Bence o dava yargıtaydan bozulur gibime geliyor. Bir kadın boşandıysa resmen, istediği gibi yaşayabilir.
Printable View
Bence o dava yargıtaydan bozulur gibime geliyor. Bir kadın boşandıysa resmen, istediği gibi yaşayabilir.
1.10.2008 tarihinden önce evlenmiş olmanız ve anılan tarihten sonra boşanıp tekrar bir evlilik yapmadıysanız hakların tümünden yararlanabilirsiniz.
Zonguldak'ta, boşandığı eşiyle yaşamaya devam eden kadının, babasından aldığı maaşın kesilmesi üzerine yaptığı itirazı ciddi bulan mahkeme, ilgili maddenin iptali hakkında Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılmasına karar verdi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), eşlerinden anlaşmalı boşanarak ölen anne ya da babalarının emekli maaşlarını aldığı tespit edilen kadınların maaşlarını kesmesinin yanı sıra ödenen para da faiziyle geri alınıyor.
Boşandığı eşiyle yaşadığı gerekçesiyle ölen babasından aldığı yetim maaşı kurum tarafından kesilen bir kadın, karara Zonguldak 1. İş Mahkemesine dilekçe vererek itiraz etti.
Kadın dilekçesinde, aylığının kesilmesinin anayasaya aykırı ve kurumun kontrol memurlarının tuttuğu tutanakların keyfi olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını istedi.
Mahkeme hakimi, maaşın kesilmesine dayanak gösterilen 5510 Sayılı Kanun'un 56. Maddesi'nin, Anayasa'nın eşitlik, temel hak ve hürriyetle ve özel hayatın gizliliği gibi ilgili maddelerine aykırı olduğuna kanaat getirdi.
Mahkeme heyeti bu gerekçelerle 56. Madde'nin iptali için Anayasa Mahkemesine itiraz başvurusunda bulunulmasına karar verdi.
-3 BİN KADININ MAAŞI KESİLDİ-
SGK Zonguldak İl Müdürü Muharrem Demirci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentte boşandığı eşiyle yaşamayı sürdürdükleri tespit edilen 3 bin kadının maaşının kesildiğini, ödenen paraların faiziyle geri alınmasına başlandığını söyledi.
İhbar ve denetimler sonucunda 3 bin 500 kişinin de durumunun incelendiğine dikkati çeken Demirci, şunları kaydetti
''İlgili kanunun 56. maddesinde, 'eşinden boşandığı halde fiilen birlikte yaşadığı belirlenenlerin yanı sıra çocuklarına bağlanmış aylıkları kesilir, bu kişilere ödenmiş tutarlar 96. madde gereğince geri tahsil edilir' deniliyor. Ancak, hakim 56. maddenin iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurdu. Bizim bu konuda tek dayanağımız 56. maddedir. Eşinden anlaşmalı boşanarak aynı evde yaşadığı tespit edilen kadınların anne ve babasının üzerinden aldıkları maaşlar kesiliyor. Alacağımızla ilgili tahsil davası açıyoruz. Bunu duyan, öğrenen insanlar korkuyor boşanmıyor, boşanmışsa yeniden evleniyor. İş Mahkemesi hakimi tarafından söz konusu maddenin iptal edilmesi için bu davanın açılması insanları cesaretlendirir.''
-EMSAL TEŞKİL EDEN DAVALAR-
Demirci, anlaşmalı boşanma konusunda kamunun topluca üzerinde durmasının sorunu çözeceğini savunarak, şöyle dedi:
''Geçen yıllarda Çorum'da bir hakim, eşinden anlaşmalı boşanarak aynı evde yaşadığı ve ölen anne babasının maaşını aldığı belirlenen her iki eşe 4 yıl hapis, 12 bin lira para cezası verdi. Tokat'ta da buna benzer emsal teşkil eden davada ceza uygulandı. Bugüne kadar Zonguldak'ta bu yolla haksız kazanç elde edenler aldıkları maaşla devleti yaklaşık 50 milyon milyon lira zarara uğrattı.''
(anadolu ajansı)
valla çok çoki yi yapmışlar okadar çokki bu durumda olan insanlar
nasıl yani ya yani 2008 den sonra herşey ters yüzmü oldu
Merhabalar acaba bu şekilde haksız kazanç elde edenlerı nereye nasıl sıkayet edıcez bılgısı olan paylassın lutfen
SLM
Elbette kadın boşandıktan sonra istediği gibi yaşayabilir ancak bu boşanmada ard niyet yoksa maaş almıyorsa mal kaçırmıyorsa kamudan bizim vergilerimizden geçinmiyorsa istediği ile yaşayabilir ancak işin ucunda emekçinin dar gelirlinin yoksulun vergileri hakkı varsa bu hakka tecavüz ediliyorsa bu söylemler suçu suçluyu övemektir olağanlıştırmaktır ben suçu işleyenleride onaylayamam kişileri bu suça teşvik eden sislemide, bu durum benimde bir yakınımın başında bu durumu onaylamadığım gibi ceza alacakları içinde üzülüyorum.
burada cezai sonuç doğuran işlem anlaşmalı olarak boşanılması değil,nitelikli dolandırıcılık cezalandırılıyor.lütfen buna dikkat edelim
Öncelikle herkese selamlar, saygılar diliyorum.
