Evi terk ve terk eden eşin ailesi tarafından tehdit

Merhaba, evli olduğum hanımefendi 5 gün önce yklaşık 2 saat mesafede olan il merkezinde iş bulduğunu söyledi. Ben günlük 4 saatin yolda geçeceğini ve evlilik birliğinin bozulacağını söylediğimde ısrar ile başlamak istediğini söyledi. Bugün iş görüşmesine gideceğini söylediğimde illaki gideceğini babasının da çalışmasını istediğini belirtti. BEn birdaha çalışmasını istemediğimi sebepleri ile belirttiğimde ise kendisinin karar vereceğini belirtip evi terketti. Özellikle belirtiyorum ki yüksek eğitimli ve mantıklı birisiyim. Olay sırasında bırakın şideti dokunma bile olmamıştır. Evden çıkıp gittikten sonra babasını arayarak evli olduğum hanım efendiyi mantıklı davranıp evine dönmesi için konuştum. Kendisi iş görüşmesine gittikten sonra eve döneceğini belirtmesine rağmen şu saate kadar eve dönmediği gibi kendi babasına şiddet uyguladığımı ve hakaret ettiğimi söylemiş. Tabiki böyle bir eylem olmadığı için darp raporunun da olmadığını biliyorum. Kendi ailem hanımefendinin ailesi ile arabulucuk yapmak için babasıyla konuştuğunda ise "kendisinin beni öldüreceğini, mahvedeceğini" söylemiş. İşin aslı ise bunu yapabilecek karakterde birisi olması.

Özetlemek gerekirse
1) idealindeki iş için evi terk eden kadın.
2) asılsız ithamlar.
3) Kadının ailesi tarafından aslı olacak nitelikte ölümle tehdit.

Siz dostlardan yardım bekliyorum. Ben ne yapmalıyım?

İspat edilebilir bir şekilde eve dön çağrısı yapmanız gerek zannedersem ilk aşamada.
Ama bunun şekil şartları hakkında en ufak bir fikrim yok. Forumda / internette bu konuyla ilgili bir şeyler bulabilirsiniz.
Zira burada bu geri dön çağrısını yapmadığı için hak kaybına uğrandığını okudum birkaç sefer.

Noterden İhtar Çek, Sonrada Boşanma Davasi Açarsın

Merhabalar arkadaşlar dön çağrısını önermişler doğrudur noterden yapacağınız ihtar işinize yarar ancak dön çağrısı sonrası tüm yaşanmış olayları affediyorum demiş de oluyorsunuz, tarafınıza atılan iftiralarda yapılan sözlü saldırı da buna dahil olabilir bu şekilde bir hareketle ilerde kullana bileceğiniz argumanları ortadan kaldırmış olabilirsiniz.Bundan sonrası için yaşacaklarınızı iyice düşünüp bir karar almanız gerekmekte ve buna göre adımlar atmanızı öneririm yuvanızı kurtarmak adına atacağınız her türlü iyi niyet adımını size karşı kullanmalarına izin vermeyin.Sözlerim kesinlikle yanlış anlaşılmasın asla bir yuvanın yıkılmasını hele de böylesi basit bir konu yüzünden kimse istemez, ancak kanunların kendilerine tanıdığı hakları çevresindekilerinde etkisiyle kötüye kullanan kadın sayısı giderek artmakta.Tavsiyem kayınpederinizin tehdidi hakkında savcılığa başvurun elinizde bulunsun sonuç çıkması çok önemli değil karşı tarafa mesaj vermiş olursunuz, uzlaşma isteğinizi ve diğer her türlü görüşmelerinizi bu saatten sonra tek başınıza asla yapmayın yanınızda mutlaka şahit olabilecek birileri bulunsun ki daha başka iftiralara kurban gitmeyin.Umarım iş tatlıya bağlanır ve eşiniz evinize geri döner ancak bu gerçekleşmez ise hak kaybına uğramamanız için bir avukatla görüşüp ona göre adım atmanızda fayda var zira karşı tarafın böylesi bir tehdidinin arkasından açılacak bir boşanma davası hayatınızın seyrini hiç düşünemiyeceğiniz kadar değiştirir, her ne kadar kanunlar karşısında kadın-erkek eşittir densede ben ve benim gibi binlerce erkek mağdur bu eşitliği henüz göremedi.Malesef haklı yada haksız kadına karşı pozitif ayrımcılık hat safhada , kadın gerçekten mağdur oldu ise pozitif ayrımcılığı ve daha fazlasını sonuna kadar destekliyorum ama sadece kadın olduğu için haketmediği halde diğer bir çok konuda kendilerine hak tanınması velayet, nafaka ve diğer bir çok hususda onların mağdur olduğunu düşünüp onlar lehine kararlar verilmesi gibi nedenlerden dolayı işin adli boyutu sizi şimdikinden daha çok üzüp yıpratacak.Kısaca mağdur olmamak adına sizi iyice dinleyecek ve davanıza inanan bir avukat bulup süreci böyle yürütün.Umarım her şey gönlünüzce olur.

