Kategoriler: İnternet Medyası

Hiçbir şeye benzemez halkından korkan diktatörün korkusu..

BQWHxtrCMAE7AFU.jpg largeBQWHxtrCMAE7AFU.jpg largeHalk kelimesini duyunca şeytan çarpmışa dönersin, boğazın düğümlenir yutkunamazsın, göğsün sıkışır nefes alamazsın, avuçların terlemekten vıcık vıcık olur, akıbetinden tir tir titreyerek korkarsın. Halk deyince bir gün linç edileceğin aklına gelir ruhun kararır.
Uykuların kaçar… Canını aldığın her masum rüyalarına girer hesap sorar senden… İktidarın için öldürdüğün her fidanın annesinin feryadı kulaklarında çınlar… Anaların bedduası bırakmaz peşini.. Ruhunu mengene gibi sıkarak boğar iktidarın için döktüğün her damla kan…

Gölgenden bile korkarsın. Tek kalınca ölüm korkusu daha çok sarar bedenini… Bu yüzden her zaman yanında birileri olsun istersin. Soğuk duvarların arkasına saklanarak halktan kendini koruyabileceğini sanırsın. Binaların şatafatıyla egonu tatmin edersin. O kadar acizsindir ki kendine faydası olmayan cansız büyük duvarlardan itibar beklersin.

En yakınlarından bile korkarsın. Oğlunun, kızının, eşinin, kardeşinin sevgisinden bile emin olamazsın. Çünkü çevrendeki herkesin sana diktatör olduğun için saygı duyduğunu bilirsin. Yalakalarla kuşatılmış bir hayatın ortasında yapayalnız yaşarsın. Su içerken bile ‘’acaba zehirli midir’’ diye kuşku duyarsın. Attığın her adımda arkandan vurulma korkusu yaşarsın. Kısacası ne rahat su içebilirsin ne de rahat yürüyebilirsin.

En çok halkın karşısında çıktığında korkarsın. Çevrende binlerce karalar giyinmiş siyah gözlüklülere emanet edersin kendini… Sözde halkın adamı olduğunu her fırsatta vurgularsın ama bir köy kahvesine oturup memleketin efendisi köylülerin arasında gönlünce bir çay bile içemezsin. Çünkü gariban köy kahvecisinden bile ‘’çayıma zehir atmışsa’’ diye korkarsın. Gariban köylülerden bile korkacak kadar acizsindir.

Halkın bir kesimini kendine ölümüne bağlamışsındır ama milyonlarca insan sana düşmandır. Bu nedenle her zaman sana ölümüne bağlı olan, ne yaparsan yap peşinden gelecek olan köleleştirdiğin kesimle beraber olmak istersin. Hayatında kendini güvende hissettiğin tek an kendine bağladığın fakir kalabalıkların arasında olduğun andır ama onların bağlılığına bile kesin olarak güvenemezsin. Her zaman kontrol altında tutma ihtiyacı hissedersin, açlıkla imtihan ederek kendine sadık kalmalarını sağlarsın.

Kalabalıkların coşkusundan, tepkisinden hiçbir şeyden korkmadığın kadar korkarsın. Her sokak eylemini kendine yapılan bir darbe girişimi olan görürsün. Çünkü karşındaki ismini duyduğunda yutkunamadığın halkın ta kendisidir. Genci, yaşlısı, emeklisi, işçisi, memuru, çiftçisi… İktidarını korumak için ezdiğin herkes karşında tek vücut olmuş meydanlarda haykırmaktadır.

Ezilenlerin sesini duyduğunda çılgına dönersin. En çok böyle anlarda içindeki nefret duygusu dışa vurur. Şiddete en çok böyle anlarda başvurursun. Sen onları susturmazsan onların seni susturacağı aklına gelir korkarsın… Korktukça daha çok şiddet uygularsın. Ta ki muhalif tek bir kişi bırakmayana kadar
Vatana, millete karşı işlediğin her suçun hesabının bir gün sorulacağından korkarsın. En çokta bu yüzden iktidardan düşürülmekten korkarsın. Eğer bir gün iktidarı kaybedersen sıradan bir suçlu gibi yargılanmayacağını, kimsenin ödemediği büyük bedeller ödeyeceğini bilirsin. Yargı deyince ruhunu büyük bir korku kaplar. Siyah cübbelilerden çok korkarsın. Bir gün bir siyah cübbelinin kalemini kıracağı gelir aklına… Bu nedenle kendi kalemin kırılmadan tüm siyah cübbelilerin kalemini kırmak istersin
Kan kokusu hiç burnundan gitmez. Nereye gidersen git kan kokar. Kendini korumaya aldığın o büyük şatafatlı zindanının duvarlarından bile kan damlar. İçtiğin suda bile kan kokusu vardır. İktidar için canına kaydığın masumların kanının kokusudur bu… Ellerin her zaman kanlıdır. Hiçbir sabun ellerindeki kanı temizlemeye yetmez. Zemzemle bile yıkasan mazlumun kanı temizlenmez

Her şeyin sahibi benim, ben ne istersem o olur dersin ama tuvalete bile giderken korkarsın. Her yerde yanında siyah gözlüklülerden mutlaka vardır. Arabanın camları bile kapkara zırhlarla kaplıdır. Güneşin sıcaklığına, denizlerin maviliğine kara zırhların arkasından bakarsın. Şöyle arabanın camından başını uzatıp rahat rahat boğaz kokusunu içine çekemezsin. Çünkü başını camdan uzattığında bir kurşunla kafandan vurulacağını düşünerek korkarsın. İhanet ettiğin memleketin kokusunu gönlünce içine çekmek haramdır.

Ne kadar korkarsan kork!.. Korkularını bastırmak için ne yaparsan yap bir gün korktuğun başına gelir. Ezmeye, sindirmeye, yok etmeye çalıştığın halk tarafından devrilirsin. Hem de her şeye sahip olduğunu, zirveye çıktığını düşündüğün an bir anda devrilirsin. Ne arkasına sığındığın soğuk duvarlar koruyabilir artık seni, ne de çevrendeki yalakalar… Güçlüyken önünde el pençe divan duranlardan ilk tekmeyi yersin. İşte bu yüzden hiçbir şeye benzemez halkından korkan diktatörün korkusu ama korkunun ecele faydası yoktur. Er ya da geç her diktatör korktuğu halkı tarafından yıkılır…

Barış Atagün
İLK KURŞUN

Hiçbir şeye benzemez halkından korkan diktatörün korkusu.. – İlk Kurşun Gazetesi.

Orijinal haber kaynağı için; İlk Kurşun Gazetesi – İlk Kurşun Gazetesi

Benzer haberler:

    yok