Kategoriler: İnternet Medyası

Mustafa Mutlu: Sırra kadem basan Sırrı!

KgL1o5KgL1o5
Çok değil daha birkaç ay öncesine kadar kibirlerinden yanlarına yaklaşılmıyordu…
Bütün küçük dünyaları onlar yaratmıştı!
Dağdaki PKK’lılara övgüler düzüyor, devlet güçlerine hakaretler ediyorlardı.
MİT’le, AKP’yle masaya oturup pazarlık yapıyorlardı.
Bunun adını da “Kürt Açılımı” ya da “Barış Süreci” koymuşlardı.
Haftada bir kez İmralı’ya gidiyorlar; bölücübaşıyla hatıra fotoğrafı çektiriyorlardı.
Keyiflerine diyecek yoktu…
Kimlerden söz ettiğimi anlamısınızdır:
HDP’li milletvekillerinden…
***
İşte; bu dönemde öne çıkan bir isim vardı:
Sırrı Süreyya Önder!
Gezi Direnişi’nin başladığı günlerde bir iş makinasının önüne atlayarak çektirdiği fotoğraflarla bizim aydın ablaları ve abileri fena halde etkilemişti.
Partisinin Eş Genel Başkanı’nın AKP’ye yaranmak için, Gezi’yi karaladığı güne kadar da epeyce prim yapmıştı bu arkadaşın şovları…
***
Sonra Gezi eylemciliğinin yerine İmralı Sözcülüğü’nü koydu.
Saygıda kusur etmediği Apo’nun bülbülü oldu.
Cihangir’deki barlarda ve İmralı’da sürdürdü büyük mücadelesini!
Sadece Nevruz’dan Nevruz’a Diyarbakır’a gidip Apo’nun mesajını okudu…
Eline Apo’nun verdiği metni öyle duygulu okuyordu ki, CHP’ye oy veren duygusal teyzeleri bile ağlatmayı başarıyordu.
Ne dediği değil, nasıl dediğiydi önemli olan…
Ve o, bir sinemacı olarak bunu çok iyi biliyordu.
***
Sonra 7 Haziran seçimlerine gidildi.
Seçimlerde kendilerinin bile beklemediği kadar oy alınca iyice şımardılar…
Ancak aralarından birilerinin, en başta da Sırrı’nın keyfi kaçmaya başladı.
Çünkü AKP, yıllardır uyguladığı “açılım”ı rafa kaldırıp terör örgütüyle mücadeleye başladı.
Bu da İmralı’yla olan görüşmelerin bıçakla kesilir gibi bitmesine neden oldu.
İşte; o günden beri kayboldu Sırrı…
Sırra kadem bastı!
O televizyon senin, bu televizyon benim dolaşırken; ortalıkta görünmemeye başladı.
***
Sonra 1 Kasım seçimlerine gidildi.
Sırrı’nın partisinin şımarıklığı, büyük bir hezimete uğramalarıyla sonuçlandı.
1 milyona yakın oy kaybettiler…
Bu seçim yenilgisini, partideki bölünmeler izledi:
Sözüm ona “Türkiye partisi” olup herkesi birleştireceklerdi ama kendileri bin parçaya bölündüler.
Sağcı-solcu diye bölündüler.
Enteller-cahiller diye bölündüler.
Aşiret ağaları-marabalar diye bölündüler.
Feodaller-sosyalistler diye bölündüler.
Dinciler-laiklik yanlıları diye bölündüler.
En son darbeyi ise Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş vurdu; “Tayyipçi olanlar-olmayanlar” diye bölündüler!
***
Şimdi dönün, Güneydoğu’ya bakın:
Diyarbakır, Şırnak, Cizre, Silopi, Hakkari yangın yeri…
İlan edilmeyen bir “iç savaş” yaşanıyor.
Küçük kızlar vuruluyor, masum insanlar öldürülüyor, askerimiz-polisimiz şehit düşüyor.
Düne kadar bu kentlerde halkı “isyan”a teşvik eden Selahattin Demirtaş’tan bile ses çıkmıyor…
Apo’nun bülbülü Sırrı Süreyya Önder ise kelimenin tam anlamıyla “arazi” oldu…
İsmi var, cismi yok; görünmüyor!
***
Endişe etmeyin; hâlâ büyük bir inançla söylüyorum:
Kimse bu ülkeyi bölemez…
Ama siz, siz olun; “Sırrı”lara kanmayın artık…
Kestikleri “rol”lere inanmayın!
Silahlar susarken hepsi “Rambo” kesilir ama ortalık kan gölüne dönünce, burunlarını Cihangir’deki barlardan çıkarmazlar…
***
Hadi Sırrı…
Çık ortaya da rol yap bize…
Apo’ya özgürlük iste…
“Barış elçisi sanatçı” rolünü oyna;
Oyna da biraz gülelim

PKK O BOMBAYI KOYARKEN NASIL
OLDU DA KİMSE FARK ETMEDİ?
Diyarbakır-Silvan karayolunda dün askeri zırhlı aracın geçişi sırasında patlama meydana geldi.
Üç polis hayatını kaybetti, üç polis de yaralandı.
Şehitlerimize rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum…
Dikkat edin; bu saldırı tarlada ya da çıplak arazide değil, Türkiye’nin en işlek karayollarından birinde gerçekleşti…
İyi de o bomba oraya konurken nasıl oldu da kimse görmedi?
Yoksa bu eyleme birileri, örneğin belediye ekipleri destek vermiş olabilir mi?

GÜNÜN SORUSU
Sorum Başbakan’a:
Güneydoğu’da yaşananları neden Meclis’e taşımıyorsunuz? Öğretmenleri geri çekmekten amacınız ne?

SÖZ SİZDE… (156+190)
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz… Söz sırası Melahat İkizdere’de:
“Mustafa Bey’in sevgili okurları, okurdaşlarım…
Ben Abdullah Bey’e değil size seslenmek istiyorum:
Bugünden itibaren hepimiz Aldullah Gül’ün Facebook’taki ve Twitter’daki hesaplarına mesaj yağdıralım ve “Huber konusunda neden konuşmuyorsun?” diye soralım…
Var mısınız?”

GÜNÜN İSYANI
Cübbeli Ahmet diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü isimli din taciri, “Hz.Muhammed’in saçının yıkandığı su” iddiasıyla, su satmaya başlamış… Bu suları alıp Mevlit gecesinde hediye olarak verenler sevaba girecekmiş… İsyanım bu adama inanıp peşine takılanlara:
Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz?

Aydınlık

Mustafa Mutlu: Sırra kadem basan Sırrı! – İlk Kurşun Gazetesi.

Orijinal haber kaynağı için; İlk Kurşun Gazetesi – İlk Kurşun Gazetesi

Benzer haberler:

    yok