Terör Örgütünün Tek Muhatabı TSK'nın İç Güvenlik Timleridir

Alıntı:

---

bu vahim hadisenin bir diğer sebebi de pkk'lıların üzerlerinde ayırt edici bir işaret taşımamalarıdır. silahlarını açıktan göstermemeleridir. adamlar kaçakçı kılığında, köylü kılığında, hatta korucu ve asker kılığında intikal edebiliyorlar. tespit edildikleri zaman ayırt etme imkanı güç olabiliyor. pkk'nın unlawful combatant statüsünde bulunması ve terörist olarak değerlendirilme sebeblerinden biri de harp töresine aykırı biçimde hiç bir işaret taşımadan eylemlerde bulunmaları ve o bölgede yaşayan herkesi zor durumda bırakmalarıdır. pkk direkt ve dolaylı yollarla sivilleri kalkan olarak kullanan iğrenç bir örgüttür.

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t...d=&au=&g=&p=89

---

O bölgenin bu halde olmasının, o bölge insanın ölmesinin tek nedeni pkkdır.

O bölge pkk'dan kurtulmadığı müddetçe bunlar yaşanacaktır.

İşin garibi, o yöredeki insanların bu ölümlere sevinenlerin, ve bu ölümlerin tek sorumlularının pkklılar olduğunu bilmesine rağmen hala daha pkk'ya karşı aktif bir isyana kalkışmamış olmamalarıdır. Beni şaşırtan budur.

Genelkurmayın açıklaması haklı ve yerindedir.

40-50 kişilik bir grup teröristlerin geçiş güzergahında katırlarla geçtikleri tespit edilmiş.

İzin verilse, terörist olabilirler saldırıda bulunurlar. Bu sefer TSK neden izin verdi denir.

İzin vermese de büyük bir risk almış olur.

Silahlı Kuvvetler son zamanlarda aldığı istihabaratlar neticesinde bir karar vermiştir. Bu derece basit bir olaydır.

Sanıyorum bu kararı vermesinde en büyük etken 40-50 kişilik kaçakçı grubun olamayacağı gerçeğidir. Bzim de bildiğimiz kaçakçılık en fazla 3-5 kişi ile yapılır. Bir tabur adamla değil.

Silahlı Kuvvetleri bu kararı almaya iten tek şey pkk'dır.

Genelkurmayın burada bir kusuru yok.Kaçakçılar katırlarla ,Bölücülerin geçiş bölgelerinde görülmüşler,yanlış yerde yanlış zamanda bulunmuşlar.Yaptıkları iş zaten kanunsuz bir iş, sınırı geçmişler, PİLOTLAR uçağı durdurup ,İNİP,siz Bölücü müsünüz diye soracak hali yok.Karakolları basıp ,MEHMETÇİĞİ şehit edenler,hep bu şekilde ,bixi,havan,uçaksavarları bu katırlar üzerinde taşıyorlar.

Şu soruyu sormak lazım.Bu insanlar Kaçakçılık yapıyorsa, ellerini kollarını saylayıp sınırın öbür tarafına geçiyorsa ,bunu tespit edemeyen bir teşkilatla karşı karşıyayız.?

Bu vatandaşlara iş ,aş için giden yatırımları ,bölücü örgüt yakıp,yıkıyor....yatırım ,iş olanakları olmadığından da gariban vatandaşlar kaçakçılık ile geçiniyor.

BUNUN SORUMLUSU BÖLÜCÜ KÜRTÇÜLERDİR.

GENELKURMAYIN HİÇBİR KUSURU YOKTUR.

HELE,ETNİK KÜRTÇÜ PARTİNİN bundan NEMALANMASI TAM BİR İBRET tablosu....

Bölücü örgütün,SİYASİ kolundan da ne beklenir ki.....

Ana konuya başlamadan önce aşağıdaki bilgileri okuyalım:

Alıntı:

---

1-) Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve İlgili Suçlar Dairesi (UNODC) tarafından Cenevre'de
açıklanan 27 Haziran 2007 tarihli raporda da, dünyanın en büyük uyuşturucu sağlayıcılarının
Afganistan'ın güneyi, Güneybatı Kolombiya ve Doğu Myanmar gibi merkezi otoritenin dışındaki
bölgeler olduğuna yer verilirken, Afganistan'dan gelen eroinin, PKK terör örgütü tarafından
Yunanistan, İtalya ve Romanya üzerinden Avrupa ülkelerine taşındığı ve örgüt mensupları
tarafından satılarak, önemli miktarda finansman sağlandığına dikkat çekilmiştir.

2-) Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Mali Eylem Görev Grubu tarafından 7 Mayıs
2007'de yayınlanan 'Uyuşturucu Raporu'nda da, PKK'nın, gelirinin büyük bölümünü uyuşturucu
ticareti, insan kaçakçılığı, kara para aklama, haraç gibi organize suç faaliyetlerinden elde ettiği
belirtilerek, son dönemde Türkiye'de tırmanan terör eylemleri ile birlikte örgütün Avrupa
ülkelerinde organize suç faaliyetlerini de yoğunlaştırdığı vurgulanmıştı.

