Eşi ölen ev hanımına gelen vergi ziyaı cezası ve kötü niyetli muhasebeci

Merhabalar. Vergi hukuku alanına çok hakim olmadığım için, bir müvekkilimin sorununa bulduğum çözümle ilgili işlem yapmadan evvel sizlere de danışmak istedim.

Müvekkilimin eşi 2006 yılında vefat ediyor ve eşine ait şirketler (2 ayrı limited şirket) kendisine kalıyor. Kendisi ev hanımı olduğu için şirket işleyişini pek takip edemiyor ve tabir-i caizse önüne ne konduysa imzalayıp, şirketteki kişilere güveniyor. Muhasebeciye elden defalarca para vererek vergi vb. işlemlerini tamamlamasını ve en son şirketi kapamasını söylüyor. Zaten birkaç ay içinde de şirket tamamen faaliyetini durduruyor, müvekkilim de muhasebeciye elden verdiği o paralrla şirketler tasfiye oldu zannediyor.

Geçtiğimiz günlerde gelen vergi borcu ile araştırıp öğreniyoruz ki şirketler halen açık, ito'da kayıtlı ve hatta bir de ito aidatları işlemiş.. müvekkile 2006-2007 yıllarına ait dünya kadar vergi borcu ve borcun 3 katı vergi ziyaı cezası geliyor.

ilk aşamada müvekkil 7 günü geçirmeden ilgili vergi dairesine mal beyanında bulunacak ve haczikabil bir malı olmadığını bildirecek (ki gerçekten de öyle).
sonrası için benim düşüncem, vergi ziyaı cezasının 3 kat işletilebilmesi için nitelikli olması gerek ve müvekkil iyi niyetli. bu yüzden bir iptal davası açmak.
aynı zamanda bir de ceza davası açılmış, onu da yeni öğrendik. vergi ziyaı ile ilgili asliye ceza mahkemesinde bir de o dava yürüyor. vergi cezası için vergi mahkemesinde için iptal davası açmam, asliye ceza'daki dava bakımından da olumlu olur diye düşündüm.

bunun yanında, kötü niyetli muhasebeci aleyhine de dava açmak istiyorum. güveni kötüye kullanma ya da benzeri bir sebeple ceza davası ve sebep olduğu faiz ve vergi cezaları için maddi tazminat ile, sebep olduğu manevi tahribat için de manevi tazminat davası açacağım. muhasebeci gerçekten kötü niyetli, 20-25 senedir muhasebeciliğini yaptığı şirketin patronu öldükten sonra şirketten para almaya devam edip birden bire hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmiyor. şimdi arayıp vergi cezaları nereden çıktı dediğimizde de bir şey olmaz, tebligatı almasaydınız diyor..

sizce bu açacağım davalar sonuç verir mi? özellikle vergi ve ceza hukuku bilen sayın meslektaşlarımın önerilerini bekliyorum.

teşekkürler.

mal beyanı ve hacze kabil malı olmadığını bildirme çok önemli değil bunu dert etmeyin. borç geldi dediğiniz ihbarnamemi ,ödeme emrimi- borç kanuni temsilci adınamı geldi şirket adınamı geldi. 2006 yılında vefat olduğuna göre şirket 6 yıldır aktif. 2006 ve 2007 yılından borç geldi diyorsunuz ancak ne borcu belli değil. ödenmeyen vergi borcumu yoksa yapılan cezalı bir tarhiyat borcumu. mirasçı şirketin ne kadarına hissedar ve kanuni temsilcimi yoksa sadece ortakmı.
direk muhasebeciyi suçlamışsınız ancak burada muhasebecinin bir dahli olmayabilir. konuyu daha detaylı yazmalısınız ona görede size yol gösterebilirim. benim anladığım kadarı ile 3 kat ver ziyaı cezasından bahsettiğinize göre konu kaçakçılık suçu (sahte fatura kullanma yada düzenleme büyük ihtimalle) . davaların sonuç vereceğini söylemek için daha detaylı bilgiye ihtiyaç var mesela inceleme raporu, rapor sonrası aşamada tebliğlerin nasıl yapıldığı vb şirketlerde tasfiye yaklaşık 1 yılda tamamlanıyor. bunun neden yapılmadığı ayrı bir husus. kısacası anlattıklarınız tek başına doğru bilgi vermek için yetersiz

sayın molyer, öncelikle cevabınız için teşekkürler.

