Kategoriler: İnternet Medyası

Özgen Acar: ‘Tarihin Tekerrürü…’ (6)

İlk beş yazımız şöyle başlıyordu:
“Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)” terörü olayı ile tarih üç aşamalı tekrarlanıyor. Bu aşamaların çıkış noktasını, İngiliz casus, arkeolog, Yarbay Thomas Edvard Lavrence (1888-1935) şöyle tanımlamıştı:
“Osmanlı İmparatorluğu’nu Ortadoğu’da parçalama başarısını yöredeki etnik mozaiği birbirine karşı kullanarak elde ettim!”

***

Irak’ta, Sovyetler Birliği doğrultusunda kurulan “Kürdistan Demokrat Partisi (KDP)” sonraları, petrol tutkunu Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) güdümüne girerek “özerkliğini” ilan etti. Irak ordusu dışında kendi silahlı gücü “peşmerge”yi örgütledi.
Bu gelişmeler Suriye’deki Kürtleri de heyecanlandırdı. Kürtler, “Demokratik Birlik Partisi’ni – Partiya Yekitiya Demokrat (PYD)” kurdular. “Peşmerge”den esinlenerek “Halk Savunma Birlikleri’ni – Yekitiya Parastina Gel (YPG)” örgütlenmesine gittiler.
Ancak Sultan, ailecek “mavi yolculuk” yaptığı Beşşar Esad’ı ABD ve İsrail’in hedef göstermesi üzerine “kraldan fazla kralcı” oldu. Bu oluşumlar ve Kürtlerin siyasal ve askeri yapılanmaları Arapları da harekete geçirdi.

***
aaaa

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO): Bazı Araplar aşırı dinci “Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)” çevresinde odaklanırken Hava Kuvvetleri’nden ayrılan Alb. Riyad El Esad, ABD ve İsrail’in desteğinde 2011’de silahlı yapılanmayı başlattı.

Bugün 40 bin kişilik bir askeri güçten söz ediliyor. El Esad, Lavrence’in vaktiyle Osmanlılara karşı uyguladığı “gerilla” yöntemlerini, hedefindeki Esad’ın güçlerine karşı kullanıyor.
VikiLeaks’in sızıntı belgelerinde; ABD, İngiltere, Ürdün ve Türkiye’nin gizli görevli askerlerince ÖSO’yu eğitip, silah desteği yaptıkları yer almıştı. Sınırda İsrail’den ordu desteği alan ÖSO’nun yaralıları orada ve Türkiye’de Kilis ile Gaziantep’te tedavi ediliyor.
Ağustos 2012’de eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un İstanbul ziyaretinde, ÖSO’ya ağır silahların verilmesi kararlaştırılmıştı. Katar’ın mali desteğinde 20 adet T-21 tankı ÖSO’ya İskenderun’da teslim edilmişti.
Hatay’da Türk askeri yetkililerince durdurulan “Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT)” ait TIR’lardaki silahların ÖSO’ya gönderildiği Türk ve yabancı basına yansımıştı.
CHP milletvekillerinin Hatay’da inceleme yapmak istedikleri ÖSO eğitim kampına girişleri engellenmişti. Ayrıca Gaziantep’te bomba imal eden ÖSO’cuların binasında büyük bir patlama olmuştu.
Nasıl Irak ve Suriye’de, Kürtlerin silahlı güçlerinin başında bir siyasal yapılanma geçerliyse, ÖSO’nun da siyasal örgütü olarak “Suriye Ulusal Konseyi” bulunuyor.
Üstelik 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü, “Irak Kürt peşmergesi” ile “Suriye Arap ÖSO’su”; “Suriye Arap IŞİD’ine” karşı, kol kola savaşmak için Türkiye üzerinden Kobani’ye geçtiler!
Hizbullah (Allah’ın Partisi): İran kökenli, Lübnan’daki Şiilerin Hizbullah’ından farklı olarak, özellikle Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Sünni “Kürtlerin ve Türklerin Hizbullah’a” katılımı yoğunlaştı.
1980’lerin başında Diyarbakır’da, “aşırı dincilerin” kitapçılarda halktan “zekât” ve “fitre” toplayarak, ayrılıkçı PKK ve Kürt siyasal partilerine karşı örgütlenme başlamıştı.
PKK’nin yanı sıra içki, mini etek düşmanı kesilmekle kalmadılar, İstanbul’da HSBC Bankası’nın, İngiliz Başkonsolosluğu’nun ve iki sinagogun bombalanmalarını gerçekleştirdiler.
Devlet, İstanbul’da birkaç işadamının kaçırılmasından, Beykoz’da bir eve baskından sonra, yarattığı Frankeştayn Hizbullah’ı karşısına alıp tutuklamalara gitti, yargılamalar yaptı.
2009’da sonuçlanan yargılamalarda, sanıklara müebbet hapis dahil çeşitli cezalar verilmişti. Ancak Türk Ceza Kanunu’nda tutukluluk süresinin 10 yılla sınırlandırılma değişikliğinin ardından adli denetim altında kalma koşulu ile salıverilmelerinden sonra kayboldular.
“2000’e Doğru” dergisi “Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezi’nde Eğitiliyor” haberini kapak yapmasından iki gün sonra, Diyarbakır bürosu silahlı saldırıya uğradı. Muhabir Halit Güngen (21) öldürüldü.
Eski bakanlardan Fikri Sağlar da bir gazeteye “ordunun Hizbullah’ı kurup desteklediğini” öne sürmüştü. İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay’ın “oluru olmadan” bölgede, “Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM)” terörle mücadele amacıyla, bir anlamda yeraltı örgütü olarak kurulmuştu.
İki hafta önce ölen emekli Jandarma Albayı Arif Doğan, 2011’de Ergenekon duruşmasında “Hizbullah’ı PKK ile savaşması için kendisinin kurduğunu” açıklamıştı.

