Hastayi görmeden ilaç Yazmak ve Hekim Bağımsızlığı
Merhaba arkadaşlar;iki konuya hukiki açıdan bakış açınıza ihtiyacım var...yalnız suistimal/art niyetili başvurular açısından değil de böyle raporlu-raporsuz gerçekten kullanılması gereken durumlar açısından değerlendirilmesini rica ediyorum.
1.konu:hastayı görmeden mevzusu ki,konu ile ilgili açılan başlıklarda bu durum görevi kötüye kullanma-dolandırıcılık kapsamında değerlendiriliyor.Ancak bununla ilgili net bir hüküm bulunmadığı halde neden suç olarak nitelendirilebileceğini merak ediyorum.Şöyle ki;
5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU ;
MADDE 71- Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67 nci maddenin üçüncü fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. (Mülga son cümle: 17/4/2008-5754/67 md.)
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık Uygulama Tebliğinde de
3.1.2. Kimlik tespiti
(1) Sağlık kurum ve kuruluşları, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilerin müracaatı aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti ve biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapmaları zorunludur. Kimlik tespiti, biyometrik kayıt işlemi veya biyometrik kimlik doğrulama işlemini usulüne uygun yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından ödenen tutar geri alınır.”
(2) 2828 sayılı Kanunla sağlanan yardımlardan ücretsiz faydalananlardan çocuk, özürlü, kadın ve yaşlıların sağlık kurum ve kuruluşlarına birinci fıkrada belirtilen belgeleri ibraz edememeleri halinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kapsamında bulunduklarını gösterir belgeye göre gerekli işlemler yürütülerek sonrasında söz konusu belgelerin ibrazı anılan Kurumdan istenecektir.
(3) Kapsamdaki kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri doğrultusunda suç duyurusunda bulunulur. hükmü vardır.
Kanunda yalnızca kimlik belgesinin başvuran kişiye ait olup olmadığı sorgulanmalıdır denilmekte,kimlik belgesinin başvuran kişiye ait olmadığı durumlarda hizmet verilmemesi gerekti hükmü yeralmamaktadır.
uygulama tebliğinde ise YALNIZCA kimlik tesbitinden sözedilmekte ve kimlik tesbitinde tüm sorumluluk sağlık hizmet sunucularına yüklenilmektedir.her iki mevzuatta da şahısların şahsen başvurma zorunluluğu bulunmadığı aşıkardır.
ASIL SORUN BURADA BAŞLIYOR!!!
Madem ki şahsın sağlık hizmeti için bizatihi başvurması gerekmiyorsa yada diyelim ki bu mevzuat göre şahsen başvurması gerekiyorsa bile "şahsen yapılmayan başvuruların" rededilmesi gerektiğiyle ilgili bir hüküm yer almadığından ötürü;bu başvuruların kabul edilmesi neden görevi kötüye kullanmak yada dolandırıcılık diye değerlendirilip hekimlere soruşturmalar/davalar açılıyor.(örnek,örnek) ki kimi zaman(özellikle kanser,organ nakli,kalp yetmezliği...vb durumlarda )başvuruyu redetmek ölümlere bile sebep olabilir
2.KONU:Raporlu ilaç mevzusu:sürekli hastalığı bulunan kanser,şeker,tansiyon,böbrek,göz tansiyonu ...vb durumlarda hastalara ilaç kullanımı veya katılım payı muafiyet raporu veriliyor.yani bu rapord olduğunda hem ünvanı nedeniyle o ilacı yazamayan her hekim bu ilaçları reçete edebiliyor,hem de ilaçlar 3 aylık kullanım için reçete edilebiliyor.
Buradaki sorun ise şunlar;
1.hekimin bilgi ve becerisini aştığı için yazma yetkisi olmayan bir ilacı,rapor yoluyla yazmak zorunda bırakılabilir mi?
2.yazması durumunda olası yan etki veya komplikasyonlar nedeniyle sorumlu tutulabilir mi?
3.yazmaması durumunda hastada gelişebilecek bir sağlık sorunu nedeniyle sorumlu tutulabilir mi?
4.TIBBİ DEONTOLOJİ TÜZÜĞÜ 16.maddesinin "Tabip ve diş tabibi bir kimsenin sıhhi durumu hakkında, ilmî metodları tatbik suretiyle bizzat yaptığı muayene neticesinde edindiği vicdani ve fennî kanaata ve şahsi müşahadesine göre rapor verir." hükmüne aykırı değil midir?
Her iki sorunda da hekim olarak hukiki olarak yapabileceğim bir şey var mıdır?
saygılarımla
Cevap: Hastayi görmeden ilaç Yazmak ve Hekim Bağımsızlığı
Evet bunu ben de merak ediyorum
Cevap: Hastayi görmeden ilaç Yazmak ve Hekim Bağımsızlığı
konunun hukuki irdelemesini yapabilecek kimse yok mu acaba.350 bin hekimi ilgilendiren bir konu bu.yardımlarınızı esirgemeyin lütfen
Cevap: Hastayi görmeden ilaç Yazmak ve Hekim Bağımsızlığı
Doktorlara dava acip kazanma ihtimalini dusurmek istemiyorlar ya da soru uzun diye okumak istemiyorlar.Burada gordugum kadariyla cevaplanmayan soru nadir.
Cevap: Hastayi görmeden ilaç Yazmak ve Hekim Bağımsızlığı
Alıntı:
Kamyonçarpmış rumuzlu üyeden alıntı
Doktorlara dava acip kazanma ihtimalini dusurmek istemiyorlar ya da soru uzun diye okumak istemiyorlar.Burada gordugum kadariyla cevaplanmayan soru nadir.
ben de şaşırdım doğrusu neden kimse yanıtlamıyor diye ,soru uzun değil,hele ki bir avukat için...
bu durumda geriye üç ihtimal kalıyor
ya bir bilen yok burada(ki bu da zayıf bir ihtimal benim açımdan)
ya kasıtlı olarak cevap verilmiyor,
ya da bilmediğimiz bir nedeni var
sebep ne olursa olsun,üzüldüm.en azından yönetici arkadaşlar iki satır yazabilirlerdi.
çok zor değil dostum yanıtını bulmak.
paylaşarak da edinilebilir bilgiler araştırılarak da...
en kötü ihtimalle zor olandan başka çaremiz kalmaz