Katılımcı Avukatlar Yola Çıktı
Bürokratik değil, demokratik baro isteyen; bir avukatlık ütopyası olan, susmayı değil söylemeyi seven; barışı, adaleti, özgürlüğü ilke edinen, “insan, doğanın sahibi değil parçasıdır.” diyen; yaşadığı şehri, ülkeyi ve torunlarının yaşayacağı gezegeni de müvekkili sayan avukatlar var.
İletişim Bilgileri
Web Sitesi: http://www.katilimciavukatlar.org
Ofis: KAV OFİS : Şeh Bender Sok. Çiçek Han No:5/10 Asmalımescit
Yer: Tel:(212) 2438037 - 2438097 Asmalımescit-Beyoğlu
Re: Katılımcı Avukatlar Yola Çıktı
l. MESLEĞİN VE ÜLKENİN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUM NEDENİYLE, SAYGIN, ETKİN, GÜÇLÜ BİR BAROYA İHTİYACIMIZ VAR
Hepimizin bildiği gibi mesleğimizin ve yargının sorunları giderek derinleşmiştir. Bu sorunların çözümü saygın, etkin, güçlü bir baroyu zorunlu kılmaktadır.
Türkiye, toplumsal ve siyasal ihtiyaçların hukuksal karşılığının üretilmesi ve hayata geçirilmesi gereken bir süreçtedir.
Temel hukuksal mutabakatların bir kısmının geliştirilerek korunması gerekirken, çağın gereklerine uygun yeni hukuksal mutabakatların da oluşturulması ihtiyacı vardır. Siyasetin ve toplumun gündeminde hukuk vardır. Türkiye, şeffaf, laik, demokratik bir hukuk devleti olmak zorundadır. Başka bir deyişle ülkemizin; laik bir anlayışın belirleyeceği, sosyal, çoğulcu ve hoşgörülü bir bakış açısının biçimlendireceği demokratik bir yapıya, bilgilenme ve saydamlık ihtiyacının zorunlu kıldığı şeffaf bir yönetime, ivedi adalet çığlığına yanıt verecek bir hukuk devletine ihtiyacı vardır. Böyle bir dönemde hem baroya hem avukatlara önemli görevler düşmektedir. İstanbul Barosu, tarihinin en saygın, en etkin, en zorlu ve en ivedi görevini üstlenmek, hukuk alanında kurumsal ve fikri güvenilirlik ihtiyacını karşılamak zorundadır.
ll. YÖNETİMDE VE MUHALEFETTE OLAN MEVCUT GRUPLAR MESLEĞİN VE ÜLKENİN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNDE ROL ÜSTLENECEK ETKİNLİKTE BİR BARO FAALİYETİNİ HAYATA GEÇİREMEZ
Böyle bir dönemde:
Siyasetteki kamplaştırıcı ve çatışmacı anlayışları baroya taşımaya çalışan; broşürlerinde geleceği nasıl planladıklarını anlatırken, ajanda ve masa takviminin avukatlara adreslerinde ulaştırılacağına bir başlık ayıran, ancak adalet, demokrasi, hukuk reformu gibi taleplere yer vermeyen grupların da,
Sadece seçim ittifakı biçiminde bir araya gelmiş; temel sorunlara yaklaşımlar konusunda dahi ortak bir bakış açısı yaratamamış; bağlı bulundukları siyasi yapıların sınırlayıcı politik bakış açılarını baro zeminine taşımaya çalışan; politik örgütlerin iradesini kendi iradesinin önüne koyan; bireyin hak ve özgürlüğünü göz ardı eden; dünyadaki, toplumdaki değişime gözlerini kapayan grupların da İstanbul Barosu’nu Türkiye’nin hukuk ihtiyaçlarına yanıt verebilecek, mesleğin sorunlarını çözebilecek bir kurum gücüne ulaştırması asla mümkün değildir.
Ya “siyaset dışı bir baro” veya “dar-grupçu siyasi çıkarların barosu” anlayışıyla İstanbul Barosuna yaklaşan grupların ve eğilimlerin, hangi yan egemen olursa olsun İstanbul Barosunu marjinalliğe mahkûm edeceği açıktır.
