Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
Alıntı:
mrtecetin rumuzlu üyeden alıntı
Tamam, eski düzenlemeyi şahsınız doğru buluyor. Bunu kenara koyduk.
Anayasa Mahkemesinin kararları herkes için BAĞLAYICIDIR.
Bu prensibi bildiğimizden 337 için fatihayı okuduk.
Şimdi ilgili madde sebebiyle hapis yatmış olanların hakkını nasıl arayabileceği ve tazminat isteme konusunda ciddi görüş rica etsek lütfen !
Yürürlükteki yasaya göre hapis cezası verilmiştir. Tazminatı gerektirecek bir durum yoktur. Belli suçların cezaları da kanun değişikliğiyle azaltılıp, çoğaltılmaktadır.
Eğer söylediğiniz mümkün olsaydı, idam cezası kalktıktan sonra, daha önce idam edilenler(in yakınları da) tazminat talepli dava açardı.
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
Evet , mantıklı.
Fakat bir şekilde ödettirilmeli diye içimden geçiyor. Fakat nasıl ? Bunun cevabı yok.
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
İlk başta mantıklı göründü fakat hayır mantıklı değil.
Burada söz konusu olan aynı suça iki defa cezai müeyyide kurmakla ilgili.
Ayn suça hem m.76 hem de m.337'yi getirmek hukuka aykırıdır ve zaten bu sebeple m.337 iptal edimiştir.
Bir kanunun yürürlükte olması onun hukuka uygun olduğunu garanti etmez.
Belli suçların cezaları zamanla artırılabilr veya azaltılabilir. Evet doğru bunda bir sakınca yok çünkü burada aynı kanunda aynı suça iki defa müeyyide kurulmuyor.
İdam cezası yine (varsa) bir defalık kurulan bir yaptırım. İdam cezası kalktıktan sonra bu kişinin yakınları geçmişe dönük tazminat isteyemezler elbette.
Kanımca iptal edilen m.337 sebebiyle daha önce hapse atılanlar tazminat talep edebilirler. Çünkü m.76'yı uygulamak yerine bir borç sebebiyle hürriyeti bağlayıcı sonuçları olan m.337 uygulanmıştır.
Suçlu kim ? Adalet Bakanlığı mı Kanun Yapıcı mı kim ?
Bir hukukçu görüşü almak mümkün mü acaba ?
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
İcra iflas kanunu'na bakmadan sizden duyduklarımla yorum yapmışım.
Mal beyanında bulunmamak ile ilgili cezanın 2 ayrı maddede yer aldığı için 337. maddenin *altını çizerek gösterdiğim* ilgili fıkrasının iptal edildiği doğru. Ancak 76. maddede ceza duruyor. Ayrıca başka haller için de ceza duruyor. Mesela NAFAKAYA İLİŞKİN KARARLARA UYMAYANLARIN CEZASI 344. maddede.
Madde 76 - (Değişik madde: 24/05/1962 - 51/ 1 md.) *
Mal beyanında bulunmıyan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar icra mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez.
Madde 337 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/132 md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./7.mad)
Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine, on gün disiplin hapsi ile cezalandırılır. Alacaklının alacağını karşılayacak miktarda malın haczedilmesi veya borcun ödenmesi hâlinde, bu ceza düşer. * (İptal fıkra : Anayasa Mah.nin 28/02/2008 tarihli ve E. 2006/71, K. 2008/69 sayılı Kararı ile.)
162, 209 ve 216 ncı maddeler hükümlerine muhalefet edenler hakkında da iflas idaresinin vereceği müzekkere üzerine, aynı ceza verilir. Bu maddelerde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi hâlinde, verilen ceza düşer.
TİCARETİ TERK EDENLERİN CEZASI:
Madde 337/a - (Ek madde: 18/02/1965 - 538/133 md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./8.mad)
44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Birinci fıkradaki fiillerin işlenmesinden alacaklının zarar görmediğini ispat eden borçluya ceza verilmez.
Borçlunun iflası halinde, birinci fıkradaki durum ayrıca taksiratlı iflas hali sayılır.
