Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
önder bey bi okulda 1000 öğrenci varsa tokat yiyen öğrenci sayısı 10 u geçmez. o 10 öğrecide ya tacizde bulunmuştur diğer öğrencilere ya öğretmene küfür veya hakaret etmiştir ya da okula büyük zararlar veriyodur ve bunları tekrarlıyodur.bu öğrenciler okuldan atılamıyor uzaklaştırılamıyor okulu değiştirilemiyor bile,tabiki önce bu yolara başvuruluyor..
bu tokat hakkını kanunen doğurmaz ama son çare olarak kullanılmak zorunda bırakılıyor.
burda sorun ve çözüm milli eğitim bakanlığında.. ülkenin en kötü kurumu milli eğitim! biliyosunuz kim dava açsa kazanıyor.
kesinliklede arada öğretmene oluyor herşey.. her öğretmen öğrencisine bağlıdır ve tokat yiyen o 10 öğrenciyede kötü olsun diye vurulmaz! öğretmende bir velidir aynı zamanda çünkü!
neyse neler neler var... devletin herhangi bi kurumunda uzun yıllar çalışmak önemli değil önemli olan öğretmen olmak yoksa anlayamazsınız.
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Alıntı:
yanarali20 rumuzlu üyeden alıntı
önder bey bi okulda 1000 öğrenci varsa tokat yiyen öğrenci sayısı 10 u geçmez. o 10 öğrecide ya tacizde bulunmuştur diğer öğrencilere ya öğretmene küfür veya hakaret etmiştir ya da okula büyük zararlar veriyodur ve bunları tekrarlıyodur.bu öğrenciler okuldan atılamıyor uzaklaştırılamıyor okulu değiştirilemiyor bile,tabiki önce bu yolara başvuruluyor..
bu tokat hakkını kanunen doğurmaz ama son çare olarak kullanılmak zorunda bırakılıyor.
burda sorun ve çözüm milli eğitim bakanlığında.. ülkenin en kötü kurumu milli eğitim! biliyosunuz kim dava açsa kazanıyor.
kesinliklede arada öğretmene oluyor herşey.. her öğretmen öğrencisine bağlıdır ve tokat yiyen o 10 öğrenciyede kötü olsun diye vurulmaz! öğretmende bir velidir aynı zamanda çünkü!
neyse neler neler var... devletin herhangi bi kurumunda uzun yıllar çalışmak önemli değil önemli olan öğretmen olmak yoksa anlayamazsınız.
Hayır! Gerekirse tokat hakkını doğurur! (Yargıtay kararı)
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Alıntı:
karavelioglu rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Önder71,
Hukukçu musunuz, pedagog mu bilemiyorum ama eğitimin içinde bulunduğu içler acısı durumu, disiplinsizliğin vardığı had safhayı bilmediğiniz anlaşılıyor yazdıklarınızdan.
Burada salt yasaları sıralamakla olmuyor bu işler. Siz ve sizin gibiler düşünüyorsunuz ki; öğretmen hemen bir tokat attı diye mahkemeye çıkacak, yargılanıp ceza alacak. Ancak kazın ayağı pek öyle düşündüğünüz gibi değil.
Medeni kanunla sağlanan eğitim ve terbiye hakkı çerçevesinde öğretmen öğrencisinin vücut bütünlüğüne dokunmayacak, onun sağlığına zarar vermeyecek şekilde zor kullanabilir, gerekirse bir iki tokat atabilir. Medeni kanunla sağlanan bu hakkın kullanımının nerede aşıldığı nerede aşılmadığına karar verilmesi ise yargının görevidir. .
Bir Yargıtay kararında öğretmen hakkında eline cetvelle vurduğu öğrencinin elinin kırılmasına rağmen üyeler oybirliği içerisinde karar veremiyor, karşı oy yazısıyla öğretmenin suçsuz olduğunu savunanlar çıkıyor. Yani sizin tahmin ettiğiniz gibi öğretmen öyle bir iki tokat ile yargı önüne çıkmıyor, çıksa bile dava beraatle sonuçlanıyor.