3-) EUROPOL tarafından Avrupa Birliği ülkelerinin İçişleri Bakanlarına sunulan benzer bir
raporda ise, Avrupa için en ciddi tehlikeyi uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, yasa dışı göç ve
sahte para basımının oluşturduğu vurgulanarak, PKK'nın en tehlikeli mafya yapılanması olduğuna
dikkat çekilmişti.


Detaylı bilgilere bu kaynaktan ulaşabilirsiniz: http://www.tubim.gov.tr/Dosyalar/Rap...yon_raporu.pdf

---

Bu mesele ile ilgili Hasan Cemal Kuzey Irak notları isimli yazısında görüştüğü insanlardan edindiği şu bilgileri aktarmıştır:

Alıntı:

---

‘PKK zengin bir holding’
Bir başkasının yorumu ilginç:
“PKK’nın silah bırakması ihtimali mi? Zayıf! Çok zengin bir holding PKK... Belki de 10 milyar dolarlık... Irak’tan Türkiye’ye geçiş noktaları, Hacıumran, Gelereş, Hınare... Buralardan gecede 1.5 milyon dolar haraç topluyor. İran’a geçişler ayrı... Bu arada uyuşturucudan kilo başına rahat 1000 euro alır.”
http://www.milliyet.com.tr/pkk-dagda...55/default.htm

---

Şimdi biz ana konumuza başlayalım hem de bu yazı vesilesi ile bir iki soruya da cevap verelim

Daha önce de aktarmıştık pkk yapı olarak "unlawful combatant" statüsündedir. Bu statüdeki gruplar bulundukları yedeki herkesin canını tehlikeye atmış durumdadır.

Alıntı:

---

bu vahim hadisenin bir diğer sebebi de pkk'lıların üzerlerinde ayırt edici bir işaret taşımamalarıdır. silahlarını açıktan göstermemeleridir. adamlar kaçakçı kılığında, köylü kılığında, hatta korucu ve asker kılığında intikal edebiliyorlar. tespit edildikleri zaman ayırt etme imkanı güç olabiliyor. pkk'nın unlawful combatant statüsünde bulunması ve terörist olarak değerlendirilme sebeblerinden biri de harp töresine aykırı biçimde hiç bir işaret taşımadan eylemlerde bulunmaları ve o bölgede yaşayan herkesi zor durumda bırakmalarıdır. pkk direkt ve dolaylı yollarla sivilleri kalkan olarak kullanan iğrenç bir örgüttür.

---

Pkk'nın bir adi suç şebekesi olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bir iki bu konuda çıkarı olan dışında kabul etmeyen de yoktur zaten. Onlar da kabul ediyor da bahaneler bulmaya çalışıyorlar. Bizler de bahanelerini inceleyelim bu yazıda.

Beni bu yazıyı yazmaya iten gerekçe pkk'nın ayak takımının sözlerine itibar etmeye kalkan insanların aldatılmasıdır. Yani pkk'nın herhangi bir siyasi yada sosyal meseleden beslendiğini yada bunlardan kaynaklı ortaya çıktığını sanmalarını sağlamaya çalışan insanların söylediklerinin sadece boşluğun gürültüsü olduğunu gösterme odaklıdır.

Bu konuda en ilginç olan, insanların aldandığı nokta, sanılanın aksine pkk'nın toprak istediği yada devlet(!) kurmak istediğinin zannedilmesidir. Pkk ne toprak istiyor ne de devlet kurmak istiyor. Sadece söylemsiz kalmamak, örgüte adam toplayabilmek için bu tip şeyler sempatizanları tarafından dillendiriliyor.

Devlet kurmak, üretmeyi bilmekle, hukuku bilmekle olur. Dünyanın kanunudur vasıfsız adamların yapacağı tek şey kısa yoldan tatlı parayı kazanmanın yolunu bulmaktır ki, pkk tabir-i cazise o konuda cenneti yakalamıştır. Vasıfsız, üretmeyi bilemeyen adamlar da o cenneti kolay kolay bırakacak da değiller.

Pkk'nın çıkış yılları, global uyuşturucu ağının dünyada kurulduğu tarihlerle kesişir. Pkknın varlığının nedeni ve yıllardır bedeli çok yüksek olan ağır silahlarla silahlı mücadele edebilmesinin ve onbinlerce vasıfısz adamın dağda karnını doyurabilmesinin, hatta televizyon bile açıp işletebilmesinin nedeni global uyuşturucu ağı kurulurken yerini çok iyi almasıdır.