HAKİKATA MUHALİF BEYANDA BULUNANLARIN CEZASI:
Madde 338 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3222/40 md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./9.mad)
Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Hakkında aciz vesikası alınmış borçlu, asgari ücretin üstünde bir geçim sürdürdüğü, aciz vesikası hamili alacaklının alacağının aciz vesikasına bağlanmasından en geç beş sene içinde müracaatı üzerine sabit olursa, asgari ücretin üstünde kalan gelirlerinden icra tetkik merciinin dörtte birden az olmamak üzere tespit edeceği kısmını merci kararının kesinleşmesinden itibaren en geç bir ay içinde ve aciz vesikasındaki borcun ödenmesine kadar her ay icra dairesine yatırmaya mecburdur. Bu mükellefiyeti yerine getirmeyen borçlu hakkında bir yıla kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi bir yılı geçemez.
Borçlunun nafaka borçluları dahil üçüncü şahıstan yardım görmesi, asgari ücretin üstünde eline geçen para ve menfaatlerin icra mahkemesi kararı ile belirlenecek kısmını, icra veznesine yatırmak mükellefiyetini ortadan kaldırmaz.
İkinci fıkradaki hükmün tatbikini birden fazla aciz vesikası hamili alacaklı talep etmiş ise, bunlar talep tarihi sırasıyla öncelik hakkını haizdir.
BEYANDAN SONRA MAL VE KAZANÇTA OLAN TEZAYÜDÜ BİLDİRMEYEN BORÇLUNUN CEZASI:
Madde 339 - (Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./10.mad)
Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu Kanun mucibince bildirmeye mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün içinde icra dairesine taahhütlü mektupla veya şifahi surette bildirmezse ve bu mal veya kazancı asıl veya bedel itibariyle mevcut olduğu takdirde, on gün; mal veya kazancını asıl veya bedel itibariyle makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, bir aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır.
Bu cezalara alacaklının şikâyeti üzerine karar verilir. Kişi, icra takibine konu olan borcu tamamen ödediği takdirde, bu ceza düşer.
BORÇLUNUN ÖDEME ŞARTINI İHLALİ HALİNDE CEZA:
Madde 340 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3222/41 md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./11.mad)
111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.
ÇOCUK TESLİMİ EMRİNE MUHALEFETİN CEZASI:
Madde 341 - (Değişik madde: 17/07/2003 - 4949 S.K./96. md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./12.mad)
Çocuk teslimi hakkındaki ilâmın veya ara kararının gereğini yerine getirmeyen veya yerine getirilmesini engelleyen kişinin, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, altı aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilâmın veya ara kararının gereği yerine getirilirse, kişi tahliye edilir.
İCRA DAİRESİNCE TESLİM EDİLEN TAŞINMAZ VEYA GEMİYE TEKRAR GİRENLERİN CEZASI:
Madde 342 - (Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./13.mad)
İcra dairesi marifetiyle alacaklıya veya alıcıya teslim edilen bir taşınmaza veya gemiye haklı bir sebep olmaksızın tekrar giren borçlu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 290 ıncı maddesi mucibince umumi hükümler dairesinde cezalandırılır.
30 VE 31 İNCİ MADDELER HÜKMÜNE MUHALEFET EDENLERİN CEZASI:
Madde 343 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3222/43 md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./14.mad)
Yalnız kendisi tarafından yapılacak olan bir işin yapılması veya bir işin yapılmaması yahut bir irtifak hakkının tesisi veya kaldırılması hakkındaki ilâm hükümlerine makbul mazerete müstenit olmayarak muhalefet eden borçluların, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilâmın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.
NAFAKAYA İLİŞKİN KARARLARA UYMAYANLARIN CEZASI:
Madde 344 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/136 md.;Değişik madde: 31/05/2005-5358 S.K./15.mad)
Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.
Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.
HÜKMİ ŞAHISLARIN MUAMELELERİNDE KİMLERİN CEZA GÖRECEĞİ :
Madde 345 - Bu kanunda yazılı suçlar, hükmi bir şahsın idare veya muamelelerini ifa sırasında işlenmiş ise ceza o hükmi şahsın müdürlerinden, mümessil ve vekillerinden, tasfiye memurlarından, idare meclisi reis ve azasından veya murakıp ve müfettişlerinden fiili yapmış olan hakkında hükmolunur.
