Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Bahsedilen vizesiz giriş imkanının tüm Türk vatandaşları için değil,işverenlerin iş seyahatleri için vize almadan en çok 3 aya kadar dolaşımına ilişkin bir karardı yanlış hatırlamıyorsam.
Karma protokole göre Avukatlar, Doktorlar, Öğrenciler, Şöförler, vb. gibi iş kollarında çalışanlar AB ülkelerinde vizesiz olarak seyahat edebileceklerdi, ve bu protokol kuralları en geç 1987 yılında yürürlüğe girmeliydi; ancak daha öncede belirttiğim gibi yayınlanan yönetmeliklerle protokol yürürlüğe girmemiştir.
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Konunun amacından saptığını ve ikili bir tartışmaya yaklaştığını hissetmekteyim. Umarım Avruba meselesini daha fazla uzatmazsınız.
Diğer yandan vize konusunda size katılmamak elde değil, AB'ye üye ülkeler gerçekten vize verirken insana 40 takla attırıyorlar evet Türkiyeden 140'a yakın ülke vize isterken yanlızca 35 40 tanesi bu kadar zorlamakta, diğer ülkeler vize konusunda AB'ye üye ülkeler kadar sert değiller (ABD, Canada, Avusturalya, İsviçre'yi de sert ülkere ekleyelim) Bugün iskandinav ülkelerinden AB ülkelerine göre çok daha rahat vize alabiliyorum. Kazakistan demişsiniz ama siz hiç Kazakistan konsolosluğundan vize almayı denediniz mi, vizeniz aynı gün veya 1 gün sonra size teslim ediliyor(pasaport demiyorum vize diyorum).
Ben hala Türkiyenin AB'ye karşı direniş göstermesi taraftarıyım, yaptırım olmazsa Türkiye 2050 yılına kadar AB kapısında bekleyecektir; ama dediğim gibi kitlesel bir boykot yapılırsa Avrupa, Türkiyesiz bir Avrupanın olamayacağını anlayacaktır. Yok ama 30 yıldır davrandığımız gibi yani koyun gibi davranmaya devam edersek ne yazık ki beklemek bize sunulan bir lütuf olacaktır.
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Lütfen konunun açılış amacından uzaklaşmadan, karşılıklı atışma şekline döndürmeden devam edelim.
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı, İsviçre'nin Schengen alanına katıldığını ve sınır kontrollerinin kaldırılacağını açıkladı.
AB Dönem Başkanı Fransa'nın açıklamasına göre, AB ile İsviçre arasında kara sınır kontrolleri 12 Aralık 2008, havaalanlarındaki kontroller ise 29 Mart 2009 tarihlerinde son bulacak.
Karar, Brüksel'de AB İçişleri Bakanları Konseyi çerçevesinde, AB-İsviçre Karma Komitesi tarafından onaylandı.
AB'nin Adalet ve İçişlerinden Sorumlu Komisyon Üyesi Jacques Barrot, “ İsviçre’ye, ‘aramıza hoşgeldin’ diyoruz. Bundan mutluluk duyuyoruz. Bu gelişme, Schengen’in başarılı bir uygulama olduğunu da ortaya koyuyor. Ama, Avrupalılar için özgürlük alanı anlamına gelen bu bölgenin başarısını iyi bir biçimde yönetmek için tüm araçların emrimize amade olması gerekir.” dedi.
AB üyesi olmayan İsviçre, 2005 yılında yapılan referandumla Schengen serbest dolaşım alanına katılma kararı almıştı.
Schengen alanına dahil olan ülkelerin sayısı; Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya, İsveç, İzlanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya ile birlikte 25'e yükseldi.
Pasaportunda önceden alınmış geçerli Schengen vizesi olanlar 12 Aralık 2008'den itibaren İsviçre’ye giriş yapabilecekler.
Ayrıca İsviçre, 15 Aralık 2008 Pazartesi gününden itibaren Schengen vizesi vermeye başlayacak.
12 Aralık 2008 tarihinden önce verilmiş İsviçre vizesi ile, geçerli oldukları süre sonuna kadar İsviçre’ye girmek mümkün olacak, ancak bu vizeyle diğer Schengen ülkelerine giriş yapılamayacak.