Profesyonel Ordu yazısında, doğunun arazi yapısının uyuşturucu ve kaçakçılık için çok müsait olduğunu dolayısıyla orada karışıklığın hiç bitmeyeceğini yani Silahlı Kuvvetlerin orada devemlı olarak bulunarak asayişi sağlamaya çalışacağını söylemiştik. Bu konuda biraz daha detaylı bilgi vermiştik. Sitede bulabilirsiniz.

Şimdi sorulara geçelim. İlk soru şu:

1-) Batıda da insanlar adi suç işliyor. Onları niye söylemiyorsunuz? Niye Doğuda yaşayanları söylüyorsunuz?

Elbette, her insan suç işleyebilir. İnsanları doğulu yada batılı diye ayıracak en son adamla konuşuyorsun. Biz doğuda yada batıda yaşayan insan diye ayırarak söylemiyoruz. Bizim dikkatinizi çektiğimiz mesele doğudaki bir çetenin haksız bir şekilde ve insanların canına kast ederek servet elde edip, bir de bunun hesabını vermekten kaçmasıdır.

Bunları da yapabilirler ama bazı saf yürekli insanların 'ya meseleleri bir de masaya yatıralım' gibisinden söylemleri bu çetenin işine yaramaktadır. Çünkü pkknın ne bir sorunu vardır, ne de olmayan sorunlarını masaya yatırma gibi bir derdi vardır. Tam istediği gibi bir ortam vardır.

Pkk'nın ne toprak alma gibi bir derdi vardır ne de devlet kurma gibi bir derdi vardır. İstedikleri sadece tatlı parayı kazanırken onlara dokunulmamasıdır. Yani üretmeden kazandıkları o tatlı parayı bırakmak istememeleridir. Tabi ki de böyle birşeyi kabul etmek mümkün değil. Ve etkisiz hale getirilmeye devam edilecek inşallah. Yakalandıkça da binlerce insanın canına kast etmenin de bedelini ödeyecekler.

2-) Nasıl yani orada karışıklığı oradaki insanlar mı istiyor diyorsunuz?

Dürüst olmayanlar haricindekiler için evet. Eğer ki devlet düzeni yani hukuk ve adalet düzenine tam olarak geçilirse ve üretmeden kazandıkarı, mehmetçiğe kurşun sıkarak kazandıkları servetlerin hesabını vermeye başlarlarsa canlarının çok kötü yanacağının farkındalar. Onlar da orada devamlı olarak karışıklığı ayakta ve canlı tutmaya çalışıyorlar. Ne kadar karşıklık o kadar para demek.

Yani istedikleri tek şey, tatlı parayı kazanırken kimse karışmasın, düzenleri bozulmasın. Yok bölünmek istiyorlarmış, yok devlet kuracaklarmış. Bunlar yüzsüzlüğün kelimelere dökülmüş halidir. Bizim kızdığımız da bazı saf yürekli pkklı olmayan insaların bunları dinleyelim bir demeleridir. Biz de öyle dedik dinledik, araştırdık, biraz kurcalayınca patır patır döküldüğünü farkettik. Yani dinlenilmediklerini falan zannetmeyin. Hatta hiçbir söylemleri olmadıklarını da bildiklerinden dinlenilsin bile istemezler. Çünkü bütün foyaları ortaya çıkar.

Sonuç; bölünmek pkk'nın en son isteyeceği şey. Şu andaki düzenlenlerini korumak istiyorlar. Bunu da hiçbir zaman zaten izin verilmeyeceğinden kesinlikle emin olduklarını "bölünmeyi istediklerini" söyleyerek gerçekleştiriyorlar. Hem söylemsiz kalmıyorlar. Hem de adi suç şebekesi oldukları yüzlerini vurulduğu zaman "biz özgürlük(!) savaşçısıyız(!)" diyorlar. Hem de bunların neticesinde örgüte adam toplayabiliyorlar. Hem de namusuyla çalışıp kazanmanın zorluğundan da kurtulmuş oluyor. Bunun için şunu unutmayın:
Pkk asla silah bırakmaz. Onun için Silahlı Kuvvetler her görüldükleri yerde etkisiz hale getirmeye devam edecek. Bu şekilde yavaş yavaş bitecekler inşallah, zaten 200-2002 arası kökü kurumuştu. Sonra yanlış politikalarla oluşan ortamdan gene nemalandılar. Gerçi şu da var Pkk bitse bile o bölgede gene karışıklık olur. Orada asayişi ve huzuru sağlama görevine devam edecek TSK. 30 yıldır yaptığı gibi.

Yukarıda söylediğimiz toplanılan militanlardan bir kuple aşağıda mutlaka izleyin:
http://askerhaber.com/haber/5857/meh...uklariyiz.html

3-) İyi ama sivilleri de vurdu TSK?

Elbette öyle şeyle de olacak. Pkk hiçbir işaret taşımadan orada faaliyet gösteriyorsa, zaten oranın insanın canını zerre kadar umursamıyor demektir. Zaten umursamıyor. Tek sorumlu pkkdır. Pkk olduğu müddetçe bu tip nahoş durumlar olmaya devam edecektir. Orada yaşayan insanları böyle zor duruma düşürdüğü için pkk bir kat daha suçludur.

