Bir süredir forumu takip ediyorum. Ancak gördüğüm kadarıyla boşanma davalarında erkek ağzıyla kuş tutamıyorsa mantıklı nedenlere bakılmaksızın nafaka ödüyor.
Adamın işi var mı, parası var mı soran yok mudur? Kadınlar "münasip" bir koca bulup birkaç yıl sözde kocanın "kahrını çeksin", bir kaç da çocuk yapıp boşansın, alsın nafakayı otursun aşağı. Ya böyle bir geçim kapısı olur mu? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır? Lafa gelince kadın hakları kadın hakları. Kadının hakları haddinden fazla şekilde var pekala. Ama bunu kullanacak kadar bilgisi olmayanlar var demekki.
Madur kadınlar yok mu var. Ama şu yazıyı okuyan kaç kişi bu türden bir "mesleğin" yayıldığına şahit değil? Evlilik kurumu kutsal demek kolay. Ama böyle kanunlar olduğu süece, "boşanmak" da kadınlara ekmek kapısı olduğu sürece ne bu memleket adam olur, ne de kadınlar evlenecek erkek bulurlar. Ya da 55 sayfa sözleşmeye imza atarlar. Gerçi biz erkeklerdeki bu salaklık devam ettiği sürece işini bilenler ekmeğini kazanır ya neyse...
Yahu ben çocuklarımı sevmeyen bir baba değilim. Ne eşime ne çocuklarıma bir şiddet uygulamışlığım var, ne de içkiye kumara veya başka ahlak dışı bir olaya girmişliğim var. 5 senelik evliliğimde bir kez olmadı böyle bir hadise. Yabancı olan eşim ne ev hanımlığı bilir ne çocuk bakmayı. Sabır diyerek katlanırım çocuklarımın hatırına. Çocuklarıma ilgisiz değilim, eşimi minimal sorumlulukları (çocuklara gerektiği gibi bakması, fiziksel gelişimlerini sekteye uğratmaması) dışındada tümüyle özgür bırakmışımdır da. Çalışmak istemiş, iş görüşmesine kendim götürmüşüm. Ailesi ile görüşmekse görüşüyor. 2 yılda bir ülkesine gidiyor. (Malesef bundan fazlasına gücümüz yetmiyor) Çocuklarına çifte vatandaşlık hakkına da razı olmuşum. Her türlü resmi işlemine eşlik etmişim. Asla ailemi bir geçim sıkıntısına sokmamışım. Bu arada anne babam ve kız kardeşimle de benimle de şiddetli kavgalara girer. Ha ailem de kötü davranmışlığı yoktur. Tahmin edebiliyorum yok canım öyle değildir o diyorsunuzdur, ama ne tarafından bakarsam bakayım kötü bir davranış yok. İyi niyetiz bir tane hareket yok. Sadece "iyi niyetlerin yanlış algılanması" var diyelim. Ben demiyorum tüm tanıyanlar böyle kaynana olamaz diyor. Hala inanmadıysanız varsayın doğru söylüyorum.
Sonra eşim söz vererek 3 aylığına memleketine gider. Daha önceki gidişinde de geri gelmeyeceğini söyleyerek bazı ayak oyunlarına girmiştir. Ama pek çok tavizler verilerek mesele çözülmüştür. Buna rağmen, bana verdiği söze "inanarak" hava alalnına kadar götürdüm. Çünkü "İnsan eşine güvenmeyecekse kime güvenecek?"tir. Sonra da abuk subuk tutarsız bahanelerle bu sefer kesinlikle dönmeyeceğini söyler. Dönüş biletinin gününe 10gün kalmıştır. Fikir değişmemiştir.
Şimdi, forumu arıyorum tarıyorum, ne çocuklarımı alma şansım görünüyor, ne de nafaka vermekten kaçış.
Bakın burası sadece bir hukuk sitesi, farkındayım. Burada konuşulan burada kalacak kimseye bir faydası da olmayacak. O yuzden varsayın ki sözlerim doğrudur ve objektiftir. Çeşitli şahitlerle bunları kısmen veya tamamen de ıspatlayabilirim. Öte yandan, eşimin ne ahlaksız, ne zihinsel engeli ne de madde bağımlılığı durumu var.
Ama ayrılması tamamen bencil ve keyfi sebepleren. Sırf bu nedenlerden çocuklarım babasız büyüyecek. Ben buna razı değilim. Gelmeyecem dedikten sonra bile halen uzlaşma yolları aramışım. Asılsız iddialarda bulunumuş, bunlara cevaplar vermişim. Hatta o kadar ki gösterdiğim delillerle ilgilenmiyor bile. Ben uzlaşmak için görüşelim diyorum cevap bile vermiyor. Çocuklarımla görüşmek istiyoru arıyorum, bana telefon adabı anlatıyor. hat kesiliyor diyor, çekmiyor diyor vs.
Şimdi önümdeki yollar belli. Karşı taraf geri dönmeyeceğini açıkça beyan ediyor. Boşanma davası açabilir. Tabi ki beklenen tazminat ve velayeti almak, yanında da muhakkak nafaka isteyecek. Okuduklarıma göre keyfi sebeplerden aileyi dağıtıp, çocuklarımı elimden alan birini göz göre göre bir de ödüllendireceğim. Ola ki hakimin vicdanını da ikna ettim. Sırf karşı tarafın "anne" olması nedeniyle olay dediğim gibi mi olacak?
1- Eşimin tabi olduğu ülke ne avrupada ne de Lahey anlaşmasına taraf. Bizim mahkemelerimize bakılırsa durum baştan aleyhime. Çocuklarımı almak için hiç bir yol yok mudur?
2- Çocuklar konusunda mat olmuş haldeyim. Tazminat ve nafaka vermeme şansım var mı? Karşı tarafa vereceğim her kuruş onun amacına ulaşması anlamına geliyor ve çocukları daha ileri bir tarihte sahip olmamı da imkansızlaştırıyor.
3- Eşimin ülkesinde hayat ve gelir standardı buradan çok farklı. Nafaka neye göre belirlenecek?
4- Hepsi bir yana davanın düşmesi söz konusu olabilir mi? Olduğunda ise çocuklarım yine benden ayrı yaşamaya devam edecek. Böyle bir durumda ayrılan eşin ve/veya çocukların eve döndürülmesi için bir yaptırım olur mu?
Olayların gelişimini takip edince hayatımın büyük bir kısmında oyuna getirildiğimi ve belli bir kıvama getirilip "sağılmak" için hazırlandığımı anlıyorum. Yıllarca çalışıp vergi veriyoruz, vatan için silah tutup gecelerce bekliyoruz, vatana millete faydalı evlatlar yetiştirebilmek, onlara iyi bir gelecek hazırlamak için uğraşıp didiniyoruz. Bu kadar fedakarlık sonrasında kapsamı / bakış açısı bu kadar dar kanunlarla "güvence" altına alınmak gerçekten onu kırıcı.