Kategoriler: İnternet Medyası

Melih Aşık: Fena mı olur?

epYG2nepYG2nDoğu ve Güneydoğu Anadolu’da iki aydır adeta adı konmamış bir savaş yaşanıyor. Teröristlerin güvenlik güçlerine saldırmadığı, yol kesip insan kaçırmadığı, Batı’ya üçerli – beşerli şehit cenazelerinin gelmediği gün yok gibi.

Sadece güvenlik mensuplarımız değil bölgede görev yapan öğretmenlerimiz, doktorlarımız da sürekli ölüm tehdidi altındalar. Onların da yaşamları tam bir “karabasan”a dönmüş durumda. En çok ihtiyaç duydukları şeylerden biri moral. Adına orada bulundukları ve hizmet verdikleri devletin yanlarında, arkalarında olduğunu hissetmeleri, görmeleri. Bu duyguyu hissedebilmelerinin yollarından biri de Ankara’daki “devlet büyükleri”ni arada bir de olsa… Özellikle böylesi günlerde karşılarında görebilmek.

Acaba diyoruz… Daha düne kadar muhalefeti “Sivas’tan öte geçememekle” suçlayıp alay eden kimi devlet büyüklerimiz… Örneğin Cumhurbaşkanı ve Başbakan… Bu bayramda bölgeyi ziyaret etseler… Hem, her koşulda ülkenin her tarafına gidebilecek cesarette olduklarını gösterseler… Hem de güvenlik güçlerimiz başta olmak üzere orada görev yapan memurlarla terör örgütünden yana olmayan… Ama devleti arkalarında, yanlarında göremedikleri için terör örgütüne karşı seslerini çıkaramayan bölge halkına “Yanınızdayız, arkanızdayız” mesajını verseler. Fena mı olur?

Sürece dönüş mü?

PKK ile savaşta gelinen son nokta nedir?
PKK yurtiçinde kendini tahkim edilmiş bir pozisyona getirmiş, arkasına dış desteği de alarak AKP iktidarını zorlamakta ve iki seçenek vererek tehdit etmektedir:
– Ya çözüm sürecine dönüşü kabul edersin ya da iç savaşa yol açacak şekilde ayaklanma başlatırım.
Geçen temmuz’da Çin gezisine çıkarken “Çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil” diyen Tayyip Erdoğan, 16 Eylül konuşmasında çözüm süreci için “Olumlu gelişmeleri yakaladığımız zaman kaldığı yerden niye devam etmesin” diyerek sürece dönüşe yeşil ışık yakmış bulunuyor.
Çözüm sürecine geri dönüş nereden başlayacak? Cemil Bayık ve diğer PKK yöneticilerinin özetle dediği şudur:
“28 Şubat’ta kaldığımız yerden yani eşit iki taraf gibi oturduğumuz masada Öcalan’ın 10 maddesini görüşmeye başlayalım…”
Ancak bu defa bir ilave talepleri var:
“İmralı’ya Kandil’den adamlarımız gitsin ya da teröristbaşı Kandil’e gelsin görüşelim.”
İktidarın bu talepleri kabul etmekten başka çaresi var mı? Var… Terörle savaşmak…
Ya da silah tehdidi altında sürecek müzakerelere yeniden başlayıp onur kırıcı taleplere boyun eğmek…

ÇAY
Rize’de belediye tarafından düzenlenen Cumhuriyet Meydanı projesinde Atatürk heykelinin kaldırılıp yerine çay bardağı heykeli konulması öngörülmüş. Bölgede haklı bir tepki var. Bize göre Belediye Başkanı Reşat Kasap çay bardağı yerine bir ibrik heykeli düşünmeliydi. İbrik o zihniyeti daha iyi temsil ederdi. Bu arada çay oraya acaba nasıl gitmiş… Açıp tarihi okusalar Rize’ye çayı Zihni Derin’in getirdiğini, Zihni Derin’i 1923’te Rize’ye Cumhuriyet yönetiminin gönderdiğini öğreneceklerdi.

Rize’nin çayla tanışması Cumhuriyet’le birlikte olmuştur. Muhteremler onu da mı bilmez?

Teröre karşı çıkmak;
farklı etnik kökendeki inşaat ve tarım işçilerini dövmek değil,
terörü kullanan emperyalizme karşı çıkmaktır…
? ? ?
İktidarın
“Cemaat ne istedi de vermedik”,
“PKK ne yaptı da göz yapmadık” diye sızlanması,
suçun itirafıdır!
Akif Kökçe

RİZE

Atatürk’ün Rize’ye gelişinin 91’inci yılı nedeniyle düzenlenen törene Rize Vali Vekili Turan Yılmaz (Vali’nin önemli işi vardı anlaşılan), İl Jandarma Komutanı Albay Semih Coşkun, Rize Belediye Başkan Vekili Sultan Yılmaz, Emniyet Müdürü Adem Çakıcı katıldı. Törende ortaokul birinci sınıf öğrencisi öğrencisi M.Y. Rize’yi öven bir şiir okudu:
“Yaz gelince
yaylaları meşhurdur,
Silah yapar,
silah atar cesurdur,
Hoşgörülü olmak ise kusurdur,
Tulum çalar köyü kenti bucağı,
Kızdırırsan çeker sokar bıçağı,
Yıllar sonra arar bulur kaçağı”
Rize’yi övelim derken yeren şiire soruşturma açılmış.

Milliyet

Melih Aşık: Fena mı olur? – İlk Kurşun Gazetesi.

Orijinal haber kaynağı için; İlk Kurşun Gazetesi – İlk Kurşun Gazetesi

Benzer haberler:

    yok