Bu vesile ile bir iki soru vardır başka yerlerde sorulan, onları da cevaplandıralım.

4-) Neden herkes askerlik yapmak zorunda. Herkes polislik yapmıyor herkes avukatlık yapmıyor neden herkes askerlik yapıyor?

Çünkü savaş ordular arasında değil, ülkeler arasında olur. Düşman askeri işgal ettiğinde "şey, ben avukatım, asker değilim" dediğinizde, "ha sen avukat mısın, o zaman kenarıya çekil" diyeceğini sanmıyorsunuz umarım.
TSK'nın bütün ülkeleri caydıran ve gözünü korukutan mehmetçik sistemi ile TSK bir milleti asker olarak yetiştirir. Ve düzeni de mehmetçik esaslıdır. Örneğin özel kuvvetler komutanlığının kurulmasının nedeni de budur. Savaş halinde halkı örgütleyebilmek.

Bundan vazgeçmeye kalkmak çok büyük hatadır. TSK'ya nacizane tavsiyemiz yada daha doğrusu isteğimiz, mehmetçiği geri planda daha az, zorlu ortamlarda daha çok istihdam ederek olabildiğince çok kişiye bir savaş halinde nasıl hareket etmesi gerektiğini öğretmesidir. Elbette geri planda da yapılması gereken bir sürü iş var ama bunlardan biraz feragat edilmeli.

5-) Zorunlu askerliğin olduğu yerde şehitlik olur mu?

Aynı; hayatta herşeyde olduğu gibi şehitlikte de mesele niyete bakar. Mehmetçiğin karşısında yukarıda özelliklerini saydığımız bir terörist grubun olduğunu bilip bununla mücadeleye niyet etmesi yeterlidir inşallah. Bu bir.

İkincisi "zorunlu" askerlikten kastedilen şey, toplumsal sorumluluğun herkes tarafından yerine getirilmesidir. Yani "adalet"tir. Adaletli askerliktir. Toplumsal sorumluluğunu yaparken bencilce düşünüp zorla yaparsan elbette şehit olamazsın.

Üçüncüsü ise, genelde bu sorumluluktan kaçanların sesi çok çıktığından insanların askere kendileri gibi zorla gittiğini düşünüyorlar galiba. Kendim askerlik yaparken gördüm, kaç tane gerçekten çürük verilmesi gereken insanın çürüğü redederek askere geldiğini, kaç tane askerimizin komando muayeneyi geçemedi komando olamayacak diye göz yaşı döktüğünü. Bunları bilmeden bu konular hakkında konuşulması en hafif tanımı ile densizliktir.

sonyaka34 arkadaşım harika açıklamşısın. Bende o bölgede vatani görevimi gururla tamamladık. Elli kişi guruplar halinde kaçakçı kesinlikle olmaz. Sayın başbakanın açıklamasına kulak verin, dört saatlik kamera kayıtlarının olduğunu ifade etti. Katırlarda mazot, sigara vs. şeylerin olduğunu hiç tahmin etmiyorum. Bunlar mutlaka karakol baskını planları içersidedirler...GENELKURMAYIN HİÇBİR KUSURU YOKTUR

04 Ocak 2012 Çarşamba
BİR ULUDERE ANALİZİ

02 Ocak 2012 Pazartesi 13:32Bu haber 2285 kez okundu
Demokratik bir ülkede, ‘‘ yapılan ve yapılmayan, olan ve olmayan her şeyin tek bir sorumlusu vardır; O’da, hükümettir. ’’ Bu temel ilke ve sorumluluk konusunda, O ülkede yaşayan hiçbir vatandaşın asla ve asla, başka bir düşüncesi ve tezi olamaz.

Şırnağın Uludere İlçesine bağlı köylerde yaşayan köylü yurttaşların, Irak’tan aldıkları malları Türk sınırına getirmek için hayvanlarla teşkil ettikleri kaçakçı yürüyüş kolunun Türk uçaklarıyla bombalaması sonucu, 35 kişinin ölmesi üzerine, herkes iğne deliğinden Hindistan’ı seyrediyor..

Hükümeti bir alem, muhalefeti alem oğlu alem.. Bunlar, sanki başka bir galaksiden gelmişler ve Türkiye’de olup bitenler hakkında ahkâm kesiyorlar. ‘‘Acemi nalbant devlet harasında öğrenir ’’ sözü bile bunların yanında hiç kalır. Olup bitene yardakçılık ve dalkavukluk yapmak konusunda ise üzerine yok..

