Doğru ve adınada adalet diyorlar.Kadın çalışabilecekken kendine bakabilecekken otursun paşapaşa.Adamda çalışsın hem kendine baksın hemde hazır yiyicilere.Çocuk varsa, arada yaşanmışlık varsa ve verilen bir emek varsa ona lafım yok.
Printable View
Ben kendimi şanslı görüyorum ki hakim tedbir nafakası demiş.ya yoksulluk nafakası olsaydı.Hakimler karşısındaki insanın haklı haksız olduğunu anlıyor darısı diğer haklı yere hak arayan insanlara.Sadece bir sorum olacak.tedbir nafakası borcumdan dolayı icraya vermişlerdi bu borcu arabayı kendisine vererek ödemek istiyorum kendiside kabul etti ve temyize gitmeyeceğiz her ikimizde böyle olursa .Arabayı veripte karar kesinleştikten sonra tekrar alacak davası açabilirlermi mal rejimine dayalı gerçi hakim onunda reddine karar verdi ama onun avukatı dediki:ileriki zamanlarda dava açma hakkımız saklı kalmak üzere şimdilik taşınmaz taşınır mallardan atiye ediyoruz herhalde çekiliyoruz anlamında
erkek işi olmasa da, hiçbir geliri olmasa, bir dilim ekmeğe de muhtaç olsa, nafaka ödemekle yükümlü tutuluyor (en azından dava bitene kadar tedbir nafakasıyla)...mantıki açıklaması olarak, nikahlı eşidir, bakmakla görevlidir deniliyor...
Kadının eli ayağı tutuyor, yaşı genç , çalışsa çalışır, bırakın çalışmayı ailesinin maddi durumu iyi, onların yanında kalıyor, kirası yok, elektrik su parası yok ihtiyacı yok denmiyor,
öyle dosyalar biliyorum, adam iş arıyor iş bulamıyor, hakkaten geliri yok, nafakayı ödeyemediği için eşinin şikayeti üzerine 3 ay hapis yatıyor...
takdirini okuyanlara bırakıyorum, uygulama bu şekilde,
Evet daha sonrada kadın erkek eşittir deniyor ve b.unu toplumdada uygulamamızı istiyorlar.Herkesin anası bacısı var ve dediğim gibi bir emek varsa ve kusur gerçektende erkekteyse, işin içinde aymazlık veboşvercilik varsa cezasını çeksin erkek. Avukatlığında bir şerefi vardır. düşünün avukat tutuyorsunuz ve o gidiyor sizin haberiniz yokken karşı tarafla sizle konuştuğu özel şeyleri paylaşıyor ve haberiniz yokken gidip karşı tarafla dünür oluyorlar ve siz mahkemenin sonunda kaybediyorsunuz. Bunuda mahkeme kesinleşince karşı taraftan duyuyorsunuz.
Diğer avukatınız para zamanı sizi sırtında taşıyor ve haberiniz sonradan olacak şekilde sizin mahkeminize bile girmediğini öğreniyorsunuz.O masasında gerinerek otururken karşı tarafın avukatı temyize yolladığınız dosyanızın arkasından destanlar yazarak ek dilekçe şeklinde yargıtaya yolluyor ve temyiz reddolunan davayla alakasız bir şekilde sizin aleyhinize geliyor ve bundan sizin haberiniz oluyorda avukatınızın haberi olmuyor.Mesleklerinde onuru şerefi vardır ve bu gibi insanlar sinzin gibi ve bu gibi şerefli meslekleri kirletiyorlar ve bizmlerde mağdur olmuş bir şekilde oraya buraya koşuşup duruyoruz ama elde var sıfır
erkeğin boşanmada kusuru olsa dahi eli ayağı tutan beygir gibi kadına nafaka vermekte yükümlü olması veya çalışan kadına erkeğin maaşının kadından yüksek olmasından dolayı nafaka vermesi tamamen adaletsizliğin taniskası diye düşünüyorum zaten erkeğin kusuru varsa tazminat ödüyo nafakanın yukarıda bahsettiğim şekilde bulunan kadınlara bağlanması hemde ömür boyunca bağlanması tamamen erkeklere yapılan hakaret niteliği taşıdığını düşünüyorum
Sizin burada tanımladığınız "beygir gibi kadın" lafı kadınlara hakaret değilmi? Vaktiyle sevdiğiniz, koynunuza aldığınız, belkide çocuklarınızın anası olan kişi iş nafaka vermeye gelince birden "beygir" sınıfına mı giriyor?
Sizin gibi kadını beygir gibi gören zihniyete sahip erkekler bence daha fazlasını hak ediyor. Bu zihniyetinizi değiştirmeden bir daha evlenip sakın bir kadının hayatını mahvetmeyin bence...
(Adaletin taniskası değil, daniskası denir bilginize.)
Vallahi tüm sosyal ilişkilerde işler iyiyken 'canım cicim bir tanem'lerin işler ters gitmeye başlayınca hızlıca nasıl da 'öküz adam, hayvan herif, eşşek karı' gibi hakaretvari söylemlere dönüştüğünü hep basından, iş çevremizden, konu komşulardan görüyoruz da, 'beygir kadın' benzetmesini hayatımda ilk kez okuyorum.
Aslında kişisel kalite insanın iyi zamanlarında değil de, kötü zamanlarında daha belirginleşiyor diye düşünüyorum. Boşanma sürecinde veya sonrasında da birbirine sıfatsız sadece 'falan hanım, filan bey' diye hitap edebilen insanlar kalite düzeylerinide gösteriyorlar bir şekilde..
Beyefendinin zevkinide sorgulamak haddimize değil, kimi çiçek sever kimi beygir.. :)
Yazılarınızdan ne denli acı çektiğinizi anlıyabiliyorum ama hayatınıza giren kişinin yanlışlarını tüm bir ülke kadınına genelleme yaparak yansıtma hakkını bu acılar size vermez.
Nasıl ki burada acı dolu evlilik tecrübesi yaşayan herhangi bir dul hanımın 'zalim, kaba ve anlayışsız Türk erkekleri' gibi bir ifade kullanma hakkı da yoksa, sizinde bu şekilde yok.
Saygılarımla,