Saygılarımla.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Evlenecek ya da boşanma ile ilgili işlem başlatacak arkadaşlara ders olması için buradan başımdan geçenleri yazacağım. LÜTFEN SONUNA KADAR SABIRLA OKUYUN. O melekler evlenince ne hale geliyor görün.

Öncelikle evlendiğim insan gazeteci hemde zamanında adliye muhabirliği yapmış. Hani yeni duymaya başladığım "erkekler 3-0 başlar" cümlesi gerçekten doğruymuş. Sabah saat 10:00 gibi bir avukata danıştım. Yukarıda yazdıklarımı anlattım. Özetlemek gerekirse; evi iş için terkettiğini kanıtlamam gerektiğini, babasının ailem aracılığı ile beni tehdit etmesinin aslı astarının olmadığını ve içimi rahat tutmam gerektiğini, sabırla kendisinin mahkeme açmasını beklememi belirtti.


Her ne kadar acı olsa da ben çok severek evlendim. Ailemi bir kenara itip tek başıma düğün masrafları da dahil olmak üzere ödedim. Kendisi kendi giyecekleri(daha önce kulandığı), babasının evinin birinci katında barındırdığı 2. el haraplaşmaya yaklaşmış koltukları, bir adet elektrikli mini fırın, bir adet mutfak robotu, çalışmayan 17 ekran televiyon ve nihayetinde bardak tabak çatal kaşık getirmiştir. Bunun dışında bu yazıyı yazdığım bilgisayardan, halı kilim'e kadar benim evlilik öncesinden edindiğim mallardır. Aklınızdan "Nasıl yani çeyizi yokmuydu?" dediğinizi duyar gibiyim. Evet benimde aklıma geldi ve kendisinin daha önce evlenip evlenmediğini sorduğumda "Benim ne evlilik ne de cinsel hayatımda kimse olmadı, bu nasıl sorudur" cevabını aldım.