Şimdi gelelim işin aslına ve gerçek hayata.. İran ve Irak’dan, Cumhuriyetle birlikte Milli sınırların netleştiği günden bu yana 90 yıldır, canlı cansız kaçak mal girişi aralıksız, fasılasız devam eder, mallar ya insan sırtında ya hayvan sırtında getirilir. Sebebi ikidir: Birincisi işsizlik ve yoksulluk, ikincisi karşı tarafta bir lira olan nesnenin bizim tarafta beş lira olması, yani vergilerdir. Kaçakçılar ile hükümet temsilcileri arasında bu konuda, zımnen bir mutabakat vardır; iki tarafda üç maymunu oynar…

Hakkari ile 220km., Şırnak’la 120km. toplam 340km.lik sınırın ötesinden, 28 Aralık 2011 gecesi bizim topraklarımıza doğru yaklaşan belki onlarca başka kaçakçı kolu vardı! Belki 26, belki 20 Aralık’ta; ama kesinlikle vardı. Hücuma Uludere konvoyu maruz kaldı!.

PKK kaçakçılardan vergi adı altında haraç alır mı? Alır.. Hiç vermeden gidip gelen olabilir mi? Hayır.. Başımız belaya girmesin ve bir hır çıkmasın diye bütün kaçakçılar PKK’ya haraç verir; bunun korucusu veya başkası olmaz.. Ve kaçakçılık faaliyeti gidiş geliş bir iki günde başlar, biter; haftaları, 10 günleri almaz..

Kaçakçı konvoyu, PKK nın sınıra yaklaşmasına benzer mi? Hayır. PKK böyle uzun kollar yapmaz, çünkü bunun ölüm olduğunu bilir.. Üstelik kullandığı hayvan sayısı 1 veya 2 yi geçmez. Eğer 2 ise ayrı ayrı istikametleri kullanır. İnsan olarak da baskın noktasına gelinceye kadar 6-8 kişiden fazla insanı bir istikamette tutmaz..

Gece ve gündüz kara gözetlemesi yapan ve ileri teknoloji yapımı dürbünleri kullananlar, bir konvoyun kaçakçılarından oluştuğunu, yüklerine bakarak anlayamazlar mı? Anlaşılmaması mümkün mü? PKK konvoy yapar mı? Üstelikte topçu ve havan silahlarının menziline girdiğinde!.

Bölgeden bölgeye, dönemden döneme değişmekle birlikte, bazen günde 20 – 30 istihbarat bilgisi gelebilir.. MİT’den, Jandarma’dan, Polis’den.. Bunların bir kısmı da profesyonelce PKK tarafından maksatlı olarak gönderilir; dikkat dağıtmak, yormak, şaşırtmak veya bir planlı eylemi örtmek amacıyla yapılır. Haber toplamak ve bilgi almaktan çok daha önemli olan istihbaratın değerlendirilmesidir ve bu ameliye en zeki ve en yüksek tecrübeye sahip kişilerce yapılmalıdır..

Kaçakçılar çoğu zaman iki taraf için istihbarat taşıyan elemanlardır.. İnsansız Hava aracı bir nesnedir. Kameraya alır veya fotoğraf çeker. Bu, teknik bir aletin istihbarat teşkillerine ve elemanlarına bilgi sağlamasıdır. Esas iş, en önemli iş ve uzmanlık, asıl bundan sonra yapılan değerlendirmenin isabetli olmasıdır. Anlaşılan o ki bu becerilememiştir…

Kara gözetlemesiyle tespit edilen kaçakçı konvoyuna ( ki bu konvoylar yılan gibi, ip gibi uzundur) esas silahların etkisine girmeden, çok uzaktan havan ve top mermisi ile ateş açıldıysa; bu da akıl almaz bir şeydir. Eğer bu kol, PKK koluysa neden yaklaşmaları beklenip pusuya düşürülmeleri planlanmaz, düşünülmez.. Dağlık ve kayalık alanda uzaktan atılan topçu ve havan mermisi kime zarar vermiş, birkaç tesadüf dışında?. Bu nasıl bilinmez?. Size zarar vermek istemiyor muyuz demek istenmiş?..

Bundan sonra ne mi olacak? Boş boş, cahilce konuşmalar, abuk sabuk görüşlerle, zaman her şeyin üstünü örtecek, eski tas eski hamam, olaylar kendi yazgısına doğru dört nala devam edecektir..

Kaçakçılar ne yapacaklar diye sorarsanız? Bu da, bu metnin anlaşılmadığını gösterir.. Birkaç gün, birkaç hafta sonra aynen devam edecektir, tabi o da bu bölgedekiler için; diğer bölgelerde kesinlikle, aralıksız devam ediyorlardır…

Uludere Kaymakamı’na gelince, O, olup bitenin daha farkında değil; görüntüler tek kelimeyle ‘‘ vahim ’’.. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu güne o kadar çok badireler atlatıldı ki, ama hükümetin bir Kaymakamı’na ilk kez bir linç girişiminde bulunuldu.. Aslında Kaymakam sembol, hareket, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Hükümeti’nedir…

Hükümet ve muhalefet karnaval maskaralığı ve maskesi ile ortalıkta dolaşırken, devlet parçalanmaya gidiyor…


Osman PAMUKOĞLU
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
Anahtar Kelimeler: BİR ULUDERE ANALİZİ
Kaynak:www.hakveesitlik.org

Alıntı:

---

Leyla Zana: Silah Kürdün sigortasıdır
http://siyaset.milliyet.com.tr/leyla...68/default.htm

---

Hiçbir konu üzerinde şu zamana kadar tek bir politikası dahi olmamış, konu ile ilgili -sözde- parti elinde avucundaki tek şey: insanları ötekileştirmektir. Ne bir siyaseti, ne bir politikası ne de zaten bunları geliştirebilecek bir kadrosu bulunmaktadır.

