Giderken dava dosya numarasını bilmeniz yeter.
Printable View
Sayın Hakkari' li Arzuhalci ve diğer hukuk severler dün yazıştığımız gibi bugün mahkemeye gittim yazı işleri müdürlüğüne durumu anlattım telefon açtığımı arar karar verildiğini ve bu kararın örneğinin tarafıma tebliğ edilmesi için başvurdum. Fakat sorumlu memure dava hakkında bir bilgi veremiyeceğini belirtti rica ettim mahkemeye gelene kadar kaç vesait değiştiğimi anlattım vel hasıl şu bilgiyi verdi Y.D durdurma ile ilgili herhangi birşey yok fakat mahkeme davacı olduğum kurumlardan savunma yapmalarını istemiş ve davalı kurumların yapacağı savunmada tarafıma tebliğ edilecekmiş. Şimdi bu ne demektir?
CEVAP;
1-Bir idari dava açmışsınız ve herşey 2577 sayılı idari yargılama usul kanunu çerçevesinde ve hukuki çizgide devam etmektedir.
2-Öncelikle dava açtığınız için, 2577 sayılı yasayı bir kez okuyun.
Bu sorularınıza ve mahkemeye gidip gelmenize hiç gerek kalmayacak, boş yere ordan oraya gidip gelmekten, mahkeme görevlileri ile diyalog kurmaktan kurtulacaksızın.
Zira herkes görevini yapmaya çalışıyor, siz gereksiz yere mahkemeye gidip gelip ordaki görevlileri gereksiz biçimde sıkıştırmakla meşgulsünüz.
3-Son derece açık ve basit.
Bir idari dava açıldığında, 2577 sayılı yasanın 16/1.maddesine göre, bu dava dilekçesi ve ekleri mahkemece, hakkında dava açılan idareye gönderilir ve idarenin savunma yapması istenir. İdare yasal süre olan 30 gün içinde savunmasını yapar (bazen mahkeme bu süreyi istisnai olarak kısaltabilir)
4-İdarenin savunması mahkemeye geldiği zaman, 2577 sayılı yasanın 27.maddesinde yer alan şartlar gerçekleşmiş ise yürütmeyi durdurma kararı verir, yoksa vermez.
2577 sayılı yasanın 27/4.maddesinden de anlaşılacağı üzere, yürütmeyi durdurma kararı, idarenin savunmasının alınmasından sonra verilir. Çok istisnai olarak idarenin savunmasının alınmadan yürütmeyi durdurma kararı verilebilir ancak sizin için bu isnista uygulanmamış.
5-Verilen her karar, size yazılı olarak tebliğ edilecek, itiraz da dahil olmak üzere tüm haklarınız bu kararların tebliği sonrasında hayata geçecektir.
Siz rahat olun, davanızı ve kararınızı bekleyin...Araç değiştirip gidip ısrarla mahkeme görevlilerini sıkıştırmaktan, ordan burdan tavsiye almaktan vaz geçin. 2577 sayılı yasa, size tüm aşamaları çok net biçimde açıklayacaktır.
İyi günler....
Önder bey aydınlatıcı bilginiz için teşekkür ederim, daha önce ilgili yasayı okumuştum şimdi bir daha okudum faydası oldu dediğiniz gibi oturup beklemek en iyisi.Telaşım yersiz ama doğal bir refleks herhalde çünkü mağduriyet ve çaresizlik yıllar önce 16 yaşımda iken yaşadığım ve bittiğini sandığım travmayı 10 yıl sonra tekrar yaşamak açıkçası çok zor.
Madde 155 - Zaptın tamamının veya bir kısmının suretleri talep vukuunda iki tarafa verilir. İşbu suretlere mahkemenin mühürü vazı ve aslına mutabık olduğu başkatip tarafından imza olunarak tasdik olunur.
Madde 157 - Zabıt katibi, hakimin nezareti ve emri altındadır. Her iki taraf veya vekilleri dava dosyasını tetkik ve mütalaa edebilirler.
Sayın Yakgün,
Birkaç vasıta değiştirip mahkemeye kadar ulaşmanıza rağmen dosyanın size gösterilmemesi hukuk adına üzüntü ve utanç vericidir. Sonuçta siz rica, minnet ile hakkınız olmayan bir şeyi istemiyorsunuz tam tersine HUMK 157. maddede açıkça belirtilen hakkınızı kullanmak istiyorsunuz. Buna göre her türlü davada davanın tarafları ya da vekilleri istedikleri an dosyayı inceleme hakkına sahiptirler.