Baroların anayasa ve yasadan kaynaklanan siyaset yapma hakkının dahi farkında olmayanların, siyasetin merkezi gündeminin artık hukuk olduğu böylesi bir dönemde İstanbul Barosu’na etkin bir konum sağlamaktan uzak oldukları tartışma götürmez bir gerçektir.
Hem baroya hem avukatlığa bakış açıları sığlaşmış, gitgide karmaşıklaşan hukuk bilgisini kullanarak fikri faaliyet yürütme kapasitesini yitirmiş grupların ve anlayışların, İstanbul Barosunu güçlü ve etkin kılması, avukatlık mesleğine saygınlık kazandırması, hukuk alanında kurumsal ve fikri önderliği gerçekleştirmesi olanağı yoktur.
Baroların idari işlevini mutlaklaştırarak baroları sadece idarenin bir birimi konumuna indirgeyen, baro-avukat ilişkisini idare-vatandaş ilişkisi biçiminde gören, baroyu bürokratik ve idari bir mekanizma yapısına mahkûm eden anlayışların İstanbul Barosu’nu avukatlığın, yargının ve hukukun gerekleri ve yeni açılımları konusunda etkin bir pozisyona taşıması mümkün değildir.
Avukatlık mesleğinin sorunlarını sadece şikâyetçi pozisyonda ele alan, sorunların çözüm yollarına ilişkin etkili hiçbir fikir üretemeyen, avukatların sorunları ile meslek sorunları arasındaki ve meslek sorunları ile ülkenin hukuk yapısı / hukuk sorunları arasındaki çok yönlü bağlantıları analiz edemeyen, bu nedenle de sorunların çözümü için etkili olamayan anlayışlarla avukatlığın saygınlığını artırmak mümkün değildir.
Demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, avukatın bağımsızlığı gibi kavramları herkesin benimsemiş göründüğü, ancak bu kavramların içeriği ve nasıl hayata geçirileceği konusunda hiçbir derinliğin ileri sürülemediği bir ortamda, herkesin anonimleştiği, biçimselleştiği ve benzeştiği bir ortamda, bu kavramların özüne uygun bir baro faaliyetinin mümkün olmadığı açıktır. Daha da vahimi bu kavramları dar siyasi çıkarlar için herkesin birbirine karşı kullandığı, çatışmalar için araç yaptığı, karşıtlıklar üretmek için bu kavramlara dayandığı bir ortamda, bu kavramların karşıtlarının güç kazanması kaçınılmazdır. Bu nedenle bu kavramlara içerik ve işlevsellik kazandırmak zorunludur. Bu da yaratıcı, sürekli yenilenen, geliştirilen güçlü bir hukuk faaliyetiyle mümkündür.
Tüm bu nedenlerle tam da bu zamanda;
Türkiye’nin anayasa tartışmalarında,
Avrupa Birliği ile üyelik hukuku sürecinde,
Toplumsal ve kültürel farklılıklarımızı birlikte ifade edecek birlikte yaşamanın hukukunu oluşturma sürecinde,
Ülkemizde ve bölgemizde demokrasi hukukunu geliştirme ve genişletme sürecinde,
Tüm bunlarla bağlı olarak mesleki sorunların çözümü için etkin olmanın kaçınılmaz olduğu bu dönemde;
süreklilik içinde yenilenme ihtiyacını karşılayacak bir hukuk faaliyeti ve bu faaliyeti taşıyacak güçlü bir hukuk kurumu için İstanbul Barosu’nun mensubu bütün avukatları çağın gereklerine uygun bir hukuk anlayışıyla kucaklayarak ayağa kalkması gerekmektedir.
İşte bu nedenlerle ve tam da bu zamanda farklılaşma ihtiyacına yanıt vererek en geniş birlikteliği sağlama hedefiyle yeni bir harekete yön verecek dinamik bir grup ve farklı ve etkin bir hukuk faaliyeti gereklidir.
İşte bu nedenlerle ve tam da bu zamanda Baro’yu yönetmeyi avukatları yönetmek değil süreçleri yönetmek olarak kavrayan avukatların baroyu yönetmeye talip olduğu katılımcı bir anlayışla, katılımcı avukatlar girişimi kaçınılmaz olmuştur.
İşte bu nedenlerle ve tam da zamanında Katılımcı Avukatlar en geniş katılıma açık olarak yola çıkmıştır.