Kendi seviyelerine de son derece uygun olarak; alakalı alakasız her fırsatta Kürt Türk eksenli konuşmaya kalkmaktır tek işleri. Ekmek kapıları oradan geçer çünkü.

Yukarıda, adlarına konuştuğu "kürtler" kimlerdir? Neye göre belirlemiştir? Kürtler hakkında konuşma hakkını nerden almıştır?

Ben seçim ile birilerine kendi adıma konuşma yetkisi vermiş olabilirim. Ama bu yetki "Türkler" adına konuşma yetkisi değildir. Yani bu context içinde konuşma yetkisi değildir. Meclise giren herkes Türkler adına , Kürtler adına vs vs.. yani bu memleket insanın hepsi adına konuşma yetkisine sahiptir. Hatta bunu vurgulamaya bile gerek yok. İşte hiçbir politikası hiçbir siyaseti olmayan bu insanlar zaten bu konuşmaları hallerini açıkça tekrar tekrar ispat ediyor. Hiçbir zaman için bu memleketin insanı temsil edemediler, edebilecek vasıfta olduklarını da düşünmüyoruz. Dolayısyla daha fazla meclis çatısı altında yerleri olması gerektiğini düşünmüyoruz.

Dikkat edin, ellerinden geldiğince pkk terör örgütünü kürt ile özdeşleştirmeye çalışıyorlar.

Bu; kendi zeka düzeylerine uygun numaralarını, mümkün mertebe, gördüğümüz yerde insanlara izah edelim.

Ağzından her "kürtler" diye ifade çıktığında bu yetkiyi kimden aldığını, ne hakla kürt vatandaşları, mehmetçiğe tuzak kuran, uyuşturucu kaçakçısı, haraççı adi suç şebekesi örgüt ile eşdeğer tuttuğunu "iyi niyetli" insanlara anlatalım.

Dikkat ederseniz artık açıkça terör örgütü propagandası yapıyor ve insanları mümkün mertebe provoke etmeye çalışıyorlar. (bu durum da zaten iktidar partisinin becerksizliğinden kaynaklanıyor).

Kürt vatandaşları pkklı ile özdeşleştirmeye çalışıyor. Mehmetçiğe kurşun sıkan uyuşturucu kaçakçısı pkk'ya ortak arıyor. Kürt vatandaşlarımıza "Siz de bu suça ortaksınız" baskısı kurmaya çalışyor.

Peki bu pkklılar ne olacak?

Eline silah alan, mehmetçiğe kurşun sıkan adi suç şebekesi mensupları insan yerine konmaz. Çünkü Mehmetçiğe kurşun sıktıktan sonra ilelebet, geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir.

Sadece etkisiz hale getirilir.

O da Silahlı Kuvvetlerin işidir. Muhatapları Silahlı Kuvvetlerin İç güvenlik Timleridir. O kadar.

Ha bir de yukarıda adı geçen şahsı açıklamasından sonra sakın ha bir daha hiçbir yerde hiçbir zaman yüzsüz yüzsüz "barış" pıtırcıkları muhabbeti açmasın o sempatizanlar.

Açsalar da çok sorun değil, zaten dediğimiz gibi pkk ve yandaşlarının tek muhatabı TSK'dır.

Etkisiz hale getirilecekleri günü beklesinler.

Ezilmiş özgürlük pıtırcıkları 63 bin kaçak sigara ile yakalanmış:
http://www.personelmeb.net/guncel/ul...di-h13246.html

Yine bir iki gün önce ezilmiş özgürlük pıtırcıkları 1.5 ton esrarla yakalanmıştı. Piyasa değeri 3 milyon 290 bin lira. Bir iki otobos daha alabilirler.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...CategoryID=77a

Bugün ise Adana Seyhan'da bir okul basıp 1'i bayan olmak üzere 3 öğretmeni yaralamışlar.

Geçenlerde de İstanbulda yanıcı maddelerle sokaktan geçen insanlara ve dükkanlara saldırmışlardı.

Uzatmadan kısa bir şekilde şunu söyleyeceğim:

Bu konuda denklem çok basittir.

Pkk'nın tek muhatabı TSK'nın İç Güvenlik Timleridir.

Başka şekilde muhatap almaya kalkmak baştan kaybetmek demektir.