(İkinci fıkra mülga: 29/06/1956 - 6763/42 md.)
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Tam tersine mal beyanında bulunmamaya hapis cezası olmasının bir caydırıcılığı vardı. Bunun kaldırılması yüzünden alacaklarını tahsil edemeyenlerin mağduriyetiyle kim ilgilenecek. Olaya sadece bankalar ve kredi kartı borcu olarak bakmamak lazım. Her türlü kişisel borç ilişkisinde, kötü niyetli borçluya karşı yapılacak bir şey kalmadı.
Neymiş efendim o caydırıcı olan? Sadece 10 günlük bir hapis cezası mı? :) Siz şuna alacaklının (Özellikle banka vekilleri!) borçluyu tek tehdit etme unsurunun ortadan kalktığını söylesenize! Bence borç borçtur. İyi niyeti kötü niyeti olmaz bu işin. Borcun varsa ödeyeceksin. Eğer sen alacaklıysan, her kim olursan ol alacağını hangi yöntemleri kullanarak alacağın kanunda bellidir. Ama bence herşeyden önemlisi yukarıdaki iletilerimde de uzunca açıkladığım borcu oluşturan faktörlerdir. Ben size şöyle söyliyeyim o zaman; Sene 1997...Vaktiyle çok değerli!! olan bir müşterime 25 adet bilgisayar satmıştım. Adamın 3 tane şirketi vardı. Sonra bir gecede ortadan kayboldu. Piyasayı dolandırdığı rakam o zamanları 300 milyon filandı! Benim elimde 6 adet toplam 15.000 usd değerinde karşılıksız çekler kaldı...Ne yaptık? Gereken tüm yasal yollara başvurduk tabiki. Ne Aldık? :) Hiçbirşey!!! Ve maalesef üzerinden 11 sene geçti ne izini bulabildik ne de paramızı tahsil edebildik. Zaten bulsak ne olacak ki? Aradan geçen sürede ne aflar çıktı! ne borçlar, cezalar silindi, ne kanunlar değişti! Sayısını hatırlamıyorum. Bunların yüzünden bende iflas etmiştim o zaman. Benimde kredi kartlarım vardı, borçlarım vardı. Bir dolandırıcı yüzünden dükkanımı kaybettim. Hatta evimizi bile satmak zorunda kaldık, çok zor günler geçirdik. Ama neticede ne oldu? Ben de borçlular kervanına katılmıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda şunu görebiliyorum; Ben tedbirsiz davrandım. Karşımdaki ard niyetli bir dolandırıcı da olabilir pekala ama demekki ben ona güvenmemeliymişim, paramı peşin almalıymışım. Bir de ona o çekleri kullanmasını sağlayan banka var tabi. Ya ona ne demeli! Sorduğumda; "Beyfendi müşterimiz bugüne kadar çeklerini düzenli ödüyordu ama neden böyle oldu bilemiyoruz!!!" Adamın hesaplarında tek kuruş olmadığı halde ne diye verirsiniz o çek koçanlarını? diye sorulmaz mı. Tabi şimdi olsa böyle cevap verebilirlermi acaba. O zamanki kanunlar caydırıcı kanun değildi ki! Önüne gelen pırasa gibi çek kesiyordu! Şimdi siz benim burda özetlediğim emsal teşkil eden durumu bir değerlendirin isterseniz. Kim kötü niyetli? Ben mi?, dolandırıcı mı? Yoksa banka mı? :) Ben alacaklıyken borçlu duruma düştüm, icralık oldum...Ama bundan dolayı hapis yatmadım onu da belirteyim...Ben mal beyanında bulunmamak yada özellikle bulunulduğu halde usulüne uygun olup olmaması (artık neyse usulü! şifahen de verilebiliyordu aynı kanuna göre neticede!) nedeniyle bir insanın 1 gün bile olsa hürriyetinin elinden alınmasına kesinlikle ve kesinlikle karşıyım. Bu neticede benim düşüncemdir. Ben süresinde mal beyanında bulunucam, sen olmaz usulsüz diye beni şikayet edeceksin. Sonra hakim duruşma günü tersinden kalktığı için bana 10 gün hapis cezası verecek, bir de üstüne alacaklı vekili beni arayacak "Bak 10 gün cezan var haaa ona göre! ya borcun hepsini ödersin yada kodese gidersin" diyecek! Yok yaa!!!