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
AB ile vize çıkmazında kim haklı
Avrupa Birliği Türkiye’ye, “Gel vatandaşlarının vize taleplerini kolaylaştıralım. Vize kolaylığı anlaşması imzalayalım” diyor. Türkiye ise “70′li yıllarda yaptığım anlaşmaların gerisine düşmem. Vize muafiyeti hakkımdan geri adım atmam” diyor. Bir de tabii Ankara, “geri kabul anlaşmasına” yanaşmıyor. Yani Türkiye üzerinden AB ülkelerine kaçak giden üçüncü ülke vatandaşlarının, Türkiye’ye iadesine yönelik AB’nin “anlaşma” yapma talebine karşı çıkıyor.
Ama bu arada olan Türk vatandaşlarına oluyor. Avrupa’da mallarını satmak isteyen işadamları, “haksız rekabete” uğruyor. Avrupa’daki yakınlarını ziyaret edecek olanlar ise konsolosluklar önünde sabahlıyor. İçinde bulunduğumuz şu aşamada tam bir “vize çıkmazı” yaşanıyor.
Kim haklı
Bence bugün itibariyle Avrupa Birliği ile Türkiye arasında çözülmesi “öncelikli” konuların başında “vize sorunu” geliyor. Çünkü bu sorun, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarını “birebir” etkileyen ve yine bence iki tarafın da “Haydi şu sorunu çözelim” deyip siyasi irade gösterdikleri anda çözebilecekleri bir konu olarak önümüzde duruyor.
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Temsilcisi Olli Rehn geçen ay, “Biz Türkiye’ye ‘Vize Kolaylığı Anlaşması-Visa Facilitation Agreement’ yapılmasını önerdik ama buna Türkiye yanaşmadı” dedi.
Tabii bu açıklama, akıllara Türkiye’nin böyle bir teklife neden yanaşmadığı sorusunu getirdi. Ankara bu açıklamaya cevap vermekte gecikmedi. Olli Rehn’in açıklamalarının gerçeği tam olarak yansıtmadığını ve kamuoyunu yanıltıcı nitelik taşıdığını belirten Ankara, AB ile Gümrük Birliği’ni gerçekleştirmiş ve artık “müzakereci ülke” konumundaki bir ülke olarak, ayrıca Türkiye-AB ortaklık hukukundan doğan müktesep haklar çerçevesinde Türk vatandaşlarına daha esnek ve kolay bir vize prosedürü uygulanmasının da benzer şekilde talep edildiğini kaydetti.
AB’nin önşartı
Türkiye’nin en büyük çekincelerinden birini, AB’nin bu anlaşmanın içine “geri kabul şartı”nı (Readmission Agreement) dahil etmesi oluşturuyor. Ankara bunun Türkiye’ye sadece ciddi mali külfet değil, ondan da fazla ve önemli olarak sosyal külfet getireceğini belirtiyor. AB’de izinsiz ikamet eden kişilerin Türkiye’ye iadesini öngören bir “geri kabul anlaşması” imzasının vize kolaylığı anlaşmasının önşartı olarak sunulmasını istemiyor.
Sonuçta vize konusunda, Türkiye ile AB arasında tam bir çıkmaz yaşanıyor. Peki bu çıkmaz nasıl aşılabilir? Ankara’nın söylediği gibi tüm AB ülkeleriyle “ikili anlaşmalar” yapılması mümkün müdür? AB’nin, “vize kolaylığı” için “önşart” koştuğu “geri kabul anlaşması”nın mali külfetini büyük ölçüde AB üstlenebilecek mi? AB’ye göre Türkiye üzerinden gelen “yasadışı” göçmen sayısı yılda 15 bini aşıyor. Yine AB’den edinilen bilgilere göre Ankara, bu anlaşmanın Türkiye’ye getireceği mali külfetin 1.2 milyar euro tutarında olacağını bildirmiş. Her ne kadar AB bunu “abartılı” bulsa da böyle bir maliyeti karşılayamayacağını da kaydetmiş.
Sonuçta, AB ile Türkiye’nin “vize” konusuna bakışında büyük farklılıklar var. Fakat ortada da “çözülmesi acil” olan büyük bir sorun var. Bu işin çözümünün ancak inisiyatifin “bürokratların” elinden alınıp, siyasi iradeye teslimiyetiyle sağlanabileceği görüşündeyim. Yoksa, vize çıkmazı büyüyor.