Bunları ben söylemiyorum, bu tür davaların temyize gittiği Yargıtay böyle düşünüyor ve elimde bu konuda çeşitli Yargıtay kararları var. Gerekirse buraya eklerim.
Halihazırda bu konuda hakkında dava açılıp mahkemeye düşen yarım düzineden fazla öğretmenin beraat etmesini sağladığımı da son not olarak buraya ekleyivereyim isterseniz.
Size, bilmediğiniz konularda ahkam kesmemenizi öneririm. Özellikle de hukukçu değilseniz hukuki konularda..Saygılarımla,
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU
Bu kadar akıl vereceğinize ve çocuk azarlar gibi nasihat edeceğinize, 2005 sonrası yeni TCK kapsamında, çocuk dövülmesinin hukuka uygun olduğuna ilişkin iki yargıtay kararı eklerseniz sevinirim.
Yargıtay içtihadı birleştirme kararı haricinde olan kararlarının istikrar kazanmışların bile bağlayıcı niteliğini olmadığını bile bile...
haaa, ben pedegog değilim, siz sanırım hukuk profesörü, eğitim profesörü ve pedigogsunuz....dışlayıcı sorunuzdan bunu anlıyorum.
Bu incitici üslubunuz çok itici....bilmiyorum başka söyleyen oldu mu size....
Ayrıca iddialarımın arkasındayım....
Böyle bir durumda her velinin Disiplin, Hukuk ve Ceza hukuku yönünden hakkını sonuna kadar araması gerektiğini, yasaların süs olmadığını ve dayakçı zihniyetin artık ait olduğu tozlu raflara kaldırılması gerektiğine inanan bir veliyim...
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Alıntı:
yanarali20 rumuzlu üyeden alıntı
önder bey bi okulda 1000 öğrenci varsa tokat yiyen öğrenci sayısı 10 u geçmez. o 10 öğrecide ya tacizde bulunmuştur diğer öğrencilere ya öğretmene küfür veya hakaret etmiştir ya da okula büyük zararlar veriyodur ve bunları tekrarlıyodur.bu öğrenciler okuldan atılamıyor uzaklaştırılamıyor okulu değiştirilemiyor bile,tabiki önce bu yolara başvuruluyor..
bu tokat hakkını kanunen doğurmaz ama son çare olarak kullanılmak zorunda bırakılıyor.
burda sorun ve çözüm milli eğitim bakanlığında.. ülkenin en kötü kurumu milli eğitim! biliyosunuz kim dava açsa kazanıyor.
kesinliklede arada öğretmene oluyor herşey.. her öğretmen öğrencisine bağlıdır ve tokat yiyen o 10 öğrenciyede kötü olsun diye vurulmaz! öğretmende bir velidir aynı zamanda çünkü!
neyse neler neler var... devletin herhangi bi kurumunda uzun yıllar çalışmak önemli değil önemli olan öğretmen olmak yoksa anlayamazsınız.
O zaman jandama köyde, polis te şehirde hepimizi dövsün...
malum durum çok karışık ve gergin...
İnsan hakları çağındayız. Dayağın haklı gerekçesi olamaz....
Saygılarımla...Ama size bu hususta katılmıyorum. İyi akşamlar...
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Farklı yargıtay kararları olabilir diye bir basın haberine yer veriyorum..
