-
Duygu Hanım,
Aslında bu soruyu oluştururken özellikle biyolojik anne yada babanın yanıtlayıcı olacağı şekilde düzenledim. İlk etapta amaç dürüst olunmasını sağlamakmış gibi görünsede amcım o değil. Hayır diye yanıt verenlerin etik olarak neden uygun bulmadığını tam olarak anlamak istiyorum. Nedense ben bu noktadaki etik sorunu algılayamıyorum.. Sorun tanımadığı bir insanın çocuğunun biyolojik anne yada babası olması mı? Laboratuvar koşullarında iğneler vb araçlarla gerçekleştirilen bu işlemin yinede zina gibi algılanması mı? Lütfen etik olarak neden karşı gelindiğini bana biri açıklasın.
-
Fulya Hanım; şu sizce naturel bir seçim midir? Seçilecek anne yada babaya ait bilgilerin bir dosya halinde sunulması durumu.
Bir odada olduğumu ve onumde kı dosyalardan anne veya baba niteliklerini seçtiğimi fiziksel uygunluk aradığımı, zeka vb kriterlerde seçim yapmak zorunda olduğumu düşünüyorumda.
Bir de eş ile yaşanılacak fikir ayrılıkları var tabi. O başka bir adayı onaylar yada uygun bulurken benim başka bir adayı beğenmem..
Bu kısmı etik değil işte. Ve yine müşterek seçilmemiş ama bir eşin diğerine baskın gelmnesi sonucu yapılan seçimden olan cocukta ilerideki zamanlarda ortaya çıkması muhtemel fiziksel yada mental bir rahatsızlıkta taraflar önce birbirini suçlayacaklarıdr diye düşünüyorum. Hakikaten zor ve sindirilmesi gereken bir durum.
-
Sayın Fulya1212,
Nerden bulursun böyle soruyu bilmem ki?Duygu Hanımın dediği gibi sizi cezalandırmak lazım.Bence bu soruya evet demek hem etik olarak hemde psikososyal açıdan çok büyük bir yanlışlık olur.Birde hukuk açıdanda çok sıkıntılar oluşturur.Öncelikle illa da çoçuk sahibi olmak mı lazım.Elbette olursa çok iyi olur.Ama olmadı diye anne ve babanın genlerini taşıyarak ailenin bir parçası olacak çocuk yerine ikisinden birinin ve üçüncü bir kişinin genini taşıyan çocuğa kendi genini taşımayan eş hangi psikolojiyle yaklaşacak.Aile içi eşitlik durumunada aykırı.Birisi öz evladını sverek evlat sevme duygusunu tatmin ederken diğeri iğreti bir veled gibi görmezmi?En iyisi böyle bir durumda evlatlık edinerek eşlerden her ikisine de eşit uzaklık veya yakınlıkta bir çocuk sahibi olmakve böylece sevgide de eşitlik sağlamak.Hukuki açıdan da mirasçılık durumu çok karşık bir hal almazmı?
Saygılarımla...
-
Evlat edinmede de durum farklı değil ama... Belli bir yaş aralığına ve cinsiyete karar veriyorsunuz. Karşınıza farklı seçenekler çıkıyor. Yani birinde çocuğu birinde biyolojik ebeveyni seçiyorsunuz.
Üstelik böyle bir seçimde çok iyi bir ölçütünüz var. Seçenekler arasından eşinize en benzeyen kişi.
Fiziksel ve mental rahatsızlıklar konusuna gelince. Sadece sağlıklı çocukları evlat ediniriz ancak kendi çocuğumuzu her koşulda kabul ederiz. evlat seçimine göre yine etik gibi ...
Sonra bir de şu var. Sağlıklısın ve eşinden kaynaklanan bir sorunla çocuk sahibi olmuyorsun. Bu eşi ne kadar etkiler hiç düşündünüz mü? Her zaman boynu eğik kalacaktır. Evlat edinme durumunda bile. Çünkü siz ona olan sevginizden dolayı öz çocuk sahibi olma, genetik mirasını aktarma gibi bir haktan vazgeçiyorsunuz. Bir anlamda ölümsüzlükten vazgeçiyorsunuz. Bu baskının onu ve ilişkinizi nasıl etkileyeceğini düşündünüz mü? Üstelik bu fedakarlığınız nedeniyle bilinçsiz bir şekilde bile olsa evlilikte bunun bedelini ödetme yoluna gitme olasılığınızda var.
-
Fulya Hanım ; anketinize ilk cevap verdiğimde de soylediğim bir şey var. Peşinen hayır yada kararsızım diyoruz ama boyle bır durum arefesınde yaşamın o gunkü dengeleri belirleyici olacaktır. Bu durum karşılaşılmadan once davarnışın tahmin edilebileceğini düşünmüyorum. Nihayetınde bu bir sağlık sorunu olsada aynı zamanda bir tür krizdir. Tarafların uzunca düşünüp alması gereken bir karar. Ve oldukça da zor bir karar.
