Notere gitmek mutlaka gerekli mi, yoksa noter bir alışkanlık mı?
Bu soruyu hangi foruma yazsam bilemedim, öyleyse buraya yerleştirdim.
günlerden beri aklımda bir soru var: Türkiye'de her şey noter üzerinden yapılıyor, ve bence noter resmi bir kuruluş değil, çünkü hiç bir noter kapısına "T.C. Adalet Bakanlığı" veya buna benzer bir şey yazmıyor. Vekalet vereceksin, notere, mal mülk alım ve satışlarında notere. ve noter cümle başı dünya para istiyor. Hiç bir memur noterden bir yazı getirmezsen işlem yapmıyor.
Bence memurlar mesuliyetlikten kaçıyorlar. Yapılan işlemde bir arıza yada hata olursa "notere inandık, masumuz" deyip kıvırmak istiyorlar. Derken bankada hesap açayım dedi, dediler bana "bu (alman) kimliğin hakiki olduğunu noterden tasdikleteceksin". Noolyo ya? Noter nerden bilsin bu alman kimliği hakikimi, sahtemi? Hem kimlikte 3 lisan ne olduğu yazıyor. Ne gerek var beni notere göndermeye?
Soruyorum: Neden mesela vekalet verirken notere gidecekmişim? Ben ve karşımdaki kişiler salakmıyızda noter bize yardım edecek (ve parayı cebine indirecek)? Kendi aramızda bir kağıt doldurup "filanca benim adıma şu tapu dairesinde işlerimi yapabilir" diye yazıp çizdiğimizde neden böyle bir yazı tapu dairesinde geçersiz? Araba satarken "filan şase numaralı aracı filana görüldüğü gibi (= yani tüm var veya yok arızaları ile) satıyorum" diye neden kendi aramızda yazıp çizemiyoruz?
Neden filan sokak, filan tapulu yerdeki evi filana satıyorum diye kendi aramızda sözleşemiyoruz?
İllahi notere gitmek zorunluluklmu, yoksa alışkanlık halinemi getirildi?
Notermiş...neresi noter neye faydası varki? Geçen gün yazı imladım, güya okuma yazmam varmış. İyide, bana ras gele 3 cümle okutmadılar. Bana ayıkmısın diye sormadılar, ikiz kardeşin varmı diye sormadılar (olurya onun hüviyetini kullanırım).
Önümde konulan kağıtta TCkimlik numaram var, resmim var, kaç yerde ismim yazılı...yok yetmezmiş, el yazısı ismimi soyadımı yazacakmışım...hoppalaaaa (((....el yazısı "okudum" yazacakmışım. Hiç okula gitmemiş birine 1 saatte "okudum" yazmayı ezbere öğretebilirim. "Okudum" neye fayda, neye tedbir? Okudum, ama anladım, çünkü sayfa farsca kelimelerle dolu. Miras yerine varis yazmışlar, bölüm yerine taksim vs vs vs. Okudum ama anlamadım, öte yandan: bu vekaleti okuyacak memur her kelimeyi tek tek okuyacakmı? ZANNETMEM !!!!
Dedim notere, yaz şuraya "amcam araziyi satmak hariç tüm yasal işlemlerini yapabilir". OLMAZZZZ !!! Olmaz ya, ne Kadar uzun yazarsa o Kadar PARRA alıyor benden.
Madem tedbir üzerine tedbir, neden doktordan "aklı dengesi yerinde" kanıtı getirmedim? Neden DNA almıyorlar benden? Neden parmak izi almıyorlar? BENCE TEK AMAÇ PARRA !!!
Soru: Notere gitmek zorunlulukmu yoksa alışkanlıkmı? Noterin yapacağı işi bir mahkeme yapamazmı? Yada iki kişi kendi aramızda vekalet alıp veremezmiyiz?
Teşekkürler.
gülmek isteyenlere: siz notersiz olmaz derseniz galiba TC ile mahkemelik olacağım. Hür irademi kullanamıyorum, komşu "tamam" demezse kızı kocaya veremeyecekmişim gibi hissediyorum kendimi. Noter TAMAM derse resmi daire işlem yapacakmış.
===
ALMANYA...
Noter nerde Allah Bilir, yani gerek yok (ev, arsa alıp satarken, mirasta gerekli ama illahi gereklimi bilmiyorum). Miras ama miras ve ev/arsa alım satımlarını avutkatlarda hazırlayabiliyor. Noterler resmidir. Almanyada boş bir kaşıt alıp üstüne vekaletname yazıp isimler verip kullandırabilirsin. Boş kağıda vekalet yazıp verdiğin insana "al bunu benim belediyede işlerimi gör" diyebilirsin. Araba alıp/satmak? Boş kağıt yine yeterli. Filan şase numaralı aracımı filana görüldüğü gibi (manası: bilinen veya bilinmeyen tüm arızaları ile beraber) satıyorum. yada "arabada hasar yoktur, arıza yoktur" yazıp satıyorsun. Boş veya form kağıtlarda resime gerek yok. Dilekçelerde bile resime gerek yok.