Nispeten canınız sıkılmaya ve monotonlaşmaya başladığını düşünüyorsanız asıl bombalar şimdi başlıyor. Eşim ile ilk tanıştığım zamanlar da kendisinin "ebedi aşkı aradığını", "benden önce hiç uzun süreli ilişkisinin olmadığını, yani kendisini ebedi aşkına sakladığını", "Ailesinin tutucu olduğunu, yani boşanmanın gerçekleşmiyeceğini" hatta babasının ağzından "bak kızımı veriyorum ama bizde boşanma yoktur, bu evden çıktı mı ancak cenazesi gelir" dediğini duydum. Ne hoş sözler değil mi? Kendinizi erkekliğin engin gururunda hissediyorsunuz. BEnde böyle bir kızın herşeye layık olduğunu düşünerek tanıştığımızın 1. ayında nişanlandım. İzmir'in bir ilçesindeki kurulu düzenimi bozup, kuşadasında bir iş buldum. Evlilik hazırlıklarına başladım. Tam evlilik için kan verdiğimiz günün sonrasında iş yerinin batak bir iş yeri olduğunu ve çalışanlarına ne sigorta yaptığını ne de maaş verdiğini öğrendim. Hatta piyasayı dolandırdığını öğrendim. Hayliyle hemen başka bir iş aramaya koyuldum. Ve buldum da . Fakat Maliye master eğitim düzeyinde bir elemanı şarap şişesi taşıtacak bir iş yeri olduğunu, aylık 750 TL maaş ile 370 TL kira veremeyeceğimi gördükten ve eşimin iş bulamadığını gördükten sonra utana sıkıla ailemi arayıp Bizimö İzmir'in bir ilçesinde olan evlerinde ikamet etmek zorunda olduğumuzu kira ya yetişemeyeceğimi söyledim. Onlarda evlerinde kalmamı kabul ettiler. Bende bir işyeri ile konuştum ve görüşmeye çağırıldım. Bu arda sıfırladığım kredi kartı borcu tavan yaptı. Ödeyemediğim telefon faturası icra işlemi başlatıldı. Ailemi arayıp yetişemediğimi söyledim. Özellikle belirteyim görüşmeye çağırıldığım işyeri taşındığımız ilçede. Fakat işe alacak yetkili patron ile görüşünce olumsuz karar verdiler. 3 hafta kadar işsiz dolaştım. Ama evime hep ekmek getirdim, giyecek de dahil olmak üzere tüm masraflarını eksiksiz karşıladım. 3. hafta sonunda işyerinden yeniden arandım. Saha şefi ve denetmen olarak başladığım sırada kendisine "hayatım, ailemden gelirimiz var. benim maaşım da var. senin İzmir içinde iş aramana gerek yok. Git gel gününün en az 3 saati yolda geçecek. Gel bu ilçede düzgün bir iş çıkıncaya kadar evde kal. Hem kafanı dinler hemde beraber daha fazla zaman geçirmiş oluruz " dedim. Kendisi kabul etti. Fakat işe başladığımın 2. haftasında İzmir'de Skytürk adlı kanal için çıkan bir ilana başvurduğunu ve hemen görüşmeye çağırıldığını öğrendim. Saat 06:40 tan önce evden çıkacak ve saat 20:00 ile 21:00 sıralarında evde olacaktı. Yorgun olacaktı ve evliliğimi sarsılmaya başlayacaktı. Byu işi istemediğimi ama görüşmetye çağırılmanın bir söz vermek olduğunu, kabul etmeyecek olması şartı ile iş görüşmesine benim götüreceğimi söyledim. Görüşmeye gideceği günden önceki güne kadar herhangi bir sorun yoktu. Hatta o gece birbirimize sarılarak aşk sözcükleri sarfedip film izlemiştik. Sabahleyin kayınvalidemin telefonu ile uyandım. Eşim telefonu açıp tamam anladım sopnra konuşuruz diye geçiştirdiğini anladım. Hemde yakalanma korkusu ile eli ayağının dolaştıüğını da farketmiştim. Annnesinin neden aradığını sorduğumda bana "kötü rüya görmüş ondan aradığını" söyledi. 10-15 dakika sonra "iş için aradı değilmi?" diye sordum. Evet dedi. Benim işi istemediğimi bilip bilmediklerini sorduğumda ise "bilmiyorlar" cevabını aldım. "Arayıp söyleyeyim mi?" dediğinde ise "söyle" dedim. BAbasıyla konuştu ve babası beni telefona istedi. Sebeplerini anlatırken yani daha konuşuyorken "Ben çalışmaya karar vereceğim" diyerek evden çıkıp gitti. Babasını yeniden aradım. Kızının evi terkettiğini ve kızının evine dönmesi gerektiğini yanlış yaptığını söyledim. Bana iş "görüşmesine gitsin evine dönecek" dedi.


Akşam saat 20:00 da kimse eve dönmeyince ailesinin evini aradım. Ailesinin evine dönmüştü. Bu arada düşünmekten delirmek üzereyken ailecek görüştüğümüz çocukluk arkadaşıma telefon açıp konuşalım kötüyüm dedim. Onun da eşini arayıp onu 3 gün önce gırtlağını sıktığımı ama iş için evi terkettiğini söylemiş. Ailem aradığında da aynı şeyi söylemiş. Duyduğumda kulaklarıma inanamadım. GÖzümden bile sakındığım uğruna sıkıntıdan sıkıntıya girdiğim eşim benim sırtıma bıçak üstüne bıçak saplamaya başlamıştı. Evet yalan üzerine yalan söylüyordu ve Anneme ve arkadaşımın eşine söylediği yalanlar birbiri ile örtüşmüyordu. Düşünmekten başım hiç hissetmediğim kadar dehşet ağrıyor ve kusmaya başlamıştım. Bu arada babası beni ölümle tehdit etmişti. Sen benim oğlumsun senden tek kızıma iyi bak diyen adam etrafa tehditler savuruyordu. Hatta Arkadaşımın eşine, benim eşim babamı tutmasaydı oraya gelecek onu öldürecek diyordu. Arkadaşlarım evime geldiler ve teskin etmeye çalıştılar. Özür dilememi istiyorlardı ama özür dileyecek hata bulamıyordum. evden çekip giderkenki bakışları gözümün önüne geldiğinde ise herşey şekillenmeye başlamıştı.