Tabi bir gebeliğin bir kadın için cok önemli olduğu gerçeğide var. Rahım ağzı kanseri riskini büyük oranda azaltması gibi...
Zor Zor :D;)
Kafamızı karıştırmayın yaaa.:)
-
Rahim ağzı kanserine, emzirme durumunda meme kanseri, erken menopozun ve buna bağlı olarak kemik erimesi, kalp krizi riskinin azalması gibi diğerlerinide eklemek lazım tabii.
Olayın birde toplumsal kabul açısından irdelenmesi lazım. Çocuksuz çiftler toplumda pek kabul görmez biliyorsunuz. Çünkü evlilik kurumunun toplumsal amacıdır çocuk. Daha bir yıl geçmeden manalı sorular başlar o nedenle. Nedense kısırlık bir ayıptır. Özellikle sorun erkekte ise. ve evlat edinme bu ayıbı kapatmaz. (bana göre ayıp değil. genel yargılardan söz ediyorum)
Eğer sperm veya yumurta nakli seçilirse bu iki kişi arasında bir sır olarak kalabilir. Bu nedenle çocuk akrabalar ve yakın çevre tarafından daha kolay kabul edilir. ( Evlat edinmeyi düşünen bir dostuma mirasın, hemde tamamen kendi kazancı olan mirasının neden bir yabancıya gitmesine izin verdiğini sormuştu öz kardeşi kendi çocukları dururken)Doğum öncesi başlayan ve doğum sonrası devam eden ritüelleri yaşamak ebeveyn-cocuk ilişkisinin sağlıklı kurulmasını biyolojik olmayan ebeveyn içinde kolaylaştırır.
-
Sayın Commodore,
Ebeveyn kabusu açısından bakarsak ebeveynlerden biri biyolojik ebeveynse biyolojik anne veya babanın çocuğu sizden alma şansı evlat edinme durumuna göre ne kadar düşük farkındamısınız?
Üstelik kadın açısından bakarsak 9 ay karnınızda büyüttüğünü ve doğurmak gibi bir sıkıntıya katlandığınız bebeği yüzünü bile görmemiş olsanız da arayıp bulursunuz. Ama sizde kalsa 24 saat içinde biyolojik bir atık haline gelmiş olacak bir hücrenin peşinde gerçekten ne kadar gidersiniz? Üstelik ortalama bir doğurganlık sürecinde yaklaşık 600 tanesine daha sahip olduğunuz düşünüldüğünde. Biyolojik baba açısından düşünürseniz hesap bile yapılamaz. üstelik bir verici kimbilir kaç bebeğin ebeveyni olacak bunların hepsini almak istemesi için deli olması lazım.
-
Fulya Hanım sorunuzun cevabını kendi adıma vereyim, ben hayır oyu kullandım ve bu oyu kullanırken, etik yönünden ziyade vicdani ve sosyolojik yönünü düşündüm. Evlat edinmek benim nazarımda daha yararlı ve daha mantıklı. Çocuk sahibi olamayan çiftleri ve evlat edinilmeyi bekleyen kimsesiz çocuk sayısını düşünürseniz, evlat edinme prosedürünün kolaylaştırılması ve evlat edinmenin teşvik edilmesiyle her iki sayı da azalacaktır ki bu da hem maddi hem de manevi anlamda ülkemize katkı sağlayacaktır. Çocuk Esirgeme Kurumlarında yetişen (aslında yetişemeyen) çocuklarımızın topluma kazandırılması gerekmektedir. Bu nedenle sırf 9 ay karnında taşımak ve bizzat doğurmak güdüsü bana bencillik gibi geliyor. Anne olmanın karnında taşımakla, doğurmakla ölçülebileceğini düşünmüyorum. Nice anneler var ki çocuklarını 9 ay taşıyıp, doğumundan sonra sokağa atan, dayak ve işkence uygulayan, sahipsiz bırakan, ya da bakamayan ve nice anneler var ki biyolojik anne olmadıkları halde bir annenin evladına verebileceği hiçbirşeyi esirgemeyen... Gerçek bir anne olmak için biyolojik anne olmak şart değil kanaatimce, anne olmadığım için bu duyguyu belki de anlayamıyorum ancak böyle bir durumda sanıyorum evlat edinmeyi tercih ederim.
-
Bu soruyu cevaplarken hiç zorlanmadım. Cevabım kısa ve son derece basit. Hayır asla olmaz.
-
Sayın Yüksel,
Vicdani ve sosyolojik yönden daha akılcı olduğunu kabul ediyorum evlat edinmenin. O zaman neden sağlıklı çiftler bu seçeneğe yönelmiyor?
İnfertilite sorunu yaşayan çiftlere önemli olan biyolojik ebeveynlik değil diyoruzda neden yeni çifte öncelikle bu yolu önermiyoruz?
Kendi adıma sizinkine benzer sözleri çocuk sahibi olamayan arkadaşıma söylerken kendim için bu seçeneği hiç düşünmedim. Nitekim O da madem aynı şey neden kendin bir çocuk için 9 ay zahmete katlandın da evlat edinmedin diye sormuştu...