.
Cevap: Notere gitmek illahi gereklimi, yoksa noter bir alışkanlıkmı?
Bir kısmında haklısınız ama bir kısmında eksik bilgi var sanırım.
Bir kere noterler resmi daire sayılır. Her isteyen "noterci dükkanı" açamaz.
Vekaletin dediğiniz gibi olması tehlikeli. Zira ben bir kağıt alıp sanki siz yazmışsınız gibi bir vekalet yazabilir, sizin malınızı mülkünüzü satabilirim. Almanya'da bunu nasıl engelliyorlar dediğiniz gibiyse?
Altına "okudum anladım" yazılması ise, ileride oluşabilecek imza inkarında o yazının imzalayan kişiye ait olup olmadığını anlamak için araştırma yapacak adli tıp uzmanının işini kolaylaştırıp isabet ihtimalini yükseltmek içindir.
Cevap: Notere gitmek illahi gereklimi, yoksa noter bir alışkanlıkmı?
Aslında ben de sayın Şenol bey gibi düşünüyorum. Çok haksız sayılmazsınız.
Konu biraz da ülkelerin yasalarının farklı olmasından kaynaklaıyor.
Almanya'da bu gibi işlerin pek çoğu kişilerin resmi daire memuru önünde kimlik ibrazı ve imzaların atılması ile gerçekleşiyor.
Türkiye'de noterler resmi daire hükmündedir. Alman yasalarına göre de noterler hukuk fakültesi mezunu olmak zorundadırlar. Durum bu yönüyle Türkiye'de de aynıdır. Tek fark Almanya'da avukatların AYNI ANDA noterlik de yapabiliyor olmasındadır. Türkiye'de ise bu, yasal olarak mümkün değildir.
Almanya'da boş bir kağıda aldım sattım vekalet verdim, aldım gibi ibarelerin yazılmasının yeterli olduğu konusundaki iddianız doğru değil. Bu tür işlemler ancak ilgili ve yetkili memur veya avukat (noter) önünde kimlik ibrazı ile yapılabilmekte olup bürokrasi minimum düzeye indirilmiştir.
Cevap: Notere gitmek mutlaka gerekli mi, yoksa noter bir alışkanlık mı?
Almanya'da rüzgar başka türlü esiyor.
Ben bazen boş bir kağıdı vekalet yapar mesela kardeşimi veya eşimi yada bir arkadaşımı bir resmi daireye gönderip işlemlerimi yaptırabilirim.
Araba satarken ya boş kağıt yada hazır form yaprak alınabilinir, doldurulup (benden filana) aldım/sattım yapılabilir.
Araba satmak: Dikkat edilmesi gereken tek şey: Satıcı aracı devretmeden plakasını resmi dairede indirmeli, yoksa alıcı plakalı arabayı kullanabilir, mesuliyetliği ise araba kimin üstüne kayıtlı ise ona.
Arabayı plaka ile satan aptal olmalı.
Boş yada avukatın hazır tuttuğu bir form yaprağını ben doldurup imzalayıp avukata vekalet olarak verebilirim. Almanyada noter nerde bilen azdır.
Boş sayfa doldururken en üste "yetki" yazılır. Derken verenin adı ve soyadı, doğum tarihi ve yeri ve adresi. Bu bilgiler genelde yeterli. Derken cümle devam eder, mesela "benim adıma pasaport ısmarlayabilir" yada "bilmem ne işimi yapabilir".
Almanyada rüzgar başka esiyor? Heya....rahatsız olduğum kişiye taahhütlü bir mektup gönderip yapması yada yapmaması gereken şeyi bildiririm, yoksa hakkında adli işlem başlatacağımı bildiririm, ama Türkiyede (dün öğrendim avukattan) illahi ihtarname gerekliymiş Hemde noterden. Taahhütlü mektubu postacının onun posta kutusuna atması yeter, Adam okumuş, okumamış mahkemeyi ilgilendirmez, mahkeme "aldın, okudun" Kabul eder. Yok Hakim bey ben 3 ay Yurt dışındaydım iddiası aslı olsa bile geçersiz. Hakimin diyeceği "postana bakan birini atasaydın".
Bu noterlerin lobisi var galiba Ankara'da. Resmi diyorsunuz ama resmi olsa T.C. derken Adalet Bakanlığı bilmem ne yazar.
Bence özel işletme noterler.