Şu anda yaşanılan sorunların hepsinin kaynağı da bu denkleme uymamaktır.

Örneğin es kaza muhatap almaya kalktığınız vakit yüzyüze kaldığınız o korkunç yüzsüzlük sizi şaşırtıyorsa denkleme uymamanızdan kaynaklanıyor.

Denkleme uymadığın sürece;

Her defasında ama her defasında kaybedeceksin.

Belki birgün işten eve dönerken otobüste birebir yaşayacaksın, belki yolda yürürken çocuğun yaşayacak bunu.

Ama yukarıda yazdığımız denkleme uymadığın sürece her zaman ve her defasında kaybedeceksin.

Pkk'nın tek muhatabı TSK'nın İç Güvenlik Timleridir. Başka türlü muhatap alamaya kalkmak istisnasız her defasında kaybetmek demektir.

Bak Akp denkleme uymadı; başka türlü muhatap aldı. Sonuç: Adamlar şimdi istedikleri gibi kaçakçılık yapıyorlar; haraç topluyorlar.. Üstüne bir de istedikleri gibi sağa sola saldırıyorlar. Bu bir ders olsun.

Tekrardan yazıyoruz: Pkk'nın tek muhatabı TSK'nın İç Güvenlik Timleridir. "Ben başka türlü mahatap alacam" diyecek; daha olayların ne olduğundan habersiz insanları en baştan uyarın. Ve mutlaka kaybedeceğini söyleyin. Bu kaybın başkalarına da kaybettirme olduğunu ve vebalinin de ağır olacağını söyleyin ve hesap vereceğini de hatırlatın inşallah....

Aslında yukarda yazdıklarımız, bir süredir açtığımız ve detaylı incelediğimiz konuların kısa ve öz sonucu niteliğindedir:

- Profesyonel Orduya Reddiye - 1 (Mehmetçik'i Kaybetmek)
- Profesyonel Orduya Reddiye - 2 (Işık Koşaner'in Konuşması)
- Profesyonel Orduya Reddiye - 3 ( Işık Paşa'ya Teşekkür )
- Çukurca Saldırısının Gelişimi Ve Takınılması Gereken Tavır
- Uludere'de Yaşananlar ve Pkk'nın Sevinç Çığlıkları
- Pkk Sempatizanlarının Bir Türlü Uludere'de Ölenlerin Neden Öldüğünü Söyleyememesi
- UNODC, OECD, EUROPOL Raporları Ve Pkk'nın Silah Bırakmama Nedenleri

Dediklerimizin çok aşikar ama hala daha ufak çaplı sıkıntı varsa şayet;

Bindiğiniz otobüse atılan yanıcı madde tarafında yanmamaya uğraşırken tam anlamıyla anlayacaksınız ne demek istediğimizi;

Çocuğunuzun okuldan dönmesini beklerken patlayan bomba sonucunda paramparça vücudunu teslim aldığınızda anlayacaksınız ne demek istediğimizi

Binbir emekle öğretmen çıkan kızınızın doğuya atandığında provakasyon amaçlı pkklıların çocukları tarafından tacize uğradığında anlayacaksınız ne demek istediğimizi

Tek başınıza umutlu açtığınız iş yerinize haraç alamaya geldiklerinde, seni canınla, çoluk çocuğunun canıyla tehdit ettiklerinde anlayacaksınız ne demek istediğimizi

Arabanızla eşiniz ve çocuğunuzla eve dönerken, köşede öbekleşmiş pkklı serseriler arabanıza taş atarken eşinizi, çocuğunuzu, kendinizi korumaya çalıştığınız tam o anda; çocuğunuz korkudan çığlık atarken anlayacaksınız ne demek istediğimizi

Hatta siz ailenizin, çocuğunuzun yaralanmasından son anda kurtardığınız anlatırken, pkklı bir sempatizanın "özgürlük pıtırcıkları" demokratik haklarını kullanmış dediğinde, işte o anda o çirkeflikle yüzyüze geldiğinizde anlayacaksınız ne demek istediğimizi

Oğlunuz, kızınız uyuşturucuya başladığında gözünüzün önünde erirken, mahallenizden uyuşturucudan, haraçtan, kaçakçılıktan kazandıkları tatlı parayla aldıkları auidlerle, wolksvagenlerle, son model jiplerle geçtiklerinde anlayacaksınız ne demek istediğimizi

Er yada geç bu dediğimize gelecekseniz:

Pkk'nın tek muhatabı TSK'nın İç Güvenlik Timleridir. Eğer muhatap almasına bir şekilde engel oluyorsanız, engel olanlara destek oluyorsanız tüm bu veballerin hepsine ortak oluyorsunuz demektir. Hepsine.

90'lı yıllarda etkin mücadele ile 99'da elebaşları teslim alındı, Kuzey Irak'taki mağaraları dağıtıldı. İstanbul'da yada benzeri bir şehirde eylem yapacakları aklımızın ucundan bile geçmezdi. Ama şimdi...

