Alışveriş sitesinin yaptıgı

merhaba

1 hafta önce eşim bilindik bir internet sitesinden pırlanta bir yüzük siparişi etti ve siparişimiz onaylandı. 2 gün geçti ve sabah bizi aradılar yüzük ölçüsünü tekrar aldılar.
Arkadan 1 saat sonra stokta olmadıgını söylediler bizde tamam dedik ve siteye girerek tekrar bir yüzük bakalım dedik. Sipariş ettigimiz yüzügede baktıgımızda yüzügün fiyatının artığını gördük telefon ettigimizde , bize bir sürü laf söylediler. bizde paramızı iade edin dedik. Tamam dediler.
2 saat sonra aradık ve paramızın yatmadıgını böyle olmayacagını söyledik, onlarda bu yüzükle ilgili problemi çözeceklerini söylediler. Biz de inandık. (YANİ VERECEKLERİNİ HALLETMEYE ÇALIŞTIKLARINI SÖYLEDİLER) ve 5 gün bekledik. Ama bizi hiç aramadılar. Hep biz aradık ve bizi oyalamaya başladılar. Biz de yüzükten vazgeçtigimizi, bizim paramızı vermelerini istediğimizi söyledik. Hala paramızı yatırmadılar kredi kartına. Hep oyalıyorlar yatırıcaz diye.

Bu durumda biz ne yapabiliriz?Hakkımızı nasıl alırız? Ayrıca bu internet sitesini şikayet etmek istiyoruz. Nasıl ve nereye şikayet edebiliriz. Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.

ŞİMDİDEN TEŞŞEKKÜR EDERİM,
SAYGILARIMLA.

Anlatımlarınız doğruysa ve karşı tarafın beyanlarını da ispatlayabiliyorsanız konu her ne kadar hukuki bir ihtilaf gibi görünse de bana göre aynı zamanda dolandırıcılık...
Tavsiyem ;Miktar nedir bilmiyorum ama konuyu hemen tüketici hakem heyetine ya da Tüketici mahkemesine götürmeniz...Ayrıca iddianızı ispatlayan delillerle C.savcılığına suç duyurusunda bulunmanız...Geçmiş olsun...Başarılar...

Ben olayı dolandırıcılık olarak görmüyorum.
Aslında parayı zaten kredi kartınızdan yatırdığınız için fiyat değişimi sizi etkilemeyecektir.

Ancak borçlar hukukuna göre taahhüt edilen edimin yerine getirilmemesi size 3 seçim hakkı sunuyor:
1- Edimi isteyip gecikme faizi istemek
2- Edimden vazgeçip (ne zaman yapılırsa yapılsın) zararınızın tazminini istemek
3- Sözleşmeyi feshetmek

Sözleşmenin feshedilmesi hakkının kullanılması için bunun derhal karşı tarafa bildirilmesi gerekir ki siz de zaten bunu yapmışsınız.
Sözleşme fesh olmuş; şu anda miktara göre bir sebepsiz zenginleşme davası açmanız gerekmektedir.

İnternet siteleri kredi kartı usulü çalıştıkları için para onlara toplu olarak, belli bir dönemlik alışverişler için gönderilmektedir.
Bunun için sizi bekletiyorlardır. Çünkü internet alışveriş siteleri sermaye olarak sıcak parayı kullanır.

İyi günler dilerim.

Göktürk'ün iletisini düzeltmek gerekirse, tüketici hukuku yönünden baktığınız bir durum, aynı zamanda cezai bir sorumluluğu da beraberinde getirebilir. Aynı zamanda anlattığınız durum, ayıplı mallarda söze konudur. Bu olayda, ayıplı mal yoktur. Çünkü mal yoktur.

Fiil dolandırıcılıktır, sayın Mehmet Nedim Yaz'a katılıyorum.

Aslında bu konu çok güzel bir tartışma emsali olabilir.

Benim karşı düşüncem de şu şekilde;

Sonuçta burada sergilenen mal aslında var olan yalnız sitenin stoğunda bulunmayan bir maldır. Bunun için farazi bir alışveriş yapılmamış, sadece edim gecikmiş ve yerine getirilmemiştir.
Alacaklı ise sözleşmeyi ortadan kaldırmayı ve ödediği miktarın kendisine iadesini istemiştir.
Bu nedenle, borçlunun edimi gerçekleştirememesi dolayısıyla sadece tazmiata konu olabilir ve burada bir doladırıcılık suçu işlenmemiştir.

Emrah'ın belirtmiş olduğu tüketici hukukuna göre düşünülen suç ise ancak belli ticari planların üstüne oturtulduğu alışverişlerin yükümlülüklerinin yerine getirilmediği zaman gündeme geleceğini düşünüyorum. Ayrıca burada bir edim imkansızlığı değil, gecikmesi vardır.

Ayrıca pek çok e-ticaret sitesinin satış sözleşmelerinde de bu tip gecikmelerin olabileceğinin kabulü istenmekte ve cezai sorumluluk bertaraf edilmektedir. Bunuda hatırlatmak isterim.

Madde 5 - Üzerinde "numunedir" veya veya "satılık değildir" ibaresi bulunmayan bir malın;ticari bir kuruluşun vitrininde, rafında veya açıkça görülebilir herhangi bir yerinde teşhir edilmesi,onun stokta bulunduğu anlamına gelir. Satıcı teşhir ettiği malların satışından kaçınamaz. Satılmadığı halde satılmış gibi gösteremez.
Hizmetlerin satışından da haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.
Satıcı,bir mal veya hizmetin satışını,o mal veya hizmetin kendisi tarafından belirlenen miktar,sayı,ebat veya süresi kadar satınalınması ya da başka bir malın veya hizmetin satınalınması koşuluna bağlı kılamaz.