Çeyizi yoktu.
Benden önce bir ilişkisi olmuştu.
Ebedi aşığım olacak insan daha iyi imkana kavuşacağı anda beni terk etmiş, boşanmak istiyordu.

Özellikle belirtmeliyim, daha önce ilişkisinin olup olmaması benim için önemli değildi. Benimde başımdan birçok ilişki geçti. Ben bağlılık ve sadakat istiyordum. Bağlılık ve sadakati de bulmuştum. Hemde en alasını. Ailemin istemem sebebi ise benden 4 yaş büyük olması ve doğulu olmasıydı. Ben sevdiğimi ve beni çok sevdiklerini defalarca belirtmeme rağmen ailem ikna olmadı. Annem "Seni öldürürler", "O kız dehşet dik başlı ve herşeyi yapabilecek karakterde. Mahvolacaksın" diyordu. Şimdi düşündüğümde haklılarmış. Bu olan olaylarda hiçbir suçum olmamasına rağmen en azından bir topuğumun parçalacağını ya da öleceğimi biliyorum. Bu kadar olan olaydan sonra gayet olağan geliyor. Yaparlar diyorum.

EVukatımla görüştüm ve ben istemedikçe eşyasını alamayacağını, ancak mahkemece mal bölüşümü keşfi verildiğinde eşyalarını alabileceğini onu da bu benim değil dersem olabileceğini söyledi. Eve çağırmaya gerek yokmuş. Zaten 4 ay sonra 2 aylık zaman süresince çağırabiliyormuşum. Onuda da 2 gün evde kalıp gitse yine 4 ay beklenilecek ve yine aynısı olacak. Yanlız kendi kazdığı kuyuya düşmüştü. Etrafı alevlendirmek için yaptığı yaygarada evi iş için terkettiğini söylemesi, 3 gün önce darp ettiğimi söylemesi herşeyi ortaya çıkardı. Bir gazetecei o radded şiddet görecek ve evde duracaktı. Evin anahtarı kendisinde 3 gün içinde pazar alışverişi yapmış ve eve gelmişti. Özellikle de belirteyim boynunda hiçbir iz yok. Birbirlerine deli gibi aşık iki sevgiliyiz diyordu, evlendik ama karı koca değiliz.

Neyse dostlar şu an şoktayım ve anılar ve hayal kırılıkları dikkatimi toplamama engel oluyor. Şuan bir avukatım var başta da belirttiğim gibi İhtiyacı olabilecek arkadaşlara yardımcı olması için ben gelişmeleri buıradan yazacağım. Başınızı ağrıttığım için özür dilerim.

kardeş geçmiş olsun bizim hanımefendini aileside bizi darp etip evi terketti bana bir sürü tehtitler savurdular bende gittim savcılıga sikayette oldum.bikere avlayan iısırmaz .aslında hıç ugraşmıyacaksın.bekle o zaten sana boşanma davası açmıştır.birsürü yalanlarla bu tip insanlar hırsız insanlar.adalet bu tip insanlara göz yumuyor 6 -7 ay evli kalıp boşanıyorlar.sonra senin kanını emiyorlar.nafakaymış tazminatmıs bu tip insanların allah bildigi gibi yapsın.beklemeni tavsiye ederim.

Yanlış hatuna toslamışsın sayın arkadaşım.. Kaç aylık evli olduğunu merak ettim şimdi. Senin için en güzel ve en hayırlı yol bu evliliği bitirmek olacaktır.. Yediğin kazıklarda sana eşinden hatıra kalır artık..
İllaki evlenmek istiyorsan, bırak ailen sana bayan bulsun.. Severek evlendiğin insanın ağırlığı ailenin bulduğundan katbe kat ağır olur taşıyamazsın.. Evlilikteki bazı eşitliği savunanlar, eşinin istediği gibi at koşturmasına, çalışmanı istemiyorum kelimesinin yüzüne tokat olmasına, ailenin direğinin odun haline dönüşmesine hiçbir şekilde engel olamazlar malesefki..