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Aşağıda Türkiye ve Hırvatistanın Avrupa Birliği serüvenleri yazmaktadır.
Türkiye'nin AB serüveni yarım asırı geride bıraktı Ama hala ne zaman üye olacağı belli değil.
Arada onyıllar süren ve dünyayı ikiye bölen bir soğuk savaş yaşandı bitti. Ardından ortaya yeni ülkeler çıktı. Türkiye çabalarken yeni kurulan ülkeler aradan sıyrılıp topluluğa üye oldu. Hatta Rum kesimi bile bunların arasına adı yazdırıp Türkiye'nin kaderiyle oynayacak kararların altına imza bile atmaya başladı. Bu gelişmeler yaşandıkça Türk halkının AB'ye yönelik inancı azalmaya başladı. Ancak Brüksel'den bir türlü Türkleri sevindirecek karar çıkmadı. AB dün yine Türkiye'yi yaralayacak bir karara imza attı. AB Komisyonu Türkiye'den 44 yıl sonra üyeliğe başvuran Hırvatistan'a 2009 yılı için üyelik müjdesi verdi. Türkiye'ye verilen en yakın tarih ise 2015. Ancak bu bile kesin değil.
İşte sayılarla ve belgelerle Türkiye ve Hırvatistan'ın AB serüveni. Okuyun kararı siz verin.
- KURULUŞ
TÜRKİYE
1923
HIRVATİSTAN
1992
- AB'YE BAŞVURU TARİHİ
TÜRKİYE
Temmuz 1959
HIRVATİSTAN
21 Şubat 2003
- AB ÜYELİK BAŞVURUSUNUN KABULÜ
TÜRKİYE
Aralık 1999
HIRVATİSTAN
Nisan 2004
- MÜZAKERELERE BAŞLANGIÇ
TÜRKİYE
EKİM 2005
HIRVATİSTAN
EKİM 2005
- ÜYELİĞE KABUL TARİHİ
TÜRKİYE
En yakın 2015
HIRVATİSTAN
2009
AB BELGELERİNDE TÜRKİYE-HIRVATİSTAN FARKI
- ÜYELİK STATÜSÜ
TÜRKİYE
"Türkiye, üyelik yükümlülüklerinin tümünü tam olarak üstlenmek durumunda değilse, Avrupa yapılarına tam olarak bağlı kalması sağlanacak"
HIRVATİSTAN
Hiçbir şart yok
- ASKIYA ALINMA KOŞULU
TÜRKİYE
Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması için üye devletlerin üçte biri yeterli.
HIRVATİSTAN
Hırvatistan ile müzakerelerin askıya alınmasını sadece AB Komisyonu önerebiliyor.
- AB BELGELERİNDE MÜZAKERE BİTİŞ TARİHİ
TÜRKİYE
Müzakereler 2014 sonrası tamamlanabilir.
HIRVATİSTAN
Hiçbir belgede atıf yok sadece "2006-2013" bütçesinde öngörüldü.
- ÜYELİĞE KABUL ŞARTI
TÜRKİYE
AB Konseyi’nin oybirliği gerekiyor.
HIRVATİSTAN
Hiçbir şart yok
HIRVATİSTAN-TÜRKİYE FARKI
- NÜFUS
TÜRKİYE
68 milyon
HIRVATİSTAN
4,5 milyon
- ALIM GÜCÜ
TÜRKİYE
Yaklaşık 10 bin dolar
HIRVATİSTAN
13 bin dolar
- İŞSİZLİK ORANI
TÜRKİYE
Yaklaşık yüzde 10
HIRVATİSTAN
Yüzde 17
- OKUMA YAZMA ORANI
TÜRKİYE
Yüzde 86
HIRVATİSTAN
Yüzde 98
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Kabaca bir doğru orantı kurayım. Türkiye 1959'da başvuru yapmış ve müzakereler 1999'da başlamış yani 40 yıl sonra. Hırvatistan ise başvurusundan 3 yıl sonda müzakerelere başlamış. 2009 için Hırvatistan'a tam üyelik tarihi veriliyor, yani müzakerelere başlama sürecinden 5 yıl sonra.
