri verilmesi de zararın bir şekilde giderilmesi niteliğinde olduğundan bu yola da başvurulabilir.
Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Alıntı:
Ulaş Değirmenci rumuzlu üyeden alıntı
İtiraz kararı veren mahkemeye yapılır, mahkeme kararında bir hata görmez ise bunun üzerine dosya itiraz merciine gönderilir,itiraz mercii de bu konuda bir karar verir.İtiraz mercii istisnai bazı durumlarda Yargıtay olabileceği gibi olayların büyük bir bölümünde başka mahkemelerdir.
İTİRAZ USULÜ VE İNCELEME MERCİLERİ
Madde 268 - (1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci Maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü Madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
(3) İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda gösterilmiştir:
a) Sulh ceza hâkiminin kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir.
b) Sulh ceza işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza işlerini gören mahkeme başkanına aittir.
c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir.
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.
Buna göre Asliye Ceza Mahkemesi sanığın HAGB talebini reddedip mahkumiyet kararı vermişse ve sanık Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunmuşsa temyiz başvuru süresi itiraz merci kararından sonra mı başlayacaktır?
Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Alıntı:
ennis rumuzlu üyeden alıntı
Buna göre Asliye Ceza Mahkemesi sanığın HAGB talebini reddedip mahkumiyet kararı vermişse ve sanık Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunmuşsa temyiz başvuru süresi itiraz merci kararından sonra mı başlayacaktır?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair talep reddedilmiş ise hüküm açıklanmış demektir, bu durumda süre tefhim ya da tebliğ ile başlayacaktır. Talebin reddine dair karara karşı itiraz yoluna gitmek mümkün değildir.
Re: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Alıntı:
opheria rumuzlu üyeden alıntı
Sayın deniz99,
Hukukçu olmamakla beraber, hükmün açıklanmasının geri bırakılması üzerine Karşıyaka Hakimi Sayın Murat AYDIN' a ilişkin bilgi notu doğrultusunda şunları söyleyebilirim;
Bu kararı vermek için gereken koşullar şu şekilde sıralanabilir;
a)Netice ceza iki yıl veya iki yıldan daha az süreli hapis cezası ve/veya adli para cezası olması,
b)Sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum olmaması,
c)Suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, önceki hale getirme veya tazmin suretiyle giderilmiş olması,
d)Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri, duruşmalardaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması.
Eğer bu durumların dördü de mevcut ise tabi ki hakim sizin için böyle bir takdiri kullanabilecektir. Ancak adı üzerinde takdir. c maddesi için karşı taraf ile anlaşmanız ve davasından feragat etmesini sağlamadığınız halde bu durum zor gibi gözüküyor.
1996 yılından kalma Çek kanununa muhalefet suçundan sabıkası olan akrabam mahkemede bu öne sürülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kanunundan faydalandırılmadı. Ancak daha sonra yargıtaya itiraz aşamasında adli sicile dilekçe verilerek 1996 yılındaki sabıka arşiv kaydıda dahil olmak üzere kaldırıldı. Bu durumda yargıtayın kararı ne olabilir?
Saygılar
Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Sayın Ulaş Değirmenci.
Özel mesaj bölümünde davanın sonucu hakkında bilgilendirme isteğinizi orada yanıtlamam nedense mümkün olamadı. O yüzden burada açıklama yapmak zorunda kalıyorum:
Sorduğum sorular varsayımlar üzerineydi. Mahkemede taraflardan biri HAGB isteğinde bulunur da konu edilirse sonucu bildiririm.
Re: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Özür dileyerek sorumu bir kez daha yazıyorum, konuyla ilgili bilgisi olan yanıtlarsa sevinirim.
1996 yılından kalma Çek kanununa muhalefet suçundan sabıkası olan akrabam mahkemede bu öne sürülerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kanunundan faydalandırılmadı. Ancak daha sonra yargıtaya itiraz aşamasında adli sicile dilekçe verilerek 1996 yılındaki sabıka arşiv kaydıda dahil olmak üzere kaldırıldı. Bu durumda yargıtayın kararı ne olabilir?
Saygılar
Re: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünü mahkemeler çok farklı değerlendiriyorlar ve hiçbir tutarlılık yok. Örneğin bir yakınım imar kanununa muhalefet suçundan 1 sene hapis cezası aldı ve 12.000.-YTL para cezasına çevrildi. Karar ve gerekçeli kararda mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına değinmedi bile kaldıki bu hükmün uygulanması için şartların tümüne uygundu. Yargıtaya bu hususu belirten dilekçe ile temyiz edildi ve büyük olasılıkla hüküm bu yüzden bozulacak. Kendim tebligat kanununa muhalefet suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası aldım 1.500.-YTL para cezasına çevrildi. Hiçbir sabıkam olmamasına ve diğer tüm şartlara uymama rağmen hükmün açıklanmasının CMK 231/5,6 maddesi uyarınca uygulanmamasına hükmedildi. Para cezası 2.000.-YTL nin altında olduğu için temyizde edemiyorum. Kimse cezam nasılsa 2 yıl ve altında olur sabıkamda yok deyip illede bu maddeden yırtarım diye düşünmesin.!