(http://www.porttakal.com/haber-dayak...ak-115163.html) adresinde yer alan habere göre
"Öğrencisini döven öğretmenler, "niteliksiz yaralama"dan değil, kasten yaralama"dan yargılanıp hüküm giyecek. Patnos Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararını bozan Yargıtay 4. Ceza Dairesi, öğrencisini yaralayan öğretmenin nüfuzunu kötüye kullandığına dikkat çekti. Yerel mahkeme, "niteliksiz yaralama" suçundan yargılanan öğretmen hakkında öğrenci velisinin şikâyetten vazgeçmesi üzerine daVanın düşürülmesine karar verdi. Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesi, oybirliğiyle alınan emsal bir karara imza attı. Daire, şu görüşleri dile getirdi: "Lise müdür yardımcısı olan sanığın kavga eden iki sınıfın öğrencilerini ayırdıktan sonra bir öğrencinin eline ağaç sopayla vurması eğitim ve öğretim yükümlülüğü nedeniyle sahip olunan disiplin yetkisi kapsamında değerlendirilemez. Eylemde nüfuz kullanılmadığından söz edilmek suretiyle şikâyete bağlı bir suça dönüştüğü kabul edilerek davasının düşürülmesi yasaya aykırıdır."
Sadece yasaları sıralamamışım meğersem.....ilginç...
Kaynak: Sabah
Tarih: 01:48:51 12.09.2008
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Bu yazılanlar fazlasıyla beni sinirlendirdi sadece önder 71 size teşekkür ederim dünyadaki hiç eğitim anlayışı 10 yaşında bir çocuğun anne ben okula gitmek istemiyorum artık demesini haklı bulamaz nedir bunlar ya böyle anlamıyorum bir veli olarak zaten çok kızgınım ben çocuğumu gözümden sakınırken eğitimci olarak yetiştirilen insanlara bak sen
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Alıntı:
önder71 rumuzlu üyeden alıntı
Bu kadar akıl vereceğinize ve çocuk azarlar gibi nasihat edeceğinize, 2005 sonrası yeni TCK kapsamında, çocuk dövülmesinin hukuka uygun olduğuna ilişkin iki yargıtay kararı eklerseniz sevinirim.
Yargıtay içtihadı birleştirme kararı haricinde olan kararlarının istikrar kazanmışların bile bağlayıcı niteliğini olmadığını bile bile...
haaa, ben pedegog değilim, siz sanırım hukuk profesörü, eğitim profesörü ve pedigogsunuz....dışlayıcı sorunuzdan bunu anlıyorum.
Bu incitici üslubunuz çok itici....bilmiyorum başka söyleyen oldu mu size....
Ayrıca iddialarımın arkasındayım....
Böyle bir durumda her velinin Disiplin, Hukuk ve Ceza hukuku yönünden hakkını sonuna kadar araması gerektiğini, yasaların süs olmadığını ve dayakçı zihniyetin artık ait olduğu tozlu raflara kaldırılması gerektiğine inanan bir veliyim...
Sayın Önder71,
Ben de öğrencinin vücut bütünlüğünü bozmadan, sağlığını tehkikeye sokmayacak şekilde Medeni Yasa çercevesinde terbiye ve itaat ettirme hakkı sınırları içerisinde öğrencisini dövmesine rağmen aleyhinde dava açılan tüm öğretmenlerin yasal haklarını sonuna kadar takip etmek,ücretsiz her türlü hukuki yardımı yapmak üzere buradayım.
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU
Hukukçu-Eğitimci
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Alıntı:
yanarali20 rumuzlu üyeden alıntı
deniz hanım;
öğretmenle konuşmadan 10 yaşındaki çocuğunuza inanıp neler düşünüyorsunuz? öğrenci okulda ne yaptı iyice öğrenin? hemen öğretmeni yargılayıp meslekten atılsın yada nası bi ceza verdirebilirim! yazık hakkaten çok yazık...öğretmenlik dışarıdan bakıldığı gibi değil inanın çok zor bir meslek ve hayat!! bilmiyorum bizim zamanınımızda öğretmenden tokat yesek babamız bide kendisi bize tokat atardı, sen ne yaptında öğretmenin sana tokat atmak zorunda kaldı diye...
o kadar çok yazmak istediğim cümle varki sizler gibi öğrenci velilerine..