Eğer hala daha anlamakta güçlük çekiyorsanız, ne acı ki, yaşayarak anlayacağınız güne kadar bekleyin...

Tekrardan; uzun zamandır yazdıklarımızın vardığı tek bir sonucu yazarak bitirelim:

Pkk'nın Tek Muhatabı TSK'nın İç Güvenlik Timleridir.

http://img692.imageshack.us/img692/8...7980353309.jpg


Uploaded with ImageShack.us
PKK'nın kuruluş yıldönümünü nedeniyle izinsiz gösteride, yüzü maskeli bir çocuk polise cinsel organını gösterdiği resimdir yukarıdaki. Adana'da olmuş.

Yine dün Adana Seyhan'da, sorduğun zaman, söyleyecek birşeyleri olsun diye "Kürtçe eğitim" istediğini söyleyen kesimden birileri biri bayan olmak üzere 3 öğretmeni yaralamışlar.

Düşün lafa gelince; sırf ağızları laf yapmış olsun diye "eğitim" istediğini iddia eden kesim; kendisine matematik, fen öğretmek için atanan hocalarını dövüyorlar. Üstelik bir tanesi de bayan hoca.

Bunlar ne Kürtçe ne Türkçe hiçbir eğitim istemiyorlar. E zor geliyor tabi efendi gibi okumak, öğrenmek çalışmak.

Aynı büyüklerinin ne kürt ne türk devleti istemeyişi gibi. Çünkü devlet demek hukuk, adalet demek. Kısa yoldan tatlı para kazanma yollarının kapanması demek.

NE yani mühendislik mi yapacaklar, avukatlık mı yapacaklar, doktorluk mu yapacaklar. Sadece haraçtan gecede 1.5 milyon dolar parayı arkalarında mı bırakacakalar. Hadi git işine.

Yukarıda görülenler aslında pkk'ya nasıl militan bulduklarını izah ediyor ama bakın ben adım adım yazayım size:

O seyhandaki öğretmenleri yaralayan militanlar devamlı olarak "abilerinin" yanında takılıyorlar. Onlar bu çocukları özendiriyor, gaza getiriyor.

Okuldan kaçıyorlar, okulda olay çıkarıyorlar, ders bitince eve gitmek yerine yine abilerinin yanına gidiyorlar. Oralarda vakit geçiriyorlar.

Yaş kemale erince artık elde ne bir diploma ne bir vasıf hiçbir şey olmadığını anlıyorlar.

İşte o zaman abileri devreye giriyor:

"Bak zaten birşey olamadın, namusunla çalışsan ayda taş çatlasa en fazla 1-1.5 milyara talim edeceksin, birşey olamadın gel seni dağa götürelim orada "özgürlük savaşçısı" olursun" diyorlar.

Ve militan olup dağda, uyuşturucu ticaretine, haraç kesmeye, kaçakçılığa başlıyor. Yani pkk kendine harcanacak bir adam daha bulmuş oluyor.

1-2 sene içinde de TSK'nın bir iki timi ile karşılaşıp etkisiz hale getiriliyor.

Harcanmış hayatlar...

Mutlaka izleyin:
http://askerhaber.com/video.php?id=7...yle-ikna-etmis
http://askerhaber.com/video.php?id=4...tin-yakalanisi


Doğuda yapılan yatırımları pkk talan ediyor, talan ediyor ki oranın insanı kaçakçılığa mahkum olsun, her geçişte haracını kesebilsin.

Mutlaka artık kalmamıştır diye tahmin ediyoruz ama saf yürekli pkklı olmayan, pkknın siyasi yada sosyal bir sorundan beslendiğni zannettirilen arkadaşlara daha önce söylediğimiz tekrardan söylemek isteriz ki;

pkk hiçbir zaman hiçbir şekilde ne bir sosyal ne bir siyasi nedenle çıkmamıştır.

pkk, dünya'da global uyuşturucu ve kaçakçılık ağı kurulurken yerini çok iyi almıştır. Ve militanlarını topladığı yerlerde de "aşiret kültürünün" hakim olması militan bulmakta zorluk yaşamamasına neden olmuştur.

pkk'nın ne kürtlükle ne türklükle uzaktan yakında hiçbir alakası bulunmamaktadır.

Bulunmadığını kendileri de bildikleri için, devamlı olarak alakalı alakasız her yerde Kürt - Türk muhabbeti çıkarmaya çalışıyorlar. İnsanları ötekileşitirmeye çalışıyorlar. HArcanancak militan akışı kesilmesin diye.

Bu konularda dikkatli olalım inşallah yoksa harcanmış hayatlara bir katkı da biz sağlamış oluruz ki bunun vebali çok büyük olur. Hesabı da çok büyük olur...

Allah ıslah etsin hepsini küçükten büyüğe ıslahları ne şekilde mümkünse...