Malı stoğunda gösterip, ölçüsünü alan satıcı, ürünün ücretini almış ve aslında böyle bir malın olmadığını daha sonra alıcıya bildirmiştir. Yine alıcının, sebepsiz zenginleşme yaratacak bu durumu satıcıya bildirmesi ve parasını istemesi üzerine herhangi bir işlem yapılmamış, alıcı hileye maruz kalmıştır.

Yine, 4077 sayılı kanunda, "ayıplı mal veya hizmet" başlığı altında anlattığınız koşullar ve seçenekler ortaya çıkar. Fakat bu olayda mal ayıplı değildir, çünkü mal yoktur.

Kanaatimce TCK 157 deki durum gerçekleşmiştir.

TCK Madde 157 - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Alıntı:

---

Stj.Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı

Madde 5 - Üzerinde "numunedir" veya veya "satılık değildir" ibaresi bulunmayan bir malın;ticari bir kuruluşun vitrininde, rafında veya açıkça görülebilir herhangi bir yerinde teşhir edilmesi,onun stokta bulunduğu anlamına gelir. Satıcı teşhir ettiği malların satışından kaçınamaz. Satılmadığı halde satılmış gibi gösteremez.
Hizmetlerin satışından da haklı bir sebep olmaksızın kaçınılamaz.
Satıcı,bir mal veya hizmetin satışını,o mal veya hizmetin kendisi tarafından belirlenen miktar,sayı,ebat veya süresi kadar satınalınması ya da başka bir malın veya hizmetin satınalınması koşuluna bağlı kılamaz.

Malı stoğunda gösterip, ölçüsünü alan satıcı, ürünün ücretini almış ve aslında böyle bir malın olmadığını daha sonra alıcıya bildirmiştir. Yine alıcının, sebepsiz zenginleşme yaratacak bu durumu satıcıya bildirmesi ve parasını istemesi üzerine herhangi bir işlem yapılmamış, alıcı hileye maruz kalmıştır.

Yine, 4077 sayılı kanunda, "ayıplı mal veya hizmet" başlığı altında anlattığınız koşullar ve seçenekler ortaya çıkar. Fakat bu olayda mal ayıplı değildir, çünkü mal yoktur.

Kanaatimce TCK 157 deki durum gerçekleşmiştir.

TCK Madde 157 - (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

---

Konuyu yasal dayanaklarıyla açıklığa kavuşturduğunuz için size teşekkür ederim..Ancak bir eklemede bulunmak gerekirse suçun sabit olması halinde nitelikli dolandırıcılıktan hüküm kurulması kuvvetle muhtemel olacaktır.

Bu sitelerin pekçoğunun adresi dahi yok ki nasıl hakkınızı özel hukuk bakımından arayabileceksiniz?

Katılmadığım bir görüşe (*E-Ticarette Tüketicinin Korunması adlı makalemi inceleyebilirsiniz) göre e-ticaret bir kapıdan alışveriş türüdür.
Kapıdan alışverişlerde 30 gün içinde edimin gerçekleşmemesi halinde sözleşme fesh olur. Burada para hizmetten önce verilmediği için tüketicinin mağdur olması söz konusu değildir. Ama e-ticaret bu sınıfa dahil olmasına rağmen durum biraz farklı.

Sitede bir malın özellik ve resmleriyle sunulması borçlar hukukundaki vitrinde sergilemek anlamına dahil değildir. Bir defa borçlar kanununda bir şeyin numune olarak gösterilmesi onun olduğunu göstermekle birlikte, bir eşi de yoksa tüketici onu talep edebilir. (Eğer eşi varsa ve numune yazmıyorsa yine talep yetkisi vardır, bundan bahsetmiyorum) Ancak e-ticaret bir ürün tanıtımı görevii de üstlenmektedir ve bir vitrin olmanın yanında bir katalog olarak da değerlendirilmesi gerekir.

Stokta gösterilmesi durumuyla ilgili ise söyleyebileceğim şey:
Cevabımda belirttiğim gibi; e-alışveriş siteleri sıcak sermaye üzerine kuruludur. Stokta görülmesine rağmen malın alınacağı firmanın elinde mal kalmaması veya "stokta" bilgisinin değişmesine kadar stoktaki malın satılması ile borcun ifası gecikebilir.

Haklı olarak bunun iç sorunları olduğunu ve müşteriyi ilgilendirmediğini düşünebiliriz. Ancak haklı kılınabilir gecikmeleri, ki bunun aksini ispat çok zordur, zaten satış sözleşmesine attığımız e-imza ile kabul ediyoruz.

Bunun için suç teşkil edemeyeceğini ve ancak tazminat müeyyidesi ile sınırlı kalacağını savunuyorum.

Bilgileriniz için teşekkür ederim,
İyi günler.

İnternetteki alışveriş sitelerinde, hep görürüz, bazı ürünlere not düşülmüştür, "stoklarımızda mevcut değildir" şeklinde. Bu nedenle, satıcının parayı tahsil ettikten sonra stokta yok şeklindeki bahanesini ben de dolandırıcılık olarak değerlendiriyorum.