Saygılar...
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Tam tersine mal beyanında bulunmamaya hapis cezası olmasının bir caydırıcılığı vardı. Bunun kaldırılması yüzünden alacaklarını tahsil edemeyenlerin mağduriyetiyle kim ilgilenecek. Olaya sadece bankalar ve kredi kartı borcu olarak bakmamak lazım. Her türlü kişisel borç ilişkisinde, kötü niyetli borçluya karşı yapılacak bir şey kalmadı.
Neymiş efendim o caydırıcı olan? Sadece 10 günlük bir hapis cezası mı? :) Siz şuna alacaklının (Özellikle banka vekilleri!) borçluyu tek tehdit etme unsurunun ortadan kalktığını söylesenize! Bence borç borçtur. İyi niyeti kötü niyeti olmaz bu işin. Borcun varsa ödeyeceksin. Eğer sen alacaklıysan, her kim olursan ol alacağını hangi yöntemleri kullanarak alacağın kanunda bellidir. Ama bence herşeyden önemlisi yukarıdaki iletilerimde de uzunca açıkladığım borcu oluşturan faktörlerdir. Ben size şöyle söyliyeyim o zaman; Sene 1997...Vaktiyle çok değerli!! olan bir müşterime 25 adet bilgisayar satmıştım. Adamın 3 tane şirketi vardı. Sonra bir gecede ortadan kayboldu. Piyasayı dolandırdığı rakam o zamanları 300 milyon filandı! Benim elimde 6 adet toplam 15.000 usd değerinde karşılıksız çekler kaldı...Ne yaptık? Gereken tüm yasal yollara başvurduk tabiki. Ne Aldık? :) Hiçbirşey!!! Ve maalesef üzerinden 11 sene geçti ne izini bulabildik ne de paramızı tahsil edebildik. Zaten bulsak ne olacak ki? Aradan geçen sürede ne aflar çıktı! ne borçlar, cezalar silindi, ne kanunlar değişti! Sayısını hatırlamıyorum. Bunların yüzünden bende iflas etmiştim o zaman. Benimde kredi kartlarım vardı, borçlarım vardı. Bir dolandırıcı yüzünden dükkanımı kaybettim. Hatta evimizi bile satmak zorunda kaldık, çok zor günler geçirdik. Ama neticede ne oldu? Ben de borçlular kervanına katılmıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda şunu görebiliyorum; Ben tedbirsiz davrandım. Karşımdaki ard niyetli bir dolandırıcı da olabilir pekala ama demekki ben ona güvenmemeliymişim, paramı peşin almalıymışım. Bir de ona o çekleri kullanmasını sağlayan banka var tabi. Ya ona ne demeli! Sorduğumda; "Beyfendi müşterimiz bugüne kadar çeklerini düzenli ödüyordu ama neden böyle oldu bilemiyoruz!!!" Adamın hesaplarında tek kuruş olmadığı halde ne diye verirsiniz o çek koçanlarını? diye sorulmaz mı. Tabi şimdi olsa böyle cevap verebilirlermi acaba. O zamanki kanunlar caydırıcı kanun değildi ki! Önüne gelen pırasa gibi çek kesiyordu! Şimdi siz benim burda özetlediğim emsal teşkil eden durumu bir değerlendirin isterseniz. Kim kötü niyetli? Ben mi?, dolandırıcı mı? Yoksa banka mı? :) Ben alacaklıyken borçlu duruma düştüm, icralık oldum...Ama bundan dolayı hapis yatmadım onu da belirteyim...Ben mal beyanında bulunmamak yada özellikle bulunulduğu halde usulüne uygun olup olmaması (artık neyse usulü! şifahen de verilebiliyordu aynı kanuna göre neticede!) nedeniyle bir insanın 1 gün bile olsa hürriyetinin elinden alınmasına kesinlikle ve kesinlikle karşıyım. Bu neticede benim düşüncemdir. Ben süresinde mal beyanında bulunucam, sen olmaz usulsüz diye beni şikayet edeceksin. Sonra hakim duruşma günü tersinden kalktığı için bana 10 gün hapis cezası verecek, bir de üstüne alacaklı vekili beni arayacak "Bak 10 gün cezan var haaa ona göre! ya borcun hepsini ödersin yada kodese gidersin" diyecek! Yok yaa!!! İşte sizin dediğiniz caydırıcılık veya yaptırımın karşılığı aynen budur. Yani böyle kullanılıyordu eskiden!