Amacım, uzun süredir üzerinde yorum yapılmamış olan bu konuyu, tabir yerindeyse, "hortlatmak" değil ama kafama takılan iki soruyu sizle paylaşmak istiyorum izninizle:
Birinci sorum:
Peki, benzer durumların (yani maaş alabilmek için anlaşmalı boşanmaların) tespti nasıl gerçekleşiyor? Kanıt olarak ne sunuluyor?
Mesela, bahsi geçen suçlamayla karşı karşıya kalan kişinin (kadın), sair nedenlerle boşandığı eski eşinin kiracı olarak oturduğu evin kira sözleşmesi eşinin (erkeğin) üzerine ve o eve kayıtlı, kadının üzerine tek bir fatura yok. Kadın, evli ve ayrı bir evde oturan oğlunun/kızının evinde ve bazen de kardeşlerinin, yakın eski aile dostlarının evinde konaklıyor; yani kalıcı bir ikameti de yok. Ama ikamet adresi olarak eski adres, yani (boşandığı eşinin oturduğu adres) görünüyor. Bahsi geçen suçlamaya maruz kalacağını düşünemeyen kadın, ikametini önceden başka bir adrese aldırmamış. Dahası, geçim sıkıntısı yaşayan kadın, gıda-giyecek vb. yardım alabilmek için, bahsi geçen suçlamanın yapılmasından önceki bir tarihte yaptığı başvurularda eski eşinin adresini kullanıyor.
Yukarıda ayrıntıyı biraz fazla tuttuysam affola; son olarak, sorumu şöyle noktalamak istiyorum:
Yukarıdaki örnekte, kadın, ilgili kurumun resmi personel tarafından aranıyor ve suçlamayla ilk defa bu şekilde karşılaşıyor; henüz ortada bir tebligat veya açılmış bir dava yok.
İkinci sorum:
Kadın, bu durumda, masumiyetini nasıl ispatlar? Dava açılmadan önce yapabileceği nedir? İstemediği halde, sırf suçalamadan kurtulmak için (ve tabiiki maaşın kesilmesi için) kocasıyla tekrar evlenmesi dava açılmasını önleyebilir mi? Bu öneri açıkçası bana tuhaf geldi, "bile bile lades", hem de "haksız yere lades" olmaz mı -yani, bir nevi, suçlamayı kabul, itiraf niteliğinde görülmez mi sizce?
Değerli yorumlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum.
Saygılarımla...
----------------
İletim yayınlandıktan birkaç dakika sonra gelen not: İletimin başlığında yer alan "Cool" gülen ifadesini, iletiyi hazırlarken ilgili menüden yanlışlıkla seçtim. Bu forumdaki ilk iletim olması ve konunun ciddiyetine uygun olmadığını düşünmem nedeniyle bu notu düşmek istedim. (07 Mayıs 2012, sa. 23:32)
Sn Ozaydın;
İncelemeleri yapan SGK denetmenleri konuyu kimlik paylaşım sisteminde girip ikamete göre değerlendirip sonuçlandırmıyor. Tabii ki o da bir done ama kesinlikle ilk örneğinizde verdiğiniz şekilde rapor tanzim edilmez. Çünkü dava aşamasında mahkeme ilgili denetim görevlisini de duruşmaya davet etmekte, somut verileri bizzat sormaktadır.
Yapılan denetimler 2 ay kadar sürede sonuçlandırılmak üzere ilgili birimlere gönderilir ve denetim görevlisi bu süre içerisinde SGK'nın yayımlamış olduğu bu konuyla ilgili genelgede belirtilen 24 maddeden oluşan inceleme basamaklarına göre tespitlerini yapar. Ancak orada belirtilen tespit hükümlerine bile gerek kalmadan 10 denetimden 5-7 sinde eşler bizzat aynı evde tespit yapılır.
Bu çerçevede şu kadarını belirtmem gerekir ki, yapılan tespitlerin %99'u doğrudur. bunun en büyük ispatı da aylıkları kesilen kişilerden ancak % 5-10'u mahkeme yoluna gitmesidir. (bu benim tahminim). Haksız olan insan zaten mehkeme sürecine gidip dava açmaktan da çekinmektedir.