Almanya? (konu biraz saptı ama) Arabanın bir belgesi vardır (Fahrzeugbrief) o belge kimde ise araba onundur. Üstünde yazar zaten iyi muhafaza ediniz. Bu belgeyi yolda yitirirsen yada hırsız çalarsa vs vs kanunen belge kimde ise araba onun, belgeyi nasıl ele geçirmiş mahkemeyi ilgilendirmez, nede olsa üstünde ikaz var "iyi muhafaza ediniz". Belgeyi yolda bulan gelip senin altındaki arabanı isteyebilir, gereğinde dava açarak.
http://www.pl19.de/inhalt/vordrucke-...is-muster.html
bu linke bakabilirsiniz: ne mühür gerekli ne başka bir şey.
hepinize selamlar.
Cevap: Notere gitmek mutlaka gerekli mi, yoksa noter bir alışkanlık mı?
Hepsi son derece mantıklı. Sadece tek bir noktada takıldım:
Boş bir kağıdı bir zarfa koyup taahhütlü olarak göndersem, sonra da "onun içinde bla bla bla yazıyordu" desem, alan kişi de "hayır o zarftan boş kâğıt çıktı" dediğinde ne oluyor merak ediyorum.
Cevap: Notere gitmek mutlaka gerekli mi, yoksa noter bir alışkanlık mı?
Alıntı:
Şenol Eker rumuzlu üyeden alıntı
Hepsi son derece mantıklı. Sadece tek bir noktada takıldım:
Boş bir kağıdı bir zarfa koyup taahhütlü olarak göndersem, sonra da "onun içinde bla bla bla yazıyordu" desem, alan kişi de "hayır o zarftan boş kâğıt çıktı" dediğinde ne oluyor merak ediyorum.
hiç öyle olay olduğunu duymadım. ama benim aldığım taahhütlü mektup boş kağıt çıkarsa...alman internette bu soruna cevap aradım ve hemen bir avukattan şu cevabı buldum:
taahhütlü sadece gönderinin karşı tarafa verildiğini kanıtlıyormuş, ama içi hakkında hiç bir kanıt değilmiş. avukatın tavsiyesi iki tane:
1. içine koyarken şahidiniz olsun.
2. icra memuru sizin yerinize göndersin, çünkü icra memuru gönderdiği her şeyi protokol olarak kayıt eder.
icra memuru olan birine böyle kanıtlı posta gönderileri için baş vurma yolunun var olduğunu bende bugün öğrendim.
unutmadan: taahhütlü yazı gönderen, gönderdiği yazının bir suretini kendinde tutarsa en iyisini yapar, çünkü günün birinde olabilecek bir mahkemede o kağıdı gösterip "bunu böyle gönderdim" diyebilmelidir.
taahhütlü gönderilerde bir sorun olduğunu hiç duymadım, yani gönderen ile alan inkar veya iftira yoluna sapmamışlardır.
şunuda ekleyeyim: eskiden almanyada önemli şeyler (mesela: müddet bildirileri, yasal şeyler vb) taahhütlü gönderilirdi (ve hala gönderilmekte) ama ben taahhütsüz göndermeye başladım, çünkü bazı kuruluş ve işletmeler kendi gönderilerini normal posta (mektup) olarak bana gönderiyorlar. bende normal posta (mektup) olarak gönderir oldum, kimse "yok almadık" demedi.
çünkü diyelim banka yada işveren yada karşı tarafın avukatı bir mahkemede (taahhütlü olmayan) bir mektubu gösterip "ben davalıya bu yazıyı gönderdim" diyebiliyor, bende onlara uyup normal mektuplarla
önemli işlerimi şu ana Kadar taahhüt ücreti ödemeden hallettim.
geçen gün THY yüzünden avukata gittim (şikayetçiyim THY'den, yasa dışı hareketle paramı vermeyerek zenginleşmeyi deniyor). derken avukat bana doldur diye önüme bir vekaletname koydu. bende doldurdum. demedi bana, göster bakayım kimliğini, adresini.
selamlar.
Cevap: Notere gitmek mutlaka gerekli mi, yoksa noter bir alışkanlık mı?
İlk mesajınıza dönecek olursak,
adalet bakanlığına veya tapu dairesine yada trafik şube müdürlüğüne veya birine vekalet verecek olduğunuzda da icra müdürüne mi yazdıracakmışsınız gereken yazıları?
Temelde aynı mantığa dayanıyor , birinin nezaretinde ıspatlanabilir şekilde yapmak her ne işlem yapacaksanız.
Yani kızı vermek için komşuya gitmeyi önermiş danıştığınız avukat ta.
Bu bir dolandırıcılıkmı? Suç duyurusu yapılabilinirmi?