sayın beyefendi size eğitimci diyemiyorum neyi konuşacağım ben öğretmenle bunları yapan kendi öğretmeni değilki hem konuşma neyi çözerki 10 yaşında bir çocuğa kilolarıyla dalga geçen bir şahsiyet var karşımda benim dilimden anlıyamazki ceza konusundada en acımasız ceza benim çocuğumun masum ruhunda açılmış siyah bir hatırayı silemez anlatmak istediğim bu
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Alıntı:
karavelioglu rumuzlu üyeden alıntı
Hayır! Gerekirse tokat hakkını doğurur! (Yargıtay kararı)
Öğretmen çocuğu döverse,polis zam isteyen ev sahibini vurursa,hakim sevmediği adamın oğlunu hapse atarsa.... nereye varır bu işin sonu sn.karavelioğlu?
Re: Öğretmenin Öğrencilere Hakaret Etmesi
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
İKİNCİ DAİRE 2005 4361 2004 4419 26/12/2005
KARAR METNİ
İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRÜ OLARAK GÖREV YAPAN VE BAZI ÖĞRENCİLERE KARŞI ŞİDDET UYGULADIĞI YAPILAN SORUŞTURMA İLE SABİT OLAN DAVACININ, 1739 SAYILI MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNU'NUN 2.MADDESİNDE, TÜRK MİLLETİNİN BÜTÜN FERTLERİNİ BEDEN, ZİHİN, AHLAK, RUH VE DUYGU BAKIMLARINDAN DENGELİ VE SAĞLIKLI ŞEKİLDE GELİŞMİŞ BİR KİŞİLİĞE VE KARAKTERE, HÜR VE BİLİMSEL DÜŞÜNME GÜCÜNE, GENİŞ BİR DÜNYA GÖRÜŞÜNE SAHİP, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, KİŞİLİK VE TEŞEBBÜSE DEĞER VEREN, TOPLUMA KARŞI SORUMLULUK DUYAN; YAPICI, YARATICI VE VERİMLİ KİŞİLER OLARAK YETİŞTİRMEK, İLGİ, İSTİDAT VE KABİLİYETLERİNİ GELİŞTİREREK GEREKLİ BİLGİ,BECERİ, DAVRANIŞLAR VE BİRLİKTE İŞ GÖRME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMAK SURETİYLE HAYATA HAZIRLAMAK ŞEKLİNDE BELİRTİLEN EĞİTİMİN GENEL AMACIYLA BAĞDAŞMAYAN ANILAN EYLEMİ NEDENİYLE İDARECİLİK GÖREVİNDEN ALINARAK, BAŞKA BİR OKULA ÖĞRETMEN OLARAK ATANMASININ YERİNDE OLDUĞU HK.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Karşı Taraf : İstanbul Valiliği - İSTANBUL
İsteğin Özeti : İstanbul 1.İdare Mahkemesince verilen 19.6.2003 günlü, E:2003/1, K:2003/852 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap Verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Ali Ün
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Efser Koçakoğlu
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Dava İstanbul İli ... İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yapan davacının, aynı İl ... İlköğretim Okuluna sınıf öğretmeni olarak atanmasına ilişkin 21.11.2002 günlü, 6964 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İstanbul 1.İdare Mahkemesi'nin 19.6.2003 günlü, E:2003/1, K:2003/852 sayılı kararıyla, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Kurum Yöneticileri Atama Yönetmeliğinin 7/e maddesinde, kınamadan daha üst ceza almamış olmak şartının yönetici olarak atanacaklarda aranan şartlar arasında sayıldığı, aynı yönetmeliğin 30.maddesine göre de, yöneticiliğe atanma şartını kaybedenlerin yöneticilik görevinden alınacağı, olayda davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda sübut bulan eylemi nedeniyle verilen üç günlük maaş kesimi cezasının iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verildiği, bu durumda yöneticiliğe atanma şartını kaybettiği anlaşılan davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, soruşturmanın eksik incelemeye dayandığını, isnad edilen fiille ilgili olarak soruşturma izni verilmemesine karar verildiğini, yine bu fiilin idarecilik görevinin üzerinden alınmasını gerektirmeyeceğini, görevinde başarılı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 71/2 nci maddesinde, kurumların, memurlarını