3 yıllık bir süreç akabinde 5 yıl sonra tam üyelik veriliyorsa, 40 yıllık bir süreç ardından 67 yıl sonra üyelik sağlanabilecek. Bu da 2066'ya denk geliyor.
Aksini iddia edebilir miyiz?
:)
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Alıntı:
salpyilmaz rumuzlu üyeden alıntı
Kabaca bir doğru orantı kurayım. Türkiye 1959'da başvuru yapmış ve müzakereler 1999'da başlamış yani 40 yıl sonra. Hırvatistan ise başvurusundan 3 yıl sonda müzakerelere başlamış. 2009 için Hırvatistan'a tam üyelik tarihi veriliyor, yani müzakerelere başlama sürecinden 5 yıl sonra.
3 yıllık bir süreç akabinde 5 yıl sonra tam üyelik veriliyorsa, 40 yıllık bir süreç ardından 67 yıl sonra üyelik sağlanabilecek. Bu da 2066'ya denk geliyor.
Aksini iddia edebilir miyiz?
:)
Sevgili Salpyilmaz;
Bence yaptığınız işlem çok iyimser bir tablo içindedir. Şöyle ki Avrupa Birliği Türkiye'yi şu hali ile Topluluğa 2100 yılından önce kabul etmeyecektir. Çünkü AB Türkiyeden istediği her şeyi şu haliyle alabilmektedir. Sermayenin serbest dolaşımı ve ürünlerin serbest dolaşımı şuan için yapılan Gümrük Birliği Anlaşması ile hali hazırda uygulanmaktadır. AB Türkiye'yi neden üyeliğe alsın ki, şayet şuan AB Türkiye'yi üyeliğe kabul ederse, üyelik tarihinden itibaren yapılacak her şey Türkiyenin yaranına olacaktır, şüphesiz TR'nin gümrük birliğinden karı vardır ama AB'nin karı belki de TR'nin karının yıl bazında 10 katıdır. Yani kısaca diyeceğim şey AB hem altın yumurtlayan tavuğu bulmuş hemde bu altın yumurtlayan tavuk hiç yem istemiyormuş, hemde tavuk ben kümesimde iyiyim ne yapayım evi demiş, adamlar neden bizi evine alsın biz nasılsa altını veriyoruz adamlara.
Tek yol boykot, bir insan başlar milyonlar destek olur. Susurluk davasında olduğu gibi. Halkımız ne zaman karanlıktan sıkılacak onu merak ediyorum.
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Maksimum 2020'de bizi birliğe almak zorunda kalacaklardır. Değerlendirmeleri doğal olarak bugünkü konjonktüre göre yapıyorsunuz. Oysa dünya ve şartlar hızlı değişir. Nufüslarının yaşlanması, henüz bir Avrupa ordusu oluşturamamaları, Rusya ve Çin'ini tekrar güçlenmesi gibi değişik politik nedenler bu süreci hızlandıracaktır.
Selçuk Gülten
Re: Avrupa'ya Vizesiz Giriş
Alıntı:
selcukgulten rumuzlu üyeden alıntı
Maksimum 2020'de bizi birliğe almak zorunda kalacaklardır. Değerlendirmeleri doğal olarak bugünkü konjonktüre göre yapıyorsunuz. Oysa dünya ve şartlar hızlı değişir. Nufüslarının yaşlanması, henüz bir Avrupa ordusu oluşturamamaları, Rusya ve Çin'ini tekrar güçlenmesi gibi değişik politik nedenler bu süreci hızlandıracaktır.
Selçuk Gülten
Aslına bakarsanız Avrupa Birliğinin bir ordu kurması 2000'li yılların başından beri tartışılıyor bunda da Nato'nun gücünü günden güne kaybetmesi ve dediğiniz gibi Rusyanın özellikle ABD'nin Polonya üzerine savunma sistemleri kurmak istemesi yatıyor ki AB, ABD'nin Polonya üzerine savunma sistemi kurmaması için Polonya'yı daha AB kriterlerini tam olarak yerine getirmeden apar topar birliğe dahil etti; ama dediğim gibi bu konu sadece tartışma konusu daha fazla değil ve ben zannetmiyorum ki AB bizi bu konu sebebiyle birliğe dahil etsin; ama yinede bir umut işte.