Alıntı:

---

izmirdenesinti rumuzlu üyeden alıntı

Merhaba, evli olduğum hanımefendi 5 gün önce yklaşık 2 saat mesafede olan il merkezinde iş bulduğunu söyledi. Ben günlük 4 saatin yolda geçeceğini ve evlilik birliğinin bozulacağını söylediğimde ısrar ile başlamak istediğini söyledi. Bugün iş görüşmesine gideceğini söylediğimde illaki gideceğini babasının da çalışmasını istediğini belirtti. BEn birdaha çalışmasını istemediğimi sebepleri ile belirttiğimde ise kendisinin karar vereceğini belirtip evi terketti. Özellikle belirtiyorum ki yüksek eğitimli ve mantıklı birisiyim. Olay sırasında bırakın şideti dokunma bile olmamıştır. Evden çıkıp gittikten sonra babasını arayarak evli olduğum hanım efendiyi mantıklı davranıp evine dönmesi için konuştum. Kendisi iş görüşmesine gittikten sonra eve döneceğini belirtmesine rağmen şu saate kadar eve dönmediği gibi kendi babasına şiddet uyguladığımı ve hakaret ettiğimi söylemiş. Tabiki böyle bir eylem olmadığı için darp raporunun da olmadığını biliyorum. Kendi ailem hanımefendinin ailesi ile arabulucuk yapmak için babasıyla konuştuğunda ise "kendisinin beni öldüreceğini, mahvedeceğini" söylemiş. İşin aslı ise bunu yapabilecek karakterde birisi olması.

Özetlemek gerekirse
1) idealindeki iş için evi terk eden kadın.
2) asılsız ithamlar.
3) Kadının ailesi tarafından aslı olacak nitelikte ölümle tehdit.

Siz dostlardan yardım bekliyorum. Ben ne yapmalıyım?

---

Arkadaşım çalışmak eşler arasında problem açmaz, sen işde iken eşin evde olunca sana ne faydası varki zaten, bırak oda çalışşsın sende çalışıyorsun zaten, ayrıca eşin çalışmak istemesi ve sizinde izin vermemenizden bir bayan eşinden ayrılmaz, ailesinede şiddet hakaret vs demez, demekki bu işin altında başka şeylerde var, sen dökül bakalım bu bir tek iş görüşmesi ile sınırlı depil :) kadın hislerim beni yanıltmaz ;)

Sayın "sevcanakay" benzer yaklaşımları başka arkadaşlardan da sitede daha öncede görmüştüm affınıza sığınarak sormak istiyorum, dünyada kaç çeşit insan vardır, yada kıstası daraltalım kaç çeşit bayan vardır , kadınların hepsi bir kalıptan mı çıkıyor da herkes sizin bildiğiniz yada düşündüğünüz yapıda olsun.Evliliklerin yıkılmasında neden erkeklerin daha kusurlu olduğu düşünülür.Herkes hayatında pek çok kez kadının şeytanınıda meleğinide görmüştür diye tahmin ediyorum.Neden anlatılanların altında başka gerekçeler aranır.Yalan söyleyen yada olayları farklı anlatan sadece kendini kandırır.Daha önceki konularda da derdini anlatmaya çalışan pek çok arkadaşın hikayelerine bu yaklaşımda bulunuldu.Yeterince mağdur olan derdine çare arayan insanlara bu şekilde yaklaşım ne bize nede onlara fayda sağlamıyor.Açıkcası sinir bozucu bir durum bu nedenle bir iki satır yazmak istedim amacım kimseyi üzmek yada tenkit etmek değil sadece empati yaparak olaya yaklaşıyorum.Kimsenin avukatlığına da soyunmadım ,sizinde gayet iyi niyetle bu ifadeleri kullandığınızı düşünüyorum ama yine de sarf edilen kelimeler sanki biraz yaralayıcı.

Saygılarımla.

Ben bu insanları anlamıyorum.Biriyle tanışmanın 1. ayında nişanlanmak demek, rus ruleti oynamaktan farksız.Bir ayda ne ailesini ne kendini tanıyabilirsin.Sadece sana gösterilen filmi izlersin.Bahtına ne çıkarsa.Tüm erkek arkadaşlara sesleniyorum sevgi, saygı, bağlılık, güven gibi duyguları tam olarak oturtmadan, birbirini gerçekten iyi günde kötü günde tanımadan evlenme konusunda acele etmeyin.Bedeli tahmininizden çok daha ağır olur.İyi forumlar.