meslekleri ile ilgili sınıftan genel idare hizmetleri sınıfına veya genel idare hizmetleri sınıfından meslekleri ile ilgili sınıfa, görev ve ünvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle atayabilecekleri hükme bağlanmış; aynı Yasanın 76 ncı maddesinin 1 nci fıkrasında da "Kurumlar görev ve ünvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 nci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki kadrolara naklen atayabilirler." hükmüne yer verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine ilişkin Yönetmeliğin 15.8.2000 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 7.maddesinin (e) bendinde, "Memuriyete engel olacak derecede olmasa dahi (taksirli suçlar hariç) hapis cezasına mahkum edilmemiş ve son beş yılda hizmet süresi içinde aylıktan kesme veya maaş kesimi cezasından daha ağır disiplin cezası almamış ya da bu süre içinde idari görevi adli veya idari soruşturma sonucu üzerinden alınmamış olmak" koşulu, yönetici olarak atanacaklarda aranacak genel koşullar arasında sayılmış, aynı Yönetmeliğin yine 15.8.2000 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 30.maddesinde, soruşturma sonucu yöneticilik görevinden alınması uygun görülenlerin sicil raporlarına göre üç yıl üst üste iyi dereceden daha aşağı derecede başarı gösterenler ile olumsuz sicil alanların yöneticilik görevinden alınacakları belirtilmiştir.
Anılan mevzuat hükümleriyle memurların sınıflarının da değiştirilmesi suretiyle neklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmİş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, İstanbul İli ... İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yapan davacı hakkında, okulda öğrenim gören 6/B sınıfı öğrencisi ...'yı 23.1.2002 tarihinde yüzüne tokat atarak şiddete maruz bıraktığı, aynı olayın 2000-2001 Eğitim-Öğretim döneminde de iki kez gerçekleştiği, iki yıldır görevde olan davacının bu tür davranışlarda bulunduğunun okul genelinde bilindiği iddiası ile ilgili olarak yapılan soruşturma sonucu düzenlenen raporda, söz konusu iddianın sübuta erdiğinden bahisle yöneticilik görevinin üzerinden alınarak başka bir okulda öğretmen olarak görevlendirilmesi teklifi getirilmesi üzerine İstanbul İli ... İlköğretim Okuluna öğretmen olarak atamasının yapıldığı, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 2.maddesinde, Türk Milletinin bütün fertlerini beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek, ilgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi,beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak, Türk Milli Eğitiminin genel amaçları arasında sayılmıştır.
Buna göre eğitim sistemi içerisinde yönetsel ve eğitsel işlevlerde bulunan tüm personelin, eğitilenlere karşı tutum, davranış, yaklaşım ve söylemlerinin, yukarıda belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik nitelikte olması, bu amaçların gerçekleşmesini engelleyici tutum, davranış ve söylemlerden kaçınmaları gerektiği açıktır.
Bu durumda bazı öğrencilere karşı şiddet uyguladığı yapılan soruşturma ile sabit olan davacının, yukarıda anılan niteliklere sahip birey yetiştirilmesi amacıyla bağdaşmayan tutum ve davranışları nedeniyle idarecilik görevinden alınarak, başka bir okula öğretmen olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile İstanbul 1.İdare Mahkemesi'nce verilen 19.6.2003 günlü, E:2003/1, K:2003/852 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 26.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ÖEK
Disiplin yönünden öğrenciye atılan tokatın bedelini yine yargı da belirtmiştir.