2006-2007 yıllarına ait oldukça yüklü vergi borcuna istinaden yaklaşık 180-200 ayrı ödeme emri geldi, toplam 5 zarf içinde. bunların yanında ayrıca 3 kat işletilen vergi ziyaı cezası tebliğ edilmiş aynı tarihte. yani çok sayıda ödeme emri ve 7-8 adet vergi cezası ihbarnamesi söz konusu.

verginin neye istinaden kesildiğini, neden ödenmediğini, ne müvekkilim biliyor, ne de muhasebeci konuyla ilgili net bir şey söylüyor. muhasebeciyi suçlamamın sebebi ise, kendisine şirketlerin tasfiyesini başlatması için 2007 yılında, masraf olarak yüklü miktarlarda para verilmiş olması. ancak kendisi, alınan ortaklar kurulu kararlarını noterde tasdik dahi ettirmemiş... konuya ilişkin hiçbir işlem yapmamış, şirketler halen faaliyette gözüküyor.

mirasçı müvekkil, şirketin çoğunluk hissedarı. şirket müdürü olan eşi ölünce, müvekkilim müdür seçiliyor. diğer ortaklar da yine çocukları zaten, şirket aile şirketi.

sahte bir fatura durumu var ise, müvekkilimin bundan hiç haberi yok, zira şirkette fatura düzenleyecek kadar bulunmamış. eşinin vefatından itibaren 5-6 ay içinde ortada şirket de kalmıyor zaten. düzenlenen sahte fatura varsa bu da ancak şirketteki kişilerin ve kuvvetle muhtemel muhasebecinin yaptığı bir işlem olabilir. ayrıca muhasebeci, vergi dariesinden defter istendiğini ancak defterleri sunmadığını da şifahen itiraf ediyor. bu nedenle iptal davası açmak istiyoruz, çünkü hiçbir suç kastı hatta suç teşkil edebilecek eylem dahi yok.

umarım bu bilgiler yeterli olur. ilginiz ve yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

acil olarak şunu belirteyim ödeme emirlerine dava açma süresi 7 gün. ihbarnameye 30 gün. heryıl ve vergi türüne görede ödeme emrine ayrı dava açmanız gerekiyor. ihbarnameler adli tatile denk geliyor onlara vakit var. öncelikle şöyle yapın eğer 7 gün geçmediyse. bütün ödeme emirlerini tek dava dilekçesi olarak yazın, ancak hiçbirini atlamayın. bu şekil dava açıldığında usulüne uygun dava açılmadığı için mahkeme davanın usulüne uygun açılmak üzere 30 gün içinde yenilenmesi gerekçesiyle davayı reddedecektir. bu size zaman kazandıracaktır. bunu sakın atlamayın hak kaybına uğramayın.
şimdi gelelim durumu özetlemeye. ödeme emri düzenlenmesi için ilk önce ihbarname tebliği gerekir. müvekkilinize sanırım ihbarname tebliği gelmedi. buda gösteriyorki butebliğler ya başkasınayapıldı (işyeri çalışanı varmı bilmiyorum) yada ilanen tebliğ oldu. bu aşamada usule aykırılık yapılmış olabilir. bu tebliğlerde hata var ise 2006 yılı zaten 2011 yılında zamanaşımına girdi bir daha tebliğ yapamazlar. 2007 yılı ise 2012 yılında zamanaşımına giriyor. bunları değerlendirecek durum olur zaten konu uzun siz öncelikle ödeme emrinde dava açma süresini kaçırmadıysanız davayı açın. bu hususu belirtirseniz ona göre devamına bakarız. çünkü süre geçtiyse durum farklı boyuta geliyor.

birde ödeme emirlerinde şirketin adı yazılıysa (yani müvekkiliniz adınada gelmiş olabilir kanuni temsilci sıfatıyla) şirket adına vekalet almanız gerekiyor.dikkat edin davade ehliyet yönünden red yemeyin. davayı vergi mahkemesine açacaksınız. karşı taraf (sizin iliniz istanbul diye belirtildiği için şirketide istanbulda diye farzediyorum) istanbul vergi dairesi başkanlığı olacak. sormak istediğiniz acil bir durum olursa diye özel mesajdan telimi yazıyorum size iyi günler