Printable View
Eşimin eski eşi, 6-7 ay önceki bir telefon konuşmamızda ettiğim küfürler için "beni telefonda rahatsız ediyor" diye suç duyurusunda bulunmuş.
Dün evime merkez karakolundan telefon geldi, bir memur dosya numarası verdi ve durumu anlatıp, şikayetçinin adını ve şikayet konusunu söyledi, gelip ifade vermem gerektiğini söyledi.
Gitmezsem ne olur?
Yardımlarınız için teşekkür ederim.
Gitseniz ne olur?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
ben böyle durumlarda yazılı bir tebligat gelmesi gerektiğini düşünüyordum, o gelene kadar en azından yarım iş gününü buna harcamak yersiz diye düşünmüştüm...
ciddi ve açıklayıcı bilgi verdiğiniz için teşekkür ederim
Eskiden bu işi karakol bekçileri yapardı elde bir pusula davet yazısını belirten küçük kağıt parçasını bırakır karakola gelin derlerdi.İfade vermemeye gitmemeniz kaçtığınız yada imtina ettiğiniz intibaa uyandırır karakola gidip ifade vermeniz sizin açınız dan iyi olur.Ancak bir avukattan yardım almanızı öneririrm.Saygılar.
Ne gelene kadar bekliyorsunuz?Açarsanız bizde ona göre sorunuza yanıt verelim...
Suç duyurusunu karakola da,savcılığa da yapmış olabilir.Alıntı:
abbigss rumuzlu üyeden alıntı
-Anlaşılıyor ki telefonunuzu ve aranma saatini vermiş.Karakol telefonla çağırmakla hakkında bir suç duyurusu var,gel ifadeni ver bizi uğraştırma demiş.
-Gitmezseniz karakol kanuni bekleme süresi sonunda dosyanızı bağlı olduğu savcılığa ileterek keyfiyeti bildirir.
-İlgili savcılık telefonunuzun operatöründen sorgulama yaparak gerçek kimliğinizi ve tebligat adresinizi bulup bu sefer yazılı olarak gerekçesiyle tebligat çıkarıp ifade vermeniz için davet edecek.
-Yine gitmezseniz kolluk kuvvetlerine zorla getirtilmeniz için talimat verecek.Tabi ki bu arada savcıda da kesin bir kanaat oluşacak.:kızgın: :kızgın:
-TCK Madde 125 -
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
-Gidip ifade verip ne ile suçlandığınızı bilmek menfaatiniz icabıdır.
Aylardan beri sürekli olarak telefonda küfürleştiğim biri var. Kendisi de beni defalarca aradı ben de onu aradım. o da bana kürür ve tehditte bulundu ben de. Ama benim gönderdiğim birkaç mesaj da var. Yani küfür ve tehdit için karşı tarafın elinde delil mevcut.
Ama ilk o savcılığa şikayette bulunduğu için beni ifadeye çağırdılar.
Ben de ifademde, şahsın da beni sürekli aradığını belirterek, olaya konu olan telefon numaralarını belirttim. Ama küfür ve tehditte bulunduğumu inkar ettim.
İfademde bana uzlaşma isteyip istemediğimi sordular. Ben de, "beni bir daha rahatsız etmemesi koşuluyla isterim" şeklinde ifade verdim.
Sorularıma gelince,
1- Bu şahsa karşı şikayette bulunabilir miyim?
2- Uzlaşma konusundaki ifadem ile birlikte savcının kararı ne olabilir?
3- Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
Yardımlarınız için teşekkür ederim.
Konuyla ilgili fikir belirtecek kimse yok mu?
Sayın abbigss;Alıntı:
abbigss rumuzlu üyeden alıntı
Tüm iletilerine bakacak olursan ilk olarak nişanlının eski arkadaşı ile,sonra eşinin eski eşi ile en sonda aylardan beri sürekli küfürleştiğin biri olduğunu yazmışsın.Bu durumda küfür senin yaşamının bir parçası haline gelmiş ve bu olaylar ispat edilmesi durumunda TCK da suç teşkil ediyor.Öncelikle sağlığının tehlikede olduğu kanaatindeyim.Sorularına gelince,
-İstediğin şahsa karşı şikayetde bulunabilirsin.
-Şikayet, suçtan zarar gören kimsenin yetkili makamlara o suçun soruşturulması ve kovuşturulması istemini açıklamasıdır.Uzlaşma konusu ise sadece şikayete bağlı suçlarda kabul edilen sistemdir.
TCK’nun 73/8. maddesine göre, uzlaşmanın suçtan zarar gören ve failin özgür iradeleri ile gerçekleşmesi ve bu durumun da Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından saptanması gerekmektedir. Yani uzlaşmanın tarafların özgür iradeleriyle gerçekleşmediğine kanaat getiren Cumhuriyet savcısı ya da hakim uzlaşmayı kabul etmemek yetkisine sahiptir. Buna karşı şikayetten vazgeçmede Cumhuriyet savcısı ya da hakimin, suçtan zarar görenin zararının giderilip giderilmediğini araştırma yetkisi bulunmadığı gibi, suçtan zarar görenin şikayetinden vazgeçmesinin onun özgür iradesine dayanıp dayanmadığını araştırmak yetkisi de bulunmamaktadır. Suçtan zarar görenin şikayetinden vazgeçmesi halinde bunu kabul edip etmemek yetkisi Cumhuriyet savcısı ya da hakime tanınmamış olup, soruşturma evresinde kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma evresinde ise davanın düşmesine karar verilmek zorundadır.