***

Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR): Irak ve Suriye’deki Kürt ve Arap silahlı örgütlerin nasıl siyasal yapılanmaları varsa, Hizbullah da Türkiye’de bu alanda aşırı dinci bir kuruluşa yöneldi.
Son yerel seçime katılan HÜDA-PAR’ın, Bingöl’de yüzde 3.07 oranında oy almasından dolayı “Bingöl Hizbullahı” diye de söz ediliyor.
Geçen yıl Ankara’da resmen kurulup 1. Genel Kurulu’nda Mehmet Hüseyin Yılmaz’dan sonra Zekeriya Yapıcıoğlu başkanlığa seçildi. Günümüz yöneticileri HÜDAPAR’ın Hizbullah ile bağlantısını reddediyorlar.

Son bir hafta içinde PKK, yalnızca Yüksekova’da 3 ve Diyarbakır’da 1 askerimizi, ayrıca HÜDAPAR’ın Bingöl Karlıova üyesi Fethi Yalçın’ı da öldürdü. Anımsanacağı üzere PKK, Bingöl’de Emniyet Müdür Yardımcısı Atif Şahin’i, Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu’nu öldürmüş, Emniyet Müdürü Atalay Ürker ile koruması Uğur Atlı’yı yaralamıştı.
PKK, yörede 23 militanının öldürülmesinden Hizbullah’ı sorumlu tutmasına karşılık, HÜDA-PAR da 13 üyesinin PKK’ce öldürüldüğünü öne sürmüştü. Öldürülen Yalçın’ın akrabalarının “intikam yemini” ettikleri bildiriliyor.
Türkiye’de tırmanan dinsel ve etnik mozaik geriliminin boyutlarını irdelemeyi sürdüreceğiz.

Düzeltme: Son yazımızda Abdullah Öcalan’ın saklandığı yeri Kongo yerine Kenya olarak düzeltirim.

Özgen Acar: ‘Tarihin Tekerrürü…’ (6) – İlk Kurşun Gazetesi.

Orijinal haber kaynağı için; İlk Kurşun Gazetesi – İlk Kurşun Gazetesi

Benzer haberler:

    yok