Görüştüğünüz memur açıkça işgüzarlık yapmış. En fazla sizden bir dilekçe alarak işteminizi yerine getirmek zorundadır. Ne demekmiş dava hakkında bilgi veremem!!! Burada, görüştüğünüz memur her kim ise çok açık ve net bir şekilde 5237 s. TCK 257. maddede belirtilen görevi kötüye kullanma suçunu işlemiştir.
Bir daha böyle bir durum yaşarsanız aklınızda olsun "dosyamı görebilir miyim, fotokopi alabilirmiyim" demeyeceksiniz. "Dosyamı göreceğim, fotokopi alacağım" diyeceksiniz. Zira hakkınız olan bir şeyi rica minnet almazsınız, söke söke alırsınız.
Diğer taraftan bazılarının ahkam kestiği gibi dosyayı inceleme talebiniz oradaki memurları meşgul etmek, sıkıştırmak olarak asla değerlendirilemez. Çünkü bu, oradaki görevlilerin asli görevleridir. Bu iş için devletten maaş almaktadırlar.
En azından bir seyler öğrenebilmişsiniz. Davalı idarenin savunması mahkeme tarafından istenmiş. Bu durumda idare dilekçeniz ve ekleri kendilerine ulaştıktan sonra 30 gün içerisinde cevap vermekle yükümlüdür. Vermezlerse cevap haklarını kullanmış sayılırlar. Arkasından da mahkeme yürütmenin durdurulması konusunda bir karar verecektir. Lütfen her ahkam kesenin lafına bakmayın. Bir sorun olursa tekrar yazın. Saygılarımla,
Hakkarili Arzuhalci
........."Görüştüğünüz memur açıkça işgüzarlık yapmış. En fazla sizden bir dilekçe alarak işteminizi yerine getirmek zorundadır. Ne demekmiş dava hakkında bilgi veremem!!! Burada, görüştüğünüz memur her kim ise çok açık ve net bir şekilde 5237 s. TCK 257. maddede belirtilen görevi kötüye kullanma suçunu işlemiştir.
Bir daha böyle bir durum yaşarsanız aklınızda olsun "dosyamı görebilir miyim, fotokopi alabilirmiyim" demeyeceksiniz. "Dosyamı göreceğim, fotokopi alacağım" diyeceksiniz. Zira hakkınız olan bir şeyi rica minnet almazsınız, söke söke alırsınız.
Diğer taraft[/CENTER]an bazılarının ahkam kestiği gibi dosyayı inceleme talebiniz oradaki memurları meşgul etmek, sıkıştırmak olarak asla değerlendirilemez. Çünkü bu, oradaki görevlilerin asli görevleridir. Bu iş için devletten maaş almaktadırlar.".............
CEVAP
1-Yukarıda mavi yazı ile alıntı yapılan mesajda ki bazı değerlendirmelere şaşırdığımı ve 2577 sayılı yasanın 31.maddesi uyarınca anlam veremediğimi belirtmek isterim.
2-Pardan, ahkam kesmek ne demek?
3-Öncelikle dava dilekçesi henüz verilmiş idari dava dosyasında, gidip mahkeme dosyasında bakılacak ne olabilir ki?
2577 sayılı yasaya göre idarenin savunmasını isteyen bir ara karardan fazla ne bulunabilir ki?
Taa gidip mahkeme dosyasına bakın şeklinde bir ahkam kesme ve işgüzarca bir tavsiyede bulunmanın ne anlamı olabilir ki?
4-Unutmayayalım....burada herkes sadece sohbet ediyor.....Hiç kimsenin bir diğerinden üstünlüğü olmadığı gibi hukuki açıdan tavsilerin birbirinden bir farkı da yoktur. Onun için insanlara tavside bulunur ve sohbet ederken kaf dağından bakmak ve üstten konuşmak, yakışık değil.....