Saygılar...
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
İİK 'da değişik sebeplerle tazyik ve disiplin hapsi öngörülen çok sayıda (saydığınız gibi) madde var. Onlar yerinde dursun onlar konumuz değil.
Mal beyanıyla ilgili m.76 var o da dursun.
m.337'nin iptal edilmesi zaten m.76'nın var olmasına dayandırılıyor.
Anayasa Mahkemesi Kanun yapıcıya aynı suça iki ayrı müeyyide yapmışsın bu hukuka uygun değil diyor.
Kanımca iptal edilen m.337 sebebiyle daha önce hapse atılanlar tazminat talep edebilirler. Çünkü m.76'yı uygulamak yerine bir borç sebebiyle hürriyeti bağlayıcı sonuçları olan m.337 uygulanmıştır.
Suçlu kim ? Tazminatı kim öder ?
Sitemizden bir hukukçu görüşü alsak lütfen.
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Tam tersine mal beyanında bulunmamaya hapis cezası olmasının bir caydırıcılığı vardı. Bunun kaldırılması yüzünden alacaklarını tahsil edemeyenlerin mağduriyetiyle kim ilgilenecek. Olaya sadece bankalar ve kredi kartı borcu olarak bakmamak lazım. Her türlü kişisel borç ilişkisinde, kötü niyetli borçluya karşı yapılacak bir şey kalmadı.
Neymiş efendim o caydırıcı olan? Sadece 10 günlük bir hapis cezası mı? :) Siz şuna alacaklının (Özellikle banka vekilleri!) borçluyu tek tehdit etme unsurunun ortadan kalktığını söylesenize! Bence borç borçtur. İyi niyeti kötü niyeti olmaz bu işin. Borcun varsa ödeyeceksin. Eğer sen alacaklıysan, her kim olursan ol alacağını hangi yöntemleri kullanarak alacağın kanunda bellidir. Ama bence herşeyden önemlisi yukarıdaki iletilerimde de uzunca açıkladığım borcu oluşturan faktörlerdir. Ben size şöyle söyliyeyim o zaman; Sene 1997...Vaktiyle çok değerli!! olan bir müşterime 25 adet bilgisayar satmıştım. Adamın 3 tane şirketi vardı. Sonra bir gecede ortadan kayboldu. Piyasayı dolandırdığı rakam o zamanları 300 milyon filandı! Benim elimde 6 adet toplam 15.000 usd değerinde karşılıksız çekler kaldı...Ne yaptık? Gereken tüm yasal yollara başvurduk tabiki. Ne Aldık? :) Hiçbirşey!!! Ve maalesef üzerinden 11 sene geçti ne izini bulabildik ne de paramızı tahsil edebildik. Zaten bulsak ne olacak ki? Aradan geçen sürede ne aflar çıktı! ne borçlar, cezalar silindi, ne kanunlar değişti! Sayısını hatırlamıyorum. Bunların yüzünden bende iflas etmiştim o zaman. Benimde kredi kartlarım vardı, borçlarım vardı. Bir dolandırıcı yüzünden dükkanımı kaybettim. Hatta evimizi bile satmak zorunda kaldık, çok zor günler geçirdik. Ama neticede ne oldu? Ben de borçlular kervanına katılmıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda şunu görebiliyorum; Ben tedbirsiz davrandım. Karşımdaki ard niyetli bir dolandırıcı da olabilir pekala ama demekki ben ona güvenmemeliymişim, paramı peşin almalıymışım. Bir de ona o çekleri kullanmasını sağlayan banka var tabi. Ya ona ne demeli! Sorduğumda; "Beyfendi müşterimiz bugüne kadar çeklerini düzenli ödüyordu ama neden böyle oldu bilemiyoruz!!!" Adamın