Alıntı:
Şenol Eker rumuzlu üyeden alıntı
Hepsi son derece mantıklı. Sadece tek bir noktada takıldım:
Boş bir kağıdı bir zarfa koyup taahhütlü olarak göndersem, sonra da "onun içinde bla bla bla yazıyordu" desem, alan kişi de "hayır o zarftan boş kâğıt çıktı" dediğinde ne oluyor merak ediyorum.
hiç öyle olay olduğunu duymadım. ama benim aldığım taahhütlü mektup boş kağıt çıkarsa...alman internette bu soruna cevap aradım ve hemen bir avukattan şu cevabı buldum:
taahhütlü sadece gönderinin karşı tarafa verildiğini kanıtlıyormuş, ama içi hakkında hiç bir kanıt değilmiş. avukatın tavsiyesi iki tane:
1. içine koyarken şahidiniz olsun.
2. icra memuru sizin yerinize göndersin, çünkü icra memuru gönderdiği her şeyi protokol olarak kayıt eder.
icra memuru olan birine böyle kanıtlı posta gönderileri için baş vurma yolunun var olduğunu bende bugün öğrendim.
unutmadan: taahhütlü yazı gönderen, gönderdiği yazının bir suretini kendinde tutarsa en iyisini yapar, çünkü günün birinde olabilecek bir mahkemede o kağıdı gösterip "bunu böyle gönderdim" diyebilmelidir.
taahhütlü gönderilerde bir sorun olduğunu hiç duymadım, yani gönderen ile alan inkar veya iftira yoluna sapmamışlardır.
şunuda ekleyeyim: eskiden almanyada önemli şeyler (mesela: müddet bildirileri, yasal şeyler vb) taahhütlü gönderilirdi (ve hala gönderilmekte) ama ben taahhütsüz göndermeye başladım, çünkü bazı kuruluş ve işletmeler kendi gönderilerini normal posta (mektup) olarak bana gönderiyorlar. bende normal posta (mektup) olarak gönderir oldum, kimse "yok almadık" demedi.
çünkü diyelim banka yada işveren yada karşı tarafın avukatı bir mahkemede (taahhütlü olmayan) bir mektubu gösterip "ben davalıya bu yazıyı gönderdim" diyebiliyor, bende onlara uyup normal mektuplarla
önemli işlerimi şu ana Kadar taahhüt ücreti ödemeden hallettim.
geçen gün THY yüzünden avukata gittim (şikayetçiyim THY'den, yasa dışı hareketle paramı vermeyerek zenginleşmeyi deniyor). derken avukat bana doldur diye önüme bir vekaletname koydu. bende doldurdum. demedi bana, göster bakayım kimliğini, adresini.
selamlar
Cevap: Bu bir dolandırıcılıkmı? Suç duyurusu yapılabilinirmi?
Almanya için mi soruyorsunuz, Türkiye için mi?
Almanya da icra müdürlüğü var mi??
Bana gelen MEKTUPTA o bahsedilen şeyler yazmıyordu dendiğinde ISPATLAMANIZ GEREKİR.
Cevap: Bu bir dolandırıcılıkmı? Suç duyurusu yapılabilinirmi?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Almanya için mi soruyorsunuz, Türkiye için mi?
Almanya da icra müdürlüğü var mi??
Bana gelen MEKTUPTA o bahsedilen şeyler yazmıyordu dendiğinde ISPATLAMANIZ GEREKİR.
bu güne Kadar taahhütlü gönderilerden sonra hiç sorun yaşandığını duymadım, gönderen ve Alan arasında bir gerginlik yaşanmıyor. öte yandan taahhütlü mektup gönderen "tatil nasıl geçti" diye soruyorsa mektupta,
Alan mahkemede o yazıyı gösterip "yazdığı buydu, tatil nasıl geçti diye soruyor, bana arazime çöp dökme diye hiç bir şey yazmadı, buyrun okuyun Hakim bey, altındaki imzada onunmu değilmi kendine bir sorun" diyebilir, nede olsa taahhütlü mektup yazan mektubun altına imza atmak zorunda zarfı kapatmadan.
avukatlar bile normal mektup gönderirler hakkında dava açılan kişiye. hakimde o avukatın bu (taahhütlü olmayan) mektubu gönderdiğine inanır.
bende başladım taahhütlü mektup kullanmadan işlerimi halletmeye, sorun yok (Alan "almadım, kanıtla" demedi bu güne Kadar)
öte yandan beklerdim türkiyedeki noterciden "ilaç alıyormusunuz, içki içtinizmi, ekiz kardeşiniz varmı" gibi sorular. noterler o Kadar abartıyorki benim gözümde, birde DNA ve parmak izi alsalar bari.