5-Ayrıca Hukuk Usul Yasasının idari davalarda geçerli olduğu kısmı yine 2577 sayılı yasanın 31.maddesinde belirtilmiştir. 2577 sayılı yasanın "HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE VERGİ USUL KANUNUNUN UYGULANACAĞI HALLER" başlıklı 31.maddesinde "1. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır. ( Ek cümle: 05/04/1990 - 3622/11 md.; Değişik cümle: 10/06/1994 - 4001/14 md. ) Ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re'sen yapılır." hükmü yer almaktadır.
Aynı maddenin 2.fıkrasında da "Bu Kanun ve yukarıdaki fıkra uyarınca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri uygulanır." hükmü yer almaktadır.
Özetle, her Hukuk Usul Yasasının kuralı değil, belirtilen hususlara ve yasada sayılan kısma göre değerlendirme yapılması isabetli olur.
Dava açmak için avukata gittim avukatımda bana dilekçe yazıp verdi emniyete git ver bunu dedi büyük ihtimalle cevap vermezler gelen evrak numarasını yaz getir dava açalım dedi.Emniyete götürdüm dilekçeyi memurlar dalga geçtiler bunu kim yazdı diye avukatım diyince amirlerine gönderdiler özel güvenlik şubenin amiri dilekçeyi okuduktan sonra davaya gerek olmadığını bir hafta içinde alabilecegimi söyledi kimliğimi aldım sonunda darısı başına.Sağlam bir avukata git hiç kendin ugraşma YD kararının alınması en az bir buçuk sene sürüyormuş avukatın dediğine göre
[QUOTE=akbaba06;284879]Dava açmak için avukata gittim avukatımda bana dilekçe yazıp verdi emniyete git.............
Sayın kaderdaşım akbaba; siz mahkemeye çıktığınız halde kartınızı almışsınız hayırlı olsun, ben bu işte öyle kimse gördümki cinayetten hapis kararı çıkmış yatmış ve olay üzerinden 10 yıl geçtikten sonra gidip kartını aldı bu pc yi gören gözler o kartıda gördü amma canım kardeşim sen bir dilekçe ile almışssın ben 50 tane dilekçe yazdım şubeye, il emn., valiye bakana başbakana :) daha neler neler anlıcan mevzu çözülmedi, ben hakkım yendiğinden devletimi mahkemeye vermiş başı bu utançla yere düşmüş bir insanım :( ne yapayım takdir yüce türk adaletinindir iyi günler.
[QUOTE=yakgun;285018]Sayın Yakgün,
İdare mahkemesinde dava açmış olmakla ne utanın ne de başınız yere düşsün. Herseyden önce bu bir Anayasal haktır. Aslında bir anlamda siz devleti (idareyi) değil sakat olan idari işlemi yapan kişiyi mahkemeye veriyorsunuz. Ancak bunu söylerken sakın sözüm yanlış anlaşılmasın. İdari yargı mevzuatında muhatap, işlemi bizzat tesis eden kişi değil, kurumdur. Kurum bir tüzel kişilik olduğuna göre bunun arkasında işlemi tesis eden bir gerçek kişi mutlaka vardır. Mevzuata göre bu kişiye karşı değil kuruma karşı dava açmak zorundasınız. (İşlemi tesis eden kişiye karşı kişisel olarak tazminat davası açma hakkınız saklıdır ve idari davadan ayrıdır) Davayı kazandığınızda başı yere düşmesi gereken kişi ne sizsiniz ne de devlettir. Bu kişi sakat işlemi tesis eden (özellikle de sakat olduğunu bile bile ve kasıtlı olarak tesis etmişse) kişi olmalıdır.
Bu nedenle devleti değil, bu işlemi tesis eden kamu görevlisini mahkemeye vermiş gibi görün kendinizi. Mevuzat böyle olduğundan kişiyi değil devleti (kurumu) mahkemeye vermek zorunda kaldım diye düşünün.
Bu itibarla dava açmış olmaktan utanç duymayın ve başınızı dimdik tutun.
Saygılarımla,
Sayın Hakkarili Arzuhalci, öncelikle bana bu kıymetli ve moral verici mesajı attığınız için teşekkür ederim. Dava beklemede rölantiye geçtik beklemekteyiz. Dediğiniz gibi dava devlete değil karara karşı açılmıştır.Nihayet son zamanlarda bunun farkına vardım. Hakkımda çıkacak kararında hayırlısı olmasını temenni ederim, tekrar teşekkür eder saygılarımı sunarım.