hesaplarında tek kuruş olmadığı halde ne diye verirsiniz o çek koçanlarını? diye sorulmaz mı. Tabi şimdi olsa böyle cevap verebilirlermi acaba. O zamanki kanunlar caydırıcı kanun değildi ki! Önüne gelen pırasa gibi çek kesiyordu! Şimdi siz benim burda özetlediğim emsal teşkil eden durumu bir değerlendirin isterseniz. Kim kötü niyetli? Ben mi?, dolandırıcı mı? Yoksa banka mı? :) Ben alacaklıyken borçlu duruma düştüm, icralık oldum...Ama bundan dolayı hapis yatmadım onu da belirteyim...Ben mal beyanında bulunmamak yada özellikle bulunulduğu halde usulüne uygun olup olmaması (artık neyse usulü! şifahen de verilebiliyordu aynı kanuna göre neticede!) nedeniyle bir insanın 1 gün bile olsa hürriyetinin elinden alınmasına kesinlikle ve kesinlikle karşıyım. Bu neticede benim düşüncemdir. Ben süresinde mal beyanında bulunucam, sen olmaz usulsüz diye beni şikayet edeceksin. Sonra hakim duruşma günü tersinden kalktığı için bana 10 gün hapis cezası verecek, bir de üstüne alacaklı vekili beni arayacak "Bak 10 gün cezan var haaa ona göre! ya borcun hepsini ödersin yada kodese gidersin" diyecek! Yok yaa!!! İşte sizin dediğiniz caydırıcılık veya yaptırımın karşılığı aynen budur. Yani böyle kullanılıyordu vaktiyle!
Saygılar...
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
Alıntı:
mrtecetin rumuzlu üyeden alıntı
İİK 'da değişik sebeplerle tazyik ve disiplin hapsi öngörülen çok sayıda (saydığınız gibi) madde var. Onlar yerinde dursun onlar konumuz değil.
Mal beyanıyla ilgili m.76 var o da dursun.
m.337'nin iptal edilmesi zaten m.76'nın var olmasına dayandırılıyor.
Anayasa Mahkemesi Kanun yapıcıya aynı suça iki ayrı müeyyide yapmışsın bu hukuka uygun değil diyor.
Kanımca iptal edilen m.337 sebebiyle daha önce hapse atılanlar tazminat talep edebilirler. Çünkü m.76'yı uygulamak yerine bir borç sebebiyle hürriyeti bağlayıcı sonuçları olan m.337 uygulanmıştır.
Suçlu kim ? Tazminatı kim öder ?
Sitemizden bir hukukçu görüşü alsak lütfen.
Madde 76 hürriyeti bağlamıyor mu?
Madde 76 - (Değişik madde: 24/05/1962 - 51/ 1 md.) *
Mal beyanında bulunmıyan borçlu, alacaklının talebi üzerine beyanda bulununcaya kadar icra mahkemesi hakimi tarafından bir defaya mahsus olmak üzere hapisle tazyik olunur. Ancak bu hapis üç ayı geçemez.
Hakim var olan cezayı uygulamıştır. Bunda bir kusur yok.
141, 142, 163 ve 301. maddeler değişikliğe uğramadan önce bundan dolayı hapis yatanlar da oldu. Ve bu 10 gün ila 3 ay arası sabıka kaydına geçmeyen tazyik hapsi değildi.
Re: 10 Günlük Hapis Cezası Kalkıyor - Mal Beyanında Bulunmayan Borçlulara Hapis Yok
Efendiler, Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve mutlak bağlayıcıdır.
m.337 tarih oldu, bunu tartışmanın manası yoktur.
Lehinde olanlar veya karşıtı olanlar olabilir. Bu tartışma faydasızdır.
Konumuz: Yaşlı, hasta demeden hapse tıkılan insanların tazminat isteme hakkı var mıdır, yok mudur ?